başörtüsü denilen şey; bu coğrafyanın ananesidir. bulgarlar da takar, romenler de takar, ruslar da hatta italyanlar da. kadın evlenince sokağa çıkarken başına bir örtü bağlar; hani "başı bağlı" diye bir terim var; işte burdan gelir.
türban denilen şey ise bu yüzyılın kafa örtme modasıdır. dini bir olayı modayla bağdaştıran, ibadetini donna karan, prada, vakko gibi markalarla yapar insanlar. kafasına saçını örtmek ve erkeklerin dikkatini çekmemek için bu eylemi yapanlar, normalde saçlarıyla çekeceklerinin 10 katı dikkat çekerler. bir de kalçalarını olduğu gibi dışarıda bırakan o pardesüyle topuklu ayakkabı kombinasyonu yapıldı mı, tamam. son derece dini bütün bir kıyafet haline gelir türban.
türban; dini bir kıyafet falan değildir. olamaz. dinin modası olmaz. güzel görünmek için dini kıyafet kullanılmaz. bu bağlamda türban bal gibi birilerinin sembolüdür.
baş örtüsü tamamen kapanma amacı gütmeden de takılabilen örtüdür. saçın belli bir kısmı örtülür ve saçın görünmesi büyük bir sorun değildir. türban ise tepede bir kafa daha varmış gibi gösteren boyun ve kafayı tamamen saran örtüdür. türbanı kimileri siyasete alet eder, kimileri sadece allah'ın emri olduğuna inandığı için takar.
başörtüsü ile türban arasında fark yoktur, kendini kandıran yüzeysel insan vardır.. çünkü insanların kültablasına, kapı koluna x, y veya z ye inanma hakkı vardır ve bu doğrultuda yaşam özgürlüğü.. kimileri inandıkları için sarı renkte ayakkabı giymeyi tercih edebileceği gibi kimileri tavşan eti yememeyi kendisi için uygun görebilecektir.. bunların doğru ve yanlışlığını tartışmak medeniyet ile isa nın doğuşu arasındaki zaman diliminde ne kadar yol alabildiğimizin göstergesidir.. kısacası isteyenin istediğini giymesi özgürküktür.. anladığım kadarıyla bu özgürlüğü sindiremeyen farklı toplumlar mevcut.. mesela cinsel tercihlerinden dolayı bazı ülkelerde insanlar idam edilirken bazı ülkelerde onur ve gurur kaynağı olmaktadır ama doğru herkesin bildiği gibi tektir fark sadece kültür ve algı farkıdır..
kafaları basmayanların yada ısrarla allah ve resuluna savaş açanların birtürlü kabul etmedikleri ve anlamadığım, allah(c.c)kadınlara ziynet diye hitab ettiği halde halen kadınların bu güzide sözün kendilerine söylendiğini kabul etmeyerek örtünmeyi red ettikleri ve açıkça ayete ters düşerek hesaba çekilinecek o günde kendilerini zora sokacaklarını bilmeden halen türban baş örtüsü yada adını ne koyarsan koy bunun hakkında akla gelmeyecek şeyleri göstererek arada farklar sayılan saçma sapan bir muhabbetten ibaret bir durum.
ahmet hakan coskun'un bugun hurriyet gazetesinde, kose yazisinda irdelemis oldugu ve hakkinda kendince son noktayi koydugu konudur.
--spoiler--
Türban ile başörtüsü arasındaki 12 fark
BiR Türban eğitimli, genç ve şehirlidir. Başörtüsü ise kırsal, yaşlı ve eğitimsizdir...
iKi Başörtüsü gevşektir; bazen yarım olur, bazen tamamen çıkar... Türban ise katıdır; bir takılır, bir daha asla çıkmaz.
ÜÇ Türban geçişken özelliklidir; türbanlı annenin kızı da türbanlı olur... Başörtüsü ise geçişken değildir; başörtülü annenin kızı başını örtmeyebilir.
DÖRT Türban bir bilincin eseridir. Başörtüsünde ise bilinçten ziyade bir alışkanlık rol oynar.
BEŞ Türban modernleşmenin göstergesidir... Anneannesi gibi örtünmek istemeyenlerin bulduğu modern bir formdur... Başörtüsü ise anneannelere özgü bir formdur ve bu açıdan gelenekseldir.
ALTI Başörtüsü biraz yaşlı işidir... Türban ise genç işi...
YEDi Türban bir ısrarın ifadesidir... Bir türbanlı, türban takarak, "Eğitimli de olsam, şehirli de olsam, zengin de olsam başımı örteceğim" demektedir... Başörtüsünün ise bu türden ısrarlarla hiç işi olmaz.
SEKiZ Türban, politik bir tercihe de gönderme yapar... Başörtüsü ise politikayla pek ilgilenmez.
DOKUZ Türban eğitimli bir insanın dine yaptığı vurgudur... Başörtüsü ise "Biz anadan atadan böyle gördük kardeş" vurgusu taşır.
ON Başörtüsünün "şık olmak" gibi bir derdi yoktur. Türban ise bir tür "şıklaşma" çabasının ürünüdür.
ON BiR Başörtüsü takmak teknik olarak çok kolaydır. Eşarbı çene altından şöyle bir bağlamak yeterlidir. Türban takmak ise zordur. Bir sürü toplu iğne ile şekil yapmayı gerektirir.
ON iKi Türban formundan fantezi çeşitler üretmek mümkündür... Başörtüsü ise fanteziye uygun değildir.
Türban cesaret kazandı
BiR kamuoyu araştırmasıyla memleketimizdeki türbanlı kadınların sayısındaki artış oranını saptamak mümkün müdür?
Bana göre değildir...
Çünkü...
"Türban" ve "başörtüsü" ayrımını biz yapıyoruz.
Oysa...
Başını örtenlerin büyük bir kısmı açısından böyle bir ayrım söz konusu değil.
Başını "türban" formunda örtüp de, "başörtülüyüm" diyen çok kadın var.
Bu durumda...
Yapılan bir araştırmada...
"Siz başınızı nasıl örtüyorsunuz? A- Türban... B- Başörtüsü" şeklinde sorulan bir soruya...
Başını "türban" şeklinde örttüğü halde "B" seçeneğini tercih ederek yanıt verenler çıkar.
Yani...
Tarhan Erdem’in araştırma yöntemiyle, "türbanlıların sayısı"nı saptamak mümkün değildir...
Bu yöntemle olsa olsa "Ben başımı türban formunda örtüyorum" diyenlerin sayısı saptanabilir.
Tamam, bu da sonuçtur ama bu sonucun yorumu farklı olur...
O zaman, "Eyvah! Türbanlıların sayısı amma da artmış" demek yerine...
"Eyvah! Türbanlılar amma da cesaret kazanmış" denir...
Sonuçta ikisi de kaygıdır ama arada mahiyet farkı vardır.
insanlarin ne giydiginden size ne lan! birakin insanlar istedigini giysin! isterse kafasina cuval gecirip oyle dolassin, size ne! siz buna ister turban deyin, isterse baska sey. ama birakin insanlari... ulan gubidikler! ne diye bu kadar kasiyorsunuz! ne diye insanlarin giydiklariyle bu kadar cok ugrasiyorsunuz! koskoca devlet kamu kurulusuna turbanli girince yikilacak mi lan! asil bu tur davranislarla asli vatandaslarinizi devletten sogutuyorsunuz. kendi kendinize dusman kazaniyorsunuz. bunlara hic gerek yok. birakalim insanlar istedigini giysinler/taksinlar. siz de buna ister turban deyin, isterse basortusu...
dinin sembolize edilip, şovenizmle buluştuğu noktadır türban. kimileri biyerlerini örttüklerini düşünseler de başka yerlerini açtıklarının farkında olamamaları durumu da türban takmadır. yani dinin kullanılmasıdır ... ayıptır, kakadır.
ulusalcılarımızın artık yüzde 15 gibi komik oranlara bel bağlayarak varlığını ölesiye savundukları farklardır.
bu kadar düşük yüzdelere muhtaç kalacak kadar argüman mahrumiyeti çeken adamlar değildiniz siz. yazık, çok yazık hakkaten. üzülüyorum sizin adınıza.
tabi bir de şöyle bir komedi var: 22 Temmuz seçimlerinden iki gün önce yayınladığı ankette akp yi yüzde 48 oy oranı ile birinci gösteren tarhan erdem'e pervasızca sövenler, şimdi kalkmış aynı adamın araştırmasını mutlak doğru addederek "türban siyasi simgedir" minvalinde seyreden zırvalıkları önümüze boca ediyorlar ki oldukça manidar bir hareket tabii.
türban apaçık ve aleni ve de kasdi olarak kullanılan, aynı hitler in gamalı haç ı, faşist mussoli ninin çubuk demeti gibi siyasal ve ideolojik bir dayatma simgeesidir.
başörtüsü ile ikisinin de kafaya sarılması dışında uzak yakın bir ilgi, ilinti yoktur. başörtüsü bir ideolojiyi dayatma ve çıkar sağlama amcıyla takılmamaktadır çünkü.
günlük yaşamında geçim derdinden başka derdi olmayan necip türk halkının beynini karıncalandırmak ve rant elde etmek amacıyla ortalığa serpilen farklardır.
Türban ile başörtüsü arasındaki farkları ortaya çıkarmak gruplaştırmanın, kamplaştırmanın dik alasıdır. Beyin kıvrımlarına yapılan psikolojik harekattır.
Bir insan başını ya örter ya da örtmez. Türban da taksa, kesekağıdı da geçirse durum değişmez.
Kim nasıl istiyorsa öyle gezmelidir. Kamusal alana türbanlıların sokulmaması, iranvari bir rejimin gelip ortalığın a.k. korkusundan kaynaklanmaktadır.
Halkı halktan korumak gibi bir kavramı dünya tarihine kazandırmış bir milletin evlatları olarak kendi kendimi yiyip bitirmekteyiz. Bu bir intihardır.
Millet olarak en büyük hatalarımızdan birisi içerik yerine şekle önem vermemiz, diğeri de kavramlar arasında boğularak asıl olanı göremememizdir.
Bu ülkenin sahibi kimdir? Büyük çoğunluğu oluşturan müslüman kesim mi yoksa islamiyetten korkan sözde aydınalar mı? Atatürkçülük kisvesi altında toplumun altını oymaya çalışanlar mı? Kendi inancını paylaşmayanları düşman olarak algılayan yobazlar mı?
Yoksa kimseyi inancından dolayı yargılamayan, vatandaş olmanın bilincinde olan ve Türkiye Cumhuriyeti'ne gönülden bağlı olan türk vatandaşları mı?
Kemolofaşist bünyelerin uydurdukları bir ötekileştirme biçimi.Bu ayrımı yaparken biz aslında analarımızın başörtüsüne karşı değiliz biz islami bir davranışı yermiyoruz derler.
Bu ucuz çakallığın açıkça modern bir başörtüsü bağlama biçimine türban diyerek ötekileştirmeye çalışıyoruz.Yoksa bu aşağıladağımız karikatürüze ettiğimiz evimize gelen temizlikçi kadın, tarlada çalışan köylü kadın, haddini bilmeyip bizim doğuştan gelen hakkımız olan nimetlere ortak olmaya modern alanlara girmeye çalışacakalar demek ouyor.O temizlikçi kadının kızının BAşörtülü sekreter, doktor, mühendis, sosyolog, modacı olması onlar için dayanılmaz bir acı veren birer tecavüz simgesidir yaşam alanlarının ellerinde alınmasıdır.
Laisizmle özdeşleştirlmiş modern kast ın fetiş mekanlarında olan bağdat caddesinde çarşafalıyı zaten geçtim türbanlı bir kızın görülmesinin insanlarda doğurdu nefret buraya bile geliyorlar buna bile cesaret ettiler düşüncesidir.(Caddeye yaklaşmayı aklında bile geçirmeyen bu kızların göztepe minibüs caddesinde arkalarında ninja, yobaz,sıkmabaş diye bağırıldığına, yanlarından geçen kokana teyzelerin yüksek sesle "turbanından tutup yerde sürüyeceksin bu yobazları dediğine çokça şahit olmuşumdur)
her iki olay da kuran-ı kerimde acıkca şart koşulmamıştır.
sadece kadınların ibadet ederken örtünmesi buyrulmuştur.
bu nedenle 2 side gereksiz yere abartılmakta ve siyasi rant elde etmek icin kullanilmaktadir.
edit ; he şunuda söylemek gerekirse , isteyen istedigi gibi örtünür , kendi şahsi görüştür karışılamaz, lakin devletin yasak koydugu yerlere de ille de sokacam tarzı düşüncelerle gelenler , devlete karşı gelmiş olmak suretiyle kesinlikle cezalandırılmalıdır.
tarhan erdemin anketindeki yüzde 70'e yakın oranın dini inanış derken yüzde 15'in siyasi eğilim demesini kendilerine baz alan matematik özürlüler varken bu ülkede, sağlıklı bir şekilde anlaşılamayacağı belli olan farklardır. ayrıca birileri hala sorunun soruluş biçimine dikkat etmiyor, gelip soruyu soran zaten sizin kafanızdaki şeyin türban olduğuna kendisi karar vermiş ve size saçmasapan bir soru soruyor. şıklarda "benim için ikisi de aynı" yı göremiyoruz zaten, anket de amaç veya araç olma arasındaki seçimini yapmış görünüyor böylelikle. zaten başörtüsü ile türban arasındaki fark da herkesçe farklı anlaşılıyor. bildiğimiz yasakçılar bunu direkt siyasi simge üzerinden yapıyor, sosyologlar köylülük-kentlilik arasındaki farkı vurguluyor (tabi bu köylülerdeki başörtüsü ile şehirdeki kadının baş örtme stili arasındaki fark sadece), daha bir işin içinden olanlarsa takvayı gösteriyor (hani baş örtüp altta pantalon/ceket olması ile baş örtüp alta da pardesü giymek).
işin aslına gelirsek bu türban/başörtme sorunu ilk çıktığında üniversiteye alınmayan kızların hemen hemen hepsi baş örter altına da pardösü giyerdi. baş örtüp altına ceket/pantalon giyme gibi modernleşme son 10 yılda meydana çıkmıştır, işin içinden olmadan, ciddi gözlemlerde bulunmamış kişilerce atıp tutulan yorumlara, manipülatif anketlere bel bağlamak yanlıştır. şu an türban-başörtüsü-tesettürde sapla saman iyice birbirine karışmıştır ama bu karışıklık en başta müslümanlar içindeki farklı akımlara dayanıyor. aslına bakarsanız herşey en başta "takva" da ayrımlaşmış durumda, başörtüsü için kariyer/üniversite vs herşeyi feda edebilen birisi ile başını açıp okuyan birinin takvası arasında fark olabilir, tabi bunu allah bilecektir ancak feda edilen şeylere bakıldığında kimde daha sağlam bir takva olduğu konusu biraz gün yüzüne çıkıyor.
ama kimse kimseyi suçlamıyor zaten takvalısın takvasızsın dinlisin dinsizsin diye, olay birbirinin yaşam alanına müdahale etmeye çalışanlarda bitiyor. belki ipler dindarların eline geçse yasakçıklar dindarlar olacak birgün gelince, ama varsayımlar üzerine yorum yapmak türkün kaderi olmamalı, günümüzün gerçeği: ezenler laikçiler, ezilenler başı örtülü olanlar. bu kadar açık ve seçiktir.
günümüzde 'türban' artık bir ideolojinin simgesi de değildir - ki eskiden en azından bir amaca hizmet ediyordu kendi çapında (!) ama şimdi alllı pullu, yeşilli , morlu parlak kumaş, renk ve çeşitleriyle ilgiyi kendine çekme aracı, bir moda malzemesi oldu.
efendim dikkatimizi son kez bu konuya cebredenlerin(!) sandığının aksine herhangi bir tehakküm(!) sözkonusu değildir.
her ne kadar insanların böyle toplumsal olaylarda yorum yapması için biraz bilgi sahibi olması gerektiğini düşünsemde, bu ortamda bazılarını okuyup gülmekten de zevk almıyor değilim.
tanım: turban ile bas ortusu arasindaki değişiklikler.
okunan gubik yorumlara göre çıkarılan birinci sonuç şudur, bir kişi başını neyle örtmek isterse örtsün, bunun meşru olması için öncelikle anne, sonrasında da nine olması gerekmektedir. bekarlar, çocuksuz bayanlar hiçbir şekilde örtünmemelidir. bu yorumlara göre başörtüsü siyasi simge değildir, ne güzeldir. türbansa siyasi simgedir, tü kakadır. ha ama başörtüsüyle üniversiteye falan girilebilir mi? yok, girilemez hem zaten anne olmuş nine olmuş kadının üniversitede işi ne gitsin evinde otursun. bu, devletimizin aile mefhumunu korumak üzere oluşturduğu bir yasak zaten, anlayamıyorlar ki... bizim devlet türbana, başörtüsüne karşı değil, anne-nine olmayanların başlarını örtmesine karşı...
tarhan erdem'in son yaptığı araştırmada çok daha iyi anlaşılacak farklardır.
aslında tipik, basit ve olağan cevabıyla; biri siyasi simgedir, diğeri değildir.
şimdi türban savunucuları -en azından sözlüktekiler- tarafından reddedilir.
tarhan erdem'in araştırmasına göre; "baş örtüsü yerine neden türban takıyorsunuz?" sorusuna cevap verenlerin %68'i, islamın emrine uyduklarını -bakınız soru neden başınızı örtüyorsunuz değil,"baş örtüsü yerine neden türban takıyorsunuz?" yani 1970'lerden önce islamiyetin kuralına uymuyormuş kadınlarımız-, %14,9'u siyasi eğilimlerini gösterdiklerini, %7,4 çevreyle uyum için (bkz: mahalle baskısı), %3,1 namuslu olduğunu göstermek için, %2,1 kendini korumak.
efendim, diyoruz ki, resmi alanlarda türban neden yasak? cevabı veriyoruz türban siyasi bir simge olduğu için.
şimdi türkiye'de soruyoruz, neden kravat takıyorsunuz? bu soruya %14,9 gibi bir oranı geçtik %1'lik bir kesim bile çıkıp "siyasi eğilimimi göstermek için" cevabı vermez. neymiş, türbanın siyasi bir materyal olduğu açıkmış, üzerine türban konusunda "çevreyle uyum" adı altında mahalle baskısı hisseden şahıslar da mevcutmuş -hani lan insan hakkı?-
bazı dangozlar çıkabilir "hede hödö, %68 islamın emri demiş, gerisi fasa fisodur zart, zurt" tabi alışılmış "çoğunluğun azınlığa tahakkümü" gibisinden laflara, seçim dönemlerindeki yüzdelik dilimdeki büyük olan sayılara kafalar takılmış... soru "neden başınızı örtüyorsunuz?" değil ya da "neden türban takıyorsunuz" değil, "baş örtüsü yerine neden türban takıyorsunuz?" dikkatinizi son kez celbetmek istedim... türban takanların %14,9'u delikanlıca çıkıp "siyasi eğilimimi göstermek için" diyebiliyorsa, bunun toplumda açık ve net şekilde siyasi bir simge olarak görüldüğü ortadadır.
edit: yanlış yazılan kelimeler, verilen ayar üzerine düzeltilmiştir.