tutunamayanlar

entry781 galeri20 ses1
    456.
  1. Bu hayatta kaybeden olmaktan daha kötü bir şey varsa o da tutunamayan olmaktır.

    Zira kaybeden kazanmanın künhüne varmıştır bir kez. Yeniden başlayabilir. Yeniden kazanabilir.
    Ama tutunamayan ezeli ve ebedi kaybedendir aynı zamanda.
    2 ...
  2. 455.
  3. 454.
  4. insanın yüreğini bazen mengene gibi sıkan bazense içinden yanık kokuları yükselten bir anı/ anıyı çağrıştırıp gönlüne bir kova su döken kitap.

    öyle ince bir mizahı var ki, okurken gülümsediğin ve nereden çıktığını anlamadığın yerlere savrulduğun oluyor.

    ama zor kitap, çok zor kitap hem de. kendimden bir şeyler buldum, bulmasam mümkün değil ilerleyemezdim zaten ama; en çok da kendine anlatırken bile sıkıldığın, rahatsız olduğun durumlar vardır ya, onu sana zorla anlattırması, düşündürmesi zorladı beni.

    --spoiler--

    özellikle de Turgut'un Selim'in intiharını öğrendikten sonra yaşamına devam etmesi ve bu yüzden kendini suçlaması çok tanıdık bir histi benim için.

    ve tabii ki olric... kitabın en iyi bölümleri, olric ile Turgut'un dolu dolu geçen son yolculukları ve Selim'in günlüğü kısmıydı bence.
    --spoiler--

    "azım olric... azımsanıyorum. azım sanıyorum..."
    4 ...
  5. 453.
  6. bir dönercinin döner bıçağını tutamayıp yanlışlıkla kızını doğradığını anlatan kitap.
    0 ...
  7. 452.
  8. --spoiler--
    Cennet, muhallebiden duvarlar demek değildir sayın yetkili! Cennet, insanların birbirlerini dinlemeleri demektir! Birbirlerine aldırmaları, birbirlerinin farkında olmaları demektir. Sen beni dinleyeceksin sayın yetkili. Benim reyimle oraya geldin; bana kulak vereceksin. Yanımdan hışım gibi özel muhafızların ve kurşun işlemez camlı arabalarınla rüzgar gibi geçmeyeceksin. Öyle sahte bir samimiyet de istemiyorum, benimle el sıkışırken resimler çektirmen gereksiz..
    --spoiler--
    2 ...
  9. 451.
  10. son yıllarda ergenlerin hoşuna gitmesiyle sürekli yargılanan eserdir. hayatında okuduğu ilk kitap tutunamayanlar olan bir kişi tarafından tam olarak algılanamaz. içindeki geniş edebi kaynaktan birkaç söz anlayıp yine de sever bu ergen kişi. her ergenin kendini tutunamayan sanması da aynı sebeplere dayanır. içinde bir-iki disconnectus erectus özelliği bulan her ergen kendini bu türden biri sanar.

    gelelim olayın asıl yüzüne:

    selim ışık denen karakter en bilindik ve sevildik tutunamayandır bu ergenlerce. aklımda kalan bir cümlesini paylaşıyorum izninizle: ''ben tutunmayı bile becerememiştim.'' halbuki efendiler, çok da güzel becermişti tutunamamayı! burhan'dan, metin'den, süleyman kargı'dan pek az farkı vardı. onlardan daha romantik ve daha bir arayış içerisindeydi sadece. ve onlardan daha çocuk. bu da onun tutunamayan namını elinden alan bir durumdur.

    kitabın asıl tutunamayanı turgut özbendir, hiçbiriniz fark etmese de. işte gerçek bir ''tutunamamayı bile becermiş kişi''. ne olduğunun hiç ama hiç farkında olmayan, selim'in geçmişinin peşinde koşup duran, kendi iç acısını daha tanıyamayan, gündelik işlerle yorulup duran, kayda değer hiçbir şeyi olmayan, basit bir örnek olarak ''kitap okumayı hep planlayıp, sürekli baştan bir kitaba başlayıp, 5-10 sayfa dahi olmadan sıkılan'' bu şahıstır gerçek tutunamayan!

    yani dostlarım elbette ki ben de sizdenim diye bağıran hiçbir ergen elbette ki tutunamayan olamaz.

    bir yandan da dostlarım her insan biraz tutunamayandır.

    o yüzden bırakın hala bu yok sen tutunamayan değilsin, yok şu tutunamayan değil, yok ben tutunamayanım demeleri. zira ne oğuz atay ne de bu büyük eseri sizin seviyenizde değildir.

    kitabı okuyun, sizden parçalar bulduğunuzda ister hüzünlenin ister gülün, hazzını alın ve sonra o sıradan hayatlarınıza devam edin.

    saygılar ve sevgiler.
    1 ...
  11. 450.
  12. --spoiler--
    Bir gün ölürse, ona bu vatan bir mezarlık yer verecek.
    Oturdu bir destan yazdı; kendini yerecek.
    Sazını ve cesaretini aldı eline (bütün cesareti,
    Daha kötü şeyler olması korkusundadır.)
    Canını dişine takarak,
    Yazılmış eski destanlara bakarak,

    Sözü uzattı durdu.
    işte şöyle buyurdu:
    Numanoğlu Selim derler adımız
    Gürültüye geldi her feryadımız
    Nedense tamamdır itikadımız
    Dikilen her kumaş bol gelir bize

    Çocukken güneşin tadın bilmedik
    Büyüdük kadının adın bilmedik
    Bizi anlayacak kadın bilmedik
    Sevgisiz bir hayat çöl gelir bize

    Bize öğretilen her söze kandık
    “Yasaktır” “Memnudur” dendi, inandık
    Hep “Girilmez” levhasına aldandık
    Bu tutulan, yanlış yol gelir bize

    Benim cefalı yârim kafamdır
    Divanda düşünmek bütün safamdır
    Mülkiyet benimçün büyük evhamdır
    Senin olanları nideyim gayrı

    Dostun vefalısı bütün isteğim
    Kız peşinde olan dostu nideyim
    Her an yaşamalıyım kendi gerçeğim
    Kendi içimdeki indeyim gayrı

    Dostlar dedi: bu can bizden değildir
    Düşman kırdı, oysa buzdan değildir
    Gene de herhalde bizden değildir
    Çare yok dünyadan gideyim gayrı
    Bana ilham getirdin
    (Hem de yaktın bitirdin)
    Ey! Elesius dağlarından esen rüzgâr
    Kıssamız burada biter
    Bu kadar.
    --spoiler--
    0 ...
  13. 449.
  14. -unutma, tutunamayanlar tutunanları asla tutmazlar.
    2 ...
  15. 448.
  16. Oğuz Atay'ın müthiş postmodern romanıdır.
    0 ...
  17. 447.
  18. Şu sebeplerden dolayı okunması gereken kitap:

    - Genel kültürünüzü arttırır. hiç duymadığınız şeylere merak salmanıza yardımcı olur.
    - çok tatlı bir üslubu, inanılmaz ince bir mizahı vardır.
    - kendinizle özdeşleştireceğiniz pek çok şey bulabilirsiniz.
    - konuşmanızda ve olayları anlatmada bir açılma hissedersiniz

    şu sebepten dolayı okunmaması kitap.

    - zararlı bir kitaptır. bir anda yaşama sevincinizi alıp sizi depresyona sokabilir.
    0 ...
  19. 446.
  20. Türk edebiyatının en derin yazarlarından biri olan Oğuz Atay'ın ilk romanıdır... insan psikoloji üzerinde fena etkiler bırakabilmektedir.. Bir nefeste okursunuz bir ömür etkisini yaşarsınız... Ayrıca Selim, Turgut ve Orlic gibi çok değerli karakterleri tanıma şansı verir...
    1 ...
  21. 445.
  22. oğuz atay'ın kitabıdır. bugüne kadar üç kez okudum, oğuz atay ın içinde geçtiği her şeyi okuduğum gibi. okuyanlar için artık insanlar tutunamayanları okuyanlar ve okumayanlar olarak ikiye ayrılır. okuyanları kendinize daha yakın hissedersiniz. bambaşka bir insan gibi görünebilir size. aynı okuyanların gözünüzde farklılaştığı gibi okumayanlar da eksik gelir size. hakkında hiçbir şey bilmeyip atan tutanlara da gülersiniz içinizden. her okunduğunda farklı bir noktası dikkatinizi çeker. her ayrıntıyı o an ki ruh halinizle algılarsınız. bu yüzden bir kere okunup bir köşeye atılmamalıdır. hayatın belirli dönemlerinde okunmalıdır. ve isteseniz de istemesiniz de hayatınız tutunamayanları okumadan öncesi gibi olmaz. belki çocuğuna günseli ismini koyan herkes yada koymayı düşünen herkes hayatında bir defa selim ışık olmuştur. aynaya baktığında çok kez selimleşmiştir. keşke herkes okusa ve kimse okumasa.
    1 ...
  23. 444.
  24. hala okuyamadım hala. okuyan nasıl okuyor diye sorup duruyorum kendime şuan.
    0 ...
  25. 443.
  26. oğuz atay eseri. Okuamadım henüz ama o da olacak.
    0 ...
  27. 442.
  28. Oğuz atay'in kitabıdır oldukça kalındır yer yer altıni çizeceğimız ilgi çeker sözler vardir kitabın içinde.
    0 ...
  29. 441.
  30. "şarkısı yarıda kaldı, aklı da karıda kaldı, sebep olanların gözü kör olsun. "
    0 ...
  31. 440.
  32. bir türlü okuyamadığım kitap.
    0 ...
  33. 439.
  34. genellikle tutunabilenlerin okuduğu kitap.
    2 ...
  35. 438.
  36. hakan günday'ın "az" romanında, karakterlerden biri olan derda'nın başucu kitabı.
    1 ...
  37. 437.
  38. iki yıldır okumaya çalıştığım kitap.
    100'cü sayfaya falan yaklaştım, yaklaşık 5 kere falan en baştan başladım. ya ben çok salağım ne oluyor anlamıyorum, yada diğer insanlar gerçekten kıvrak zekalı.
    0 ...
  39. 436.
  40. --spoiler--
    "selimin içgüdüleri iyi gelişmemişti. çıkarını pek bilmezdi. oysa... çıkarını düşünmeyenler unutulacaklardır. her olayda bir kenara çekilenler gerçekten de bir kenarda kalacaklardır. yaptıkları işlerin gizli kalmasını isteyenler, bunda başarıya ulaşacaklardır. kimse onların varlığıyla tedirgin olmayacakır. bir gün öldükleri zaman, arkalarında küçük bir iz, bir anı, bir gözyaşı, bir eser bırakmadan yok olacaklardır. gazatedeki ölüm ilanı bile, yedinci sayfada bir kenarda kalacak, kimsenin gözüne çarpmayacaktır. hayattan bir çıkarı olmayanların, ölümden de çıkarı olmayacaktır. ölüm bile onların adlarını duyurmaya yetmeyecektir. herkesin mezarında güller ve menekşeler büyürken, onların mezarlarını ot bürüyecektir. mezarları bir kenarda kalmasa bile, büyük ve muhteşem anıtların arasına sıkışıp kaybolacaktır. cennetteki muhallebicide de garson onlarla ilgilenmeyecektir. ağız tadıyla bir keşkül yiyemeden masadan kalkacaklardır. gene de garsona bahşiş bırakmak zorunda kalacaklardır. hayattan çıkarı olmayanların hayatı, çıkmaza sürüklenecektir. kendini beğenmişliğin cezasını daha bu dünyadan çekmeye başlayacaklardır. sıkıntılarını kimseyle paylaşmayı bilmedikleri için, yalnız başına ıstırap çekeceklerdir. duygu alışverişinden nasipleri olmayacaktır. duygusuz, hareketsiz, tatsız bir hayat yaşadıkları sanılacaktır. ıstırapları, ne yüzlerindeki çizgilerden, ne de saçlarının beyazlaşmasından anlaşılacaktır. çektikleri acılarla, yüzlerinin buruşmasına, saçlarının beyazlaşmasına izin verilmeyecektir. güldükleri zaman sevinçli, ağladıkları zaman kederli oldukları sanılacaktır. hayattan çıkarları olmadığı da asla kabul edilmeyecektir. böye bir yanlışlığa düşülmeyecektir. aslında, hayattan çıkarları olduğu ispat edilecektir; çıkarlarını korumak için canları çıktığı halde, bunu beceremedikleri için çıkarlarıyokmuşdabirşeybeklemiyormuşcasınagillerden göründükleri yüzlerine vurulacaktır. onlarda bu saldırılara bir karşılık bulamayacaklardır. kendilerini yokladıkları zaman, bütün ileri sürülenlerin gerçek olduğunu, hayatlarını boş yere harcadıklarını, ne yazık ki artık çok geç kaldıklarını onlar da açık ve seçik olarak göreceklerdir. işte o anda dahi, delice bir harekette bulunmalarına, anlamsız bir hayatı anlamlı bir şekilde bitirmelerine göz yumulmayacaktır. kendilerini öldüremeyeceklerdir. onlara anlatılacaktır ki, böyle bir davranış bütün yaşantılarıyla çelişki içindedir, gerçekle bir ilgisi yoktur: kendilerini öldürürlerse, onlar hakkında varılan isabetli yargıları çürütmek için gene boş bir çaba göstermiş olurlar. bu hiçbir şeyi değiştirmez. onlar, bu rezilliğe de katlanarak sürünmeye devam edeceklerdir. hayatlarıyla yanlış olanların ölümleriyle doğru olmalarına imkan var mıdır? hayattan çıkarı olmamak, hem tanrının hem insanların gözünde affedilmez bir suçtur, gelişip yayılmaması için her türlü tedbir alınacaktır. bütün tarih, bütün iktisat, bütün sosyoloji, bütün psikoloji, kısacası bütün lojiler, hayatın çıkarcılığa dayandığını göstermek için yırtınacaklardır, yırtınmalıdırlar. "ben çıkarıma bakarım" diyeceksiniz, bunun için "babamı bile tanımam" diyeceksiniz. kimseyi tanımayacaksınız; hele hayattan çıkarı olmayanları hiç!"
    --spoiler--
    0 ...
  41. 435.
  42. itiraf ediyorum bende bitiremedim. kafam karıştı bir yerden sonra. ama bu kitabı her harfine kadar anlama isteği başka hiç bir kitaba karşı bende oluşmadı.
    0 ...
  43. 434.
  44. bu kitabı okuyup bitirebilmiş bir kızla tanışmak için nelerimi vermezdim.

    tanım: genelde bitirilemeyen ve adının "bitiremeyenler" diye değiştirilmesi gereken kitap.
    3 ...
  45. 433.
  46. \"aferin oğlum hamlet sen bu yolda devam et.\"
    0 ...
  47. 432.
  48. türk romanının aldığı en keskin viraj olarak nitelendirilebilir olan kitap. oguz atay ın hastalığının son safhalarındayken kaleme aldığı eserdir. her yaştan her insanın kendinden kesitler bulabileceği psikolojik çözümlemelere sahiptir. dili ağır ve yorucudur. laf kalabalığı coktur ancak mutlaka en az iki defa okunmalıdır.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük