Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır. M.Kemal ATATÜRK'ün de dediği gibi, Türkiye Cumhuriyeti ne iran olur, ne Malezya. Bu tehdit yok demek midir, asla ! En büyük tehdit zaten iktidarda. Unutulmamalıdır ki, %40 larda oy almalarına rağmen, bu ülkenin bir de %60 lık bölümü vardır, o %40'ın içinde para karşılığı satın alınanlar, belediyelerden yardım görenler, akp yalakalığı yapanlar da vardır. Bundan 20 sene önce pkk için de bir avuç terorist, endişeye gerek yok deniyordu. Ama günümüzde görünen o dur ki, biz bugünün işini yarına bırakdıkça, ileride başımız ağrıyor, canlarımız yanıyor, canlarımız yitiyor...
dün bir tartışma programında akp baskısı olsa, bu kadar turist gelmez denildi. Unutmayın arkadaşlar, Suudi Arabistan'a da milyonlarca turist gidiyor. Dünyanın en büyük gökdelenlerin biri malezya'dadır. sırf o gökdelenler için bile milyonlarca turist gitmektedir. Laf oyunlarına kanmayın arkadaşlar.
Ekonomi iyiye gidiyor deniliyor. Gerçekten inanan birileri var mı ?? merak edenler lütfen, hazine bakanlığı'nın internet sayfasına girip, türkiye verilerine bir baksınlar. Cari açık almış başını gidiyor, armatörlere yalakalık yapacağım diye mazot fiyatlarından ötv alınmamakta ama çiftçi neden bana yok dediğinde, anasına dil uzatılmıştır. zengin daha zengin olurken, ben vergilerimle yapılan boğaz köprüsüne hala para ödüyorum.
sağlık sektörü iyileşti deniyor. evet birçok reform yapıldı ama parası olan hangi insan devlet hastanelerine gidiyor. Neden başbakan, bakanlar, devletin ileri gelenleri özel hastanelere gidiyor. Unutmayın arkadaşlar, Atatürk hastalığında bile dışarıya gitmeyi reddedmiş, türk doktorlarına güvenmiştir.
son 20 senedir bu ülkede türban sorunu var diyen; ancak bunu çözmeyen bu iktidar ve bu iktidar yanlıları değil midir ! türbanı siyasi simge haline getirenler, bugün kızlarının üniversitelere girememesinden şikayetçi ! prim yapmak adına, kendi ideolojilerini paylaşan insanlara bile kötülük yapan bir zihniyet.
türkiye dışarıda saygınlık kazanmış denmektedir. daha önce birkaç ay önce değil miydi, danimarka havaalanında ali babacan'ın üzerinin aranmak istenmesi. bu mu itibar ! beğenmediğimiz iran bile ırak'daki terörist kamplarını bombalayabilirken, bu kadar itibarlı bir iktidar neden hala malum yerlerden izin beklemektedir !
şu sözleri unutmayınız arkadaşlar;
Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
amerika birleşik devletleri'ne göre; Dominik Cumhuriyeti, El Salvador, Gürcistan, Honduras, Irak, Litvanya, Filistin, Tanzanya, Zambiya, Botswana, Mauritus, Afganistan, Çek Cumhuriyeti, Arnavutluk ve Letonya ile aynı sınıflandırmanın içinde bulunan türkiye'nin, çok çekindiği endişedir.
günlerdir tartışılan endişedir ayrıca... hangi odaklar tarafından çıkarıldığı bilinmek isteniyorsa, kimlerin faydasına ise o odaklar tarafından çıkarılmaktadır.
türkiye, bırakınız 3. dünya ülkelerini, 5. dünya ülkeleri ile aynı masaya hem de en üst düzeyde -başbakan- oturur... dış politikada kendilerini yere göğe sığdıramayanlar bu küçük düşürücü durumdan memnuniyet duyarlar, ülkemde hiç kimse konuşmaz, "malezya olur muyuz?"
ırak pkk konusunda somut adım atmaz, medyaya "sıcak takip" adı altında bir balon uçurulur... halbuki, sıcak takip için ırak'tan icazet almak gerektiğini hatta ırak'tan öte barzani'den icazet almak gerektiği aşikar olan bir anlaşma metnini ülkem tartışmaz... "türkiye malzeya olur mu?"
türk lirası fed'in kararı ile zaten aşırı değerliyken daha da değerli hale gelmiş, merkez bankası'nın 0.50 puan faiz indirimi yapması kaçınılmaz olmuş, borsa sert bir iniş yapacakmış... ama "türkiye malezya'ya döner mi?"
başbakan, "abd ırak'tan çıkarken ülke topraklarımızı kullanabilir" demiş, ama ülkem "malezya'ya mı döneceğiz" endişesini tartışır.
bu basiretsiz yaklaşımlarla, değil malzeya sudan bile oluruz. iç savaş da çıkar...
türkiye "malezya olur muyuz?" endişesini tartışacağına, türkiye bu girdağtan nasıl kurtulacak onu tartışsın... yoksa türkiye malezya olmadan direkt olarak, suudi arabistan, sudan falan olur.
şimdi problem şudur. aydın emini postaladı ya, hürriyet gastesi iktidar güdümünde değildir mantığı yürütülüyor, aydın ve ertuğrul yönlendirilen tarafından diğer yazarlarda bu mantığı dinimize saldırarak devam ettiriyor. ama bilmiyorlarmıki islama yapılan her saldırı onu yüceltir. geçmişte olduğu gibi..
türkiye,türkiye olmayı başardığında tedavülden kalkacak belirsizlik silsilesinin son halkası,bi'an önce son bulmasını dilediğim hassasiyet kaşıması. öyle ya önce fransa,sonra almanya,akabinde küçük amerika olmaya çalıştık şimdi potansiyel iran ve belki de malezya... evet, ateş olmayan yerden duman çıkmaz ama bu suni gündem yaratan dezenformasyon mühendislerinin ordinaryüsü aydın doğan'ın yine ihalesinin gelmediği ne malum??o eski islamcıların şimdi reelpolitikle cebelleştiği bu dönemde, geçmiş heveslerine ulaşamaycakları gerçeğinin çoktan anlamaları gerekmez mi??hem para görmüş,iktidar görmüş bi güruhun bu konumu sağlama alma uğruna tüm marjinal yanlarını törpüleme gereğini farketmek zorunda olmalarına ne demeli?? sonuç;biz onlara benzetilmekten korkarken bigün bakarız da onlar bize benzemiş. neden olmasın, iktidar böyle bişey değil mi??
bu sorunun türkiye dışında bi yerde sorulsa anlaşılabilirdi. peki ama biz böyle bi durumda bile körelmiş reflekslerimizi harekete geçirmeyip, oturduğumuz yerden beyaz bayrak sallayacaksak türkiye malezya da olsun, iran da olsun ama en önce yazıklar olsun.
#2380300 no lu girdiye istinaden naçizane şunu söylemek isterim;
1. Devletin dini olmaz, bu ne demek; T.C devleti sınırları içinde yaşayan herkes dinini kamusal alanlar haricinde özgürce yaşayabilir demektir. Bu dediğim dinin devlet ile ilgili olmadığını da belirtir, din kavramı insanoğlu ile Yaradan arasındadır.
2. Madem Türkiye Cumhuriyeti'ne "Malezya oldu" diyebiliyorsunuz, siz veya tanıdığınız hanımefendiler sokağa türbansız çıktığınızda size kötü gözle mi bakılıyor? ( ya da tam tersi şekilde)
3. Zaten malezya'da türban -bizimle ters şekilde- sadece kamusal alanlarda zorunludur, kamusal alanlar haricinde türban serbesttir, istemeyen takmayabilir.
yukarıda da görüldüğü üzere üç maddede "türkiye malezya olur mu" sorunsalını halletmiş bulunmaktayız. Yanlış anlaşılmasın, siyasetle alakam yoktur; her türlü fikre açık bir insanımdır fakat bu yersiz endişeler karşısında, insanları sağlıklı düşünmeye itmekten başka bir yol bulamadım, iyi akşamlar...
perihan mağden'in de bugünkü yazısında işlediği konudur. hürriyet gazetesinin bilinçli olarak ortaya attığı bit taştır. ve bana göre en çok bizim değil buna cidden alınan malezyalıların canı yanmıştır. düşünün fransa'da ki halkın acaba türkiye olurmuyuz diye tutuşup endişeli haberler yaptığını, ülkemize gelip bizi çekip bizle haber yaptıklarını. sanki hastaıklı birer varlıkmışız gibi bizi incelemelerini... onuru kırılan malezya olmuştur biz değil. türkiye malezya olacakmıdır peki? bunu da sormaya gerek yok olamayacaktır. bu üniversiteler de ot yetişmiyor arkadaşlar. cumhuriyetçi ailelerimizi de gazlı bezle mi bayıltıcaklar. bir sabah bir uyanıcaz melazya olmuşuz göya... ---radikalden alıntıdır---:
... Ben Korku' ya da 'Pozisyonum Elden Gidiyor mu/Nereye Gidecek Korkusu' demek isterdim. (Hiperrealist bir ressam olarak.)
Şerif Mardin'in Ayşe Arman'la röportajı, imdatları'na yetişti. 'Malezya Olur muyuz Korkusu' ya da 'Mahalle Baskısı Korkusu'nu yaratıklandırdılar. Şıpın işi.
Her gazete kendi ekibini ışınladı Malezya'ya: Oysa herkesin Malezya'sı kendine; burdan da aynı seri (şekilde sıkıcı) zırvaları kampanyalayabilirlerdi.
'Malezya olur muyuz hocam; olmayız deyin rahatlatın bizi' vari bir soru peki, Bayağı 1 Cehaletin Sarıya Boyalı Sahte Özgüvenle Ambalajlanmış Röportajcısının KENDi aklına gelir miydi? Nerden düşünsün Malezya'yı? Ezya'yı? Ya Rüşen Çakır'ın orijinal röportajında geçmiştir Malezya, ya röportaja gitmeden soru hazırlarken ondan bundan-
Ve fakat az röportaj vermesiyle de 'efsaneleşen' 'buz mavi gözlü' Büyük Sosyalok A.Arman'a röportaj vermeyi nasıl ve neden kabul etti ki?
Bir kere Hürriyet'e, özellikle de Prima Donna'sına mülakat vermeyi kabul etmek demek, her neviinden istismar'a açık çek yazmak gibi bi şey-dir; değil mi zaten? Mühür basmaktır? ... perihan maden.
Bir arkadaşım durumu 'Mardin' soyadıyla açıkladı. Kaynanası Mardin'lerden (Betül hanım) ya A.Arman'ın. Yani 'mahalle baskısına' kurban giden Şerif Mardin, her lafının üstün bir indirgemecilikle Hürriyet Korku Fihristi'ne istismar maddesi edilebileceğini bile/bilemeye-
Araya o 'soyadı' girdiği için ya da başka mahalle baskınlarıyla anlaşılan (ya da anlaşılamayan) o abuk röportajı vermeyi kabul etmişti! Şimdi Malezya ayıklasın pirincin taşını.
Türkler BU korkularından da (esasında var olmayan: yapmacık/yaratıklandırılmış korkular) yağmurlu bir günde muşamba kaygısızlığıyla sıyrılmayı bileceklerdir.
türkiyede yaşanılan sağ-sol olayları , alevi-sunni ,turk-azınlık ayrımcılığı , ... gibi konuların ardından aşırı dinci sorunuyla karşılaşılması; halk kafasının ve ülke bütünlüğünün daima ikilemde bırakılmasından dolayı herkesin kafasında olan sorudur .
Elin Amerikalısı ılımlı islam ülkeleri arasında Malezya ve Türkiye'yi gösterdi diye, her zamanki gibi bizim abartmacı basının üzerine çok gitmesiyle büyüyen olaylar zinciridir... yaw kardeşim haberlerde, yazılarda falan öyle bahsediliyor ki kendimi başka bir ülkede yaşıyor hissediyorum... bu gazeteciler başka bir yerde yaşıyor da ordan mı yazıyor bu yazıları... hem bir dallama böyle bir şey söyledi diye sen kökü osmanlı'ya dayanan 81 yıllık cumhuriyet ile sömürgeden yeni kurtulmuş asya ülkesi ile neden karşılaştırırsın kendini...
olmaz, boşuna olan endişedir.
türk genci olarak önder atatürk'ün kurduğu, temellerini attığı cumhuriyet ve demokrasiyi canımız pahasına savunuruz çünkü.
öyle değil mi türk gençliği?
Türkiyedeki cuntacıların Malezyada darbe girişiminde bulunmasından korkuyoruz.
Genel Kurmayın, Malezya tehlikesi üzerine, iç hizmet kanunundan kaynaklanan sorumluluklarını hatırlatan bir gece yarısı bildirisi yayımlamasından korkuyoruz.
Malezya ya benzememek için Türk bayrağından ay ve yıldızın çıkarılmasından korkuyoruz.
Bu tartışmaları ciddiye alan Malezyalıların incinmesinden korkuyoruz.
Malezya ya benzemek isteyen islamcı müteahhitlerin boğaza Petronas Kuleleridikmesinden korkuyoruz.
Meclis i dualarla açılan Yunanistan ın bizden önce Malezyalaşmasından korkuyoruz!
istanbul Bienalinin Kemalizm eleştirisi yapan Küratörü Hou Hanrunun ilk görüldüğü yerde Serdar Ortaç ve Reha Muhtarın 10. yıl Marşı söylemeye başlamasından, Şenay Düdekin çatal fırlatmasından, Hürriyet gazetesinin Hanru nun Kürdistan haritası önünde fotoğraflarını üretmesinden, muhalif Küratörün Çin hükümetine teslim edilmesinden korkuyoruz.
genc siviller 29 eylül saat 13.00 de galatasaray postanesi önünde düzenleyecekleri basın toplantısı ile bu metni okuyacaklar.
aydın doğanın endişesidir, bugün eski dostu fatih altaylı'nın bir açıklamasını okudum paylaşıyım istedim;
Fatih Altaylı: Hilton arazisi kamu alanı. Düşük bir bedelle kişiye satılıyor. Sonra, arazide imar planı değişikliği yapılıyor. imar değişikliği yapılacaksa satıştan önce yapılmalı. Doğan Grubu'nda son dönemlerde çıkan Mahalle baskısı, Türkiye Malezya'ya dönecek gibi tartışmalı haberler hakkında iki karın ağrısı söz konusu. Hilton arazisi dışında birincisi ve en önemlisi, Aydın Doğan'ın Mersin'de rafineri kurmak istemesi.
iran cezayir ve sırada malezya. islam cumhuriyetleri ile türkiye cumhuriyeti arasındaki benzerliklerden ötürü biz bunlara dönüşeceğiz diyerek beş gazetenin bu meseleyi işlemesi ne kadar ironikse , sanki dönüsmek istercesine , türkiye cumhuriyetinin ayrıcalıklarından yararlanan askeri bürokrasinin kendini devletin gerçek sahibi görmesinden ötürü insanlarda bir korku uyandırmaması da son derece ilginç dogrusu.
madem insanların korkularını bu derece sansasyonel biçimde gündeme getirme lüksleri var niye sürekli darbe olan ya da ayrımcılığın , ırkçılığın normal olarak algılandığı bir ülkeye dönüşmekten korkmuyoruz?
gayet yersiz bir korkudur. bundan sonraki ülke ne olacak diye geyik yapılasıdır.
gayet yerinde bir korkudur. yersiz bir endişe olmaktan çıkmış , gelecek olarak karşınıza dikilmiştir.
artık sorulması gereken soru ; türkiye malezya olmak istiyor mu? olmalıdır. kaçak oynamanın lüzumu yoktur. gerçekleri görüp , susmak, yokmuş davranmak aptallıktır. anayasa değişiklikleriyle kabak gibi meydana çıkmıştır.