bugün
- sözlükte kendinize yakın hissettiğiniz kişiler12
- anın görüntüsü14
- jose mourinho30
- sarılma ihtiyacı13
- zalbert ramstein15
- herkesle iyi geçinmek17
- aşkım ben hiç osurmuyorum bizde genetik diyen kız16
- kendini bir görsel ile anlat18
- gizli samyelin moderatör olması14
- meral akşener17
- bursa9
- kuresel ikinma'nın sevgilisi19
- dünyanın en güzel kızını tarif et17
- gideon reid morgan jj9
- icardi190555
- evlendikten sonra çok daha iyisiyle karşılaşmak15
- magicovento12
- sekse doymuş erkek12
- hafta içi avm kafelerinde oturan menopoz karılar12
- dem parti'nin tc kürdistan da işgalci açıklaması9
- xdearm9
- en ilginç bilgiler11
- gizli samyel22
- küresel ıkınma9
- dinlilerin dinsizlere sürekli lakap takması12
- namaz kılmayan türk değildir12
- tatvan belediyesinde rte'nin resminin indirilmesi11
- dem parti'nin valiyi ölümle tehdit etmesi8
- dünyanın en güzel kızıyla karşılaşmak8
- albay kemal22
- kadir mısıroğlu mezarı18
- en sevmediğiniz sözlük yazarları10
- kemalistler 15 temmuzda ne yapıyordu20
- ankarayı sel aldı25
- haysenin1210
- ey müslümanlar inananlar haydi cumaya allah yoluna8
- eksi ruyalar için diktiğim tulum12
- kocasına kahvaltı hazırlamayan kadın kusurludur13
- uludağ sözlük aktrollerinin uçurulması9
- içinde hiç'a harfi geçmeyen bir cümle yazınü19
- güçlü kadınların ortak özellikleri22
- yazarların en sevdikleri diziler11
- okula gidiyorum sözlük10
- gay olanları toplum niye sevmiyor12
- yazarların cinsel tercihi15
- hangi sözlükçüyü dövmek istersiniz21
- peygamberlerin yahudi olması9
- bugün yaşadığınız en üzücü olay13
- şanlıurfa da damattan istenilenler listesi15
- dini eleştirmeyi dün düşmanlığı ile bir tutmak8
* himy'den barney'nin kullandığı meşhur söz. her duyduğumda öncesindeki anlattığına gülerken daha da bi kahkaha atmama sebep olur.
barney stinson'un meşhur repliği. kendisi heyecanlı heyecanlı bir şey anlatırken araya bu lafı da sıkıştırır, söz onun o müthiş mimikleriyle de bütünleşerek izleyicinin sesli gülmesine neden olur. *
daha önceden mallrats isimli filmde jason lee nin canlandırdığı karakter brodie tarafından söylenmiştir ilk.
şu şekilde devam eder.
Bir gün kuzenim Walter kıçına bir kedi soktu. Ciddiyim.
Bizim oradaki alışveriş merkezinden almıştı,
o yüzden tüm gazeteler bunu yazdı.
Bütün akrabalarım bundan çok utandı,
ama ertesi hafta aynı şeyi bir daha yaptı.
Kedi farklı, sonuç aynı.
Bir kez daha acil servise koşturdu.
Haftasına, ona alışveriş merkezinde
rastladım, kedi satın alıyordu.
Ona dedim ki;
"Tanrım, Walter. Ne yapıyorsun?
"Bu kediyi de kıçına sokacaksın.
Neden buna bir son vermiyorsun?"
"Brodie, içerideki fareyi başka nasıl
çıkarabilirim sence?" diye cevap verdi.
***
2. kısım
Kuzenim Walter bir keresinde
otuzbir çekmişti. Ciddiyim.
New Mexico'ya giden bir uçaktayken
birden hidrolik sistem bozulmuş.
Uçak kontrolden çıkmış bir halde
dönmeye başlamış.
Her şey bitti deyip fermuarını indirmiş
ve maymunu tokatlamaya başlamış.
Ondan feyiz alan bütün yolcular da
deli gibi kürek çekmeye başlamışlar.
Mutlak sonlarına doğru düşerken
bütün yolcular otuzbir çekiyormuş.
Derken birden..
hidrolik sistem çalışmaya başlamış
ve uçak düzelmiş.
Yumuşak iniş yapmışlar...
herkes pırlısını pırtısını toplayıp
uçaktan inmiş.
Kimse bu olaydan
bir başkasına söz etmemiş.
+++
Peki boşalmış mı?
Tanrım!
Bazı şeyler topluluk içinde konuşulmaz!
şu şekilde devam eder.
Bir gün kuzenim Walter kıçına bir kedi soktu. Ciddiyim.
Bizim oradaki alışveriş merkezinden almıştı,
o yüzden tüm gazeteler bunu yazdı.
Bütün akrabalarım bundan çok utandı,
ama ertesi hafta aynı şeyi bir daha yaptı.
Kedi farklı, sonuç aynı.
Bir kez daha acil servise koşturdu.
Haftasına, ona alışveriş merkezinde
rastladım, kedi satın alıyordu.
Ona dedim ki;
"Tanrım, Walter. Ne yapıyorsun?
"Bu kediyi de kıçına sokacaksın.
Neden buna bir son vermiyorsun?"
"Brodie, içerideki fareyi başka nasıl
çıkarabilirim sence?" diye cevap verdi.
***
2. kısım
Kuzenim Walter bir keresinde
otuzbir çekmişti. Ciddiyim.
New Mexico'ya giden bir uçaktayken
birden hidrolik sistem bozulmuş.
Uçak kontrolden çıkmış bir halde
dönmeye başlamış.
Her şey bitti deyip fermuarını indirmiş
ve maymunu tokatlamaya başlamış.
Ondan feyiz alan bütün yolcular da
deli gibi kürek çekmeye başlamışlar.
Mutlak sonlarına doğru düşerken
bütün yolcular otuzbir çekiyormuş.
Derken birden..
hidrolik sistem çalışmaya başlamış
ve uçak düzelmiş.
Yumuşak iniş yapmışlar...
herkes pırlısını pırtısını toplayıp
uçaktan inmiş.
Kimse bu olaydan
bir başkasına söz etmemiş.
+++
Peki boşalmış mı?
Tanrım!
Bazı şeyler topluluk içinde konuşulmaz!
when i get sad, i stop being sad and be awesome instead, true story.
-barney stinson.
-barney stinson.
barneyle bütünlesmis efsane repliktir.
rupert goold'un yönettiği gerçek bir hikaye olan ve michael finkel isimli kitabın; güzel bir drama, gizem, korku* filmi.
ayrıca executive producers olarak brad pitt, arnon milchan var.
pineapple expressve this is the end'i izledikten sonra bu arkadaş grubuna duyduğum sempatiden sonra tüm filmlerini takip etmeye başladım. özellikle danny mcbride, jesse eisenberg, jonah hill(ki özellikle jonah hill, quentin tarantino filmi olan django unchained'da oynayarak, kısa sürede yeteneğiyle patlamasıyla ben de taht kurdu.), james franco ve kardeşi dave franco, woody harrelson, seth rogen vs.
true story, imdb'de dolaşırken gözüme takıldı. izlemek için haliyle can attım. sebebi ziyaretim 2015 olması.
filmin girişi şahane olmuş. 2 ayrı kısa skeç ile michael finkel'i ve christian longo'yu gerçekten göz yormadan bir arada, zaman içerisinde görüyoruz. zaten kitap baz alınmış bir film olarak yönetmenin tek yapması gereken kitabı filme yansıtabilmek. 1 saat 39 dakika da fazlasıyla başarmış bu işi.
michael finkel(jonah hill) new york times'da başarılı ve daha çok başarı peşinde koşan bir gazeteci. hırs ve kibiri dolayısıyla bir haberi pohpohluyor, yalan olduğu ortaya çıkıyor ve new york times'dan kovuluyor. (itibarı düşse de, yine de hayran mesajları alan bir gazeteci.) işini seven birisi olarak tabiri caizse kafayı yiyiyor ve kendine sürekli yazacak, elle tutulabilir bir şey arıyor. burada devreye christian longo'nun hayatı devreye giriyor. (spoiler değil çünkü bariz bir şekilde erkenden buluşacakları belli ediliyor. merak edeceğiniz konu "neden" ve "nasıl" buluşacaklarıdır.)
ardından da olaylar karmaşık kıvama giriyor ve siz de kuruyemiş, cipsinizi yerken merakla ekrana bakmaya devam ediyorsunuz. konu ağır ancak süre olarak kısa olduğu için(bir buçuk saat ortalama), rahatça bitiriyorsunuz filmi. konu ağır olmasına rağmen yönetmen gayet açık bir şekilde sergilediğinden dolayı hikayeyi hiçte kafanız yorulmuyor.
imdb puanı 6.4, tam olarak hakettiği puan diyebiliriz. belki ittirirsek 6.7, 6.8 filan diyebiliriz ama izlenebilirliği bir film olduğu kesin. felicity jones'un da yardımcı oyunculuğu ile filmde devamlı olarak 3 oyuncu izliyoruz. bu da ayrı bir başarı tabii. oyuncuların can sıkmaması ve performansları başarılı olmasa, bu durum filmden sıkılmaya sebep olurdu ancak böyle bir sorun yok.
pek fazla söylenecek bir şey yok. ortalamanın üstünde bir filmdir. çok reklamı oyu buyu şuyu yapılmamasına rağmen güzel bir filmdir. alel aceleye gelmiş bir film olsa da güzel bir filmdir. izlenir.
iyi seyirler.
ayrıca executive producers olarak brad pitt, arnon milchan var.
pineapple expressve this is the end'i izledikten sonra bu arkadaş grubuna duyduğum sempatiden sonra tüm filmlerini takip etmeye başladım. özellikle danny mcbride, jesse eisenberg, jonah hill(ki özellikle jonah hill, quentin tarantino filmi olan django unchained'da oynayarak, kısa sürede yeteneğiyle patlamasıyla ben de taht kurdu.), james franco ve kardeşi dave franco, woody harrelson, seth rogen vs.
true story, imdb'de dolaşırken gözüme takıldı. izlemek için haliyle can attım. sebebi ziyaretim 2015 olması.
filmin girişi şahane olmuş. 2 ayrı kısa skeç ile michael finkel'i ve christian longo'yu gerçekten göz yormadan bir arada, zaman içerisinde görüyoruz. zaten kitap baz alınmış bir film olarak yönetmenin tek yapması gereken kitabı filme yansıtabilmek. 1 saat 39 dakika da fazlasıyla başarmış bu işi.
michael finkel(jonah hill) new york times'da başarılı ve daha çok başarı peşinde koşan bir gazeteci. hırs ve kibiri dolayısıyla bir haberi pohpohluyor, yalan olduğu ortaya çıkıyor ve new york times'dan kovuluyor. (itibarı düşse de, yine de hayran mesajları alan bir gazeteci.) işini seven birisi olarak tabiri caizse kafayı yiyiyor ve kendine sürekli yazacak, elle tutulabilir bir şey arıyor. burada devreye christian longo'nun hayatı devreye giriyor. (spoiler değil çünkü bariz bir şekilde erkenden buluşacakları belli ediliyor. merak edeceğiniz konu "neden" ve "nasıl" buluşacaklarıdır.)
ardından da olaylar karmaşık kıvama giriyor ve siz de kuruyemiş, cipsinizi yerken merakla ekrana bakmaya devam ediyorsunuz. konu ağır ancak süre olarak kısa olduğu için(bir buçuk saat ortalama), rahatça bitiriyorsunuz filmi. konu ağır olmasına rağmen yönetmen gayet açık bir şekilde sergilediğinden dolayı hikayeyi hiçte kafanız yorulmuyor.
imdb puanı 6.4, tam olarak hakettiği puan diyebiliriz. belki ittirirsek 6.7, 6.8 filan diyebiliriz ama izlenebilirliği bir film olduğu kesin. felicity jones'un da yardımcı oyunculuğu ile filmde devamlı olarak 3 oyuncu izliyoruz. bu da ayrı bir başarı tabii. oyuncuların can sıkmaması ve performansları başarılı olmasa, bu durum filmden sıkılmaya sebep olurdu ancak böyle bir sorun yok.
pek fazla söylenecek bir şey yok. ortalamanın üstünde bir filmdir. çok reklamı oyu buyu şuyu yapılmamasına rağmen güzel bir filmdir. alel aceleye gelmiş bir film olsa da güzel bir filmdir. izlenir.
iyi seyirler.
güncel Önemli Başlıklar