bugün

vaktiyle tam bir keşmekeş olan otogar.

yankesicisi, iti kopuğu adeta burayı üs olarak kullanıyordu.

çoğu insan karşıda olmasına rağmen bu yüzden alternatifi olan harem otogarı' na rağbet ediyordu.
Liseliler bilmez. Gerçi benim de Hayal meyal hatırladığım iğrenç ötesi otogardır. Esenler otogarına kötü diyenler buna kim bilir ne derdi.
görsel
görsel
eski istanbul garı.

pazar tekke(pazariçi) dediğimiz semtte bulunur.
antalya diye erzuruma gönderirlermiş adamı.
ya tamam. çok karışıktı da. çok hareketli bi yerdi. özellikle çevresiyle.
bir sürü seyyar satıcı, gelen giden, hurdacisi vs ile saatler geçirilebilecek bi yerdi.
şimdi ise ıssız bi yer haline dönüştü.
tamam düzen iyidir de insanların olmadığı bi yerin fazla anlamı kalmıyor.
çoğu şey insanla güzel.
Buradan otobüse binen liseli değildir.
Ne liselisi üni li bile degildir.
iki blok arasındaki kahvelerin önünden geçip akasya ağacının altından terkederdik otogarı.uzun gri dar kaldırımıyla geçerdik burdan kadıköy otobüs durağına. yolun kenarındaki turunculardaki yerimizi alırdık otobüsün cılız mavi mor ışıklarında.gömülürdük o yumuşacık siyah sunni deri kaplı sünger koltuğa.
Trakya ve Anadolu olmak üzere ikiye ayrılmış bir otogardı.
Piii... eski pavyon ışıklı çift kasetli teypler geldi aklıma.
Oldlar bilir.
burası o kadar leş bir yerdi ki esenler yanında pür-i pak gibi kalırdı. yıkılacağı zaman da büyük mevzu olmuştu...bir dönem istanbul da en çok çocuk kaçırılan yer burası idi.
esenler otogarı yapılmadan önceki istanbul'un eski otobüs terminali.
Veletler bilmez.

iki bölümü vardı Trakya ve Anadolu.