stephen king' in az bilinen ve üç öyküden oluşan kitabı kuşku mevsimi içerisinde yeralan; rita hayworth posteri isteyen adam öyküsünden sinemaya mükemmelce uyarlanan film. özgürlük duygusunu en az the papillon' da ki inandırıcılıkla işleyen ve seyirciyi avucuna alan bir filmdir. andy' nin kişiliğindeki durağandan patlamaya giden değişimi ve sakin görünümlü o derin gücü izlemek çok keyifli. tim robbins ise hayatının bu ikinci tecavüze uğrayan erkek rolünde adeta şov yapıyor.
mükemmel senaryosuyla akıllarda kalmayı başaran sayılı filmlerden... tim robbins ve morgan freeman'ın harikalar yarattığı yeni dvd arşivime eklediğim frank darabont'un yönettiği müthiş başyapıt.
bizim "özgür insanlar" olarak yaptığımız ve bizim için aslında hiç önemli olmayan aktivitelerin; demir parmaklıklar arkasındaki insanlar için ne denli önemli olabileceğidir.
filmin sonunda insan durduk yere (kıymetini bu film sayesinde fark eder her nasilsa) sadece "özgür" olduğu için bile suratinda masum bi ifadeyle gulumseyebiliyor.
tabiki iyi film izlemiş olması da cabası.
bu film, başından sonuna kadar özgürlüğün ve mahkumiyetin farkını anlatıyor aslında.
türkiye'de esaretin bedeli olarak bilinir ve ve trt'den defalarca gösterilmiştir..şu sıralar piyasaya çıkan dvd versiyonun izlenilmesi tavsiye edilir..
filmde ise birçok duygusu okşanır insanın..azim,kararlılık,hayallerinin peşinden gidebilme,hiçbir engelin hayallerin gerçekleşmesine aslında mani olamayacağı ve arkadaşlık tabi ki..
(bkz: esaretin bedeli) ünlü sinema dergisi empire'ın okurları arasında düzenlediği "bütün zamanların en iyi filmleri" anketinde bu film ilk sıraya yerleşmiştir.
stephen king'in "rita hayworth and shawshank redemption" adlı öyküsünden frank darabonht'un uyarladığı başrollerini tim robbins ve morgan freeman'ın paylaştığı esaretin bedeli (shawshank redemption), karısını ve sevgilisini öldürmekle suçlanıp ömür boyu hapse mahkum edilen genç bir bankacı ile cezaevinde tanıştığı siyahi arkadaşının öyküsünü anlatıyor.
insanın içindeki umutun herşeyden önemli olduğunu belirtiyor bu film. iki hafta hücre cezası almasına rağmen o italyan kadının müziğini dinletmesi inanılmaz ve çok etkileyici sahnelerinden biriydi.
insan böyle filmlerle karşılaşınca filmlerin insanların hayatlarını değiştirebileceğine inanıyor. dışarda olmanızın keyfini çıkartın ve asla içeri düşmeyin mesajını da veren bir film.
kesinlikle izleyin!
şahane bir tabloya bakıp ressamın kullandığı aşmış teknikleri izlemek gibi bence bu filmi izlemek. imdb deki yorumlardan birinde denildiği gibi, holywood un çok nadir çıkardığı sanat eserlerinden biri.
türkçesi orjinalinden güzel olan bir filmdir. hatta filmin ismini bile daha güzel hale getirmişlerdir. (bkz: esaretin bedeli) ayrıca morgan freeman amcamın, oyunculuğu ve anlatımı takdir edilesidir.
izlediğim yaklaşık bin küsür filmden en beğendiğim ve şu an imdb top 250 listesinde "god father" dan sonra 2. sırada bulunan, herkesin kesinlikle izlemesi gereken, mükemmel bir hapishane filmidir. (tv de izlemenizi tavsiye ederim zira seslendirmeler çok güzel)
andy dufrsne' nin hapisanenin dışına çıktıktan sonra, sağnak yağış altındaki çamur deryasında kollarını havaya kaldırarak haykırdığı sahnenin yürek parçaldığı film.
özgürlüğün kutsal olduğunu, kimsenin başkasının özgürlüğü üzerine oyun oynayamayacağını anlatan 2 filmden biri. diğeri amistad' dır.
nefes alan her insanın özgürlüğün farkına varmasını sağlamak için izlemesi gereken bir filmdir esaretin bedeli. yaşamın içinde unuttuğumuz, farkında olamadığımız küçük şeylerin; hayata dair ve insani olan şeylerin farkına varmamızı sağlar bu film. ve etrafınız duvarlarla çevrili olsa da, zifiri karanlık olsa da heryanımız bizi ayakta tutabilecek tek şey umuttur. her ne kadar nietsche " ümit kötü bir hastalıktır çünkü işkenceyi uzatır" demiş olsa da ümidi olmayan bir insanın nefes almasının bir manası yoktur.