bugün sabancı kültür merkezinde oynandı. ilk 10-15 dakika içerisinde çıkmak istenebilir. sabırla izlenmesi tavsiyemdir. zira oyuna ısınma süresi dolduğunda gerçekten gülebilmek mümkün. herşeyiyle gidilip izlenmesi lazım gerek.
kişilerin şahsına açılmış başlıkları görüp ne kadar içlenmiş olsamda,
başlık yönlendirmesinden marka olmuşuz haberimiz yok.
ben yokken bile elim hep burdaymış.
arkadaşlığı tartışılmaz derecede iyi olan, kendisini komik entryler girmeye adamış yeni bir yazardır. hoşgelmiştir ve geldiği günden beri her enrty'sinde güldürmektedir.
tiyatro adına her daim iyi ve başarılı işler sunan oyun atölyesi'nin 2008 - 2009 sezonu yeni oyunu.
oyunun künyesinde ise yine tanıdık, bildik isimler mevcut. rejide yine kemal aydoğan imzası dururken işin oyuncular kısmında da pek fazla sürpriz olduğu söylenemez. fırat tanış, timur acar, mert fırat ve inan ulaş torun yine kadrodaki yerlerini almış. elbette içlerinde en memnuniyet verici isim fırat tanış. zira kendisini sahnede izlemek apayrı bir zevk. tüm bu isimlerin dışında bu defa kadroya emre karayel ve metin coşkun da eklenmiş ve iyi ki de eklenmiş. her ikisi de seyrine doyum olmayan başarılı oyunculuklar sunmuşlar.
oyuna gelince...
gayet anlamsız bir şekilde uzatılan ilk sahne sebebiyle 15 dakika kadar sınanıyorsunuz. devamında ise oyun ritmini buluyor ve son sahneye kadar bu dinamizmini de koruyor. oyunun konusu isminden de anlaşılacağı gibi seyirciye iki saat boyunca hadiseleri erkek gözüyle görmeyi sağlıyor. sanırım bu açıdan bakacak olursak, eser en fazla seyircinin bayanlar kısmına farklı bir özet sunuyor. erkekler içinse tüm bu olanlar "bildiğin haller" diye nitelenebilir belki de.
karakterlere gelince...
kemal aydoğan'ın farklı üslubuyla sahne üzerinde birbirinden başarılı tipler elde edilmiş. lakin tüm bunların dışında karakterler çoğu zaman fazla karikatürize edilmiş. kemal aydoğan'ın bu yaklaşımı daha evvel sahneye koyduğu hırçın kız rejisinde de kendini belli etmişti. orada da petruchio karakteri fazlasıyla abartı durmuştu lakin oyun geneline bakıldığında yine de bir uyum söz konusuydu. işte testosteron sunumunda da böyle bir uyum yine başarılı bir şekilde yakalanmış. özellikle oyun finali ile seyirciyi coşturmuştur. ekip, işte böyle bir finalle birlikte seyircisini uğurlarken damakta lezzetli bir tat bırakarak salondan ayrılmayı sağlıyor.
böylece size de oyun atölyesinin 2009 - 2010 sezonu yeni oyununu merakla beklemek kalıyor.
zuhal olcay ve haluk bilginerin kurduğu tiyatro kumpanyası "oyun atölyesinin" hali hazırda sahnelenmekte olan oyunu.
testosteron, gerek sahne düzeni, gerek konunun işleniş tarzı bakımından oldukça tempolu bir tiyatro oyunu. bazı kısımlar gereksiz ve acemice bir oyunculukla uzatılmış olmakla birlikte özellikle ikinci perdede yer yer yüksek sesle gülünebilecek sahneler bulunmakta. oyunun konusunu yedi adet farklı kültür ve meslek grubundan erkeğin evrim gereği vücutlarında salgılanan testosterona yenik düşmeleri ve başlarından kadınlarla ilgili geçen traji komik hikayelerin anlatımı oluşturmakta. genel anlamda oyuncuların performansı ancak ortanın biraz üzerinde kalmış olmakla birlikte Fistach rolündeki Emre Karayel sahnede harikalar yaratıyor. tiyatronun sanki doğasından kaynaklanan o gerçek hayattan kopukluk hissini tamamen yok ederek, her mimiğini, her repliğini, her hareketini inanılmaz bir doğallık içinde seyirciye aktarıyor.
tamamen erkek dünyasına ait bir ortamda doğal olarak sık sık edilen küfürler, bel altı konu ve espriler oyunda hiç mi hiç sırıtmamış, kulağı tırmalamamış.
vasatın biraz üstünde kalan testosteron herşeye rağmen bir Pazar öğleden sonrası tiyatro seyretmek için iyi bir fikir olabilir.
testosteronla ilgili detaylı bilgi ve oyun hakkında ekşi sözlük ile itü sözlükte girilen entrylerden seçmeler için:
ilkbaharla birlikte her erkek bünyede artmaya başlar. genellikle sabah saat 11e kadar en yüksek seviyededir. adale sistemini oluşturmakla beraber cinsel arzuya yöneltir. vücut kıllarının dökülmeye başlaması düşük testosteron belirtisidir. seksüel aktif insanlarda yani düzenli seks yaşamı olanlarda yüksek seviyede olur.
erkeklik hormonu testislerde üretilir, ancak dişilerde de bir miktar var, libidodan sorumlu dişilerde. bazı hormonel hastalıklar dişilerde bu hormonun yühselmesine neden olur.
(bkz: polikistik over)
(bkz: hirsutizm)
erkeklerdeki işlevleri azımsanamayacak boyutlardadır, ayrıca kadınlarda libidodan sorumlu hormon olarak dolaylı yolla yine erkeklere hizmet etmektedir. **
Bakıyorum da... Çoğunlukla dahi dediğimiz, hayatlarına imrenerek baktığımız, ellerini attıkları her işte muvaffak olmuş kişiler; sokakta görsem yüzüne bile bakmayacağım, hımbıl, tıfıl, saf duran 'loser' bakışlı herifler... Son günlerde farkettim ki, bu adamlar sevişmediklerinden dolayı testesteronu başka yerlere kaydırıyorlar, kafaları da zehir gibi çalışıyor. Her kim ki hem armudu sapıyla yiyiyor, alemin balını emiyor hem de kafası zehir gibi çalışıyor, elini attığı her işte başarılı oluyorsa işte bence büyük adam odur.
tanım: testesteron, erkeğin kendine yakışanı giymesidir.
Erkeklik hormonu. Erkeklik özelliklerinin gelişmesini uyarır ve devamını sağlar. Testesteron hormonu kana karışarak erkeklere özgü fiziksel özelliklerin (sakal,kas kitlesinin artması, kalın ses, güçlülük gibi) gelişmesinde önemli rol oynar.