Eyalet sistemi olmasa da merkezi sistem den bir tık uzak bir yönetim biçimi olabilir.
Belediye başkanlarının illerin de daha fazla yetkileri olma gibi mesela.
Çünkü mesela konya'da rte %70 çıktı ama istanbul da daha az ancak rte cumhurbaşkanı olduğu için istanbul'a da karışıyor onun yerine belediye başkanın daha fazla yetkisi olabilir.
iran tarafında ataları Şah Cüneyd'in önüne eğilip elini burasını öpen oksijen hırsızı genetiğiyle oynanmış ouroboros çocuğu söylemi.
O kadar uyanık sanıyorsunuz ki kendinizi böyle şeyleri dile getirirken araya "Konya Şeriat sistemine geçer olmasın" falan yazıyorsunuz bir de sonuna.
Neden cahil ilkokul ve lise mezunu ailelerin görüntü kirliliği evlatları?
Konya-Kayseri gibi yerlerde zamanında Şahkulu, Celali, Koçgiri, Dersim gibi isyanlara katılacak, iran tarafında atalarının sinesi Şah Cüneyd tarafından dövülen mezhepçi insanlar çıkmadığı için mi?
Bir kez olsun Tunceli'ye, Şırnak'a, Hakkari'ye, Diyarbakır'a, Van'a laf ettiniz mi?
Hayır.
Çünkü o adamlarla birlikte el ele girmişsiniz ve tek hedef aldığınız kitle Sünni Türkler.
Yıllarca bu ülkede Trabzonlulara, Konyalılara, Kayserililere ya da ne bileyim işte %80'i Sünni islam mensubu ailelerden oluşan şehir insanlarını hedef alıp sürekli kötülerken, sizin aslında ne denli mezhepçi bukalemunlar olduğunuzu anlamadığını mı sanıyorsunuz insanların gerçekten?
Hayatları boyunca yaşadığı topraklarda en büyük hainlikleri yapan, Çanakkale Savaşı esnasında cephede yaşadığı toprağı savunmak yerine Koçgiri gibi bir isyanı yaparken, eşi Çanakkale Savaşı'nda cephede vatanını savunan hamile kadının karnındaki bebeğin cinsiyeti hakkında iddiaya girip, hamile kadının karnını deşen soyların devamı hala içimizde yaşıyordur herhalde.
Kendi kapısına çarpı işareti koymuştu Seyit Rıza'nın soydaşının teki ve bu Almanya'dan vatandaşlık almak için yaptığı kendi 'iltica oyunu' çıkmıştı hatırlarsanız.
Genel olarak mağdur ve ağlak takılmak için kendi çalıp kendi oynadıkları şeylere herkesin inanmasını bekliyorlar bir de.
Sürekli en büyük isyanları yapıp yüzbinlerce sivili mezhebi kendisiyle aynı olmadığı için ele geçirdikleri topraklarda katleden ataların bu ağlak-mağdur takılan torunlarına anlam veremiyorum ama hala.
Ne denli provokatör, ne denli vatan haini, ne denli insanları ayrıştırmak için ağlak ve mağdur edebiyatı yapan, kendi kapısına çarpı koyup kendilerini oldukları konumdan öte sempatik göstermeye çalışan insanların olduğunu bilmeyen insanlar olduğu için bu kadar rahat takılıyorlar ama en komiği de bu.
Daha çok uzun yazardım ama siz akraba evliliğini dini ritüel edinmiş soyların torunları olmadığınız için yazma gereği duymuyorum.
eyalet sistemi kötü bir sistem değil öyle PKK'ya bakarak karar verilecek bir sistem de değil. Nitekim PKK eyalet sisteminde değil üniter bir sistemde ortaya çıkmış ve gelişimini Bu sistem içinde sağlamıştır. amacıda Türkiye'yi eyalet sistemiyle bölmek değil Tamamen bölüp tam bağımsız bir kürdistan kurmaktır. bunun Kürtlere özgürlük vermek Türkiye'yi bölmek gibi amacı yoktur. Nitekim Siz Güçlüyseniz hangi sistem olursa olsun yine güçlünsünüzdür Eğer degilseniz üniter olsaniz da parçalanmaktan kurtulamazsınız.
türkiye imparatorluk bakiyesi olan bir ülke. ulus devlet projesi maalesef türkiye'ye uymadı. ayrıca türkiye coğrafi olarak çok büyük bir ülke. bir ucundan öbür ucuna uçakla gitmek bile iki saati aşıyor. ankara diğer seksen ile tek başına yetişemez. deprem, yangın gibi son yıllarda karşılaştığımız bölgesel krizler bile yerel birimler tarafından anlık reaksiyonun gerekliliğini ortaya koydu. burası küçük bir avrupa ülkesi değil, her şey merkezden tek elden koordine edilemiyor.
şu aşamada eyalet sistemi türkiye için çok çok ileri bir nokta. bunu savunmayacağım. ama ayet gibi benimsenmiş olan merkeziyetçilikten biraz olsun uzaklaşılmalı. devlet teşkilatında yeniden yapılanmaya ihtiyaç var.
kaç neslin hayatının sikilmesi lazım bunu idrak etmeniz için?
biz laik devlet istiyoruz. biz zorunlu din dersi olmasın istiyoruz. biz devlet okulunda kadınlarla el sıkışmayan okul müdürü görmek istemiyoruz. biz varız. milyonlarcayız. batman'daki hizbullahçının değer yargılarına göre siyaset yapmak isteyen kürdistana gidip siyaset yapabilirler. bu ülkede seküler iç anadolular, karadenizliler, güneydoğulular da var. bu ülkede türk aleviler de var. bırakın bizi artık amına koyayım ya. ben neden konya güneysınırlı bir ilkokul mezununa kendimi kabul ettirmek zorundayım? onun bir oyu varsa benim de bir oyum var. bıktık artık bu "çorum alaca'nın çopraşık köyü ahalisi ne der?" siyasetinden.
Eyalet sistemine geçilmezse türkiye, umduğumuz, talep ettiğimiz özgür avrupa ülkeleri gibi bir ülke hiçbir zaman ol(a)mayacak.
toplumda korunması gereken bütün katmanlara sağlanan bir özgürlük olmalı. insanlara nasıl göründüğüne değil, nasıl davrandığına bakmayı öğretmeli; zayıf olana zarar vermemeyi, insanlara hatasız da olsan kibar davranmayı başarabilmeyi göstermeli.
Fakat mevcut sistemde bu ülkede doğrular değil, kalabalığın fikirleri önemlidir. bu kalabalıktan modern ve özgürlük isteyen bireyler eksilirken, kaba ve linç etmeyi sevenler artıyor. eğer ankara’dan sosyal medya olmasaydı da hiç dışarı çıkmasaydım ne olurdu diye düşünüyorum bazen. düşünün, malatya’dan, erzurum’dan, konya’dan hiç dışarı çıkmayan insanları… hayal edebiliyor musunuz, kafalarındaki “kabul edilebilir toplum” figürünü? iş, kahvelerde küfür etmekten çıkıp toplu hâlde bir yerleri basmaya, adam dövmeye, bina yakmaya, kurşunlamaya geldiyse; bu "kabul edilebilir yobazlık", toplumu esir almaya başlamış demektir.
Merkezi devlette ısrar edip böyle bir azgınlığa ses çıkarmayıp onların sırtının okşanması, yüz binlerce özgürlük isteyen modern türk gencinin ülkeyi terk etmesine yol açıyor. ve çoğunluk daha da kalabalıklaştıkça sizin gözünüze batmayan o küçük, uzak problemler bir gün gözünüzü çıkarmak için üstünüze gelecek.