bugün

sıçtım.
tuvaletteyim diye demiyorum,
geçen son iki günden
bahsediyorum.

benim için pek zor ve nâdir bir hâdise değil gerçi,
yani senin için de zafer sayılmaz
ama
ilk görüşte aşık oldum sana,
güldüğünde sarhoş oldum - ya da en azından
sarhoş olmak istedim ama zaten
zil-zurna dolandığımdan
"bari bir içki daha ısmarlayayım" dedim, elimdeki bitmeden. yapabileceğimin en iyisi buydu.
coşku mevzuunda yaratıcı değilimdir.

konuya dönersek...
saçlarında kaybolmuş olduğumu hatırlıyorum pek çok defa
daha doğrusu, beraber
uyuduğumuz her sefer...
geceleri vaziyetim mâlumdur
yine de kokunla
seviştim
ama
seninle
sevişemedim...
sabahları bile.

doğru dürüst tanımadan bilmeden hoşlandın ve
doğumgünümde faksla gönderdiğin mesajda yazdın:
"beş yıllık kalkınma planıma seni aldım."

sanki öyle demedin de, şöyle dedin:
"içebildiğin kadar iç, her şeyi çabucak berbâdet de
şu aramızdaki herneyse
başlamadan bitsin."

hayatımın kadını diyordum sana... belki öylesin.
ama bunu derken, benim hayatımın
başkaları için
ne ifade ettiğini
unuttum.

tabii ki pişmanım. sanıyorum hâlâ aşığım.

herhalde
bir daha aramayacaksın. arasan da
eskisi gibi olmayacak.
olsa bile
yine sıçacağım.

sanırım hiç
vazgeçmeyeceğim...
kaybetmekten veya
senden değil,
sıçmaktan.

ahmet uslu
Çöküş filminden esinlenilerek yapımına başlanan muz cumhuriyetindeki 20 yıllık ishal sürecini konu edinen bir film. Gösterim 2023 te. Koltuklarınızı ayırtmayı unutmayın.