cebap şahabettin fransaya doktorluk eğitim için gitmiş, fakat sonraları edebiyata yoğunlaşmıştır. cenap şahabettin neden bu şekilde bir yol izlemiştir?
doğru cevap: fransız sembolistleriyle güçlü bağlar kurma şansı yakalamış ve bu alanda kendinde var olduğuna inandığı yeteneğini değerlendirmek istemiş ve ayrıca edebiyatı hayatının mihenk taşı olarak kabullenmiştir. bu yüzden edebiyata daha fazla zaman harcamıştır.
öğrencilerden gelen cevaplar:
öğrenci 1: ölmüş insanın arkasından dedikodusunu yapmak caiz değildir hocam, size hiç yakıştıramadım. 10 puanımı isterim, bu soruyu atlıyorum.
öğrenci 2: dersler ağır gelmiştir. belki de fransız hatunlarına kendi kültürleriyle yazmak istemiştir. bunu kendisine sormak daha doğru olur, ben fazla tanımam cenap beyi.
öğrenci 3: bence ibneliğine yapmıştır. gidip edeplice okulunu okusa biz de kazığa oturmazdık. ayıp etmiş nitekim.
mükemmel cevabı veren öğrenci: sizin, olayı bu kadar problem yapabileceğinizi düşünememiştir. fakat biz doktor olmasını tercih ederdik. sizi tedavi ederdi falan, güzel olmaz mıydı hocam? (soruya soruyla cevap vermek)
tabi bu cevapları vermek göt ister. götten uydurma hepsi. unutun, böyle bir şey yok. ve olmayacak da. türkiye lan burası. sallamayın amk.
Felsefe sınavı tek soru 100 puan 8 puan alan öğrencinin cevabı.
sORU:Bana bu sandalyenin var olmadığnı kanıtlayın
cevap:allah belemı versinki kuran musap çarpsın ki yok öyle bir sandalye hocam iki gözüm önüme aksın ki yok yalanım varsa da şurdan şuraya gitmek nasip olmasın büyük yemin ettim bak gerçi siz felsefeciler ataist olursunuz ama nietshe filan hep ataist evirme inanıyo onlar ama siz bana inaın hocam anam avradım olsun ki orda sandalye filan yok vallahi yok kuranı getirin el basam hocam.
sınıf:9
ders:coğrafya
soru: vadi çeşitlerine bir örnek veriniz ve özelliklerini yazınız. (ya da böyle bir şey,ama içinde vadi geçiyordu ondan eminim.)
cevap: yeşil vadi. tellioğulları ve seferoğulları'nı savaştıran vadidir. yeşildir.
yemin ederim yazdım ben bunu. o sınavdan 24 aldığımı hatırlıyorum*
9. sınıf türk edebiyatı sınavında sorulan bir sorudur:
aşağıda ismi yazan şairlerin hangi şiir geleneğine ait olduklarını yazınız.
öğrencimiz edip cansever'in karşısına arabesk-damar şiir geleneği yazmıştır.
sonradan anlaşıldı ki türkücü olan canseverile karıştırmış edip cansever'i.
ve yine aynı öğrenci aynı sorudaki nedim'in karşısına ise 'ne oldum' yazmıştır. neydim ne oldumhesabı..
buradan anlaşılıyor ki öğrenci sınavda epey eğlenmiş.*
10. sınıf matematik dersi.
hocanın ısrarla "sizin kadar tembel bir sınıfım olmadı. şu sınavda ismini yazana ile 2,5 (100 üzerinden) vereceğim" demesine müteakip ilk sınavda tüm sınıfın sadece ismini yazıp kağıtları vermesi.
Necip Fazıl Kısaküreğin en büyük sınavlarından biri mahkeme salonunda olmuştur.
Necip Fazıl mahkeme salonuna saç baş dağınık bir şekilde girmiştir.
Ve hakimin karşısına çıkmıştır.
Bunu gören hakim karşısında duran Necip Fazıl'a:
_Şu haline bak maymuna dönmüşsün
der.
Necip Fazıl'da vücudunu hakimin olduğu taraftan duvara çevirir ve der ki:
_Şimdi de duvara döndüm.
bana göre mükemmel, hocaya göre hiç de mükemmel olmayan cevaplar da olabilir zaman zaman. sınavda sorulan 6 soruyu da bilmemem ve işin kötüsü, çalıştığım 2 konu dışında sorular sorulması sonucunda, kağıdın altına "hocam sorularınızın cevabını bilmiyorum ama şunları biliyorum" deyip çalıştığım 2 konuyu uzuuuun uzun yazmam gibi de bi cevap olabilir. sıfır (0) alıp kalmıştım.
soru: Atatürk ' hatt ı müdafa yoktur, sath ı müdafa vardır' sözüyle ne anlatmaya çalışmıştır.
cevap: Atatürk bu sözüyle hatt ı müdafa olmadığını sath ı müdafa olduğunu anlatmak istemiştir.
lise 3'de bir matematik sınavı. hani o sigma konusu vardı ya. sonradan kapmıştım ama hiç sevemedim ben o konuyu.
işlemleri yaptıktan sonra sonuç çok kısa çıkardı. ben de önümdekinden kopya çekeceğim. o en başta yapılan işlemlerin hepsini geçtim. en sondaki işlemi yazdım.
2+2=4
cevap doğruydu. ama hoca 10 aldığım sınavda (isim yazdım diye he yanlış anlamayın) kağıtlarımızı incelememiz için önümüze koydu.
2+2=4 yazısı aşağı yukarı kağıdı kaplamıştı. hoca da yanına soru işareti koymuş. haklı da. akabinde arkadaşlarımın benle yaptığı makaraya halen gülüyorum.
üniversite biyoloji sınavı;
hoca sınıfa gelir elinde bir canlının ayağı ile bugün ki sınav sorunuz bu hangi canlının ayağıdır?
öğrenciler itiraz eder böyle sınav olmaz diye.
öğrencinin birisi kızar bağıra çağıra kapıyı vurarak sınıfı terkeder.
arkadan hoca bağırır sen kimsin ulan hareket çekiyorsun.
öğrenci kapıyı aralar ayağını uzatır ve "tanı bakalım"..!
üniversite hocası öğrencilere sınavda üç soru sorar ve der ki; bu sorulardan birini cevaplarsanız en yüksek notu vereceğim ve mutlaka sınıfı geçeceksiniz.
sorulardan bir tanesi;
-Siz her gün okula gelmeden önce 6 yıldır sabah erkenden kalkıp sizin attığınız çöpleri temizleyen orta yaşlı hizmetli bayanın adı nedir?
sınıftan kimse cevap veremez. öğrencilerden biri şöyle yazar.
+hocam bana bu okuldaki kızların adını sorsanız hepsini bilirim hatta tüm özelliklerini de anlatabilirim fakat her sabah gördüğümün hatta hiç selam bile vermediğimiz hizmetli kadının adını bilmiyorum. soruyu cevaplamadığım için bu sene de sınıfta kalacağım. sınıfta kaldığım için seneye okula göndermeyecek ailem. en azından insanlık öğrendim sayenizde, teşekkür ederim. sorunun cevabını bilemedim ama hizmetli kadının ismini öğrenip her sabah o kadına selam vermeden sınıfa girmeyeceğim.
Felsefe dersinden sınavda olan öğrenci boş bir kağıt vermek üzeredir. ismini, soyisimini, sınıfını ve numarasını yazar. Kağıdın en altına da derste duduğu bir cümleyi not düşer: "Hiçbir şey bilemeyiz, bilsek de aktaramayız.".
+descartesin şüpheciliğinin amacı nedir? açıklayınız.
mahallede arkadasları ona sürekli şaka yapmaya çalışırlardı. ama descartes hiç yemezdi. başlarda biraz sıkıntı çekmesine rağmen iyi toparladı ve şüpheciliği keşfetti. bunun amacı ise mahallede şakalara maruz kalmamak istemesidir.