kendilerine yönelik karalamalara karşı mücadele başlatmış grup. aralarında izmir süryani platformu, istanbul mezo der, mardin midyat süryani kültür derneği ve orta avrupa asur federasyonu nun da olduğu 19 süryani demokratik kitle örgütü, lise ikinci sınıf tarih kitaplarında süryanilere dönük yer alan ırkçı ve gerçek dışı ifadelere karşı imza kampanyası başlattı. süryani dköler '' bu tür ırkçı düşüncelerle çocuklardan katil mi yaratmak istiyorsunuz?'' diye sordu.
süryanileri hain olarak nitelemenin birleşmiş milletler evrensel insan hakları bildirgesinin 26. maddesine aykırı olduğunu savunan dkö temsilcileri açıklamada '' 26. maddenin 2. fıkrasında eğitim bütün uluslar, ırklar ve dinsel topluluklar arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğa özendirmeli denilmektedir. tarih kitabındaki bilgiler ise barış ve kardeşliği pekiştirmek yerine düşmanlığı körüklemektedir'' ifadelerine yer verdiler.
19 dkö yaptıkları ortak açıklamada tarih kitapları yazılırken süryani tarihçilerden de yardım alınmasını istedi. demokratik kitle örgütleri ayrıca bütün sosyalist, yurtsever, demokrat, barışsever insanları da imza kampanyasına destek vermeye çağırdı.
dilleri ve alfabeleri arapça'nın atası olan grup. bugünkü ortadoğudaki arapların büyük kısmı süryanilerin soyundandır. türkiye'de de özellikle mardin, urfa gibi yerlerde yaşarlar. şarapları da ünlüdür, gerçi ben pek beğenmedim.
genellikle altın işiyle uğraşsalarda dericilikle uğraşanları da az değildir. kapalıçarşı esnaflarının çoğunluğunu oluştururlar.
aslında ermeni olduklarını söylemezler, ama birkaç itiraf sonucu ermeni olduklarını öğrendim. götlerinden mi salladılar bilmiyorum ama arabız biz diyerek uyuttular galiba.
kesinlikle arap olmadığı açıkça bilinen islama en yakın hristiyanlığı yaşayan(namaz oruç vs)tc kimliği taşıyan ama türk olmayan çok iyi yürekli Mesih'e ilk defa toplum halk olarak inanan değerli ırk...
çoğu kişinin hristiyan mezhebi zannettiği ırk. genelde mardin'de yaşarlar ancak istanbul'da yaşayanları da mevcuttur. hristiyanlığın kadim ortodoks mezhebine mensupturlar.
çok iyi niyetli, dürüst ve sevilen kişilerdir. Ayrıca altın, işleme ve sanat yönünden oldukça yetneklidirler. Ayrıca erkek arkadaşımda süryanidir ve kadına nasıl davranılacağını bilen kibar ve mütevazi bir erkek tipi olduğunuda söyleyebiliriz. Çok iyilerdir.
bedri ayseli'nin de mensup olduğu, arami-keldani-asuri halktır. uyduda 3 kanalları var.
sözlükte yazar var mı bilmiyorum.
arap olduklarına dair bir kayıt yoktur?
Süryaniler, köken olarak Hz. Nuh'un oğlu Sam'a dayanırlar. Semitik ırka mensup bu topluluğun yerleşim alanları genelde Mezopotamya bölgesidir. Bu geniş coğrafya üzerinde Beş bin yıllık gibi uzun geçmişe sahiptirler.
Elli asırlık tarihi süreçte isim değişikliğine uğradıkları söylense de, son yirmi asırdır Süryaniler diye çağırıldıkları kesindir. Kökleri bu kadar tarihi derinliklere inen Süryaniler, kültürlerini ve inançlarını korumuş, her şeye rağmen ayakta kalma başarısını göstermiş, varlıklarını günümüze kadar taşıyabilmişlerdir.
Süryani ataları Aramiler; Hiristiyanlığın, Antakya şehrine girdiği ve Hıristiyan dünyasının üç büyük kürsüsünden ilki olan Antakya Elçisel Kürsüsünün kurulduğu dönemde (M.S. 37-43) bölgede etkin durumdaydılar. Çeşitli putlara tapan Aramiler'in büyük çoğunluğu, isa Mesih�in öğretisini kabul ederek Hıristiyanlığa geçiş yapmışlardır. Buna paralel olarak Arami olan isimlerini terk ederek Süryani tabirini kullanmaya ve ayni zamanda konuştukları Aramice lisanına da Süryanice demeğe başlamışlardır.
O dönemde, bölgede yeni gelişen Hıristiyanlık inancı ile Süryani ismi özdeşleşmiş, bu iki öğe halk arasında aynı anlam ve manada kullanılır olmuştu. isa Mesih'in havarileri ile bölge halkı Süryani adını o kadar benimsediler ki Antakya kilisesini bu isimle çağırmaya başlamışlar ve bu ismi Antakya Kilisesinin dini simgesi haline getirmişlerdir. Üçüncü Antakya Patriği Mor iğnatiyos Nurani'nin, M.S. 107 yılında Romalılara yazdığı mektubunda görüldüğü gibi "Antakya Süryani Kilisesi" değimini kullanmıştır.
Arami Kralı V. Abgar, M.S. 34 yılında Hıristiyanlık inancını kabul ettikten sonra, Mezopotamya'nın çeşitli bölgelerine elçiler göndererek, Hıristiyanlık inancının bu coğrafyada yayılmasına öncülük etmiştir. Bölge halklarının Süryanice (Aramice) konuşuyor olmaları bu süreci hızlandırmıştır.
Böylece biri diğeri ile özdeşleşmiş, ayni anlam ve manada kullanılan Hıristiyanlık inancı ile Süryanilik, kısa zamanda Mezopotamya bölgesine yayılmıştır.
Günden güne gelişen Süryaniler, yaşadıkları topraklar üzerinde kültür ve sanat alanında eşsiz eserler bırakarak bölgenin sosyal yaşamını derinden etkilemişlerdir. Birçok alim ve bilgin yetiştirerek, bölge medeniyetine yön vermişlerdir.
Süryani bilginleri, dilbilgisi, konuşma (hitabet) ve şiir gibi filoloji bilimlerine yoğunlaşmışlardır. Bunun yanında mantık, felsefe, tabiat bilimleri, matematik, astronomi, jeoloji ve tıpla uğraşmışlardır. Bu değerli bilginler, teorisel din biliminin, ahlakın, kilise ve toplum hukukunun da derinliklerine dalmış bu konularda önemli çalışmalar yapmışlardır. Uzun zamanlar toplum ve din tarihi, coğrafya, kilise müziği ve hikaye anlatma sanatına değinmişler, genel olarak insani eğitimin en bilinen alanlarını kapsamışlar, bilginin meşalesini doğu ve batı dünyasının en uzak bölgelerine taşımışlardır.
Yunan edebiyat eserleri, zenginliğine, mükemmelliğine ve üstünlüğüne rağmen her ne kadar Süryani ve Latin edebiyatı için bir model olduysa da; bir bütün olarak değerlendirildiğinde Süryani edebiyatının mükemmelliği üzerine geçememiştir.
Süryaniler, tarihlerinde Romalılar, Persler, Bizanslılar, Araplar, Moğollar ve Türkler zamanında en doğru tarihsel dökümanlara sahip olan toplumdur. M.S. 4. yüzyıl Yunanca yazan alimlerin eserleriyle çalkalanırken, Edessa (Urfa) okulu bu yazıların en seçkinlerini Süryanice'ye çevirmekte gecikmemiştir. Edessa okulu Yunanca eğitimi vermeye de başlamış, 12. yüzyılın sonuna kadar olan sürede en ünlü okulları arasında yerini almıştır. Diğer bir yandan çeşitli Süryani alimleri, felsefe ve bilim kitaplarını önce Süryanice'ye daha sonra Arapça'ya çevirmek için büyük çabalar harcamışlardır. Bu edebi hareket ve onun etrafında gelişen çalışmalar sayesinde, asılları kaybolmuş olan Yunanca Hıristiyanlık kitapları, Süryanice'ye yapılmış çevirileri sayesinde korunabilmiştir. Süryani yazarlarının ürettikleri eserler, kendi dönemlerinde adeta başvuru kaynağı olmuş ve çeşitli dillere çevrilmişlerdir.
Beş bin yıllık geçmişe sahip bu zengin kültürün mirasçıları Süryaniler, günümüzde yaklaşık olarak beş milyon tahmin edilen nüfuslarıyla Türkiye, Suriye, Irak, Lübnan, Ürdün, israil ve Hindistan'da yaşamaktadırlar. Ancak yirminci asrın son çeyreğinde, büyük bir bölümü Türkiye ve Ortadoğu'dan ayrılarak, başta Avrupa ve iskandinavya ülkeleri olmak üzere Amerika'ya, Avustralya'ya göç etmişlerdir.
milattan once asurluk ve aramiler olarak bilinen, hristiyanligi sonradan kabul etmis olan, bugunde dunyanın degisik bolgelerinde varolan toplumdur. kendilerine ait lehceleri vardır, hala yazim ve konusma dili olarak kullanilir.
hem bir arap ırkını hem de ortodoks hristiyanların bir kolunu oluşturan gruba verilen addır.
yüzyıllarca osmanlı coğrafyasında müslümanlarla birlikte dostça yaşamışlardır.
cumhuriyet tarihinde gayrimüslimlere uygulanan varlık vergisinin neticesinde diğer gayrimüslimler gibi büyük bir çoğunluğu türkiyeyi terk etmek zorunda kalmışlardır.
günümüzde çok az sayıda bulunan süryaniler mardin ve midyat çevresinde yaşamaktadırlar.
19. yüzyıla kadar dünya üzerindeki tüm süryanilerin merkezi yani patrikliği mardinde bulunmuştur.
şu anda ise süryani patrikhanesi şam'dadır.
mardin' de ve midyat'ta halen faal olan deyrül zafaran ve deyrül umur gibi görkemli ve mimari açıdan çok güzel manastırlar inşaa etmişlerdir.