Konum olarak hendek ve düzce arası bir yerdeyim. Sanki ruhumu bedenimden çekip almışlar gibi hissediyorum. Yoldayım eve gidiyorum ama artık bir evim yok. Dün gece yanıp kül olmuş ve geriye hiçbir şey kalmamış. Sahi ben nereye gidiyorum o zaman? ilk adımlarımı atıp, ilk kelimelerimi söylediğim ev yok artık. ilk aşk acısı çekip kafamı yastığa gömdüğüm yatak kül oldu dün gece. Ergenliğimde anneme asilik yapıp çarptığım kapılar da yok artık onlar da yandı. Üniversiteyi kazandığımda babamın boynuna atladığım odam yok artık. Kardeşimin kucağına uzanıp televizyon izlediğimiz koltuklar da yok artık. 22 yıllık hayatımda biriktirdiğim tüm anılar kül olmuş. Hani derler ya başını sokacak bir çatı diye benim bir çatım bile kalmadı. Ha şükürler olsun ki kimsenin canına bişey olmamış. Ama ben bunlar olurken başka bir şehirde mışıl mışıl uyuyordum. Hayat öyle bağlı ki pamuk ipliğine ben ailemi kaybetseydim napardım bilmiyorum. Elimizdekilerin kıymetini bilmek dileğiyle..
Ev. gerçek bir salon beyefendisi olduğum için sürekli salon ve oda civarlarında dolaşıyorum. odaya gittiğim vakitler oda beyefendisi oluyorum. yatakta ise yatak beyi. birtek tuvalette biraz sefilleşiyorum. orayada benim küçük derebeyliğim diyorum.