bugün

ben o kutsi nefesin üflediği kamışım.
ses onun, ben imzamı atmışım, atmamışım.

Necip Fazıl kısakürek.
Çok öfkeliyim. Hep Kendine patlayan silah gibiyim.
bence dünya o kadar da büyük bir yer değil zira pandemiden önce bile böyle düşünüyordum fakat belki de il dışına ve ülke dışına pek gitmediğim içindir ancak ne kadar büyük olursa olsun bir sınırı var yani ancak gene de yeterli büyüklükte. 10610 nickli yazar anksiyete yaşıyor sanırım. gerçi ben de biraz anksiyete yaşıyorum ancak daha iyiyim eski halime göre.
Kalkıp namazı kılayım.iftar olalı 40 dk oldu.
bugün aksine çok hızlı geçti, iyi iftarlar.
Bugün 20 Nisan 2022. Hava anadoluda biraz ayazımsı, sahil bölgeleri muhtemelen ılıman ve genelinde mevsim normallerinin üç beş derece altında. Bu havaların müptelası olan bir kitle olduğunu biliyorum. Herkese iyilik, güzellik.
Kötü ve zalimlere tez zamanda akıl, fikir.

insan, yer zaman ve mekan fark etmeksizin doğduğunda çıplaktır. Aynı insan Afrikanın bazı bölgelerinde doğduğu an itibariyle son nefesine dek küçük bir bez parçası ile örtünen insanlara “ilkel, çağ dışı”, Brezilya sahillerinde küçük bir bez parçası ile gezmeyi “modernlik”, belki de ahlak dışı olarak adlandırır. Bu insanın göreceli tanımlamalarıdır. Ve bu insanların hepsi paragrafın başında bahsettiğim gibi doğduğunda çıplaktır.

Kurban bayramlarında kesilen kurbanın eti üç parçaya bölünür. Biri kurban kesememiş ve durumu iyi olmayan kişilere, biri konu komşu yakın akrabaya, diğeri de kurban kesen kişinin derin dondurucusunda muhafaza altına alınır. ihtiyaç sahibi komşular kurban günlerinde mi hatırlanmalıdır? ihtiyaç sahibi komşular hatırlanmalı mıdır? Ya da derin dondurucuda diğer bayram gelene dek et saklamak bu ibadetin olmazsa olmazı mıdır?
Nereden çıktı bu şimdi diyenlerimizde olacak. Hiç bir yerden çıkmadığındandır zaten bu kadar zihnimi bulandırır bu olaylar.

Girizgahtan bağımsız bir husus var “Cevapsız çağrı”. Bir insan dostumuz, arkadaşımız veyahut mesaidaşımız olabilir. Telefonumuz çaldığında hangi dünyevi mesele ile meşgul oluyorsak çağrıyı sesli ya da mesaj yolu ile olumlu ya da olumsuz cevaplamamız gerekmez mi? Sebepsiz dahi olsa bize ulaşmaya çalışan kişinin mutlak suretle bize ihtiyaç duyduğunu anlamıyor belki de anlamak istemiyoruz. Bunun göreceli olduğunu düşünmüyorum. Makul olan her insan saygı görmelidir. “Şu anda konuşamıyorum” dahi her derde deva *

Ben nasıl ve ne zaman hayatımı kaybederim bilmiyorum. Yaşadığım müddetçe sınırları hür irademle aşmak, dağlardan denizlere paralel olarak yürümek istiyorum. Tüm yeryüzünün nefes alan tüm canlılara tahsis edildiğini biliyorum. Üzüntüsünü kulaklığından duyduğu melodiler ile paylaşan insanın üzüntüsüne yalnız kalmadığı müddetçe paylaşmak istiyorum. Küçücük kalplerin kocaman dünyada atmaya zorlanması bana hep şunu hatırlatır; “Dünya hassas kalpler için bir cehennemdir”.
Birileri cenneti bulmak için birilerinin hayatını cehenneme çevirmek istiyor ve ben ellerim ceplerimde sokakta yürüyerek şehri dinliyorum. Duyduğum kahkahaların, ağlama seslerinin karmaşasında..

Herkese ve her şeye rağmen “Dünyayı güzellik kurtaracak. Bir insanı sevmekle başlayacak her şey”
Bugün 2005-2006 şampiyonlar ligi finali barca-arsenal maçını izledim. Biz şu an futbol izlemiyoz aq.
Sol framede dinî inançları aşağılayıcı entryler görmekten sıkıldım!!!. Neden insanları olduğu gibi kabul etmiyoruz neden ? Neden ? isteyen açılsın isteyen kapansın kime ne ? Bana ne ? Sana ne??
3,5 kuruş gönlümüzden ne kopuyorsa, SMA 1 tipli çocuklara bağış yapalım.
Ceyhun beni dinle şerefs*z, sana konuşuyorum burada.
O insanın Size yaptığı ya da gösterdiği bir iyiliği veya herhangi bir davranışı aslında herkese yaptığını görürsünüz ya işte o zaman insan hayatını sorguluyor ve kimi beklentileriyle umutları yok olup gidiyor. insan kendisini özel hissettirecek şeyler bekliyor karşısındaki kişiden. Lakin o da herkes gibi sıradan biri çıkıyor.
Keşke herkes hakkettiğini yaşasaydı bu dünyada.
son iki senede 10 yıl yaşlandım, en içten ve hissederek kurabileceğim cümle sanırım bu. geçmişten kaçmak bir yana geleceğe yetişemiyormuşum zamanın içerisinde boğulup kaybolacakmışım gibi hissediyorum. sürekli bir gelecek kaygısı, acabalar insanın içini darlıyor. uykusuzkluktan bazen gözlerim görmüyor şaka gibi bir gençlik gerçekten.
ölmeyi hak eden biriyim. Nick'imin ne kadar doğru olduğunu düşünüyorum. Kusasım geliyor, iğreniyorum. Öncelikle kendimden ve her şeyden.
Kimseye haddinden fazla değer vermemek lazımmış.
1. Akrabaların çoğu akreptir. Uzak durun. Akrabalık ilişkileri zaten haddinden fazla sahtedir. Akrabaların çoğu mutluluğunuza üzülür, zor durumunuza sevinir. istisnalar çok azdır.

2. Kimseye sırlarınızı anlatmayın. Kimseye mutlak surette güvenmeyin. Eğer düzgün bir insanla evlenirseniz emin olun en büyük servetiniz odur. Kimse kimseyi annesinden, babasından ve sadık bir eşten daha çok sevmez. Sadece onlara güvenin.

3. Arkadaşlar iyidir elbette ama temkinli olmak da iyidir.

4. Sadakat ve vefa en yüce değerdir. En ufak iyilik bile karşılıksız bırakılmamalıdır.

Ayrıca şu da kendimle ilgili: insan silme huyumu çok seviyorum. istemediğim kimse bana zarar veremiyor. Toksik insanlardan yorulduysanız hayatınızda temizlik yapın.
En cesurlarımı korkular ile en erken yüzleşmelerimiz.
Rus bir kıza aşık oldum sanırım.

Muhteşem bir detay. Bana da moskofçu diyordunuz bu da tuzu biberi oldu.

Tuz biber değil ama bal daha doğru olur. Evet.
sizinle görüşmek yerine başka şeylere vakit ayıran ve sizi unutan insanlara kayıtsız olun, umursamayın. sizsiz devam etsin hayatına.
anlayışlı biri değilim.
hayatın bu kısmı bile bu kadar zorken ilerleyen süreci düşünmek dahi istemiyorum. nasıl başa çıkıyosunuz cin misiniz?
Sevdiklerimiz çok garip. Seni anlıyorum diyip hiçbir şey yapmamak iyi hissettiremek ne kadar acı.
Az önce bir videoda " yunan mitine göre vücudunuzdaki benler, ruh eşinizin öptüğü yerlermiş" diye duydum.
O halde benim ruh eşim çok terbiyesiz, her fırsattan istifade eden biriymiş.
Sevişmek normaldir.

https://www.youtube.com/watch?v=Bc3Md1S-8Tc
ilk insan hastalığının uyuz olduğunu biliyor muydunuz?