bugün

Merhaba;
Uzun zamandır yoktum ve biliyorum ki giç biriniz de bunu fark etmedi. Çok şey yaşadım geçen zamanda. Büyüdüm belki, belki biraz da olgunlaştım. Ama kesinlikle normalden daha fazla yaşlandığımı hissediyorum. Zor bir yıl oldu olmaya da devam editor ama umudum altından kalkabilmek ve istediğim şeye ulaşabilmek. Umarım bu senenin sonunda tamamen gitmiş olabilirim buralardan.
söylemek istediklerimi söyleyemem.
insanların düşünmediği şeytanlık kalmamış gerçekten. hayretle izliyorum olan biten ne varsa.

sonu hayrolsun.
Yeni ve güzel bir sayfa açmak için ilk adım olarak saçımı kestirdim. Ama ne yeni bir sayfa açabildim ne de saçım istediğim gibi oldu. Şimdi eski hayatımla, çirkin saçlarımla başbaşayım.
bazen insanın kendi kendisine verdiği zararları gördüğümde ilk önce kısa bir şok geçiriyorum, sonra da bu durumu kabullenip artık yadırgamayı kesiyorum. Bu insan en çok kendim oluyor.
insan kendisinden intikam alır mı/ alabilir mi?
eyy ilahi adalete inanmayanlar! bu sözüm sizlere.(burada kollarımı uzatarak ellerimi açtığımı hayal edin)

ilahi adalet var.
insanların herkesten farklı görünme çabalarını izelemek çok üzücü. Sürekli bir yarış hali var. üzüntüler, sıkıntılar, dertler bile yarıştırılır oldu. En çok ben hastalığına yakalanmışız. Bu durum en çok benim canımı sıkmıyor belki ama epey bir düşündürüyor.
Pencerelerimizin dışını net görmek için, önce odamızdaki ışıkları söndürmemiz gerek sanırım.

Lambaları kapatma vakti.
Kaçıp gidesim var. Yanına.
eleştirdiğim şeyi yaparken kendimi bulmamak için ciddi anlamda bir çok şeyi elimle ters teptiğim olmuştur. ilke milke bu tür zırvalara pek inanmam ama yani öyle bir bütünsellik sağlamak istiyorum özellikle bazı konularda.

çelişmek falan ters yani bana. nasıl açıklarsın aabi kendini.
iyi değilim. Olur muyum? Bilmiyorum.
Bir kez de olsa kırıldığımı görsünler istiyorum. illa suratlarına haykırmam mı gerek ki anlayamıyorum.
şöyle, nasıl denir, erkeklerin siktiriboktan nedenlerden ötürü ölesiye düelloya tutuştukları zamanlarda yaşasaydım keşke. tanıdık tanımadık sinirimi bozan herkesi düelloya davet eder belki öldürüp biraz olsun rahatlar belki de öldürülüp sonsuz rahatlığa erişirdim. seneler öncesinde kalmış gibiyim. günümüz hayatına entegre olamadım henüz. en basitinden tivitlerini okuyup hoşlanan, instagram resimlerine bakıp aşık olan zihniyet bende yok. bu kadar basit mi olmak lazım yani. (favlayayım da hoşlandığım belli olsun.) nedensiz yere, sırf ihtiyacını hissediyoruz diye adına aşk koyduğumuz saçma ilişkiler mi yaşamalıyız? "flörtleşmek ne ola? nasıl yapılır?" kursu filan mı aldınız? erkenden uyuduğum bi akşam vakti hepiniz buluşup bu oyunun kuralları böyle böyle diyerek bu saçmalıkları mı kabul ettiniz? hastagine göre hepiniz dert babası, hastagine göre hepiniz eğlence bıldırcınları olmayı nasıl beceriyosunuz peki? kusmam gereken onca şey var. kusacak yer bulamıyorum sadece.
Aynı sahneyi üç * farklı dizide gördüm. *
Bazı sahneler can yakıcı. Cidden acıtıyor içten bir yerleri.
Nerdesin kucuk orospu* gel seni bekliyorum.
Yarın ilk iş günüm stresten uyuyamıyorum. Allahım işine karışılmaz ama en az beş kişiye paylaştırabileceğin stresi neden tek bana yükledin.
bıktım sizden. sizin yüzünüzden kendimden de. bi bitmediniz iq diye bağırmak istiyorum.
görsel
Aklıma bu geldi. Duygulandım. Siz de duygulanın. Hadi iyi geceler.
Hadi beni emekli edelim.
Yazlık ve şıpıdık terlik bağışlamak isteyenler fav.
akşam akşam bi yorgunluk çöktü üstüme. nedenini bilmediğim bir mutsuzluk halim var.
bu aralar da hep böyleyim zaten. bir şeyleri değiştirmem gerekiyor gibi?
tanrım nolur iş başvurularımdan birisi olumlu olarak geri dönsün.. gerçekten çalışmak istiyorum boş durdukça çıldırma geliyor bana.
hem kötüyüm karanlığım biraz
cirkinim.
yasamak edip cansever'in mavi huydur bende adlı siiri yazıp siire hayat hic mavi yerinden vurmadı.. cümlesiyle baslaması tıpkı. veya ismet özel'in zorlu bir kıs gecirdim seninki gibi neftî acıktım bitlendim bir yerlerim sancıdı ama sökmedi hoyrat kuralları fasizmin demesi. tez-antitez hayatın her alanında. belki de yasamayı yasanır kılan sey bu zıtlıkların birliği. acaba gercekten karanlık olmasa gündüzün kıymeti bilinmez miydi diye düsünüyorum. veya her yer siyah olsa beyazın saflığı temizliği vs ile ilgili methiyeler düzülür müydü. kimsenin cevabını öğrenemeyeceği sorular bunlar. lakin sonun ne olduğunu bilmek kimseyi mutlu etmeyeceği icin bu soruların cevabını öğrenmek de kimseyi mutlu etmeyecek. yani hicbir sorunun cevabını öğrenmek kimseyi mutlu etmeyecek ne sairler ne filozoflar ne din-devlet adamları kimse bunun farkında değil. yalnızca insanın elinden yasamaktan baska bir sey gelmediği icin sorulara dolayısıyla zıtlıklar arasındaki uyuma uyumsuzluğa vs kafa yormaya devam edeceğiz. bir bilgisayar oyununda kosup altınları toplayıp 1.olmaya calısmak gibi düsünün hepsini toplayıp 1. olmanız aslında sizi mutlu etmeyecek. ama acıp o oyunu oynamaktan baska caresi yok kimsenin. ne acı.
Sana inceden yanığım ama acelesi Yok......
Neden bu kadar çok orospu çocuğu yarattın?
Tanrım?
keşke konuşmasaydım dersin meğer buymuş ilk dersin, zor iş kolay gelsin.