sözlük yazarlarının sevdiği şiirler

entry1812 galeri42
    524.
  1. genelikle yunus emrenin şiirleri.
    0 ...
  2. 525.
  3. bekliyorum,
    öyle bir havada gel ki,
    vazgeçmek mümkün olmasın.
    1 ...
  4. 526.
  5. Olaki yürürüm bir başka aşka
    Ya da yürürüm mavi olmayan bir gülüşe
    Unutmaki tek aşk olduğum sensin
    Aşık olduğum değil

    Karanlıkla süzülüyor içime yıkım
    Dur diyorum yıkılıyorum
    Uçurumları baş ucuma koyuyorum sonra
    Okşuyorum saçlarını rüzgarda
    Sıcak, ılık bir koku siniyor yüreğime
    Gitme diyorum gitme düşüyorum
    Sonra beni soruyorlar bana
    Tanımıyorum diyorum
    Daha hiç karşılaşmadık
    Aynı çizgide bilge sus umu dinliyorlar
    Ben sustukca
    Yazık, bir çığlığın doğuşu gibi ölüyorlar
    Önce bir bir, sonra hepsi
    Sonra bir uçurumlar kalıyor birde yıkımlar
    Verilen herşey borçmus gibi alınıyor
    Önce bir bir, sonra hepsi
    Sonra mı bir ben kalıyorum, birde yalnızlık
    Uçurumlar, yıkımlar, ben ve yalnızlık
    Zorlu bir savaşın unutulmuş cesetleri gibi
    Yatıyoruz yan yana
    Öpüşüyoruz, sevişiyoruz da hatta
    Herşey oyunun yasaklarına uygun bir günah oluyor
    Tek umudumuzu göğe gelin ediyoruz
    Telli, kanlı düğün işte
    Üşüyor saçlar biliyorum dargınmısın
    Bu baharda mayısta bıraktığım gibi misin hala
    Vurulmuş çocuk gibi büyümemiş yüreğinde hüzün
    Hala kaçıyormusun zamansız
    Gözlerini bırakarak birilerinde
    Hala ellerinden tutup sevgileri
    Dipsiz kuyuya salıyor musun ağlayarak
    Küçücük bir dokunuşla son sevilen olabiliyor musun

    Kendin kadar aklımdasın
    Hala öyle savruk bir gök
    Hala öyle yerini yurdunu bulamamış bir mavi
    Ve aşkını şaşırmış bir tanrı
    Çoğalan sızısıyla mutlu bir yara
    Öyle misin mavi gözlü sarı saçlı yoldaşım
    Öyle bıraktığım gibi misin
    Gerceği yakmada hala usta mısın
    Yoksa çırak mı yanarken yalanda
    Saçlarıma dolanan aydınlığımsın
    Somutlaştıramadığım tek imgemsin şiirde
    Anlattıkça eksilen tek anlam
    Hala bıraktığım gibi misin
    Yoksa beni bıraktığın gibi mi
    Kaç mevsimsiz kar düştü toprağıma
    Kaç mevsimsiz kar düştü benim toprağıma
    Hala bıraktığım gibi misin?

    umut altınçağ.
    2 ...
  6. 527.
  7. geçme namı kemal köprüsünden
    ürkütürsün çaylakları
    ebenin popişine çam diktim
    git topla madımakları.

    anonim
    0 ...
  8. 528.
  9. Sevgileri yarınlara bıraktınız

    Sevgileri yarınlara bıraktınız
    Çekingen, tutuk, saygılı.
    Bütün yakınlarınız
    Sizi yanlış tanıdı.

    Bitmeyen işler yüzünden
    (siz böyle olsun istemezdiniz)
    Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
    Kalbinizi dolduran duygular
    Kalbinizde kaldı.

    Siz geniş zamanlar umuyordunuz
    Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
    Yılların telaşlarda bu kadar çabuk
    Geçeceği aklımıza gelmezdi.

    Gizli bahçenizde
    Açan çiçekler vardı;
    Gecelerde ve yalnız.

    Vermeye az buldunuz
    Yahut vaktiniz olmadı.

    Behçet Necatigil
    1 ...
  10. 529.
  11. univ. yıllarında tarafımca yazılmıştır..

    gece koydum adını bu sevdanın,
    yürekli bir aşkın kadersiz tutkularıydık.
    gecenin renginden korkmasan birde,
    karanlığı adımızla yırtacaktık...
    3 ...
  12. 530.
  13. Gittin...
    Ben arkandan sadece baktım.
    Oysa söyleyecek o kadar çok şeyim vardı ki...
    gidersen, iyiye dair ne varsa içimde yitireceğim hepsini.
    Gidersen, sönecek içimdeki ateş ve bir daha hiç kimse yakamayacak.
    Gidersen, karanlığa mahkum edeceksin günlerimi.
    O karanlıkta yolumu kaybedeceğim...diyecektim sana.
    Konuşamadım...

    Gittin...
    gidişini görmemek için gözlerimi kapattım.
    Öğlesine acıdı ki içim, tutup koparsalardı kolumu,
    bacağımı bu kadar acı duymazdım.
    Acım yaş olup akmalıydı gözümden.
    Ağlayamadım...

    Gittin...
    gidişini önlemek için tutmalıydım ellerinden.
    Ellerim değilmiydi her dokunuşunda seni ürperten?!
    ürperirdin yine biliyorum.
    Bir kez dokunsam, bir kes tutsam ellerini,
    gitmek için biriktirdiğin bütün cesaretin kaybolurdu.
    Tutamadım...

    Gittin...
    bir yıkım gibiydi gidişin.
    Sen adım, adım uzaklaşırken benden çöküp kaldı bedenim olduğu yerde.
    Nice terk edişlere dayanan bu yürek bu kes yenilmişti.
    Bu kadar zayıf değildim ben, kalkmalıydım.
    Kalkamadım...

    Gittin...
    oysa ben geldiğin gün gideceğini biliyordum.
    Hazırdım gidişine.
    Kaçak zamanları yaşıyorduk.
    Zaman bitecek ve sen gidecektin.
    Bense gidişinin ertesi günü hayatıma kaldığım yerden devam edecektim.
    Edemedim...
    Başlayamadım...

    Gittin...
    bir şey söyledin mi giderken?
    KAL dememi istedin mi?
    Son bir kez SENi SEViYORUM dedin mi?
    BEKLE BENi DÖNECEĞiM dedin mi?
    Beynim öylesine uğulduyordu ki...
    Duyamadım...

    Gittin...
    Nereye gittiğin önemli değildi.
    Binlerce kilometre uzaklarda dahi olsan,
    iki metre ötemde de fark etmiyordu.
    Artık yoktun ve asıl bu düşünce beni felç ediyordu.
    Kurtulmalıydım senden,
    bu yokluğun duygusundan kurtulmalıydım.
    Kurtulamadım...

    Gittin...
    unutulanların arasına katılmalıydın.
    Anıları bir sandığa koyup hayatı
    bir yerinden yakalamalıydım.
    Bu aşk noktalanmalıydı,
    bu sevdadan vazgeçmeliydim.
    Yapamadım...

    Gittin...
    bir okyanusun ortasında,
    tek küreği kaybolmuş
    sandalda dev dalgalarla boğuşan bir denizciyim artık.
    Bil ki; Sevmekten vazgeçmedim seni,
    bil ki seninle birlikte sevdanıda taşıyacağım yüreğimde.
    Bil ki seni...
    unutamadım.
    1 ...
  14. 531.
  15. beni güzel hatırla
    bunlar son satırlar
    farzet ki bir rüyaydım esip geçtim hayatından
    ya da bir yağmr sel oldum sokağında
    sonra toprak çekti suyu kaybolup gittim
    belki de bir rüyaydım
    senin için..
    uyandın ve ben bittim

    beni güzel hatırla
    çünkü sevdim seni ben her şeyini
    sana sırdaş oldum dost oldum koynumda ağladın
    yüzüne vurmadım hiçbir eksikliğini...

    orhan veli'mden...
    2 ...
  16. 532.
  17. hatırlat da haziran'ın sonlarında çocukluğumu yakalım

    sen beni öpersen belki de ben fransız olurum
    şehre inerim bir sinema yağmura çalar
    otomobil icad olunur, zarifoğlu ölür
    dünyadaki tüm zenciler kırk yaşından büyüktür.

    -senegalliler dahil değil

    sen beni öpersen belki de bulvarlar iltihablanır
    çağdaş coğrafyalarda üretir cesetlerini siyaset bilimi
    o vakit bir sufiyi darplarla gebertebilirsin
    hayat bir yanıyla güzeldir canım, sen de güzelsin

    -yoksa seni rahatsız mı ettim?

    sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulur
    ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek
    elbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilim
    elbette gayet rasyoneldir attan atlamak

    -freud diye bir şey yoktur.

    sen beni öpersen belki de ben gangsterleşirim
    belki de şair olurum seni de aldırırım yanıma
    bilesin; göğsümde hangi yöne açmış tek gülsün
    yani ya bu eller öpülür, ya sen öldürülürsün.

    -haydi iç de çay koyayım.

    ah muhsin ünlü
    1 ...
  18. 533.
  19. bak bunlar ellerin senin bunlar ayaklarin
    bunlar o kadar güzel ki artik o kadar olur
    bunlar da saclarin iste aksamdan cozulu
    bak bu sensin cocugum enine boyuna
    bu da yatak olduguna gore aramizdaki
    sabahlara kadar koynumda yatmissin
    bak bende yalan yok vallahi billahi
    sen o kadar guzelsin ki artik o kadar olur

    ista bak sen gozlerin de burda
    gozlerinin ucu da burda yasamaya alisik
    iyi ki burda yoksa ben ne yapardım
    bak cocugum kollarin iste ciplak iste
    bak gizlisi saklisi kalmadi gunumuzun
    gozlerin sabahin sekizinde bana acik
    ne gunah islediysek yari yariya

    sen asil bunlara bak bunlar dudaklarin
    bunlarin konusmasi olur opulmesi olur
    seni usulca opmustum ilk optugumde
    vapurdaydik vapur kiyidan gidiyordu
    uc kulac oteden istanbul gidiyordu
    uzanmıs seni usulca opmustum
    hemen yanimizdan baliklar gidiyordu
    cemal süreya
    0 ...
  20. 534.
  21. sözleşmiş sözcükler, söz ettirmiyorlar senden
    duvarlarda bir sessizlik, içimi ürperten
    ben susmuşum, sen susmuşsun.

    öyle ebedi sevmişim ki
    hevesle alınmış bir masal kitabısın sen
    bir varmışsın, bir yokmuşsun.
    2 ...
  22. 535.
  23. gönlümle başbaşa düşündüm demin
    artık bir sihirsiz nefes gibisin
    şimdi ta içinde bomboş kalbimin
    akisleri sönmüş bir ses gibisin

    maziye kavuştu sevda yeminim
    bir anda unuttum seni, eminim
    kalbimde kalbine yok bile kinim
    bence sen de artık herkes gibisin
    0 ...
  24. 536.
  25. Parlak yıldız, keşke ben de senin gibi sabit (kararlı /değişmez) olsaydım,
    yalnız ihtişam içinde değil, geceleyin havada asılı
    ve izleseydim, sonsuz göz kapakları ile
    doğa'nın dayanıklı- uykusuz Eremite'i gibi (münzevi)
    Hareketli sular, onların saf abdest (takdis) ile görevli papazı gibi
    dünyanın insan kıylarının etrafını sarar
    ya da yeni düşmüş-yumuşak maskesine bakar
    dağlar ve kırlar üzerindeki karın
    Hayır -hala sadık (sabit) ve hala değişmez
    benim sadık aşkımın olgunlaşan memesinin üzerindeki yastık
    sonsuza dek yumuşakça şişmesi ve düşmesini hissetmek için
    tatlı bir huzursuzluk içinde uyanık
    yine de hala onun yumuşak nefes alışını duymak
    ve böylece yaşamak- yoksa (ya da) ölmeye bayılmak (yatmak)... JOHN KEATS
    0 ...
  26. 537.
  27. Bir adin kalmali geriye
    Butun kirilmis seylerin nihayetinde
    Aynalarin ardinda sir
    Yalnizligin pesinde kuvvet
    Evet nihayet bir adin kalmali geriye
    Birde o kahreden gurbet
    Sen say ki ben hic aglamadim
    Hic atese tutmadim yuregimi
    Geceleri koynuma almadim ihaneti
    Hele nihavend hele buse hic gecmedi aklimdan
    Ve hic gitmedi bir topak kan gibi adin
    Icimin nehirlerinden
    Evet yangin
    Evet salas yalvarmanin korkusunda talan
    Evet kaybetmenin o zehirli bugusuKaynakwh webhatti.com:
    Evet isyan
    evet kahrolmus sayfalarin arasinda adin
    Sokaklar dolusu bir adamin yalnizligi
    Bu sevda biraz nadan
    Biraz da hickirik tadi
    Pencere onu menekselerinde her aksam
    Daglar sonra oynadi yerinden
    Ve hallaclar atti pamugu futursuzca
    Sen say ki yerin dibine gecti gecmeyesi sevdam
    Ve ben seni sevdigim zaman bu sehre yagmurlar yagdi
    Yani ben seni sevdigim zaman
    Ayrilik kursun kadar agir gulusun kadar felaketiydi yasamanin
    Yine de
    Bir adin kalmali geriyeKaynakwh webhatti.com:
    Butun kirilmis seylerin nihayetinde
    Aynalarin ardinda sir
    Yalnizligin pesinde kuvvet
    Evet nihayet, bir adin kalmali geriye
    bir de o kahreden gurbet
    beni affet
    kaybetmek için erken sevmek için çok geç..

    ahmet hamdi tanpınar
    0 ...
  28. 538.
  29. (bkz: acıyı aşka yama yaptım)

    Bitiyor zaman.
    Tüm saatler kum saatinin içinde birbiri üstüne yığılıyor.
    Sahte mutluluklar giyiniyor sözcükler.
    Sen-ben savaşında imtiyazsız yarınlara bugünden açıyorum gözlerimi. Savaşacak kadar bile yakın olmayışımızı bilirim.
    Bilirim, acı verişindir bu kadar sözcük dizdiren.
    Ömrümü ömrünün ardında sürüyen...
    Aynaları kırıldı mutluluğumun.
    Söz dinlemeyen yanımı artık çok iyi tanıyorum.
    Ayağım takılıyor bir acıya ve yokluğunun üstüne düşüyorum.
    Hala üşüyorum...
    iğne deliğinden geçiriyorum sevdayı.
    Sen oluyor nakışımın adı.
    Bir an sen oluyorum anlayışsız, vurdumduymaz...
    Sonra bana dönüyorum. Bak hala ağlıyorum...
    Harf harf işlerken kelimelerimi,
    şimdiden yerleştiriyorum acılarımı parmaklarımın ucuna.
    Son düşen cemreyi de ayırıyorum payıma.
    Kapatıyorum gözlerimi.
    Hadi git yâr, geldiğin gibi.
    Acıttığın yerden tüm acılarımı da topla git hadi.
    Anlamadım yâr Sen mi yâr olmadın yoksa ben mi yarenlikten uzaktım? Hangi kıyıya vurmuştu aramızdaki eksik o taş?
    Hangi şarkıda yarım kalmıştı notamız?
    Hangi satır içine sığdırabilmişti de seni; sen bulunmazım olmuştun?
    Ah yâr sana bağlamazsam sözcüklerimi,
    hep anlamsızlık oluyor yüreğimin dili. S
    ana bağlandığında da gözyaşına paralel oluyor.
    Yok, mu önümde senden gayri gidecek bir yol?
    içim yine aynı mısra´ları tekrarlıyor..
    Yamaçlarımda senli güzel düşerim var
    Ama düşlerime damlayan zehir de sensin yâr
    Bulamadım yâr.
    Seni bu kadar ararken kendime bir mutluluğu da bulamadım.
    Zamandan bir bir çalıp saatleri sızlayan yanlarıma kattım. Ben acıyı aşka yama yaptım.
    Hafife almadım duyuları.
    Kuytu köşelerde ölümüne besledim sevdayı.
    Acıydı bildiğim aşkın ön adı. Hiçbir şehre sığmadı yüreğim.
    istanbul sen de yüreğimi ayaklarına doladın.
    Ve sen düştün ben kanadım.
    Ezildim, yarama yine koskoca bir kenti bastım.
    Büyük bir uykudan ibaret sandım satırlarda yaşamayı.
    Kelimeleri vurdum kumsallara.
    Canımı ağrıttım ardında.
    Ve bir taş daha attım içimin karanlık dehlizine.
    Hüzün meskenine kilitli aşk hangi makamı kabul ediyordu ki sözlerine? Hangi yaram düşlerimi sana vurduğumda acı damlatmıyordu?
    Gerçeğimde olmayan yâr gönlümden git!
    Hadi git! Ben sarsılan bir şehrin enkazı olmaya razıyım.
    Ben, yine kâbuslar saklarım yatak başlarımda.
    Ve sana şiirler biriktirmekten vazgeçerim.
    Sessizliğimin sesini dinlerim bir sonbahar sabahında...

    KAHRAMAN TAZEOĞLU
    3 ...
  30. 539.
  31. yaşa be, yaşa da öyle git, gireceksen toprağa
    yaş 70′e gelse bile, hayat daha bitmemiş.
    sen mi biteceksin?
    çekeceksen bile bayrağı,
    yaşadım ulan dibine kadar diyemiycek misin?

    (bkz: can yücel)
    1 ...
  32. 540.
  33. hatırına düşeceğim

    kopkoyu bir sis içinde bir akşam
    hatırına düşeceğim belki
    bir an ıslayacak yağmur yüzünü
    birden o tatlı demleri hatırlayacaksın
    sonra sıcak yatağında uzun uzun
    ağlayacaksın ağlayacak.!

    boğazında bir şeyler düğümlenecek
    ah yanımda olsaydı diyeceksin
    tüm yıldızlar gülecek haline ay'da göz kırpacak
    iliklerine işleyecek bensizlik
    kahrolacaksın...!

    bir sigara tüttüreceksin ihtimal
    ufku seyredeceksin saatlerce
    bir rüzgar kopçalayacak yüzünü
    sonra hayalim gelecek karşına
    bir şiirimi mırıldanacaksın
    hıçkıracaksın..!

    gönlünden atamadığın gibi kafandan'da
    silemeyeceksin beni, düşlerine gireceğim her gece
    ince bir hüzün bürüyecek yüzünü
    ve çırılçıplak gerçekleri o zaman
    anlayacaksın..!

    sonra bir şeyler yazmak isteyeceksin
    kafan gibi kaleminde işlemeyecek
    unutmak isteyeceksin herşeyi
    ama unutamayacaksın hiç bir şeyi
    kıvranacaksın.!!

    (bkz: necip fazıl kısakürek)
    1 ...
  34. 541.
  35. bence sen de şimdi herkes gibisin

    gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
    onlardan kalbime sevda geçmiyor
    ben yordum ruhumu biraz da sen yor
    çünkü bence şimdi herkes gibisin

    yolunu beklerken daha dün gece
    kaçıyorum bugün senden gizlice
    kalbime baktım da işte iyice
    anladım ki sen de herkes gibisin

    büsbütün unuttum seni eminim
    maziye karıştı şimdi yeminim
    kalbimde senin için yok bile kinim
    bence sen de şimdi herkes gibisin

    (bkz: nazım hikmet)
    *
    0 ...
  36. 542.
  37. kedi kırıkları iyidir. sunay akın.
    0 ...
  38. 543.
  39. bir adam bir kadın var içimde iyice anladım
    bana bunu sessizce anlatıyorlardı
    bir yerde onların yönlerinden
    alımlı bir zarf katlanmıştı uzaktaki
    bulvarların geceye vurdukları
    çağırmasız kır günlerini zararsız akrepleri
    uzunlamasına yaşayıp yatay bir çocukla kalkan
    bir sürü alışkanlıklar taşıyan
    insanlığımızı gülüşü yalnızlar çarşısında
    çağrılmış gümüş seslerini aynadaki yüzlerin
    başkası sevsin diye en seçkin yerine
    bir şal gezdirirdi
    insanlığımıza bir şey getirirdi yalnızlarla

    bir sen varsın hep saçların ağzın
    bir merdiven hücresinde
    uzak çağrışımlarla koşardın ya bensem
    seni sonsuz gelişinle
    saçından tanıyor gülüşünden kaçıyor
    eğilip başını içlerimden geçtiğin zaman
    uzağa bir yolcuya karşı çıkar gibi
    artık gecikmiş alışıldığım gidişinle
    davranılmaz üstünde durulmaz
    hiçbir tüfeğe gelmez bir kekliksem

    yüzün soygundan geçmiş öyle bir yerde
    durmuş ki bakışın boynun bozgun
    üstünden bir nehir geçer gibi
    ya gecedir ondan ya bulanık sudan
    bir hasta gibi ağrımaktasın

    gelişini aldım onu nasıl harcadım
    denizden bunalıp okyanusa
    selâm çakan vapurun
    sevindik adımına birden parka çekildik
    ve birden nasıl bayram bıyıklı
    bir yaylım herkesin yaydığı bir merhabayla
    eğip başını içlerimden gittiğin zaman
    uzağa bir yolcuya çıkar gibi

    selini üstüme çektin önce
    camdan bir mektup dolabının
    üstüste sayısız koridorunu yüzüme yakın
    başını duvara değdirmiş bir benzetişle
    josef ka benzeri bir bakışındı
    ya da konuşmayı kesip aman sen
    öyle bir gittin ki benimle

    piknik beni sana verdi önce
    gelişen güneş yalnızlıktan bir göze
    eski ellerin
    ve çağlarınla bir şeye uzanmış etin
    ve hançerinle zamana saf durmuş
    son gidişindir bu


    bunların hepsi beni çağırıyorlar sevinçlerimden
    biri denizdir uzun boylu gürültüsüyle
    zaten hangisi kavak zürafası değil
    biri bütün yan odaları bekler
    kuşkulu geçer camlardan
    ve bırakır yerini bir koridor bekçisine

    haydi sen bütün onlara git benimle
    son sigaramdın
    gidişin antinikotin
    birden bir şey mutlu eşit piyano çalıyor
    elleri iki çeşit durgun
    gerçi çıkmıyor gelenlerin karanlığa duranların
    suya inen sesleri

    tam şimdi denizinle
    bir çakıl taşına yaklaşıyor
    kuma çok yakın bütün kesitlerinle
    bakıyor ve bunalıyorsun

    tam şimdi ipe koşan
    beni elleriyle alkışlayan
    ağrıyan bir gün geliyor

    cahit zarifoğlu.
    0 ...
  40. 544.
  41. her yağış bir başka kalkışmaya gönüllü
    ve kim neye erse bu geçişte
    bir tomurcuk bir gözyaşı mutluluk işte
    her bahar arifesinde korkulu bir kimsesiz gecenin
    aklım elim yüreğim kirişte hep biraz korku biraz yalan telefon
    seslerinde . . . . .

    ya yine boş koridor ıslaklığıysa ve beton efesi
    bütün fakir çocukluklarda . . . .

    ama herşey sırasını beklerken
    mukaddes bir kuytuda
    senden umut kesenin hüzün kesesinde bir yavru
    herhangi bir anne kadar kanguru

    işte bahar işte sevda işte tomurcuk bir bakıma
    ağzım mavi ıslaklığının uçurumunda
    rüyayla gerçeğin arafında
    hep iyinin aşkın tarafında

    ve
    değmediğim yerin kalmayıncaya
    bu bahar sonsuza tomurcuklanmaya
    ben sana sen çatlak bir anadoluyu kucaklamaya
    bu bahar aşk için hazır
    hazır vazgeçmeye
    adının bile baş harflerinden
    kayıtsız bir sarhoşluğun her gün erkenden sabah oluşundan
    her şeyi biraz şakalaştıran bakışından
    şakadan başka izahı olmayan bu kalp ağrısından

    ve
    bahanesi bir yürek
    bir et
    bir bedenin içine girmek !

    hazır bu bahar
    akılsız ! bir yeşermenin şahane hasadına
    hazır nur topu bir yaşama sevincini kundaklamaya . . . .

    unutma baharda çiçek olan
    meyvedir yaza . . . .
    bu erik tanesi bu şakacı bahar çiçeği
    her dem taze kalsa . . .

    Yılmaz Erdoğan - Bu Bahar Aşka Hazır
    0 ...
  42. 545.
  43. (bkz: davet) (bkz: nazım hikmet ran)
    (bkz: güneşi içenlerin türküsü)
    (bkz: japon balıkçısı)
    (bkz: kerem gibi)
    (bkz: ben içeri düştüğümden beri)
    (bkz: üstü kalsın) (bkz: cemal süreya)
    (bkz: sizin hiç babanız öldü mü)
    (bkz: ben hayatta en çok babamı sevdim) (bkz: can yücel)
    (bkz: vazgeçtim bu dünyadan) (bkz: william shakespeare)*
    (bkz: otuzbirinci nesil)
    (bkz: denge) (bkz: turgut uyar)
    (bkz: aysel git başımdan) (bkz: attila ilhan)
    (bkz: üçüncü şahsın şiiri)
    (bkz: böyle bir sevmek)
    (bkz: ruhumda kış, yaz) (bkz: faruk nafiz çamlıbel)*
    (bkz: firari)
    (bkz: intizar)
    (bkz: suskun) (bkz: ahmed arif)
    (bkz: basit yaşamak) (bkz: düş hekimi yalçın ergir)
    (bkz: feryad-ı isyanım) (bkz: emekçi)
    (bkz: nesini söyleyim) (bkz: âşık serdari)
    (bkz: bir adam) (bkz: özdemir asaf)
    (bkz: mutlu olmak varken) (bkz: a kadir)
    (bkz: allah'ı ararken) (bkz: cahit sıtkı tarancı)
    (bkz: araz) (bkz: kahraman tazeoğlu)
    (bkz: ekmek şarap sen ve ben) (bkz: ihsan yüce)
    (bkz: bedava) (bkz: orhan veli kanık)**
    (bkz: hürriyete doğru)
    (bkz: dedikodu)
    (bkz: yaprak) (bkz: oktay rifat)*
    (bkz: ben kimim) (bkz: afşar timuçin)
    (bkz: hakikatın yıldızı) (bkz: tevfik fikret)
    (bkz: Tûtî-i mu'cize-gûyem ne desem lâf değil) (bkz: nefi)
    (bkz: ağıt) (bkz: mevlana celaleddin rumi)
    (bkz: etme)
    (bkz: demedim mi)
    (bkz: bana seni gerek seni) (bkz: yunus emre)
    (bkz: bir ben vardır bende benden içerü)
    (bkz: bilinmeyen ülke) (bkz: alexandr puşkin)*
    (bkz: annabel lee) (bkz: edgar allan poe)
    (bkz: the road not taken) (bkz: robert frost)
    (bkz: ecce homo) (bkz: friedrich wilhelm nietzsche)

    şimdilik aklıma gelenler bunlar..

    ekleme:
    (bkz: hayatı ihlal ediyorum) (bkz: bayram balcı)
    0 ...
  44. 546.
  45. Sana adadığım adaklardan birini daha bozdum!

    Dayadım gırtlağıma en baba orospusunu bıçakların;
    kes ulan dedim kes bir boka yaramayan kellemi gövdemden...

    Her katil öldürdüğüne ağlayarak gömülür,
    bu sonbahar da böyle geçti kırılarak ortasından, kıvrılarak
    göğüs uçlarından aşağı kendini atan bir yaza inat
    çok şık!

    - Merhumu nasıl bilirdiniz?
    - Katiline aşık!
    0 ...
  46. 547.
  47. Uludağda Karı düşünüyorum.
    Masamda Soğuk Biram var.
    Hani ya rakım ?

    insanların ellerinde ski var kayıyor..
    Kızlar benimkini Kırdı.

    Uludağda karı düşünüyorum karı..
    Donları çözülmüş karı.

    Benim adım orhan veli kanık.
    Yüreği yanık.
    0 ...
  48. 548.
  49. sevgili
    yetmiyor 'sevgili' sözü
    tek başına. karşılamıyor
    içimi dolduran duyguyu.
    oysa ben 'sevgili'
    derken neler
    düşünüyorum bilsen.
    sonsuz, bir güneş
    bir yudum rakı
    çiçeğe durmuş ince bir
    bahar dalı
    oğlumun sıcak yanağı
    anamın acılı gözleri
    babamın tütün kokan eli
    evimizdeki kuş
    yarının güzel günleri.
    anlatılması güç binlerce
    duygu ve sen...
    işte sen
    beni hayata bağlayan
    en güzel köprüsün;
    köprülerin en güzelisin.
    sevgilim... güzelim...
    insanı yaşatan
    içimizdeki hayat böceğidir.
    o ölürse
    hayatımızın da tadı biter.
    o sakın ölmesin
    yaşat onu.

    yılmaz güney
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük