her insanın melek ruhlu olmadığını düşünüp akıllı olabilseydim keşke, hak edene hak ettiği kadar değer verebilseydim keşke, neden ben böyleyim, neden daha akıllı bir kız olamadım, kimin ne derdi varsa koşan, insanların beni aptal yerine koymaya çalıştığı bir insan oldum ben. kendimi düşünebilsem, azıcık bencil olabilsem. olamıyorum, maalesef olamıyorum.
geldi, ağladı. çok ağladı. affetmedim. zaten affedilecek bir şey yoktu artık..
sevişmek istedi son kez.
ne ona engel olabildim ne de kendime.. aşkla seviştim.
bitmesin dedi. yalvardı.
kovdum, defol git dedim.
"yüzünü bile görmek istemiyorum, tiksiniyorum senden." dedim.
iyi biliyordu doğru söylediğimi.
ama şunu da biliyordu ki hala deli gibi, ölümüne seviyordum kendisini.
anladı artık yapacak bir şey kalmamıştı.
defoluyordu, ömrümün yarısını da yanına alarak.
"ayakkabı ayağımı vuruyor, bi peçete verir misin?" dedi.
ayak bileğinin az üstü kanamış, su toplamıştı. içim cızz etti.
işte o an hayatımın en büyük ikinci hatasını yaptım*:
peçete yok!! dedim.
giydi ayakkabılarını. çıktı gitti.
balkondan baktım gidişine, topallıyordu.
keşke o aşşağlık peçeteyi verseydim de cehennemin dibine kadar yolu olsaydı.
keşke o an allah benim belamı verseydi de o lanet olasıca balkondan bakmasaydım.
fringe in 2 ay ara vereceğini bilsem, 4.sezona yetişmek için bu kadar yırtınmaz, her gün 7-8 bölüm izlemezdim. şimdi mal gibi oturup ne izleyeceğimi bilmez bir halde sağa-sola salça olmazdım.
Üniversitenin ilk zamanları bir sohbet sırasında burcumu söyledikten sonra benim en iyi arkadaşlarım hep o burçtandır diyen kızı umursayıp kafamı çevirseydim keşke.Nerden bileyim sonradan aşık olacağımı sonra mallıklar yapıp kızı kendimden nefret ettireceğimi.
Bundan 5 ay önce birini son kez görme , konuşma imkanım varken uzaktan baktım ve yanına gitmedim.
Bir de bi şehir den ayrılırken birine mesaj atmak istemiştim atmadım. bu ikisi benim pişmanlığım.
yazarın seri eksilenen yorum, ileti, bakış açısı(nasıl seviyorsan işte)'nın yazarda yarattığı rezalet suçluluk duygusunun yol açtığı şeylerle aynı kapıda buluşan şeyler olur bunlar.
Halil Sezai-Cem adrian-murat yılmazyıldırım konserine zil zurna sarhoş gidip konsere dair çok az şey hatırlamam. Böyle bir üçlü kaçırılır mıydı tutamadın şu ağzını bir türlü derim her konser performansını gördüğümde.