bugün

Neden hala ölmüyorum?
2 gün önce çapraz karşıdaki komşuya oturmaya gittik kayınvalidemle. kadın 40 yaşına yakın. bebeğim doğduğunda geldi, mevlütünde geldi. sürekli watsaptan davet etti.haber ver bir gün öncesinden bana oturmaya gel diye. neyse kayınvalidem işten çıkmıştı. dedim bari aradan çıkarayım. neyse gittik. 3 tane boy boy oğlu var. allah bağışlasın.ikisi esmer , ortanca oğlu biraz daha açık tenli. hemen dedi ki " bak bu bizimki beyaz baya di mi?" benim oğlum baya beyaz tenli. hani sanki beyaz tenli olunca üstün ırk oluyorsun . "bak bu oğlum çok yakışıklı " dedi." aha cahil " dedim . yandık. çocuklarını bile ayırıyor. bizimki çok beyaz diye üstün gördüğümü mü düşünüyor? diye geçirdim içimden. neyse eşim bu kadın için hep deli derdi. ben kulak asmazdım. zaten kayınvalidem de ruh hastasıdır . öyle böyle değil. sohbet ediyoruz . kadın sürekli laf sokuyor bana ve konuşurken hep kayınvalidemle konuşuyor. ona bakıyor. ona hitap ediyor. sonra sürekli bana dönüp "sen iyi olursan herkes iyi olur bak kayınvaliden çok iyi , görümcen etrafında dört dönüyor , 2 kardeşler sadece kıymetini bil valla " deyip duruyor. sanki ben ona bir şey anlatmışım , kayınvalidemi sevmiyorum demişim de kayınvalidenin yüzü düştü zaten. neyse kadın bir başladı. evlerimiz çok yakın zaten. sürekli diyor ben seni yemek yaparken görüyorum , kocan çok iyi balkonda hep arkası dönük oturuyor , kafasını çevirip bakmıyor, bebekle de çok ilgileniyor , titriyor üzerine , bazen balkona çikarıyorsunuz ama çok ince giydiriyorsunuz ( battaniyeye bile sarıyorum ) kadın baya baya bizi izliyor tüm gün.

evimi gezelim dedi. olur dedim. bana diyor ki : " benim evim güzel mi ? senin evin kadar büyük mü ? işte kilo almışsın, benim kadar olmuşsun nerdeyse. kaban alacağım diyorum 50 beden alırsın baya göbegin var , diyor ( laf sokmaya çağırmış da 50 beden ney la? böyle sürekli laf sokmaya çalıştı , anlamadim. watsapta melek gibi. sürekli bir şeyleri irdeliyor. sürekli soru soruyor. acayip dengesiz ve korkutucu geldi. neyse biz kalkıp eve geleceğiz saat geç olmuş. bu demez mi : "ben kocam varken misafir almam , kimseye de misafirliğe gitmem evde kocası varken" iyice gıcık oldum. en sevmediğim muhabbet.ne işim var zaten kocan varken evinde. kaldı ki görüşmek istemiyorum. kadın sürekli camda , balkonda. instegramda 10 tane takipçisi var ve facebook kullanmıyormuş, neymiş erkekler eklermiş kocası izin vermiyormuş. " eklesin kabul etmiyorsun oluyor bitiyor " dedim. ya hiç kimsem yok şu ... şehrinde. ablam var çok uzakta. bir arkadaşım komşum olsun diyorum hepsi manyak. karşı komşuda çocuk istiyor olmuyor (tüp bebek bile denemiş , olmamış) o da öyle çağırdim gelmedi , üstüne bebeğimin gelişimini , kaç aylık olduğunu her şeyi biliyor yani. hamileyken bana laf sokmuştu o da " ay cildin çok kötü olmus" demişti. kimseden yakinlik , dostluk göremiyorum. insanlar benimle iyi geçinmek istemiyor. bende onları sevemiyorum.
nerden aklıma geldi bu saçmalıklar? oglum uykusunda beş dakika ağladı , tirtir titredi de oradan. dün de gün boyu ve gece boyu uyudu neredeyse , uyanmadı fazla. nazar var sözlük ve insanlar çok kötü kalpli. yalnız kalayım daha iyi valla bıktım. şu istanbul ' a geldim geleli hep inciniyorum.
Penisim gerçekten 18 Cm, kalınlığı ortalama üstünde, biri ile birlikte olduğum zaman günde en az 2 kez, toplamda minimum 2 saat seks yapmadan duramayan, panterinin kendinden geçmesinden anormal bir haz duyan ve o süreç boyunca kendini Zeus = Seks tanrısı gibi hissetmekten haz duyan bir seks manyağıyım! Abazanlıkla alakalı değil, tipik Türk erkeği seks açlığından değil; evli olduğum veya uzun süreli ilişkilerinde dahi bıkmadan usanmadan sekse doymayan bir iştahım var. en büyük fantezim onlarca kadının ortasında hepsi izlerken harem gibi bir yerde tek bir kadını saatlerce becermek ve oradaki bütün diğer kadınların iştahlı, aç, kıskanç bakışları altında adeta Tanrı/Zeus edası ile elime geçirdiğim kadını dur durak bilmeden diğer kadınlar önünde becermek!!!

En bakire Meryem edası ile takılan triplere giren hatun ile dahi kendimi yatakta sevişirken bulmam sadece sessiz, sakin, yalnız bir ortama en fazla 15 dakika birlikte zaman geçirmemize bakıyor, pis, çapkın, baştan çıkarıcı bir gülüş şeklim var ve bunun kadılarda nasıl bir etki yarattığını bildiğim için (farkında olmadıkları 100 Bin yılı aşkın evrimsel primat süreci duygusal gelişimi) aynı ifadeyi tüm kadınlara gösterip sanki hiç oralı değilmiş gibi bir tavra giriyorum! Sonuç olarak bun gören kadın bütün evrimsel sürecine yenik düşüp sonunda kendini üstüme atlarken buluyor. Bir çoğu bundan doğan suçluluk duygusunu gidermek için "neden böyle bir şey yapıyoruz, daha ilk görülmemiz, yıllarca görülmedik" vb. bir sürü yalan söylüyor kendine! Oysa ki aslında yaptıkları onları insan yapan iç güdüleri yani tek yapmak istedikleri kendilerini bana sorgusuz, sualsiz, hiç düşünmeden teslim etmek, o 1 saatlik sürecin zevkini sonuna kadar yaşmak!

Bu hazzı bir dahi olsun yaşadıktan sonra ömürleri boyunca öyle yada böyle beni bir şekilde her daim yakınlarında tutuyorlar! Hayatıma girmiş ilişki denecek profile sahip 60 Üzeri kadının tamamı ile hala Facbeook vs. sosyal platformlarda veya başa diğer şekilde iletişimim var, çünkü kadın toplayıcı/sağlayıcı erkek bulması gerektiğini düşünen, bir süre sonra bunun asla yeterli ve istedikleri şey olmadığının farkına varan, bu nedenle Mühendis, Doktor vb. unvanlara sahip erkeklerle tatmin olmasının mümkün olmadığının farkına varaan, asla bunlarla tatmin olamayan sonunda bunları er yada geç terk edip kendilerine sınırsız romantizm ve seks veren, güçlü alfa, sınırsız seks sağlayan erkek ile ancak tatmin olabilen canlılardır.

Ben de bu hayvansal güdüleri çok çok iyi bilen ve nasıl manipüle edeceğini çok çok iyi bilen biriyim! Daha ne itiraf edeyim AMK!!!

Sürekli itiraf, itiraf, itiraf, aynı başlık dönüp duruyor, Alın size itiraf AMK............
Bu sabah doktora gittim gençler. Derdimi anlattım, sorunlarımı söyledim. Doktorumuz bana 'bir şeyin yok ama olabilirde, senin durumda olan her ferdin ettiği şikayetler bunlar merak etme. Ama ısrar ediyorsan 'gata'ya sevk yazabilirim. Çünkü kesin tanıyı burada koyamayız.' diyip başından sıvazladı beni adam. Tabancamı getirip kendisine kurşun yağdırasım geldi. Bu doktorlar niye bu kadar kötü insanlar sözlük.
bir zamanlar sosyal medya olsun diyalog olsun toplu bi tartışma ortamı olsun, o kadar özgün, sistematik , kelime dağarcığım o kadar genişti ki, deyim özdeyiş atasözü , yeni dönem kalıplar.. yani eski edebiyat yeteneğim kalmadığı gibi, öğrenme ve gelişme isteğim de kalmadı. basit bi dilim ve yapım var artık. maddeten sitem edecek konumda değilim çok şükür, ancak monotonum bu kez de be, öğrencilik hayatında herkes yukleyebildigi kadar yüklemeli kendini hemen her konuda.
ileride ne zaamn kalıyo ne istek.
apartmanin icindeki bina sakinlerinin dikkatine diye baslayan, hiyarto hiyarto uyarilar yazan a4 kagidina tukenmez kalemle absurt bir pipi cizmek istiyorum ama kamera falan var mi bilemedigimden girismedim bu ise. ama yapma ihtimalim hala var.
2 aydır sevişmiyorum.
Babam ne zaman akşam iş arkadaşlarıyla takılsa hep eve yarı sarhoş geliyor ve bu durum beni çıldırtıyor.

Arkadaşı olacak sıfatsızlar biliyorlar adam kalp hastası ama gaza getiriyorlar. Hani içmeyince yengeden mi korkuyon oğlum gibi söylemlerle alay eden cinsten herifler olur ya bu tıynette adamlar. Babam da içmeye dünden razı zaten. Ama ne zaman ben giderken içme desem ikna etsem o oçler gevşek gevşek laflar edip zaten içmeye dünden razı olan bizimkini yine çözüyorlar.

En son hepsine teker teker babam bir daha sizin yüzünüzden içerse o içkiyi sizin bir yerinize sokarım diye mesaj atıp rezalet çıkarıcam ama dişimi sıkıyorum şimdilik.
gece uyumayanlar zeki oluyo.
tipsizim instagrama fotoğraf atamıyorum.yada fotojenik değilim diyelim biz ona.
şu başlığa yazmak istediklerimi asla yazamamışımdır.
bu da böyle bir itiraftı.
Gecenin olmuş 12:30 u yarın java'dan sınava giriyorum( bölümüm de computer science) abstract classes, inheritance, polymorphism derken aklımda zaman olgusu canlandı. Yüzyıllardır insan zamanı dere gibi akıp giden dümdüz sayı doğrusuna benzetti, zaman zaman bazıları çıktı yok öyle değildir böyledir derken kafaları alındı ya da toplum fikirlerine itibar etmedi. Birazdan anlatacaklarım çok çılgın gelebilir nerden aklıma esti bilmiyorum fakat sizlerle paylaşmak istedim.

Öncelikle din konusundan başlamak istiyorum, pekçok din cenneti ve cehennemi haber eder. Yanacaksın, ebedi huzura kavuşacaksın, şöyle olacak böyle olacak. Fakat hiçbirimiz cehennemi sorguladık mı? Gerçek cehennem ateşlerin, mavi alevlerin derimizi yok ettiği kavrulduğumuz bir ortam mıdır? Burada kutsal kitapların o sanatsal dilini düşündüğümde hiçbir cehennemin salt ateş ya da buzdan oluştuğunu düşünmüyorum. Siz tanrı olsaydanız kötüleri( neye göre kötü sorusu ayrı başlık konusu tabii) nasıl cezalandırırdınız?

Ben de bu soruyu kendime sordum. Sanırım kötü bir insanın cezalandırılması gereken yöntem en büyük kötülüğü yaptığı andaki vicdan azabını ya da sonrasını sonu olmayan bir şekilde tekrar tekrar yaşatmaktır.

Bir katilin o insanı ya da birkaçını öldürdükten sonraki kaçış halinden hapis haline gittiği süreci düşünelim, bu adam için asıl cehennem bu süreç değil midir? Unutmayın fiziksel acıların hepsi geçer, fakat kalpteki, en derindeki acı on yıllarca hapsolmuştur bir türlü çıkmaz. Adamın bu acıyı milyon kez aynı seneryo ile bir döngü halinde yaşadığını düşünün bu adamın cehennemi bu olayken bizler de onun sonsuz döngüsündeki figüranlar olabiliriz.

Örnekler pek tabii çoğaltılabilir, işin sadedine gelirsek yaşadığımız zamanın bir döngü olduğunu düşünüyorum, belki de farkında olmadan cehennemimizi ya da cennetimizi bu dünyada yaşıyoruz.

Başlangıçtan sonsuzluğa giden bir yolda milyonlarca insan ölümü tattı, milyonlarcası da tadacak. Asıl gidiş yolu düz iken, her ölümle birlikte sonsuz döngünün başladığını hissediyorum. Bundan 60 sene önce ölen büyük dedenizi düşünün, eğer öteki dünya varsa tanrı yüzbinlerce yıl önce ölen insanları o kadar yıl bekletir mi? Ölümden sonra zamanın bireyselleşmesinden bahsediyorum. Bir insan ölüyor, mahşer yerinde ilk insandan son insana kadar insanlar toplanıyor, sorguları yapılıyor ve cehenneme mi cennete mi gidecekleri netleşiyor daha doğrusu o zaman öğreniyorlar cennete gideceklerini, cehenneme gidenleri belki de öğrenemiyorlar ve o dünyadaki çektirdikleri acının kat be katını milyonlarca kez yaşıyorlar.

Ve bu mahşer günü, toplanma, yargı süreci her insan öldüğünde gerçekleşiyor fakat o insana sanki aynı zamanda gerçekleşiyor hissiyatı geliyor, büyük büyük büyük çocukları asıl zamanda yaşasa bile onlarla o mahşer alanında ya da cennette buluşuyor tanışıyor( henüz doğmamış büyük çocuklarıyla bile).
islam'a göre kader aslında çeşitli döngülerin ve zaman anlayışlarının birleşmişi umarım aklımdakileri anlatabilmişimdir, yakın bir zamanda ses özelliğini kullanarak değineceğim bu konuya.
Şşş sakın kimse duymasın ama serdar ortaç canlı performansta detone oluyor.

Zıpla.
Içimde bir boşluk var,hissizlik...
Kırılmanın bir üst seviyesi sanırım bu .Sevdiğim adam bile benden çok şikayetçi mutsuz benimle midesini bulandiriyomusum hapis gibi hissediyomus karamsarmisim çok saygısızmisim,onun bana yaptığı saygisizliklar benim yüzündenmiş onu canavara donusturmusum, arkasına bakmadan gitti tüm suçu benim sırtıma verip...
Sonsuz bir ağlama isteğine direniyormuşum gibi...
Içimdeki bu salak hisse güveniyorum. Bir rüyanın gücüyle bu yoldayım. Mantıklı mı bilmiyorum. Ama o rüya bana inanma gücü verdi.
Şuan saat 00.55 bi taraflarda ders çalışıyorum mayk seni hala çok seviyorum hiç bitmicekmiş gibi geliyor ama biticek sen benim tek kişilik koca yürekli ailem kendine iyi bak ...

Edit: yemin ediyorum bunu kime yazdığım hakkında en küçük bir fikrim yok. Shehdhdh
Uyku tutmaz yine. Nasıl tutsun? Bu halde..

Ama sabır ve irade..
ivan karamazov dimitriyi kurtardı mı hala merak ediyorum.
Zihnim cehennemim benim.
Mütemadiyen yanmaktayım...
Ust kattaki embesillerin hava yapan musluğu yüzünden güzelim uykumun içine edildi. Kapılarını neredeyse kirdim açmadılar. Su sayaçları baktım dışarda vanadan tamamen sularını kestim, vana basligini da söküp cebime attım ses kesildi. Tuvalete gittiklerinde gorucem ben onların g.tunu. simdi onlar dusunsun.
Hayatımın en üzücü sabır sınaması.
Üniversiteden bir arkadaşımla bir kaç yıl sonra bir yerde karşılaşınca beraber eve çıkmaya karar verdik.

Başlangıçta her şey çok güzel gitti. isimlerimiz aynı olduğu gibi zekvlerimiz de aynıydı. Mesela Ben gittim onun çok beğendiğim saatinin modelinden aldım o da benim spor ayakkabımdan aldı. Beraber aynı şeyleri beğendik güldük. Çok eğlendik. Üçüncü bir ev arkadaşımız da oldu. Hafif lüx sayılacak bir daire tutmuştuk. Maaşlarımız iyi ve aklımıza gelen her şeyi yapabiliyoruz. beraber vakit geçirmekten büyük zevk almaya başladık. Onun şimdiki sevgilisiyle benim eski sevgilimin adı aynı. Bu bile 2-3 hafta eğlence konusu oldu evimizde. Beraber çok güzel yerler gezdik ve Evlenip çoluğa çocuğa karışmış okul arkadaşlarımızı çatlattık.

Gelgelim dün ipleri koparmaya başladık sanırım. Bu sabah rutinimiz olan yürüyüşümüze çıktık. Ben biraz konuşuruz zannettim ama olmadı. Aramızda bir günde oluşan karları eritemedik.

3 gün önce bir arkadaşıyla tanıştırdı beni. Sözü sohbeti insanın ufkunu açan, entel ve zeki olan bu arkadaşı akşam çıkacağımız yemeğe davet ettim ve geldi. Tam anlamıyla söz ustası olan bu arkadaştan hoşlanmam ve gece onun bana mesaj attığını ortada söylememle ipler koptu zira sevgili arkadaşım sevgilisi olduğu halde bu dostumuzdan da hoşlanmaya başlamış.

Tuhaf oldum ve manyak gibi gülüyorum ve niye güldüğümü bilmiyorum zira sinirlerim boşaldı. Onun da psikolojisi bozuldu ve uyuyamıyor. Kendini aptal gibi hissediyor..

Bir akşam yemeğinde bize neler oldu..

Gün sonu editi: dostluk kazandı.
Uzun zamandır ilk defa bu kadar mutluyum, bozulma lütfen lütfen lütfen...
vazgectim.
güncel Önemli Başlıklar