bugün

ruhumdaki sağnak yağışlar içimdeki çorak vadilere yetmiyor.
özledim ve gel diyemiyorum. gel desem atlayıp gelecek oysa, biliyorum. gelse bir sarılsam, özlemimi, başımı göğsüne koyup koynunda ağlayarak akıtsam.. canını canıma katsam..
intihar aklima cok sık gelmeye basladi. bu isler boyle mi basliyor?
Çok yorgunum dostlarım. Kış temizliği diye bir giriştim, bir baktım oturduğum odayı taşımışım. Ne biçim bir manyağım ben de anlamadım. Dip köşe temizlerken oda takımını da değiştirdim. Yeni odada yeni koltuk. Diğer oturma grubunu alan olursa satacağım, olmazsa da birine verip kurtulavağım. Ama şimdi çok yorgunum ve fil gibi açım. Napcam ben şimdi?
itiraflardan çok sözlük yazarlarının isteklerini barındıran başlıktır.

E yapın çözün o zaman neden büyütüyorsunuz ki bu kadar?
Bir süre sonra hisler bile yük oluyormuş insana. istemiyorum. Ya sonuç almak yada Özgür kalmak istiyorum. Eskisi gibi değilim tek bildiğim bu. Kolay mı hayır. Ama hiçlikten hafif olacağına eminim.
bu sıra sürekli angaryalarla uğraşıyorum, sürekli misafir ağırlıyorum, sürekli başkaları için koşturuyorum. dünyada ne olmuş ne bitmiş haberim olmuyo. ayaklarımı uzatıp tv seyretmeyi, dergi okumayı özledim. yoruldum ve çok sıkıldım.
Bütün inatçılar banamı çatar arkadaşım! Böyle giderse şafağın doğan güneş oldugunu göremem lan.
Başımı alıp gitmek istiyorum. Yen'i bir hayata başlamak istiyorum. Ölmekten iyidir neticede. Gecekondu da olsa evim, bulaşılıkçılıkta olsa işim mutlu olurum en azından. Peki hangi şehir?
beyler üniversite hocama telefonda oğlum dedim.
sonra durmadım tekrar dedim. korkuyorum...

şimdi sınavımız normalde 3'te idi. bizde boş bir sınıfta ders çalışıyoruz bir arkadaşla.
başka bir arkadaşı aradım gel de birlikte çalışalım diye.

telefon açıldı. ses gelmedi.
''oğlum nerdesin'' dedim. ses gelmedi. ''lan oğlum cevap versene neden susuyorsun'' dedim.

''eylulsabahi, ben x hocan. sınavı 1'e aldık nerdesiniz, hadi gelin.'' tabi derin bir sessizliğin ardından ''tamam hocam, hemen geliyoruz''

bahtsız bedevi gibiyim.

tabi arkadaşlar haber vermek istemişler ancak ben 6 cevapsız aramaya geri dönme gereği duymadım.
işte cezası.. *
Her geleni senle benden olmaz diyerek gönderiyorum. Son üç senedir böyle bu, bir istisna dışında. Ben kimle olucam amk neyin derdindeyim anlamıyorum. Malım sanırım biraz.
Şu soba cayır cayır yanıp da odayı boğmasaydı sıcaktan, saçımı başımı yolardım bu gece. Yemin ederim.
gülmeyi özledim.
BURA BURA BUR BUR BUR BUR BUR BU BU BU BURALARA YAZ GÜNÜ KAR YAĞIYOR CANIM YANANA KADAR SENi BEKLEYEMEM ONU BUNU iSTEMEM DOĞUŞ ÇAY OLSUN HEPSiNi iÇiCEM SANA VEREMEM BU BU BURALARIN EN GÜZEL SOĞUK ÇAYI DOĞUŞ SOĞUK ÇAY.
Yeni hobim tarihteki uçak kazalarına, kayıp insanlara ve seri katillere dair videolar izlemek. Aralarında en çok tüylerimi diken diken edenler;

1 kasım 1963 ankara uçak kazası: iki uçak tam ankaranın tepesinde çarpışıp olduğu gibi ulus halinin, bir sürü banka ve iş merkezinin bulunduğu bölgeye düşmüş. Uçaktaki insanlarla birlikte, Banka personelleri, cuma günü maaşlarını almak için sokağa çıkan bir sürü insan ölmüş. Uçak havada ikiye bölündüğünden hostesler ve bazı yolcular havaya saçılmış, esnaflar hostes ve insan cesetlerini kendi çatılarında bulmuşlar. Uçaktan yayılan benzin yüzünden Yangın çıktığından ulus günlerce yanık et kokmuş. Çok trajik.

Diğeri 12 ekim 1972 uçak kazası. Uruguay hava kuvvetlerinin taşıdığı rugby takımı üstü karlı adını hatırlamadığım bir dağa düşmüş. Kar uçağı kamufle etmiş uçak bulunamamış. Arama çalışmaları durmuş. Kurtulan insanlar olmuş ama yetkililere ulaşma imkanları yokmuş. Yaralılarmış, yiyecekleri gittikçe tükeniyormuş. En son ölen arkadaşlarının etleriyle beslenmişler. Uçak koltuklarının derisini söküp etleri bunların içinde muhafaza ederek kara gömmüşler aylarca bunları tüketmişler ve en son insan aramaya çıkmışlar. Bayağı yol alıyorlarmış her geçen gün, etrafı öğreniyorlarmış derken bir gün bir çobana denk gelmişler, onun sayesinde kurtulmuşlar.

Roman polansky’ nin güzel eşi sharon tate in, kocası film çekimi için londra’dayken evleri basılarak satanist bir grup (başında charles manson denilen bir serikatilin bulunduğu satanist, sosyopat insanlardan kurulu bir tarikat) tarafından katledilmesi de çok tüyler ürperticiydi. Kadını hamileyken ve doğumuna iki hafta kala kanlı bir şekilde, acı çektire çektire öldürmüşler. Bari çocuğumu öldürmeyin demesine rağmen çocuğuna da acımamışlar. Kadının kanını içip duvarlara kanıyla yazılar yazmışlar..

Bazı insanlar çok talihsiz..
akademik başarım için kaygılanıyorum. ayrıca teknolojinin geleceğimize etkisini görmek için de sabırsızlanıyorum.
Bir Facebook sayfasında yan komşumun tanımadığı kadınlar ile flörtleştiğini gördüm.

Adamın adı ve fotoğrafı doğru, fakat soyadını farklı yazmış. bekar olsa eyvallah ama evli, 2 tane de çocuğu var.
Eşi kendinden 7 yaş küçük, güzelde bir kadın. Neden böyle yapıyor anlamıyorum, kimseye de söyleyemedim. Herkesi de engellemiş, ama kadere bak ki binlerce üyesi olan sayfada sen yan komşuna denk gel.
insan hayret ediyor.
hislerimin farkina varamiyorum. keyfimi kaciran hicbisi yok ama oturup duygusal cokusumu izliyorum.
Unutamadım sözlük. Beni yanında bir dakika bile istemeyen birini ben neden ömrümce istiyorum. Aklım aptalca uğraşlarla 'yeter lan' diye çırpınmaya çalışırken, Gönlüm kapılarını ondan gayrı herbir manaya kapatmış. Keşke son kez baksaydı yüzüme. Günlerce aynı ortamda durduğumuz süre boyunca bir kere bile ayakları bana doğru haraketlenmeyen birini unutmak istememek nedendir?
çok iciyorum ve ailem bundan habersiz pişmanım.
Saat gecenin üç buçuğu uyku yok erken uyanacak bir iş yok(malesef) ve ben uzun zaman sonra şifresini bile unuttuğum sözlük nedir diye ilk defa ögrendigim yere uludağ sözlük e geldim.
2 senedir inci Sözlük yazarıyım.
Yanında birisi vardı keşke o an saklasaydın.
başarı düşmanları susturuyormuş gerçekten. bugün saat 11'de levent'ten cihangir'e kadar koyu bir sessizlik hakimdi.

kıps.
çok ilginç keyiflerim var. yani çoğu kişinin gereksiz gördüğü şeyler, nasıl da keyif veriyor anlatamam. itiraflara girip anlatamam diye çıkmam da iyi oldu.