-uyuyacağım yatak, otutacağım koltuk mutlaka soğuk olmalı.eğer benden önce birisi orada oturmuş veya uyumuşsa o yerin mutlaka soğumasını beklerim.
-sınav öncesi 'çalıştın mı?' diye soranlara 'fazla değil' derim.
-izleyeceğim filmin başını kaçırdıydam asla o filme bakmam.daha sonra tam olarak izlerim.
-eğer bir film izleyeceksem karanlık bir odada, tek başıma olmayı tercih ederim.
+ sahilde gördüğüm birlikte gezen orta yaşlı bayan ve erkekleri hep karılarını/kocalarını aldatıyorlarmış gibi yargılarım.
+ kapı açıkken uyuyamam.
+ apartmanda merdivenden inerken kimse yoksa arkamdan birisi geliyormuş gibi olurum ve koşarım.
+ birisiyle konuşuyorsam karşımda ki kişi boğazını temizelemeden hırıltılı bir sesle konuşuyorsa deliye dönerim.
+ evde tek olduğum zamanlar kendimi ruh hastası gibi hissederim ve odanın ortasına bir tabure koyup üstünde dakikalarca dikilebilirim.
+ sınav sırasında soruları altını çizerek çözenlerin kalem seslerine beynim yoğunlaşır. bu sesler hiç bitmez hep aynı düzeyde hep aynı ses gelir ve özellikle sözel sorulara yoğunlaşılamaz.
+ deneme sınavlarında cevap anahtarlarındaki yuvarlakları tam doldurmaya çalışırım. eğer taşarsa siler tekrar tekrar doldururum.
+ ad, soyad, adres gibi forumları doldururken sokak ve caddeleri sok. ve cad. diye kısaltarak yazamam.
pantolonsuz, t-shirt, gömleksiz (mevsimine göre) dışarı çıkamıyorum. markete, bakkala gideceksem hayatta eşofmanla falan gitmem.
hangi odada olursam o odanın kapısıni her daim kapatırım.
-üstümü örtücek bir şey olmadan uyuyamamak.
-yatağımın ve yastığımın mutlaka soğuk olması gerek. özellikle uyumak üzereyken yastığın soğuk tarafına yatmak.
-durup dururken aklıma çok gereksiz bir şey gelir, şöyle ki; otobüs beklerken mumbai nin nereye bağlı olduğu aklıma gelir ve bulamazsam gözüme kestirdiğim herkese sorarım bulamazsam telefon açar sorarım öğrenirim.
-bütün para bozamama hastalığım var zorunda kalmadıkça yanımda ki bütün parayı bozmam bozuklarla idare ederim çünkü para bozulunca değerini kaybettiğini düşünürüm.
-film izlerken izlediğim filmin konusuna bürünüyorum.
toplu taşımalardaki tutungaçlar midemi bulandırıyor. kalabalıksa bir de nefes bile almak istemiyorum.
dışarıdan geldiysem ellerimi yıkamadan asla oturamıyorum.
yanımda ağzını şapırdatarak yemek yiyen insanlara katlanamıyorum, iştahım kaçıyor.
biriyle tokalaşırken iki kere düşünüyorum.
kalabalık ortamlarda dikkat çekmekten nefret ederim. yüksek sesle gülmek, konuşmak gb. *
saati kurduğum zaman tam üç kez tekrar etmek.aynı saati tekrardan üç defa daha kurmak.telefonu kapatıp yatsam bile açıp tekrar doğru kurup kurmadığımı kontrol etmek.
hani susamlı çubuk paketinin altına susamlar birikiyor ya, onları bir dikişte yemeden asla çöpe atmam. hatta çubuklar çabuk bitsin diye başkalarına dağıtırım.
cümle sonlarına koyulan 3 noktalar...anlatılmaz anlamlar çıkarıyorum kendi çapımda. geçenlerde bir laf duymuşdum : "ergenlik; her söylenenden bir anlam çıkarmakdır". *
yatağa yattığımda çoraplarımı çıkartmamışsam eğer yatağa ilk girdiğim anda hemen ayaklarımla çoraplarımı çıkartmak.
merdivenlerden çıkarken arkamdan biri gelirse ve hızlıysa paniklerim. canım ciğerimde olsa o an o kişinin bana saldıracağını düşünüyorum.
uzun süre görüşmediğim insanların telefon numaralarının telefon listemden aynı şekilde face msn vs. silmediğimde kendimi çok rahatsız hissediyorum. silince bir rahatlık hissediyorum.
solumdan kalkmışsam tekrar yatıp sağdan kalkıyorum.
çift sayı takıntısı; çerez yerken muhakkak agzıma ıkı yada dört tane fındık, fıstık, leblebi, nohut, mısır vs atarım.. o yüzden muhakkak çerezi sayarak yerim.. olaki 3 tane fıstık mı gitti, çiğnerim falan ama asla yutmam.. hemen arkasından 4.yü atar sonrasında keyifle ve büyük bi hazla yutarım..
dürümün son lokmasıyla ayranın son yudumunu hesaplayan insan modeli..ben türküm doğruyum sayarım..
bir işe başlarken tam saat olmasını beklemek. atıyorum ikiyi beş geçe asla başlayamam da iki buçuğu beklerim. üşengeçlikte son nokta da olabilir bilemedim.