--spoiler--
çok olmuş elime kalemi alıp da
gece yarıları seni uykundan edip kulağını çınlatmayalı
ara verdim ne zamandır senli dizelere
gelmiyor aklıma hiçbir şey
Ve bulamıyorum sana kafiye
koskoca üç yıl geçmiş bir çırpıda
bu da sensiz bin doksan beş gün eder
Ortalama her sene bir puşt değse dudaklarına
bunun da bedeli bana
adam başına on beş yıldan kırk beş yıl eder
neyse kapatalım bu mevzuyu
görüyorsun işte saçmalıyorum
sen en iyisi yat uyu
elbet son bir şiir yazarım sana
adamın birinden alıp da
yazdığında soyadını
adının sağına
--spoiler--
işim gücüm budur benim,
gökyüzünü boyarım her sabah,
hepiniz uykudayken.
uyanır bakarsınız ki mavi.
deniz yırtılır kimi zaman,
bilmezsiniz kim diker;
ben dikerim.
dalga geçerim kimi zaman da,
o da benim vazifem;
bir baş düşünürüm başımda,
bir mide düşünürüm midemde,
bir ayak düşünürüm ayağımda,
ne haltedeceğimi bilemem.
herşey yapılabilir bir beyaz kağıtla uçak örneğin uçurtma mesela. altına konabilir bir ayağı ötekilerden kısa olduğu için sallanan bir masanın veya şiir yazılabilir süresi ötekilerden kısa bir ömür üzerine bir beyaz kağıda herşey yazılabilir senin dışında. güzelliğine benzetme bulmak zor sen iyisi mi sana benzemeye çalışan herşeyden bir gülden bir karanfilden... uzunmuş yaa. birde şu var. başını hatırlayamadım.
-yamyassı bir tepesi iki patlak gözü var.
dikkat ettim yakından yeşil sırtı karalı
vırak vırak ötüyor belki dedim yaralı
gidip tutmak istedim hemen suya atladı
öldü benim yüzümden diye ödüm patladı
sularda uyandı güzel bir vezir.
seni düşüne düşüne oldum rezil.
önünde kaç taş var ey yar ?
çek onları önümüzden rok atasım var.
şah çektim diye unuttum sanma.
vezirlerinde kalbi var.
yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
dante gibi ortasındayız ömrün.
delikanlı çağımızdaki cevher,
yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
gözünün yaşına bakmadan gider.
şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
benim mi allahım bu çizgili yüz?
ya gözler altındaki mor halkalar?
neden böyle düşman görünürsünüz,
yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.
ağlasam sesimi duyar mısınız,
mısralarımda;
dokunabilir misiniz,
göz yaşlarıma, ellerinizle?
bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
bu derde düşmeden önce.
bir yer var, biliyorum;
her şeyi söylemek mümkün;
epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
anlatamıyorum
çok sevdiğimden değil ilkokulda hoca ezberleyın gelin demişti bu kolay diye bir çırpıda ezberlemiştim.
bir şiiri ezberleyecek kadar okumam tadında bırakırım.
bu tezgahı kurdumsa ben senin için kurdum,
senin için dokuduğum basma ve pazen,
denizin yeşilinden süzdüğüm balık,
göğün mavisinden çaldığım kuş,
senin için
felsefe okudumsa, iktisat okudumsa geceyarıları,
boğazım kurumuş,
içim bir kalabalık,
sıcacık mısralar okudumsa yunus'tan,
senin için okudum,
gece yarıları.