bugün
- sokak kedilerine örgütlü saldırı başlayacağı gün15
- beli açıp kot şort giymek8
- enes kanter'in cemaate 110 milyon dolar vermesi24
- siyasal islamcıların aslında kötü olmaması13
- ismail kartal8
- sözlüğün en güzel kızından aldığım iltifat11
- tecavüz ettiği kızlarını müge anlı da arayan baba10
- icardi19059
- jose mourinho14
- barbara palvin'in aldatılması10
- ağızdan çiş kokusu gelmesi15
- erdoğan'ın mülteci sevdası18
- bir erkeğe nasıl aşık oldunuz30
- magicovento cesurluğu12
- kadir mısırlıoğlu seven mhp'li sorunsalı12
- üçten fazla dövmesi olan kız12
- sağlık bakanının suriyeli rakamları12
- türbanlıların açık kızlara çok öfkeli olması14
- fener niye şampiyon olmuyor diye ağlayan çocuk12
- fenerbahçe seneye sistemi yenebilecek mi13
- galatasaray'ın en son kırmızı kart gördüğü derbi10
- amında oyalanmak istiyorum11
- ahmet uğurlu15
- kadir mısıroğlu'na bir söz bırak13
- albay kemal19
- midyenin 20 lira olmasına şaşıran gurbetçi13
- kılıçdaroğlu'nun kuracağı partiye isim önerileri10
- ateistlerin zeka seviyesi düşüktür15
- jose mourinho nun fenerbahçe ye transferi14
- dinci zekası8
- magicovento38
- cennette ergenliğe yeni giren eşleriniz olacak30
- hoşlandığı erkek tezgahtar çıkınca ağlayan kız12
- ben 76 yaşındayım beni tahrik ediyorsun15
- avrupalılar niye mülteci istemiyor sorunsalı10
- sözlük kızları sözlük erkeklerine yazıyor mudur17
- pedofiller niye uyutulmuyor sorunsalı8
- bir erkeğin bir kadına çicek alması16
- almanyada hilafet gösterisi12
- 99 098 146 tl satılan saat12
- 28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi20
- almanya türkiye emeklilik karşılaştırması11
- atatürkün mason localarını kapattırması13
- atatürk'ün kuran'ı kerim'i tercüme ettirmesi8
- d varank21
- uzun entry giren erkek9
- ayak fotosu isteyen yazarlar9
- zalbert ramstein den alt dudak almak8
- hiç aldatmayan erkekte sorun vardır9
- kadınların erkeklerden üstün olduğu konular18
sosyal medyanın herhangi bir kesiminde yayınlanmış olan ve beğendiği yazılardır.
misal bunun gibi...
"Gerekirse 18 saat çalışacaklar, yok öyle nağme.."
Elinizde olsa bir günü 28 saate çıkarıp 24 saat çalıştıracaksınız madencileri..
Enerji Bakanı Sayın Taner Yıldız, Somadaki faciayı biliyorsunuz, hem de çok iyi biliyorsunuz.
Sizin açıklamanıza göre 301, bizim mantığımız ve duyumlarımıza göre en az 700 işçi hayatını kaybetti. 400 kişi sağ olarak kurtarıldı diyorsunuz, çıkarın o zaman o sağ olarak kurtarılanları halkın karşısına da bir görelim.
Bu gece Halk Tv&nin bir programında şunu öğrendim. Maden Ocağında çalışan işçilerin sorunlarının tartışıldığı, zatıalinizin ve Sendika Temsilcilerinin de& katıldığı bir toplantıda, işçilerin çalışma saatleri ile ilgili olarak "Gerekirse 18 saat çalışacaklar yok öyle nağme" demişsiniz. Bu sözleri söyleyip söylemediğinizi sormuyorum. Söylediğiniz gün gibi ortada.
Şimdi Sevgili Bakanım: Bakın aklı başında bir insansınız, yüzünüzü çerçeveleyen sakalınızla mütedeyyin bir müslüman görüntüsü veriyorsunuz. Gözlükleriniz yüzünüze entelektüel bir dindar görüntüsü veriyor. Diksiyonunuz güzel, konuşmalarınızdaki cümle yapıları düzenli, ajitasyonunuz güçlü, demegojiniz sağlam. Üstelik Havuz Medyası da tam gaz arkanızda. Neden bu işgüzarlık?.Yoksa Başbakanınız dan mı size sirayet etti bu ihtiras, korku, telaş?
Kazanın olduğu saatlerden sonraki ilk açıklamalarınızdan birisinde de Tercüman sıkıntısı çekiyoruz demiştiniz. Tercüman sıkıntınız dilini bilmediğiniz Suriyelilerin yakınmalarını anlayamamaktan olmasın.
Yani demek istiyorum ki Sayın Bakanım: O Madende Kaçak çalıştırılan Suriyeliler var mıydı?.
Siz onların varlığından haberdar mıydınız? O madende kaçak çalışan kaç Suriyeli yerli işçilerle birlikte beton yığınına gömüldü?
Ben bir insanım ve her ne kadar ülkelerine ihanet ederek Türkiyede köle gibi yaşamaya razı Suriyeli ler de olsalar, o insanların göz göre göre ölüme yollanmaları benim vicdanımı rahatsız ediyor. Kendi insanlarımın katledilmesine nasıl isyan ediyorsam, o insanların yok edilmelerine de aynı derecede isyan etmek bana vicdanımın bir dayatmasıdır.
Sayın Bakan, bu gün 19 Mayıs 1919un 95. Yıldönümü.
Her ne kadar unutturmaya çalışsanızda, bu ülkenin insanlarının, gençlerinin büyük bir çoğunluğu bu yıl dönümlerini unutmuyor.
Bu yıl dönümünde Samsundan-Ankaraya yürüyen 1919 Yiğit ve Yurtsever Genci karşılayanların arasında olmak için Kızılaya gittim. Kızılaydan Anıt Kabire yürüdüm. Su sıkmaya , gaz bombası atmaya, ellerinde coplarla insanları dövmeye, belki de öldürmeye hazır olarak bekleyen sisteminizin korumalarını gördüm. O karşılama ve Soma Katillerinden hesap sorma birlikteliğinde, Yatağan işçilerinin kararlı direnişini gördüm ve bu ülkenin hiçbir zaman Özelleştirme ve Taşeronlaştırmaya teslim olmayacağının naralarını işittim.
Eninde sonunda bu baskılara boyun eğeceksiniz ve tek çarenin; Özelleştirme adı altında satıp savdığınız, peşkeş çektiğiniz tüm Kamu işletmelerinin yeniden Kamulaştırılmasında olduğunu göreceksiniz. Tabi iktidarınızın ömrü buna yeterse. Ya da Yüce Divan sonucu Silivride olmazsanız.
Sayın Bakan: Ben bir Emekliyim, Başbakanınızın tokatladığı ve önce Başbakan beni dövdü, sonrasında ise Başbakanımızı seviyorum diyen o çocuk gibi kıvırmam, korkmam, sözümü esirgemem. inanın bu ülkenin yurttaşlarının çok büyük bir çoğunluğu aynen benim gibidir.
Şimdi o çok dindar gibi görünen başınızı ve vicdanınızı iki elinizin arasına alın ve şu sorularıma cevap verin lütfen. 18 saat çalışmak zorunluluğunu, o işçilerin temsilcisi Sendikacıların önünde dikte ettiğinize göre, hiç mi o işçilerin durumlarını düşünmediniz?. 18 saat çalışan bir işçi, ne zaman uyuyacak, dinlenecek, çocuklarına ve sosyal hayatına zaman ayıracak?. Geçin bunları işe nasıl yetişecek?. Biliyorsunuz bir saat geç gelen bir yevmiyeden oluyor o köle pazarında. Yetişti diyelim, o çok kısa süreli maden dışında olmanın verdiği yorgunluk dikkat dağılmasına ve kazalara neden olmaz mı?.
Neydi sıkıntınız bu kadar çalışmaya zorlamak için?. Ne kadar kömüre ihtiyacınız vardı?. 30 Mart Seçimlerini "almışsınız" zaten, 2015 Yerel Seçimleri ya da haşmetlinizi Cumhurbaşkanı yapacağınız seçimlere daha çok süre vardı. Bu süre içinde çıkarılacak kömürler yetmiyor muydu size oy karşılığı dağıtmak için?.
Her açıklamanız tutarsız, her dediğiniz gerçeğe aykırı .. Bu tutarsızlıkları ve yalanları kapatmak için temiz bir yüz yetmiyor Sayın Bakan.. Önce elinizi vicdanınıza koyup, Biz nerede hata yaptık ve o hataları bilerek mi yaptık diye sorgulamanız lazım.
Gün gelecek devran dönecek ve her kes sorumluluğu kadar hesap verecek Sayın Taner Yıldız. Bu gerçeği bakar ama görmez gözlerinizin ve kararan vicdanlarınızın görmesi dileği ile..
Saygılar..
20 Mayıs 2014
Saat: 01.20
cevodem1957
http://blog.milliyet.com.tr/cevodem1957
misal bunun gibi...
"Gerekirse 18 saat çalışacaklar, yok öyle nağme.."
Elinizde olsa bir günü 28 saate çıkarıp 24 saat çalıştıracaksınız madencileri..
Enerji Bakanı Sayın Taner Yıldız, Somadaki faciayı biliyorsunuz, hem de çok iyi biliyorsunuz.
Sizin açıklamanıza göre 301, bizim mantığımız ve duyumlarımıza göre en az 700 işçi hayatını kaybetti. 400 kişi sağ olarak kurtarıldı diyorsunuz, çıkarın o zaman o sağ olarak kurtarılanları halkın karşısına da bir görelim.
Bu gece Halk Tv&nin bir programında şunu öğrendim. Maden Ocağında çalışan işçilerin sorunlarının tartışıldığı, zatıalinizin ve Sendika Temsilcilerinin de& katıldığı bir toplantıda, işçilerin çalışma saatleri ile ilgili olarak "Gerekirse 18 saat çalışacaklar yok öyle nağme" demişsiniz. Bu sözleri söyleyip söylemediğinizi sormuyorum. Söylediğiniz gün gibi ortada.
Şimdi Sevgili Bakanım: Bakın aklı başında bir insansınız, yüzünüzü çerçeveleyen sakalınızla mütedeyyin bir müslüman görüntüsü veriyorsunuz. Gözlükleriniz yüzünüze entelektüel bir dindar görüntüsü veriyor. Diksiyonunuz güzel, konuşmalarınızdaki cümle yapıları düzenli, ajitasyonunuz güçlü, demegojiniz sağlam. Üstelik Havuz Medyası da tam gaz arkanızda. Neden bu işgüzarlık?.Yoksa Başbakanınız dan mı size sirayet etti bu ihtiras, korku, telaş?
Kazanın olduğu saatlerden sonraki ilk açıklamalarınızdan birisinde de Tercüman sıkıntısı çekiyoruz demiştiniz. Tercüman sıkıntınız dilini bilmediğiniz Suriyelilerin yakınmalarını anlayamamaktan olmasın.
Yani demek istiyorum ki Sayın Bakanım: O Madende Kaçak çalıştırılan Suriyeliler var mıydı?.
Siz onların varlığından haberdar mıydınız? O madende kaçak çalışan kaç Suriyeli yerli işçilerle birlikte beton yığınına gömüldü?
Ben bir insanım ve her ne kadar ülkelerine ihanet ederek Türkiyede köle gibi yaşamaya razı Suriyeli ler de olsalar, o insanların göz göre göre ölüme yollanmaları benim vicdanımı rahatsız ediyor. Kendi insanlarımın katledilmesine nasıl isyan ediyorsam, o insanların yok edilmelerine de aynı derecede isyan etmek bana vicdanımın bir dayatmasıdır.
Sayın Bakan, bu gün 19 Mayıs 1919un 95. Yıldönümü.
Her ne kadar unutturmaya çalışsanızda, bu ülkenin insanlarının, gençlerinin büyük bir çoğunluğu bu yıl dönümlerini unutmuyor.
Bu yıl dönümünde Samsundan-Ankaraya yürüyen 1919 Yiğit ve Yurtsever Genci karşılayanların arasında olmak için Kızılaya gittim. Kızılaydan Anıt Kabire yürüdüm. Su sıkmaya , gaz bombası atmaya, ellerinde coplarla insanları dövmeye, belki de öldürmeye hazır olarak bekleyen sisteminizin korumalarını gördüm. O karşılama ve Soma Katillerinden hesap sorma birlikteliğinde, Yatağan işçilerinin kararlı direnişini gördüm ve bu ülkenin hiçbir zaman Özelleştirme ve Taşeronlaştırmaya teslim olmayacağının naralarını işittim.
Eninde sonunda bu baskılara boyun eğeceksiniz ve tek çarenin; Özelleştirme adı altında satıp savdığınız, peşkeş çektiğiniz tüm Kamu işletmelerinin yeniden Kamulaştırılmasında olduğunu göreceksiniz. Tabi iktidarınızın ömrü buna yeterse. Ya da Yüce Divan sonucu Silivride olmazsanız.
Sayın Bakan: Ben bir Emekliyim, Başbakanınızın tokatladığı ve önce Başbakan beni dövdü, sonrasında ise Başbakanımızı seviyorum diyen o çocuk gibi kıvırmam, korkmam, sözümü esirgemem. inanın bu ülkenin yurttaşlarının çok büyük bir çoğunluğu aynen benim gibidir.
Şimdi o çok dindar gibi görünen başınızı ve vicdanınızı iki elinizin arasına alın ve şu sorularıma cevap verin lütfen. 18 saat çalışmak zorunluluğunu, o işçilerin temsilcisi Sendikacıların önünde dikte ettiğinize göre, hiç mi o işçilerin durumlarını düşünmediniz?. 18 saat çalışan bir işçi, ne zaman uyuyacak, dinlenecek, çocuklarına ve sosyal hayatına zaman ayıracak?. Geçin bunları işe nasıl yetişecek?. Biliyorsunuz bir saat geç gelen bir yevmiyeden oluyor o köle pazarında. Yetişti diyelim, o çok kısa süreli maden dışında olmanın verdiği yorgunluk dikkat dağılmasına ve kazalara neden olmaz mı?.
Neydi sıkıntınız bu kadar çalışmaya zorlamak için?. Ne kadar kömüre ihtiyacınız vardı?. 30 Mart Seçimlerini "almışsınız" zaten, 2015 Yerel Seçimleri ya da haşmetlinizi Cumhurbaşkanı yapacağınız seçimlere daha çok süre vardı. Bu süre içinde çıkarılacak kömürler yetmiyor muydu size oy karşılığı dağıtmak için?.
Her açıklamanız tutarsız, her dediğiniz gerçeğe aykırı .. Bu tutarsızlıkları ve yalanları kapatmak için temiz bir yüz yetmiyor Sayın Bakan.. Önce elinizi vicdanınıza koyup, Biz nerede hata yaptık ve o hataları bilerek mi yaptık diye sorgulamanız lazım.
Gün gelecek devran dönecek ve her kes sorumluluğu kadar hesap verecek Sayın Taner Yıldız. Bu gerçeği bakar ama görmez gözlerinizin ve kararan vicdanlarınızın görmesi dileği ile..
Saygılar..
20 Mayıs 2014
Saat: 01.20
cevodem1957
http://blog.milliyet.com.tr/cevodem1957
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar