henüz erken, dost!
oyuncu kahvesinde prenses ve cadı
ırağında veletler
ırak;
müzikli eski bir oyun, değişken
masum
ve de hain...
---------
masum ve de hain!..
"aşk" diyemiyorum geçerken, sevdalı!
orda;
ıslaksın, yorgun
hissedebiliyorum...
sabah pasajlarında sürterken
bi kutsal dolanıyor, bi telaş
cismini heceliyorum
kumsallara karalıyorum adını
her rüzgarda uçuyorsun
ve o çocuklar kalelerini inşaa ediyorlar
öncesi adını sayıklayan kumlara...
----------
acı çekiyorum, sevdalı!
bi kırmızı dillendiriyor sesini
önce düş vuran
kara bi düğüm dolan...
----------
ve şimdi;
kahramanlar, oz'da yaşamak istemiyorlar
gerçek arıyorlar binbir hayal tezgahında
aralıksız fi asırdır tüttürülüyor yargıları
başka hayallere...
çocuklar da evde kimsenin olmadığını fark edip, artık!
dolapları karıştırıyorlar...
kelimeler bitkin bir yol gibi,
git git bitmiyor,
hep aynı kelimeler
seni sayıklayan, seni anlatan,
seni hatırlayan ve seni silemeyen kelimeler...
gecenin boşluğunu izlenilen filmler
dolduruyor sensizlikten biçare,
ama seni unutturamayan filmler,
film şeridine benziyorsun sen de;
geçip gidiyor hayali suretin
yaşaran gözlerimden apansızca...
tamamlanamıyor izlediğim bu pejmude filmler
senin yokluğun gibi,
sen de pejmudesin, sen de pejmudesin, sen de pejmudesin.
en iyi tanıdıkların bile düşürdüklerinde maskelerini
hiç ummadığın yüzlerle çıkarlar karşına
ve içini döküp, sırtını yasladıkların
keskinleştirmeye başlarlar bıçaklarını
önce sıcaklığı hissedilir
hemen anlamazsın yaralandığını
ama akar içine doğru sıcak sıcak
yavaş yavaş yayılır tüm benliğine acısı
bu ne ilk ne de son olacaktır
her insan farklı bir tecrübe, farklı bir aldanış
tutunacak bir dal ararken
bakmışsın ki tüm ormanların yakılmış..
Kaç güne başladım sensiz lakin saatler dolmaz.
Kaç düne uyandın bensiz affımı isterim son olmaz.
Yağmurun çığlığında bulurum seni, zihnim yılmaz.
Cesaretim olsa silerim adını, eser kalmaz.
Büyük hayaller kurdum, tez zamanda kaybolur.
Derin yaralar aldı ruhum, dertle yoğrulur.
Buhranların ortasında kalbe sıkıntı kurulur.
Bir tebessümün de yangınlarıma su olur.
Bir bela istiyorum adını aşkla tanıştır.
Amacımı bilmediğim bu kaçıncı yarıştır?
Benden önce sen, kalple dilini barıştır.
Sık sık düşünüyorsun; ki en büyük kaçıştır.
Dert olur her dermanın adı bu şehirde.
Sular bile düz akmıyor girdiğim bu nehirde.
Şifa olacak bilsem boğulurum bu zehirde.
Kıyma bana, lütfen, ölümüme sebepsin.
cehennem ki o felaketi düşürmezsin dilinden
afaroz mu ettin beni hak'kın dininden
allah sana akıl vermiş, us vermiş
kullanmazsan cehennemde ateş çıkar götünden
poisonx/18/10/2007 - konya
aks-i seda aynasıdır insanın
gösterdiğin kadar saygı görürsün
dergâha ders vermeye gelirsin ama
bir bakarsın büyük bir ders alırsın
şair değil, şiir yazmaya çalışan bir acemi olarak;
saçları ağarmış haylaz çocuklarıydık hayatın
herkes gitti
hesabı bize kaldı anason kokulu masaların.
hep haytalık etmedik ama
hakkını da verdik
sevdanın
ve kavganın.
boş bir kağıda karaladım adını,
defalarca...
kalemim hep seni yazdı,
hiç vazgeçmedi harflerinden...
sen uzaklaştıkça o dahada hırslandı,
dahada sevmeye başladı kağıdını.
şimdi hergeçen gün bir çizik atıyor üstüne ,
her geçen gün karalıyor adını...
herşey kalemim sayesinde,
o çiziyor, karalıyor,
ben unutuyorum...
Düşmanların bozuktur,günah-sevap kefesi
Oturmak olmaz,Kalk ! Ey efelerin efesi !
Sıcak ekmek kavgasının,kışı yok,yazı yok
Vatan sevdasının,sıcağı yok,ayazı yok !
Ecnebi gözünde,vatanım odak noktası
Parsel parsel satılmış,canıma tak noktası
Ata'nızı düşününde,derinden oymayın
Kanla alındı toprak,cebinize koymayın !
Has toprağında ezik,has toprağında tazyik
Çıkarcının kolunda,altın burma bilezik
Bembeyaz gömleğimin,kirlenmiştir yakası
Şehit kanlı toprakta,yabancı fabrikası !
Yok eski canlılığı,yapraklar niçin ölgün ?
Sevgi ve sadakat,kalbinizde niçin sürgün ?
Hepiniz ayrı çıkar,ayrı bir imtihanda
Kıymetini bilin ! Böyle vatan yok cihanda !
Gelişim götürüldü,asıldı apar topar
Asıl budur ihanet,asıl bunlardır küffar
Ata'm umutlu bizden ! Bizler çiçeğiz açan
Unutma sen yurdunu ! Etrafı et kolaçan
Bu kutsal Anadolu'yu bölmekse maksudu
Gidin hatırlatın ! Türklüğün yoktur hududu
Avluka-Dilucu korunur inada inat
Çöksede üstüne karanlık gibi kainat !
her şeyin başlayıp bittiği yerde durdum
ve her şeyden biraz uzakta oldum
en yakınlarda...
içimdeki en derin ve en ıssız yerde
yapayalnız kaldım,
ve her şeyi unutmak istercesine
delilerce...
en yakında dururken herkese
en uzak oldum kendime.
ve kendimden kaçarcasına kovaladım
hırçın ruhumu...
siyah ve beyazın arasında geçen ömrüme
sözcüklerimle anlam bulamadım.
ve olamadım,
ona yakışan bir beden...
kaybolurken ben kendi evrenimde
karanlık bir dehlizde buldum
yavaş-yavaş yok olan benliğimi...
denizlerin anaforu misali yaşadım
kendi bildiklerimi,
ve bu ikilemlerde kaldım
kendi gerçeklerimde.
sonra bir ben daha buldum
usul-usul bana sızan.
bana ben olan bir ben daha buldum
aynalarımdan kendime görünen.
ve beni o gerçeklerde yakan o ben,
bensizliğin olduğu yerde yaşadı
kendi ışığını ararcasına kendi düşlerinde...
şimdi kendi yaşam oyunlarımda,
başka büyülerinde olduğunu
kanıtlamaya çalışarak kendime,
büyüyorum kendimi kandırırcasına…
kendimi bulmaya çalışarak,
kendi tükenişimde...
bir şiirdi seni en yakın hissettiğim yer.
seni sonsuz gördüğüm düş sadece şiirdi
ve sen sadece mısralarımda en yakınımdaydın,
en uzağa gitmeden önce...
önce döktüm bütün bildiklerimi.
ne kadar söz varsa belleğimde.
kullandım bütün hepsini
sana kavuşmak istercesine.
sonra olmadığını düşününce,
aldım gitarımı elime.
ve en sen olan melodilerimi yaptım
kendi zihnimdeki düşsel simgelerin içinde...
olmadı...
ne bir şiir yazabildim.
ne de besteler yapabildim sana.
ne seni anlatan bir şiir yazabildim
ne de en sen olan bir melodi çıkarabildim kendimden.
gücün yetmedi.
yapamadım...
çok pis haykırmak istiyorum, neden bilemedim.
neleri bastırdıysam artık birikmiş, silemedim.
masamda coca cola zero, yanında bonibon
sanki birşeyler var boğazımda, içemedim,
yiyemedim. ben bile sevmiyorken kendimi,
söyleyin bana bir kimlere, kimlere takdim edeyim?
"create your own skin" demeyip, direkt random veren,
reva mı bu şimdi, nerde eşitlik, sakat işte boşluktan özgüven
yok mu bu hayatın bir müşteri hizmeti, budur beni derbeden,
kendimi bile duyamıyorum, heryer fısıltı, heryer siren...
dünya dediler baktım, dörtlük dediler yazdım.
çare mi? çok aradım, çok taradım.
elu gelmiş, geçmiş buralardan kime ne?
hay adaletine yandığım, kurtuluş sandığım...
bende game over olurum bir gün elbet,
vaktim bitecek, doğru söze ne hacet?
canım sıkılıyor hacı, keşke tipim olaydı,
olmuyor işte, diyorum azıcık daha sabret...
güzel günlerin ardından nedir bu tavırların
her aşk gibi yarı hüzün yarı ibnelik dolu
suratının ortasına sıçarım senin gibi karıların
sen bir hayli şımardın rahat dur basarım defol'u
ah ettim, vah ettim, dert yandım sonsuz gecelere
gün boyu attırdım,sağa sola yatırdım, karıştırdım
sana ayar oluyorum msn'de yüz veriyorsun ibnelere
göbeği erittim kas yaptım şınav çektim mekik çektim
çatla şimdi sevgilim en hasından hasetlik yap
çünkü kesin sikeceğim bu yaz adriana lima 'yı
ayıl bayıl artizlik yapıp tavrına siklik kat
artık sende herkes gibisin lakin sikeyim nazım'ı
artıp azalan aşkının dibine çok koyu sıçarım
çiğ çiğ kahve yiyip 3 gün bekletir de sıçarım
canım cicim sevgilim kızma bana o ağzınada sıçarım
senin amına götüne sıçarım, alnından öper, uyandırırım ;)
kapatma gözlerini!
aç göz kapaklarının yırtılacağını hissedene kadar...
bırakma ellerimi,
bırak terlesinler, yansın, sıcacık olsunlar bırak,
ama ellerimi bırakma...
kapatma gözlerini!
güneş girsin gözbebeklerinden içeriye doğru,
zararlı olduğunu söylerler bakma...
güneşe bak sen bakma onlara,
içine aksın tüm enerjisi.
sakın bırakma ellerimi,
sensiz karşıdan karşıya geçemem ben.
çekersen tılsımlarını üzerimden,
yaşayamam...
kapatma sakın!
o güzel gözlerini...
ben bakarken onlara anlıyorum nefes aldığımı
sen gülerken gülüyor içimdeki kelebekler,
dudaklarımı sen ıslattırıyorsun bana heyecandan...
her gördüğümde şöyle bir elden geçiriyorum,
değdiğinde gözlerimizz birbirin şöyle bir yutkunuyorum.
kapatma olur mu?
hep açık olsunlar,
daha iyi görebilmem için hayatı,
yaşayabilmem için,
benim olabilmen için,
senin olabilmem için...
kapatma gözlerini!
bırakma ellerimi!
sessiz ol...