sözlük yazarlarından şiirler

entry5574 galeri47 ses1
    1325.
  1. Nakış

    zaman nakşeder ömre beni, ben kalemle kelâmı
    ne kemale erebildim, ne de buldum belamı
    5 ...
  2. 1326.
  3. seninle üsküdarda batan güneşi izlemek
    ve bütün doğacak güneşlere inat,
    seninle beşiktaşı izlerken sıkı sıkı
    sarılmak,elini tutmak bütün kaçan martılara inat.

    seninle terk edilmiş haliçte
    hani şu bildiğimiz boklu haliçte
    yüz yıldır uğramayan aşıklara inat
    ve bütün kokuya inat.

    seninle sana inat aslında.

    ölmek mi yaşamak mı
    bütün çıplaklığımla üşürken
    galatada içtimiğimiz biralara inat.

    şimdi bütün hikayemi yazıyorum
    aslında kendime inat.
    19 ...
  4. 1327.
  5. kelimeler

    ne sırta gömlek
    ne ayağa pabuç
    kelimeler
    tüm korkulardan korkunç

    ne elde ekmek
    ne kalpte sızı
    kelimeler
    ters ediyor imkansızı

    yalan mı, gerçek mi?
    güzel mi, çirkin mi?
    kelimeler
    dilden mi, yürekten mi?

    bilinmiyor, acıtıyor...

    kelime : saipsiz.
    7 ...
  6. 1328.
  7. nesin sen ey insan
    kafanda ateşlerle
    nereye koşarsın
    kimden kaçarsın, taşa taşa soluğun?

    kapama yüzünü ellerinle
    yüzünde bir kara mı taşırsın
    nedir bu duraksız kinin
    gerçeğe, yalana sataşırsın?

    ey insan
    sen kendini ne sanırsın
    beğenmezsin güneşi, ayı
    unutma ki; çamurdansın

    bak insan !
    işte dünyan

    yalanlarınla
    ihtiraslarınla
    kavgalarınla
    kendi kılıcından akan
    kendi damarlarından kanınla

    gör insan !
    işte gerçeğin, işte rüyan
    sensin ölen, sensin öldüren
    işte dünyan insan, işte dünyan...

    insan saipsiz.
    4 ...
  8. 1329.
  9. saat sabahın beşi
    beklenen bir ölüm
    gelen ölümün bir eşi

    saat sabahın beşi
    bir çığlık yarıyor göğü
    düşürüyor matla'sından güneşi

    saat sabahın beşi
    yanakları yakıyor tuzu
    kan kırmızı akıyor gözün yaşı

    saat sabahın beşi
    yatıyor orta yerde bir cinayet
    meçhul faili, saipsiz leşi

    saipsiz.
    6 ...
  10. 1330.
  11. post-modern açılımlar sergiliyorum
    fütursuzca
    karanlık bir tünel
    soba borusu tadı imgelemde türevlenen
    küçük titreşimler büyük darbeler hissediyorum
    çıkarmadan 5 kere
    3 ...
  12. 1331.
  13. her saniye sadece seni seviyorum, üzgünüm
    karanlığın kara cüppeli sessizliği kadar derin,
    kendi derinliğimde boğulmayı öğrendim...
    dakikalarımı biriktirip asır yaparak;
    o asrın her dakikasını asır gibi,
    içine sıcak nefesini katıp damla damla içtim seni.
    uçurumlar büyüttüm santimlerle ölçülebilecek aramızdaki mesafede...
    öyle bir büyüttüm ki seni sonunda,
    ağırlığın örs gibi sırtımda dövüldü.
    sadece,
    saniyeler arasında sevmeyi isterdim seni.
    sadece kirpiklerinin rüzgarıyla serinleyip,
    bir tutam saç telinle gıdıklanmak...
    4 ...
  14. 1332.
  15. Git, bir şeyler yap
    Zihnin yok mu senin
    Özlediğin kaotik zamanlar?
    Gözlük camlarının buğusunda
    Bir idam mahkûmu gibi
    Kaybolma ey adam!
    Söyle vaktin kaldı mı hala ölmeye
    Oynadığın poker değil;
    Viski bardakları!
    Sen bir hilekâr kumarbazı
    Yenebilir misin bu tozlu ellerinle?
    Ve nefesin zift misali kara iken
    Umduğun nedir bir bar fahişesinden?
    O nasıl bir titremek...
    3 ...
  16. 1333.
  17. 1334.
  18. söylenmek istenen her şeyin
    henüz söylenmemiş olan sözlerde sır gibi tutulması
    ne dayanılmaz bir sancı...
    söz verilmişken mutluluğa,
    'hayat'ın çıkıp söz hakkı alması ne acı...
    karşına geçmiş, acımasızca konuşurken hayat,
    onun sözünü kesip terennüm etmeyi istemek,
    ne acınası bir sanrı...

    hiç ummadığın bir anda, matruşka acılar getirir hayat...
    hayatın sunduğu tek hediyedir bu belki de... heyhat!
    6 ...
  19. 1335.
  20. öyle güveniyordum ki sana,
    hiç savunmuyordum kendimi senden sakınıp...
    mertlik değildi boş kaleye gol atmak;
    erlik, incitmemekti savunmasız geleni...
    01:26
    3 ...
  21. 1336.
  22. Diriliş

    Sensizken beni öldü mü sandın
    Kararıp güneşi söndü mü sandın
    Yaktığın ateşte, gideriken
    Benden evvel kendin yandın

    Olmadı beklediğin serencam
    Olmadım sana muhtaç, sana ram
    Sevdim seni Mecnun'a denk, fakat
    Olamadın sen bana Leyla'm

    Sanma bundan gayrı içerim acır
    Sanma senden ayrı yüreğim sancır
    Sen batarsın ufukta yavaştan
    Başlar battığın yerde yeni bir fecir

    Fecr i füsun getirir dolu bulutları
    Islanır toprağımın sararmış otları
    Dirilir yerden ülkemin ölüleri
    Kırarlar birden küflenmiş tabutları

    dirilen saipsiz

    ( 13 Aralık 2008 03:45 istanbulutlu )
    4 ...
  23. 1337.
  24. Devridaim

    Ölüm, avcumda toprak
    Hayat, toprakta çiçek
    Umut, çiçekte yaprak
    Ben, yaprakta böcek

    Böcek, yer yaprağı
    Yaprak, kopar çiçekten
    Çiçek, tanır toprağı
    Çıkar can, böcekten

    Döner devridaim
    Başlar ölüm, biter hayat
    Solar çiçek, ölür böcek

    Döner devridaim
    Başlar hayat, ölür ölüm
    Doğar böcek, büyür çiçek

    çiçekte böcek saipsiz.

    (13 Aralık 2008 istanbulaf 04:00)
    5 ...
  25. 1338.
  26. Serseri

    Gecedir benim ana kucağım
    Üşütür sabahları tenimi soğuk
    Yalnız sokaklar baba ocağım
    Yetmez koca şehir, ağaçta kovuk

    Denize nazır sokaklar
    En geniş evdir, çatısı encam
    içinde huzur konaklar
    Kanımda kandır, canımda can

    Uzanır güneşin müşfik ışığı
    Öper beni her sabah alnımdan
    Yermez yüzümdeki kırışığı
    Çeker kaldırır beni kolumdan

    Kediler, köpekler, şiirlerim ve ben
    Düşeriz umutla bir günün peşine
    Yine bir ekmek bulamadık madem
    Yatarız sahilde, bir simitin düşüne

    Serseriyim ben, ama değilim aceze
    içmeden olurum, gerekmez elimde şişe
    Şiirler yazarım, konuşmam geveze
    Satmam tek kelime, sadakaya, bahşişe

    serseri saipsiz.
    ( 13 Aralık 2008 istanbul 05:55 )
    4 ...
  27. 1339.
  28. şömentabla mevzusu

    yoktur masamın şömentablası
    kirli ve çıplak dört ayaklı velet
    lakin her daim doludur kül tablası
    benim dumanlı emellerime alet

    olsaydı masamın şömentablası
    kirlenirdi, yanardı, yırtılırdı
    pasak perdesi olurdu mahlası
    usanırdı, utanırdı, utandırırdı

    söz verdi bana güzel bir şömentabla
    açık mavi olacak ya da kırmızı
    ben tuttum şiir sözümü ince bir hesapla
    tutar o da zahir, kıvırcık deniz kızı

    haydi bakalım minti abla
    işte sana şömentabla
    şimdi sıra sende
    yap bir güzellik, beni tavla

    ( mintiminti'ye ithafen )

    şömentablasız saipsiz.
    4 ...
  29. 1340.
  30. hayali sevgiliye...

    şiire uyandım bu gece ansızın
    tuttum kanadından sabahı
    bilmediğim bir yerimde sızım
    yok saydım ve sildim ahı

    yazdım yazdım yazdım
    yazdıklarımla doldum, boşaldım
    bir kuytu köşe bulup sızdım
    uyanık gözlerimi düşlere saldım

    uyan hayali sevgilim
    uyan olmayan gerçeğim
    dayan omzuma benim
    uyan sanadır bu şiirim

    al beni sevgili, inip göklerden
    zehir zıkkım ağzım, dopdolu duman
    götür beni alıp bu yerlerden
    perde perde sis gözlerim, dumandan yaman

    ne güzel olur senle sevgili
    ne güzel olur, bulut bulut gezmesi
    sana geldim bak, kalbim hevesli
    kucagımda cennetten bir ışık hüzmesi

    gelen saipsiz.
    5 ...
  31. 1341.
  32. Sayım

    Sustu
    Kustu tüm nefretini
    Puslu, çatlak camından
    Bazen uslu, bazen ussuz herkese
    Kendine

    Yazılan bir nefes
    Kayıt altında kağıttan beden
    Sayılacak kelle başı; ölümcül
    Sayılacak parmak usulu çayırda sürü

    Bu pazar sokağa çıkma yasağı var
    Kendini bulma yasağı
    Silinip giden de bir nefes ki
    Kaybolan ömrün rayihası
    Tükenip biten zaman muammanın ummanı
    Bir döngü safsatası
    ki her şey bir varsayımdan buyruk

    Bu pazar bir sayım var
    Ki; bu pazar bir varsayım.
    3 ...
  33. 1342.
  34. üç yanımda
    her biri
    sabırlı
    sevdalarım.

    sevdalanırım
    her benliğe
    bütün var olmalara.

    sevmem
    yok olmayı
    var olmaksa
    seninle güzel.

    fakat
    şu karanlık sokaklarda
    en son yüzüme vuran
    her baktığımda,
    her duruşumda
    dilime dolanan

    "o" söz

    senden vazgeçtikçe kendimi tanıyorum.
    "hoşçakal" demek uzak ve yakın
    ama soğuk...
    6 ...
  35. 1343.
  36. mantar gibisin sevgilim
    gıyış gıyış ve kirli
    olmaz olsun akşamcılık
    yok olsun böyle aşk
    eridim bittim çük kadar kaldım yar
    3 ...
  37. 1344.
  38. KiLiDiN ANLAYAMADIKLARI, ANAHTARIN SÖYLEYEMEDiKLERi


    beden şeklinde yontulmuş, talaşsız, telaşsız anahtardır
    kilitli kapılarda yitirilmiş kimliğin adı.

    kendi olamadan yol tutulmuş,
    ölür gezer
    tutulmuş yol,
    ceset eli misali tutulmuş sıkı sıkı,
    ve açık bir kapı taklit edilmiş;
    edilmiş karanlığın kilitli, sonsuz tenine.

    bir ucu beden; karmaşık,
    bir ucu evvel zaman bu berabersizliğin.
    ve kilitlenmiş her kilide bir anahtar,
    her anahtara bir kilit...
    2 ...
  39. 1345.
  40. Geceye...

    Uzanmış önüme simsiyah
    Sanki alımlı, fahişe bir kadın
    Beni ateşe terk eden günah
    içimde yankılanan yalnız adım

    Avcumda çatlayan yosunlu taş
    Sanki aklımda parçalanıyor
    Tüketiyor beni yavaş yavaş
    Dinmeyen çığlık, kulağımda çınlıyor

    Açın perdeleri, aydınlık girsin
    Karanlık yudum yudum zehir
    Bitimsiz sorularımı bitirsin
    Doğsun güneş, üstüme ahir

    Gece, sessizliğin donuk sahibi
    Tüm kuytu günahların kara örtüsü
    Anlamsız matemlerin müsebbibi
    Yorgan altında, bir çocuğun korkusu

    Gece, yalnızı meçhul kılandır
    Yıldızlı vehim, sozsuza uzanan
    Upuzun, kara bir yılandır
    Sinsi, hain ve yavaşça kıvrılan

    saipsiz.

    ( 18 Aralık 2008 05:40 istanbulamayan )
    6 ...
  41. 1346.
  42. gecenin üzerine serpilen
    bir damla hüzün,
    bir damla haykırış
    geceler ki beni ben eden
    bizi biz eden,
    sonsuz tükenişin
    direnişi.

    beceremessin şimdi
    haybeye yaşanılmış bir hayatı
    doğrultmayı.

    içinden kopsada o güzelim
    o güzelim sevdalar
    ahh etmek almış
    başını gitmiş.

    anlamak,
    sana kalan bir hayatı
    hem senle hem sensiz
    başbaşa yaşamak.

    anladım,
    bana kalan hiç bişeyi
    anlamamış olmam.
    5 ...
  43. 1347.
  44. şairim demek had değildir ama,

    Sesimi sedaya katışımın dönümünde şimdi zaman,
    var olmanın tensel bir hapsiydi hepsi.
    Renksel temas yüce tanrıların birleşmesine
    şahitlik ederken,
    siyahın sadakati dünyanın kalan diğer
    çocuklarını imgeliyordu.
    Ve her biri toprağa düşerken,
    dünya karmaşa zulalamaktan öteye gidemedi,
    cebimde.
    7 ...
  45. 1348.
  46. 'Bir kışıma daha girdim'

    Bir kışıma daha girdim
    Gözlerim aktı avcuma
    Göğüm delindi
    Düştü tek tek yıldızlarım

    Bir kışıma daha girdim
    Söndürdüler ocağımı
    Göz göre göre çaldılar
    Güneşimden sıcağımı

    Bir kışıma daha girdim
    Ellerim hala çocuk
    Korkum karanlık bir orman
    Umut gelmeyen mektup

    Bir kışıma daha girdim
    Yüzümde haybeden izler
    Bastığım satıh yırtık
    Önümde kana çalmış denizler

    Bir kışıma daha girdim
    Kar düştü ateşime
    Tepeden tırnağa üşüdüm

    Bir kışıma daha girdim
    Ve kaldım yine
    Bir başıma

    bir başına saipsiz.

    ( 23 Aralık 02:20 istanburuşuk )
    5 ...
  47. 1349.
  48. kaç hayat sığar bir hayata
    şimdi bir fahişenin kollarında olmak da mümkün
    sırılsıklam ağlayarak
    ve düşünerek
    hiç dokunamayacağım hayatları...
    ve düşünerek
    köprüaltında köpeköldüren içmek de mümkün.
    kaç hayat teğet geçti benim hayatıma
    kaçı iz bıraktı...
    son kadehi kaldırmak da mümkün
    ne nefret etmeyi,ne sevmeyi
    beceremediğim insanlara...
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük