bugün

yıllar öncesinden planlanan, ama 11 Eylül le başlayan ve saddam'ın ipinin çekilmesiyle son
bulan hadiseler zincirinin en son halkası Rice'ın Pkk için kürt işçi partisi söylemidir.
Rice bölgede kürt devletinin kurulabileceğinin sinyallerini vermistir ki zaten de facto
bir kürt devleti de yok değildir bölgede. ama resim bu kadar net değildir. Bölgede neden
şii ve arap devletinin kurulması üzerine pek fazla konuşulmadığı, nelerin amaçlandığı
resmedilmeye çalışılacaktır.

Bildiğimiz gibi ABD uluslararası politikaya ilişkin planlarını en erken 10 yıllık gelecek
üzerine planlamaktadır. bu nedenle 11 eylül gibi bir çılgınlığın da çok detaylı ve eşi
benzeri olmayacak bir şekilde planlandığı düşünülmektedir.

2 teori vardır bu konuda.
1- 11 eylül ABD tarafından düzenlenmiştir.
2- 11 eylülün gerçekleştirilmesi hadisesi CIA ve FBI tarafından biliniyordu ve engellenmek
istenmedi.

burası konu ile pek alakalı gibi görünmese de nihai hedefin ne olduğunu göstermesi
bakımından ve hedefe ulaşılması için nelerin göze alınabildiğini göstermesi bakımından bir
milat olmayı son derece haketmektedir.

11 eylül ABD tarafından çok güzel tasarlanmış, uluslararası kamuoyunu afganistan ve
peşinden ırak, iran, suriye gibi ülkeleri işgal edebilmek için düşünülmüş sağlam bir
gerekçedir. afganistan'a taliban'i ve teröristleri devirmek için girilmiş ve kısa sürede
başarı sağlanmıştır. ancak bu işin organizatörü olarak suçlanan Usame bin laden
yakalanamamıştır. zaten yakalanması da çok bir şeyi değiştirmeyecektir.

ABD için afganistan uzun vadeli bir planın parçasıdır. asıl amaç çin'i çevreleme-kuşatma amaçlıdır.
orta asya petrollerinin güneye aktarılmasi için bir üs olarak düşünülebilir.
ırak ise afganistanda yapılanların ırak için de yapılması gerekliliğinden ve ülkede kitle
imha silahları bulunduğu yönündeki saçma tezlerden hareketle, yine 11 eylül de ölenler
bahane edilerek girişilmiş asıl plandır. hedef saddam'dır, hedef petroldür. Irak,
afganistan da başarılı sonuç alındı havasıyla girilen 2. ülke görünümündedir. oysa
afganistan olayında uluslararası kamuoyu müdahaleye onay vermisse de, ırak' ta bu destek
alınamamıştır. Çünkü ırak afganistan değildir. orda petrol vardır ve paylaşımı dünyayı
ilgilendirmesi gerekir. AB ülkelerinin siyasi birliktelikten ne kadar uzak kaldığı, almanya'nın
ırak işgaline verdiği tepkiyle ABD tarafından küba gibi ülkeler kategorisinde nasıl değerlendirildiği unutulmadı.

1990 2 agustosunda başlayan kuveyt'in işgali ile IRAK, BM tarafından suçlu görülmüş ve
ABD- ingiltere önderliğinde saddam kuveyt'ten çıkmaya zorlanmıştır. sonrasında Bölgedeki
36. paralelin üzeri saddam kontrolunden çıkartılmıştı. de facto kürt devleti böylece
oluşturulmuştu bölgede. peşmergeler, barzani-talabani ve pkk, ABD-israil ve yunanistan
desteği ile bu bölgede kontrol ve denetim mücadeleleri vermekteydiler.

musul ve kerkük dünyanın en kaliteli petrolunu bulundurmasına rağman en istikrarsız
bölgede ve saddam'ın denetimindedir. Bu da dünya petrol fiyatında saddam'ın söz hakkı olması
sonucunu doğurmaktadır. problem durumunda akış ve sevkiyat aksatmaktadır. fiyatlardaki
birim değişme ABD ekonomisini zora sokmaktadır. işin en ilginç yanı ise petrolu saddam'ın
artık euro karşılığı satmak isteğiydi ki bu deklarasyon o'nun sonunun başlangıcını
hazırlayan gelişmeydi.

bu arada işin ilginç tarafı venezuella da 3-4 yıl önce ürettiği
petrolu euro ile satmak istedi. Venezuella'da da darbe girişimleri ve iç karışıklıklar
ülkenin gündemindeydi. oysa chaves bu işi serinkanlılıkla çözmeyi başardı. ama ABD
ırak'taki saddam'ı uluslararası terörist ilan edildi.

--spoiler--
bu arada bugün sıcak bir gelişme yaşandı bu konuda: Suriye de petrolü euro ile ihrac etme kararı almıştır.
--spoiler--

Irak işgal edilmiş, bagdat düşmüştür. ABD gerçek bir batağa saplanmıştır. Planlayıcılar ve
destekçiler Donald Rumsfeld, Colin Powell, Dick Cheney, C. Rice gibi kişiler petrol
şirketlerinde çalışmış, israil Sempatizanı kişilerdir. Sunu da eklemek gerekirse 1948
sonrasında bölgede israil, ABD nin desteğiyle ABD nin bir eyaleti gibiydi. oysa şimdi o
kadar iş tersine döndü ki ABD, israil'in sömürgesi durumuna geldi.

israil 2006 da lübnan'ı işgal etmiştir. gerekçesi ise bir askerinin hizbullah tarafından
rehin alınmasıdır. ortalığı birbirine katarak, tüm dünyayı karşısına alarak lübnan'ı yakıp
yıkmıştır. oysa görünürde neden rehin asker iken, asıl amaç 1948 den beri ABD desteğiyle
süregelen emperyalizmdir. Bu emperyalist duygu daha çok yahudi için yerleşim birimi, daha
az israil insanının ölümü, enerji kaynaklarına uzanma ve büyük israil in kurulmasına
kadar devam edecektir. Büyük ortaduğu projesi ile ulaşılmaya çalışılan da büyük israildir
aslında.

peki bu büyük israilin sınırları nereleri kapsamaktadır?
tabi bu, genişleyebildiği ve tehdit algılamasının olmadığı-olmayacağı son noktaya kadar
genişleme ve kontrol edilebilir bir genişlige ulaşmak olarak açıklanabilse de, en belirgin
olarak mezapotamya (fırat ve dicle arası)dır. şurası da unutulmamalıdır ki 1948 den bu yana israil, ABD desteğiyle bölgede topraklarını %450 oranında arttırmıştır.

israil g.doğu anadoludan ilginçtir ki toprak satın almaktadır. musevi sermayedarlar bölgeden kilometrelerce metre kare toprak satın almıştır. mardin, urfa vs. illerden satın almalar ise prosedürlere uygun olarak türkiye cumhuriyeti topraklarından para karşılığı kopartılmaktadır.

yavaş yavaş toparlar ve sonuca gelmek istersek, bölgede ulaşılmak istenen nihai sonuc büyük israil dedikten sonra, sunları de eklemek gereklidir:

israil zaten sınırlı insan kaynaklarını kullanmayarak, bölgede sıcak bir savaş ve çatışmaya girmeksizin hazıra konmaya çalışmaktadır. hazırdan kasıt ise birtek kurşun atmadan, bağımsızlık ve sözde kürt devletinin kurulması fikriyle gerek türkiye cumhuriyetine karşı, gerek iran ve k.ıraktaki türkmenlere karşı savaşmaları noktasında kürtler ve peşmergelere ekonomik ve lojistik destek vererek kendi amacı doğrultusunda kullanmaya çalışmıştır ve çalışmaktadır.

Resme iyi bakıldığı zaman olay nettir aslında. israil, bir askeri için lübnanı yakıp yıkıyorsa
(!), petrol kaynaklarına ulaşmak gibi zorlu bir süreç için zaten sınırlı sayıda insan kaynağını feda etmektense bölge kürtlerinin ağzına bağımsızlık vaadiyle bir parmak bal çalınmaktadır, israil adına çarpışmaları için gerekli motivasyon ve eğitim de israilli yetkililerce verilmektedir.

--spoiler--
3-4 ay önce israilli komandoların peşmergeleri eğittiği basın-yayın organlarınca açıklandı.
--spoiler--

bölgede bir an için sözde kürt devletinin kurulduğunu varsayalım:

emin olun ki bir takım gerekçelerle kısa sürede bölge abd ve israil'in kontrolüne gececektir bir anlamda sözde kürdistan israil tarafından işgal edilecektir. ardından israil tıpkı büyük israil projesindeki sınırlarına kavuşacağı için amacına ulaşmış olacaktır. enerji ve petrol kaynaklarının kontrolünü ve bölgenin israilli yerleşimcilere açılması için bölgede türlü çatışmalar desteklenecek ve çok kan akıtılacaktır.

ama biz türkiye cumhuriyeti olarak sözde kürdistandan asla en küçük bir endişeye kapılmamalıyız. bu zaten mümkün değildir. bizim asıl düşünmemiz gerekenler g.d. anadoludan yahudilerin eline geçen binlerce dönüm arazimizin akibeti ve israil ile komsu olabileceğimiz gerçeğidir.

büyük israil hedeflerini ermenistan olarak belirlemiştir aslında. çünkü ermenistan zayıf bir devlet olarak israilin genişleme alanında kalmakta ve orta asyaya açılan bir kapıdır da. unutmayalım ki sözde kürdistan ve sözde ermeni soykırımı konularının arkasında abd ve diğer bir çok ülkede faaliyet gösteren güçlü israil lobisi vardır. çünkü bölge aynı zamanda büyük ortadoğu projesi ile de büyük israil hedefleriyle aynı doğrultuda gelişmelere gebedir.

sonuç:

uzun yıllar sürecek ve uzun soluklu bir savaşı göze alamayan israil, bölgede destek verdiği sözde kürdistanı işgal ve ilhak ederek, yıllardır bölgede bulunan de facto kürt denetimini kendi kontrolu altına alacaktır.
süreç işlemektedir...
yahudi-kürt olduğu iddia edilen molla mustafa barzani ve oğlu mesut barzani ve ekibinin israille dostane ilişkiler içerisinde olması ve yahudilerin tarihsel olarak, kayıp bir kollarının k.ırak'ta bulunan bu ekip olduğu iddaları bu tezi desteklemektedir.
gereksiz yere düşünerek beyni yoracak olan tezdir. israil zaten ekonomik olarak türkiyeyi de ırakı da kuzeyde var olan kürt oluşumunu da büyük ölçüde göbekten kendisine bağlamıştır. ihtiyacı yoktur.

ancak olayların mitolojik geçmişlerini değerlendirmeye katarsak olası bir durumdur. israil bayrağının üstünde ve altında yer alan iki mavi çizgi nil ve fırat nehirleridir. bu arada kalan bölgenin israil olacağını belirtir. ancak dediğim gibi mitolojiktir.
o bölge zaten onların, ne işgali... hiçbir gizli servis mossad kadar etkin mi ki kuzey ırakta...mit adım atamıyodur nerdeyse...**
Zaten var olan durumdur.Kürdistan=israil olduğu için israil bu konuda hiç bir çaba sarfetme girişimine girmeyecektir.Iraklı kürtlerde yazık ki Kürdistan kurduklarını sanıyorlar.Hayır onlar ancak ve ancak israile bir eyalet kuruyorlar.Kendilerine acıyorum.ABD ile ancak israil kurulur yoksa ABD kürtleri ne yapsın.Bedava asker bulmuş adamlar istedikleri şekilde harcıyorlar işte.Ne diyeyim hayırlısı olsun.