hele ki şu abd deki yahudi lobisinin sözde türkiye' yi desteklemesi teranesi baştan aşağı rezilliktir,
aynı parlemento iran ı terörist ülke ilan etmiştir, ne olmuştur?
veya ırak' a girmeyi kafaya koyduğunda kanıt mı aramıştır?
önemli olan siyasi olarak verilen kararları değiştirmek için parande atmak, tavizler vermek değil, bu günden ne kadar demokrat bir ülke olduğunu göstermek, biraz da dik durabilmektir,
yoksa koca bir ülke kimsenin iyiniyetine veya sadakasına muhtaç değildir.
edit: lobi meselesi bizim başarısızlığımız değil, koşulların sonucudur, türkler hiç bir ülkede burjuva sınıfı içinde güçlü bir konumda değildir,ki lobinin başka bir anlamını kimse kanıtlayamaz.
osmanlıdan beri emekçi karakterli bu halktan da daha fazlası beklenemez zaten.
var diyenin tarihi çarpıtmak, yalan söylemek, vatanına ihanet etmek ve ikiyüzlülük suçlarından dolayı yargılanmasını ve vatandaşlık dışına çıkartılmasını desteklediğim uyduruk ıvır zıvır..
tarihin en büyük yalanlarından birisi, ancak tarih hep olduğu gibi yine kendisini kandırmak isteyenlerden intikamını çok feci alacaktır..
p.s:para kazanmayı bilemem ama toprak kazanmak o kadar kolay değildir ermeni kardeş.. önce şerefli olmayı öğrenmen gerekir, sonra da mevcut bir tarihin..
ama eğer her ikisi de yoksa inan bana batılı dostların sana üçüncü bir şık sunamayacaklardır..
ve korkarım ki sen de yine seni köpek yerine koymayan tek ülke olan türkiye'ye dönüş yaparsın.. lakin yeni nesil bizim kadar toleranslı olur mu bilemem orasını..
(bkz: 6-7 eylül olayları)
ha unutmadan;oturun yalansız dolansız önümüze sunduğumuz yalınızı yeyin *
aksi takdirde refah seviyesi burkino faso ile eşdeğer ülkenize gönderirler ona göre..
ah,pardon, sizin hepinizin boğazını bir gecede kesmek yerine trenlere bindirip sağa sola göndermeye siz soykırım diyorsunuz değil mi,pardon.. tarihçiler tehcir diyor da..
unutmayın, (bkz: tarih tekerrürden ibarettir)..
ne yazık ki türkiye'de ermeni soykırımı denilince çok büyük bir önyargıyla yaklaşılmakta. basında bile "sözde ermeni soykırımı " tabiri kullanılmakta. madem ortada bir tez var, iddaa var bunun başına "sözde" kelimesi neden eklenir? habercilik ve etik bu mudur? ermeni soykırımı iddaası" denilemez mi? ayrıca hanginiz ermeni soykırımı hakkında türk tezleri dışında kaynaklardan bilgi edindiniz? hanginiz sizlerin beyninize sokulan tezler dışında bir şeyler araştırdınız? tarihe objektif bakabilme kabiliyeti ancak tarihi farklı kaynaklardan araştırarak, okuyarak kazanılır. bir şeye hayır diyebilmek için de bilgi gereklidir dostlar.
türkiye'nin yıllardır neden kabul ettiğini anlamadığım olaydır. yaptın veya yapmadın. "soykırım yaptım ulan! var mı?" de. ver tazminatını falan. şanın yürüsün amına koyim. almanya yaptı da n'oldu?
özetle şöyledir.
verilenler:
-osmanlı devleti yıkılma aşamasındadır
-ermeniler, yeni kurulacak bir ülkeye karşı çıkıp "biz yıllardır bu insanlarla yaşadık ama yine de kendi devletimizi kuracağız" demesi üzerinde yaklaşık 2000 ermeni grubu dağıtılmış ve "hadi naş anam" diyerek bulundukları yerlerden sürülmüşlerdir.
-gider ayak "ne kadar zarar verebilirsek kardır" düşüncesi içine giren ermeniler yol üzerinde ki köyleri yakıp yıkmışlar, kadınlara tecavüz edip çocuklarda dahil olmaz üzere herkesi öldürmüşlerdir
-"bunların yolu uzun, daha çok köye zarar verir" diye düşünen türkler "şunların sayıyı azaltalım" diye tam sayı net olmamakla birlikte bir çok ermeniyi öldürmüştür.
bunlar 1915-1917 arası yoğun olmak üzere cumhuriyetin kuruluşuna kadar devam etmiştir.
bu olayları hangi tarafta olursa olsun herkes kabul etmektedir *
istenen:
yıllarca biz türkler bir sonuç çıkarmak istemedik, ermeniler yıllarca lehlerinde bir sonuç için çalıştılar
sonuç:
ermeniler "soykırım" sonucunu çıkardırlar avrupa ve amerika üzerinde kabul ettirmek için baskı yaptılar
bizlerse karşılıklı kıyım-savaş dedik bir çok belgeyle bunu gösterdik ama geç kaldık.
biz sözde dedik onlar özde kabul etti.
basit olarak böyledir olay verilenler ve veriler her ne kadar çarpıtılmaya çalışılsada nettir sabittir ama mtlak sonucun çıkması çook uzun süre alacaktır.
şahsen evimde misafir ağırlamayı severim, gelir kalır akrabalar, kuzenler eş dost, uzun süre kalanlarda olur. evin bir düzeni vardır ama misafire göre de küçük değişiklikler olur bu düzende. olur ya birgün misafirim "evin bu kısmı benim, dışarıyada yeni kapı açıcam" derse evimden kovalarım, gider ayak kapımı, penceremi kırmaya çalışırsa, kardeşime aileme zarar verirse zevkle döverim.
--spoiler--
Eğer bir soykırımı varsa ortada,
Türklere yapıldı Erzurum, Kars'ta.
Tarihi git öğren, birazcık sus da,
Doğu baştan sona hep toplu mezar,
Böylesi hainler oluyor yazar.
--spoiler--
edit : eksileyene soykırım yapıcam yakında. ee faşist olmak zor. kendimiz gibi düşünmeyeni yok etmek gerek.
osmanlı yapmıştır diyerek hesabının bize kesilmek istendiği komik iddiadır.o tarihlerde yapılanların soykırımı olmadığını bizden daha iyi bilmektedirler aslında.
Temel bir lokantanın önünden geçerken kapıda, "Burada ne yerseniz yiyin hesabını torununuz öder" yazan bir levha görür. Hemen lokantaya girer, tıka basa karnını doyurur. Çıkışta tam kasanın önünden geçerken kasiyer seslenir: "Beyefendi hesabı ödemediniz"... Temel sorar:
- Hesabı torunum ödemeyecek mi?
- Sizinkini evet, ama bu hesap dedenizin...
bu bir savaştı ve soykırım falan olmamıştır karşılıklıdır onlar da bizi öldürmüştür bu bir savaştır .. artık kaç kere bunu söylememiz gerekir bilmiyorum ama ermeniler eğer gerçekten bizim onlara soykırım yaptığımızı inanıyorlarsa türkiyeyi terk etsinler çünkü bu şartlar altında birlikte yaşayamayız.
Ermeni hükümetlerinin: Tarih Buyunca hiçbir ne kültürel ne sosyal başarısı olmayan bir milleti, asimile olmaması ve halkını bir arada tutabilmek için kendi izzet-i nesfini ayaklar altına alma pahasına güttükleri sonderece asılsız bir siyasi oyuna verilen komedi.
ermenistanın, ermeni lobilerinin ve diasporanın, türk ve ermeni tarihçilerden
oluşacak tarih kurulunun araştırma yapmasına olumsuz bakması ve ulaşabildiğimiz
kaynaklar bize soykırım uygulanmadığı yönünde ışık tutuyor.
öte yandan insan, belirli bir yaşa gelip, tarihi değişik kaynaklardan okumaya
başladığında resmi ideolojinin anlattığı tarih dersiyle gerçek tarihin aynı olup
olmadığı konusunda şüpheye düşüyor. ermeni soykırımı iddiaları ortaya atılana dek
bu olay, 1915 olayları adı altında bile anlatılmıyordu derslerde. ortada soykırım
yok anlaşıldığı kadarıyla. o zaman neden korkuluyordu bu olayların anlatılmasından.
ilginç...
--spoiler--
AMERiKADA ONAYLANAN SÖZDE ERMENi SOYKIRIMI ŞiMDi ORDA iNTERNETTE OYLANIYOR YENiLMEYEYELiM ŞU AMERiKALILARA DUYARLI OLALIM OYLAYALIM.. http://www.msnbc.msn.com/id/21253084
arkadaşlar sözde ermeni tasarısı oylaması var.
bu adrese girip türkiye lehi oy verin
seçe kler çıkacak karşınıza ortadaki şıkkı işaretleyin..(No ile başlıyo
ve bunu gönderebildiğiniz herkese yollayın
--spoiler--
ne kadar dogru bilmiyorum. bu sozde bir mesaj olabilir ama ben yine de bakmaktan yanayim.
birileri ermenileri öldürmüş, bunu kimse inkar edemez, adamlar her gün toplu mezar bulup çıkartıyorlar bir yerlerden, hatta bizim ülkemizde de çıkıyor bu mezarlardan ama hiç kimse 'vay efendim ben mezar buldum' diye reklam etmiyor, aynı dakika yok ediliyor, neyse birileri ermenileri öldürmüş doğru, biz mi öldürdük, yoksa pers lermi öldürdü onu bilemiyoruz tabi, bildiğimiz tek bir gerçek var, 'ulan akıllı olun' diyemediğimiz gerçeği, gir ırak'a, musul'u kerkük'ü geri alıyorum lan de, atamın mirası zaten benimdi de, hareket yapanın aklını alırım de, ortadoğuda bundan sonra bana sorulmadan iş yapılırsa savaş sebebi sayarım de, de lan bunları, bak o zaman millet seninle nasıl iyi geçinir, bak o zaman ortada soykırım mı kalır, yemin ediyorum bu ülke benim dediğimi yapsın, ermeniler yarın 'ellerinize sağlık hepimiz hakettik' diye pankart açmazlarsa hiç bir şey bilmiyorum.
Osmanli donemi'nde 1780'li yillarda turkiyedeki ermeniler'in sayisi 300.000 kadardi. 1. cihan harbi'nin basladigi tarihte yani 1914 yilinda ise bunlarin sayisi 1,5 milyonu buluyordu. Bu hizla uremelerinin sebebi askere alinmayislari, sarraflikla Turkler'i soyarak refah icinde yasamalariydi. bunlar kendi cocuklarini Turkiye'de okutmuyor, ecnebi ecnebi ulkelerine gonderiyorlardi. bu cocuklara orada Turk ve turkluk dusmanligi asilaniyordu. bu okullarda ayrica anadillerini unutup turkce konusan ermenilere ermenice de ogretildigi gibi turkiye'nin dogusu'nda bir ermeni devleti devleti kurulacagi telkin ediliyordu.
1. cihan harbi'nin baslarinda ruslar erzurum'a ilerlerken ecnebilerce ozellile de ruslar tarafindan silahlandirilan ermeniler harekete gecti. amaclari turk ordusu'nu arkadan vurmakti. gectikleri yerlerde kadin, cocuk, yasli demeden savunmasiz turkler'i katlettiler. Hic suphe yoktur ki Turkler'de bu ihanete en sert sekilde karsilik vermistir. Dogu anadolu'da ermeniler'in tamami yok edilememis bunlarin bir kismi amerikaya, bir kismi da fransa'ya ozellikle de marsilya vilayetine kacmislardir.
Bu mesele muhakeme edilirken dikkat edilmesi gereken husus, kimin hakli kimin haksiz oldugunu iyi idrak edebilmektir. Bize gore biz hakliyiz ve mutlak olan da zaten bu dur. Lakin ermeniler'e sorarsaniz onlarin da kendilerince hakli taraflari vardir. bir meselede iki tarafinda kendince hakli oldugu bir durum soz konusu ise bu mesele ancak savas ile cozumlenir. bu sosyal bir kanundur.
Bu noktada turk irki uyanik olmak zorundadir. "Gecmisi unutalim, kardes olalim " demeyle hicbir mesele cozulmez. Kaldi ki karsi taraftan bu yonde bir yaklasim gelmiyor. aksine 50-60 yildir Turkiye aleyhinde faaliyetlerine hic ara vermediler. Simdi bunlari dost saymak gaflet degilde nedir ?
savaş döneminde ermenilerin yaptıklarının karşılığının verilmesinden başka bişey değildir. hakettiklerini almışlardır. hakettikleri şeyleri ise hiç bir ırk yad ins haledemez.
George Romero'nun, senaryosu stephen king'e ait creepshow filminde bir aile, babalarının ölüm yıldönumunde onu anmak üzere yemek masası başında toplanır. Yıllar önce, kız kardes, adamın doğum gunu kutlaması sırasında durmadan tekrar ettiği ''baba pastasını istiyor!'' talebine karşılık kafasına vurarak onu öldurmuştur. birdenbire, evin arkasındaki aile mezarlığından garip sesler duyulmaya başlar, olu baba mezarından çıkar, cani kızkardeşi öldürür, karısının kafasını kesip bir tepsiye koyar, kremayla kaplar, mumlarla susler ve memnuniyetle, ''baba pastasını aldı!'' diye mırıldanır.
Populer kültür edebiyatında ve sinemasında creepshow filmindeki gibi onlarca geriye dönen olulerle karşılaşabiliriz. her geri donuş bir talebi yerine getirdikten sonra tamamlanabilmektedir. oluler çoğu zaman birer simgesel borcu odettikten sonra mezarlıklarına çekilmektedirler. yaşayanları tehdit eden bu olum fantezilerinde, oluler niye geri dönmektedirler. bu soruya zizek, lacana yaslanarak net bir cevap vermektedir ''usulunce gömülmedikleri için, yani cenaze törenlerinde bir şeyler yanlış gittiği için''
holokosotun ölüleri ve ermeni tehcirine maruz kalmış ölülerin yirmibirinci yuzyılda bile sık sık bizi ziyaret etmesi tam olarak böyle bir trajedi ile acıklanabilir. insanlığın toplumsal travmasına yerleştiremediğimiz bu olumleri, tum boyutları ve ölçüleri ile kabul edemediğimiz sürece geri döneceklerdir. ideoloji içi sıkışmış, birer ceset olarak değerlendirdiğimiz ölümleri, gunluk siyasetin birer nesnesi kılarak kaba düşüncenin merkezine koymak o olülerin talep ettiği tanıklık değildir.
Trajedi yuklu olsun veya olmasın her ölünün olumsal anlamda bırakacağı iz, kendi sınırlarımız içerisinde onunla serbest cağrışım diyebileceğimiz bir alışverişe gecebilmemizdir. bir ölünun maruz kaldığı sonsuz tıkanmışlık, o olume bakan bir canlıda da buyuyebilmektedir. tersine cevirme olarak okuyabileceğimiz ölüm ve canlı ilişkisi bir aynıda nabız atışını keşfederek onun derinliği üzerinden kendi benini sorgulamaktır.
holokosotun, ermeni tehcirinin, gulagın yada siyasi literaturunuzun öne alınmış diğer ölümlerinin öznesi olarak hissetmek o olulerle yakınlaştığınız anlamı taşımıyordur. çokça o olumlere uzulebiliyor bir diğer boyutuyla onu kavrayabiliyorsunuzdur. ama bu o oluleri asla anlayıyorsunuz demek değildir. tum insanlık trajedisinde yer eden olumlerin hala bizim tarafımızdan anlaşılmayan en guclu butunluğude böyle bir bakış acısına sahip olmamamızdır. kendi ölümlerimize sahip çıkarken, onlarla etkileşime gecerken, onlara dokunarak kendi iktidarımızın meşru huviyetini sağlamlaştırıyoruz.
holokosot da yitirilen milyonlarca yahudi, bugun bile israilin stratejik dayanak noktası. kendi olulerini yuzyıllardır tasarladıkları devlet aygıtına enkaz edebilecek kadar, o olumlerin uzağında saf tutuyorlar. israile bağlı her vatandaş mutlak anlamda o olulerin ağır yasını hala içlerinde barındırıyordur. o olümlerin israil dışındaki herkese anlattığından daha farklı bir anlamı olduğu onlar için mutlaktır. fakat holokosot da soykırıma tutulan milyonlarca yahudinin bizdeki yansıması neresinden yaklaşılırsa yaklaşılsın saf haliyle ''üzüntüdür''. israil'e inanmış milyonlarca yahudi bu uzuntunun yanına ağır bir öfkeyi de hiç yadsımadan koyabilmektedir. ona o olulerin anlattığı tek bir şey varolduğuna inanmaktadır; ''sende bu trajediye'' ugrayabilirsin. kendi trajedisinin önune gecebilmek, yıkılmalardan kurtulabilmek için diğer bir halkı trajedi içerisinde tutabilmektedir. holokosotun olulerini anlayabilmiş bir israil o olulerle gercek bir butunsellik sergileyebilmiş bir israilli tamda yaratılabilecek trajedilerin onune gecebilmeyi tezahur ederdi. o olulerin yaşadığı trajedi tumuyle kendini mağlup ve yenilmiş hisseden bir ulusun kendi olumlerini anlayabilmesinden uzak olmasındandı.
bir değişik acısıyla ermeni tehciri de o trajediyi anlayamayanların etki alanlarında çürümektedir. gittikçe kendi varlık alanını öluleri ile kurmaya çalışan ermenistan adeta dehşeti onaylayan zemini işgal etmektedir. trajedisini her alanda bir iktidar dayatma biçimi olarak içselleştirmesi onun trajedisine bakışını da belirginleştirmektedir. azerbaycanla yaşadığı çatışmalarda, azeri halkına dayattığı ağır yıkım ve katliamlar trajedisini öfke ile nasıl başat hale getirdiğini ifade eder!
yaşanan tehcirin insanlığın toplumsal hafızasına sokulması ancak bu olulerden iktidar araklayan zihinden soyutlanması ile başlayabilir. aşkın ve sadistce bir ruhun anadolu coğrafyasında yarattığı yıkım yine bu coğrafyanın o oluleri siyasete yedirmeyen gercekliği ile oluşturulacaktır. 90.000 askeri ve ermeniler üzerindeki tehciri, sadece bu ruhun hizmetinde harcayan zihniyet, toplumsal alan bulunduğunda mutlaka bir zemine oturtulacaktır.
olumlere çıkarımsızlıktan uzak yaklaşan bir butunselliğin sağlayabileceği mutabakat ancak, o olulerin arzuladığı istenctir.
nesne olarak olulerden bir halk birlikteliliği orgutlemeye çalışmak, evrenselleştirilmiş tümden şüphecilik yaratmak, kendi trajedini meşrudiyet aracı kılmak o olülerin yitim armonisini duyamamaktır. böyle bir armoninin içerisinde yitirilmiş milyonlarca beden yeni kayıp ve katliamların tinselliğini oluşturabilir..
21 yy'a sızabilmiş tum o trajedilerin hala tum insanlığa dönuk bir yuzlerinin olması, çokça o olumleri anlayamayan kendi uluslarının eseridir. sık sık mezarlıklarından çıkıp geri donen bu oluleri, usulune göre once kendi ulusları gömmeyi ödev edinmeliler. kendi trajedisini dayatan her iktidar mutlak anlamda onu karşılayabilecek farklı bir trajedi ile sınanmış bir iktidar alanını karşısında bulabilir. belki de sırf bu yuzden herkes kendi trajedisine dönüp defalarca baksın ve trajedilerinin keyfini çıkarsın onlarla bu an gibi bir özdeşlikten çok daha makuldur.
insalık dışı bir olayı 'sözde' diyerek aklama çabasıdır.
Hele şu "kurununda yanında yaş da yanabilir" anlayışı akıllara zarardır.
ha şunuda söyleyeyim de aklı olan yazar nerede durduğumu anlasın. Bir Ermeni faşistinin türk faşistten zerre kadar farkı yoktur.
insan olan 'ama onlarda öldürdü' demez.
Ne zaman ki, bir türk bir ermeninin mezezarına ve bir ermeni de türkün mezarına, "ama" demenden çiçek koyar, işte ancak o zaman kardeşlik başlar.
işte ispatı. Aşağıdaki linkte, zamanın alman başbakanı, willy brand hitler faşizmi ile ölen çekoslavakların anıtı önünde, hiç kimsenin beklemediği anda diz çöker. işte insanlık budur.
bir hafta onceye kadar ermenilerin uydurmasi oldugunu dusunup sinirlendigim. ama bir yunanliyla kavga etmem sonucu sinirlenip arastirdigim. yabanci kaynaklardan ve turk kaynaklardan arasitinca ibre bir ermenilerin tarafina birde bizim tarafa kaydi .. son dusuncem olayin soykirim olmasada buyuk bir trajedi oldugu. nedeni savas olsa bile tehlikeli olarak goruldugu icin onemli bir kismi ermenilerin silinmis(yuzde 80 kadar). rusya ermenileri kiskirtmis ama sonra rusya yardim edemeyince ermeniler yanliz kalmis. hakli oldugumuz yonler oldugu kadar ermenilerinde hakli oldugu bazi noktalar var.
bahsedilen donemde 3 milyon ermeni'den 1.5 milyonu yok edilmis. allah askina ermenilerin yarisi turk topraklarinda mi yasiyordu? ayrica olen ermenilerin hepsi ne yazik ki osmanli devletinin iyilik yaparken dustugu hatalar sonucudur. sadece ermeni vatandaslari korumak ama olumsuz sartlar sonucu bazilari hayatini kaybetmis. bir de bu konuda osmanli devletinin en buyuk hatasi duzensiz kayit tutmasi. bu duzensiz kayitlara ragmen turkiye cumhuriyet'i "buyrun gelin birlikte kaynaklari arastiralim. bu isi bilen insanlar yani tarihciler yapsin" diyor kac senedir. peki ermenistan napiyor? kapisinin ziline bastik ama acan yok. yaptiklari sadece "mavi" kitaba gore konusup tum dunyada bu sozde soykirim icin anitlar yapmak. sonuc olarak kim basarili? ne yazik ki ermeniler.