en güzel ve etkileyici romanlardandır. katherina'nın çektiği sıkıntılar, sonya'nın zorluklar karşısında yıkılmaması ve raskolnikov için elinden geleni yapması en duygulu yönleridir *. ama bunlara rağmen raskolnikov'un her şeye karşı, olur olmaz tavırları, br tek kendisini görmesi vb. kendisine sinir duymanıza neden olabilir.
bana roman okumayı sevdiren ve ilk defa "zamanım olsa da okusam" dediğim harika kitap. raskolnikof o yaşlı kadını öldürürken öyle kaptırdım ki kitaba kendimi.
insanları üçe ayıran kitaptır..
1-suç ve cezayı okumuş olanlar
2-suç ve czayı okumamış olanlar.
3-suç ve cezayı az önce okumuş olanlar.
(bkz: )sinemadan sokağa çıkan insan.
tanımlamaları o kadar detaylı ve kitabın geçtiği mekanların, karakterlerin anlatımı çok net olduğu için, çoğu okuyanının türk telekomun reklamı izlendiğinde kafasındaki sahnenin aynen kurulduğunu düşündüğü kitaptır. size çok da geniş bir hayal kurma alanı tanımaz, sayfalarca anlattığı karakterler ve mekanlar için farklı bir yer düşünmeniz mümkün olmaz ki, reklamı gördüğünüzde bir kez daha anlarsınız neden dünya klasikleri içinde yer aldığını. hatta kitabı okuduğunda, alt komşunun oğlunu öldürdüğünü görenler olduğu söylenmekte. *
Roman okumayı sevmeyenlere önerilmeyen kitap. Öyle bir roman düşünün ki bir daha başka bir roman okuyamadım hep suç ve ceza yı istedim. Ben bu kitabı yaklaşık 2 ay önce okudum ve okuduğum son kitaptı. Ondan önce artarda rahat 10 kitap okumuşumdur en son suç ve cezayı okudum ve kitap okumayı bitirtti bu kitap bana bundan daha güzelini okuyamadım.
Zamanında sınavdan çakmamak için bir sayfayı 2 dakikada okuma hızımla bu kitabı yaklaşık 22-23 saatte bitirebileceğimi anlayarak, arkası yarın'dan dinlediğim romandır. 20 bölümdür ve her bölümü 20 dk sürer. Kitabı iyi anlamak ve duyguları daha iyi yaşamak için okunması tavsiye edilir.
dostoyevski nin karamazov kardeşler den sonraki en iyi romanlarındandır. ecinniler ile birlikte ikinci sırayı paylaşır. teknik bazı kusurları olsa da karamazov kardeşler e kadar yapılan en iyi ruhsal çözümlemeler bu kitapta yapılmıştır.
en büyük ceza ayrımcılık bunun suçu yok bunu ne roman ne kitap nede ne gerçegi bilmedigimiz hayatımızı biz bilerek yaşamıyoruz bunun nesı roman neresi mantık sadece bilinçsizlik sallayarak olmuyor olsada boşa saçmalamak ya beleş .
okurken raskolnikovla o merdivenleri tırmanır, günlerdir yemek yememiş halsizliğinde yatağa yapışır, mantıksızca insan öldürür, korkudan gözü açık karabasanlar görür ve sonra aşık olursunuz. kitabı yavaş yavaş okuyunca aşkınızın gözünüzün önünden hiç ayrılmayacağını düşünür kitabı en kolay ulaşabileceğiniz yere bırakırsınız. yırtık pırtık sevgiliyle petersburg sokaklarında dolaşmak güzeldir çünki.
Dostoyevskinin adını dünyaya duyuran romanıdır. radyo tiyatrosunu gugün http://www.cafrande.org/?p=35118 adresinden dinleyip bir kez daha mest olduğum eserdir.
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski nin yazmış olduğu ilk kez 1866 da yayınlanmış 644 sayfalık roman kitabıdır. Roman ilk
olarak 1866'da Rus Habercisi adlı edebiyat dergisinde
yayınlandıktan sonra cilt
haline getirilmiştir.
Dostoyevski'nin Sibirya'da
cezaevinden döndükten sonra
yazdığı roman, yazarın en uzun ikinci romanı olma
özelliği taşır. Bununla birlikte
yazarın olgunluk döneminin
ilk büyük romanıdır. (vikipedi)
1800'lü yıllarda yazılan eserde '' ...adeta robotu andırır bir hareket ile...'' cümleleri Türkçe çevirisinde hataların yapıldığı düşüncesini akıllara getirir.
türkiyede kitap okuma oranını yanlış yönlendirmelerden dolayı azaltan kitaptır, bu kanıya şöyle vardım;
***
elimde suç ve ceza ile o dersten bu derse, okuldan dersaneye yol alırken hiç kitap okumayan, senelerdir elinde bir tane kitap görmediğim adamların ''yoksa daha yeni mi okuyorsun huhaha ben orta okulda okudum, birde kitap okuyorum diye geçinirsin'' gibi tepkilerine, ''dünyanın en iyi romanıdır'' gibi ezbere söyledikleri cümlelerle karşılaşmaya başladım lakin okudukça gördüm ki dostoyevski suç ve ceza'da 'suç nedir, hukukta vicdandan söz edilebilir mi, ceza nedir' gibi konulara da yer vermiştir ki zaten dünyanın en iyi romanı diye lanse edilmesinde ki ana sebepte budur bana göre.
benim kitaba küskün arkadaşlarımı ise orta okul hocaları 'dünyanın en iyi romanı okuyun, sınavda sorarım, okumayan sınıfta kalır' gibi teşvik-tehtitlerle okutmuşlar fakat doğal olarak kitap anlaşılamamış, çocuğun kafasında bir adamın cinayet işlediği sıradan bir kitaba tekabül etmiş ve 'ulan en iyisi buysa ve ben bunu bile çok beğenmediysem diğerlerini okumaya ne gerek var' düşüncesinin oluşmasına sebep olmuş. zorlasuç ve ceza okuyanlar eğer kendi içlerinde kitap okumaya karşı bir yönelme yoksa tamamen kopmuşlar kitaplardan, kendileri okumamış okuyana ukala gözüyle bakmışlar.
***
kitap okumaya teşvik elbette güzeldir fakat yinede yaşına uygun olmayan kitapları asla dikte etmeyelim.
Donemi her ayrintisiyla ele alan. Sistemi en ağır sekilde sorgulayan Rusya da ki suan ki sistemle eskiden var olan kapitalist sistem arasındaki farkı gözümüze sokan düşünür kitabidir. Düşünülmüş, analiz edilmi yegane bir eserdir.
