Tanım: varoluşsal sıkıntıyı en yalın ve özgün biçimde anlatan bir Dostoyevski eseridir. Eserden yüzlerce alt metin çıkarılabilir olması ne denli zengin bir anlatım ve yoğun konu içeriğine sahip olduğunu gösterir. Raskolnikov'un iç sesi yani vicdanını bastırmaya çalışmasının onda psikolojik ve fizyolojik yansımalarını ustalıkla anlatan bir gerilim ve dram türünde bir kitaptır.
--spoiler--
"Dunya yalvarırcasına:
"Bırak beni!" dedi.
Svidrigaylov titredi, bu senli seslenişte deminkilere benzemeyen bir şeyler vardı.
"Sevmiyor musun beni?" diye sordu Svidrigaylov usulca.
Dunya başını olumsuz anlamda salladı.
Svidrigaylov umutsuzluk içinde fısıldadı:
"Ve... sevemezsin de? Hiçbir zaman?"
"Hiçbir zaman..." diye fısıldadı Dunya."
--spoiler--
--spoiler--
svidrigaylov x caddesine saptı, yangın kulesi buradaydı.
itfaiye binasının kocaman kapısı önünde, üzerinde gri bir asker kaputu, basında achilles miğferi, sırtını kapıya dayamış ufak tefek bir adam duruyordu.
uykulu gözlerle yan yan kendine doğru gelen svidrigaylov'a baktı. yüzünde, bütün yahudi ırkında buruk bir iz bırakan yüz yıllık hırçınca bir keder vardı. svidrigaylov ve achilles, konuşmadan, bir süre birbirlerini süzdüler. sarhoş da olmadığı halde, bir adamın kendinden üç adım ötede durup hiç konuşmadan yüzüne bakıp durması, sonunda achilles'e aykırı geldi. yerinden kıpırdamadan:
"hey, siz" diye seslendi, "ne arıyor burada?"
"bir şey aramıyorum, kardeş! merhaba!"
"burada olmaz."
"ben, kardeş, yabancı bir diyara gidiyorum."
"yabancı diyar?"
"yabancı diyar ya. amerika."
"amerika?"
svidrigaylov cebinden revolveri çıkardı, horozunu kaldırdı.
achilles kaşlarını kaldırarak: "ama bu saka (şaka) burda olmas!"
"neden olmaz?"
"olmas da ondan."
"hiç farketmez be kardeş! iyi bir yer burası. sorarlarsa, amerika'ya gitti dersin."
namluyu sağ şakağına dayadı. gözbebekleri gitgide büyüyen achilles yerinden kımıldadı.
"burda olmaz! burda olmaz!"
svidrigaylov tetiği çekti.
--spoiler--
Insanda bir solukta st.petersburg a gitme isteği uyandıran roman.
Bende bu hissi dürtüklüyor her defasında. Ölmeden ve kocamadan gider miyim, bilmiyorum. Ama gidebilmeyi arzu ediyorum. On üç yaşımda ezilenleri okuduğum, dostoyevskinin ruhuna dokunduğumdan beri hep çağırır oralardan bilmediğim biri beni.
ikinci kez okumaya başladığım kitap. lan yine aynı mesele kafamı sikip atıyor. rus para birimi.
ya kitapta yanlış yazıyor, ya da çoğacayip kullanıyorlar parayı. kira parasıyla bahşiş nasıl aynı olabilir lan?
psikolojik tahlil tespitleriyle, psikolojik durum betimlemeleriyle insanı etkileyen, yaşamdaki bakış açısını değiştiren George orwell romanı. yalnız stavrogin niye sonda intihar ediyor onu anlamadım amk.
fyodor dostoyevski'nin yazarı olduğu 1866 yılında bir edebiyat dergisinde yayınlandıktan sonra cilt haline getirilen eser. genç bir rus gencin fakirlikle yaşadığı sıkıntılar üzerine tefeci bir kadını ve onun masum kardeşini öldürmesi ve bu eylemi sonucu yaşadığı bunalımları anlatır. tarihin en önemli romanlarından biridir. okunması elzemdir.
dunyada mukenmel olan konusu kurgusu anlatimi vs vs iki roman varmis. birisi suc ve ceza digeri flubert in madam bovary si valla.
suc ve ceza cok guzel. bir tefeci pislik kadini oldur ve onun parasi ile binlerce iyilik yap. hayir hayir o zaman benim o tefeci kadindan ne farkim kalir. bunu toplum devlet duzeltmeli.
bu kiraptaki donya ya sonya ya hayranim yav.
lisede okuduydum. sonra dedim ki. bende yazmayilim.
cunku bu adam daglari ovalari sandalyeleri evi sokagi anlatmiyor. uzun uzun kahramanlarin ic dunyalarini bilinc altlarini iyiligini kotulugunu dusuncelerini anlatiyor. hatta kendisi ile tartisiyor.
bende boyle severim.
on hikaye senaryolar denemeler yazdim.
simdi tekrar okuyunca bu kitabi.
yeniden yazmaliyim kitap cikarmaliyim diye dusundum.
etkiliyor insani cidden.