eskiden ulusalcı kesim esada ingiliz işbirlikçisi pkk destekçisi bizi arkadan vuran arap derken ümmetçi kesim aa esad canım müslüman kardeşimiz pis faşistler siz nasıl islam coğrafyasında bir ülkeye böle dersiniz yaşasın esad derlerdi..
hey gidi hey şimdi tüm ümmetçi tayfa pis kafir esad zaten aleviydi diyor; ulusalcı kesimse olası şii-sünni savaşı korkusundan esadı desteklemek zorunda kalıyor.lakin ulusalcı tayfanın bir farkı var onlar esadı hala sevmiyor.
ümmetçi tayfa en çok nefret ettiği israilin baş düşmanı suriyeye nasıl bu kadar çabuk sırt döndü anlamak güç hamasın başı suriyede her hafta esadla yemek yiyordu noldu bir anda bu ne hız
yarın bir gün bu ümmetçi tayfa sultanahmette omuzlara aldıkları büyük yahudi düşmanı ahmedinejadı bile** bi kaşık suda boğar.
kontrolün kimde olduğu belirsiz ülke en azından ben anlayamadım köpek sürüleri bilmem kaç km den uçak düşürüyorlar düşen uçak pilotunu sağ yakalayabiliyorlar eğer kontrol esad rejiminde olsaydı pilot bir şekilde kurtulurdu, burada soru işareti var, kontrol öso da desek piçler neden kaçacak delik arıyorlar, silah silah diye yırtınıyorlar, anlayamadım gitti.
taş üstünde taş kalmamış zaten 15 sene geride olduğu sırada başlayan iç savaşla 50 sene geriye gitmiş ülke, bir daha doğrultamaz belini öyle görünüyor.
yıl 2012, 21. yüzyıl suriye'si;
hava bombardımanında çocuğunu kaybetmiş bir baba dışarıya çıkıp çocuğunu gömemediği için kokmasın diye çocuğunu buzdolabına koymuş.
kara cahilliğin baş tacı yapıldığı,demokrasinin,insan haklarının,kadının,kişisel hak ve özgürlüklerin esamesinin okunmadığı, her cm lerinde bir amerikan üssü barındıran,filistin davasında sesleri çıkmayıp israile biat eden, müslümanlık deyipte ırakta 1,5 milyon insan katledilirken,kadınlar tecavüze uğrarken,çocuklar öldürülürken tek bir gün bile bunu kınamayan suudi arabistan,katar,yemen gibi ülkelerin demokrasi getireceği güzel ülkedir.
süryanisi,sünnisi,kürdü,nusayrisi,ermenisi,hristiyanı bir arada kardeşçe yaşayan bir halkı aylık 150 dolarla çalışan katil sürüleriyle ayrıştırmayı düşünenlere karşı kenetlenip vatanlarını koruyan yiğit insanların ülkesi.
israil katliamlarıyla inim inim inleyen filistin halklarının mücadelesi için çarpışan tüm oluşumları topraklarında misafir etmiş, israilin tüm tehdit ve baskılarına rağmen bu örgütleri satmamış bir lidere sahip ülke.
bugün yanıbaşındaki komşusu tarafından emperyalizme ve siyonizme yaranmak adına peşkeş çekilmelerine ses çıkarmayan batı basınının bile yavaş yavaş gerçekleri açıklamaya başladığı ülke.
dünyanın en önemli doğal kaynaklarına sahip coğrafyası olan ortadoğuda katliamlar yapanların,bunlar yetmezzzzzz,daha fazla daha fazla....diyerek topraklarına gözdiktikleri ülke,ama ne mutlu ki vatanlarına dikilen o gözlerin sahiplerine gerekeni yapıyorlar.
ister ermeni ister süryani ister sünni ister hristiyan ister nusayri hiç farketmez, tüm suriye halkları bizim kardeşimizdir, ve canları pahasına vatanlarını ve onurlarını emperyalizme,siyonizme,arap sermayesine peşkeş çekmeme yürekliliklerine milyonlarca selam olsun. yalnız değilsin suriye, türkiye halkları olarak biliyoruzki suriye düşerse sıra iran ve türkiyeye gelecek,sizlerin yanında olmak kendi onurumuza sahip çıkmak demektir.
şimdi size Suriye gerçeğini yazacağım. uzun bir yazı olmayacak ama her kelimesi gerçektir ve oradan gelen bir insanla dün yaptığım sohbette öğrendiklerimdir.
bu insan bir gazeteci... Suriye zindanlarını görmüş, orada neler olup bihttiğini çok iyi bilen bir insan.
ve daha onunla konuşana kadar benim de zannım olan Arap baharı ve Suriye ayaklanmasının bir israil ve para baronlarının projesi olduğu düşüncesini yerle bir etmiştir.
Suriye... başında Arap- israil savaşında hava kuvvetleri komutanı olan ve israil'e karşı uçakları göndermemesinin ödülünü Suriye'nin başına getirilerek alan zalim hafız esad'ın zalim oğlu olan ülke. öyle bir ülke ki tutuklandığın zaman 10 yıl, 20 yıl senden haber alınamayan, evliysen karının senin öldüğünü düşünerek başkasıyla evlendiği bir ülke. akla gelmez işkencelerin yapıldığı bir ülke.
acaba bu ayaklanma bir abd projesi midir diye kafasında soru işareti olanlara şunu söyleyeyim: geçen ay devlet televizyonunda konuşan beşar esad 'biz bu ülkede laikliğin son kalesiyiz, biz islamcılara karşı savaşıyoruz' diyor ve ekliyor 'bizim gitmemiz israil'in güvenliğini de tehlikeye sokar'...
Suriye ulusal konseyi son toplantısında nato veya birleşmiş milletlerin suriye'ye girmesi halinde esad'ın ordusuyla aynı karşılığı vereceklerini duyurdu. şimdi hala 'bu bir ab- abd- israil projesidir' diyen var mı?
ben de merak ederdim... medyanın bilgi bombardımanı altında kalan zihnime sokulan bir soru: neden Suriye bu kadar önemli?
Suriye önemli. çünkü suriye'de 40000 insan öldü. suriye'de bu olaylar patlak vermeden önce onlarca yıldır akıl almaz baskılar altında yaşayan bir Müslüman topluluk var. gösteriye katıldı diye öldürülen 7-12 yaşlarında çocuklar. birisi bu ayaklanmanın fitilini ateşlemişti. cinsel organı kesilerek öldürüldü, 12 yaşındaydı. biliyor muydunuz bunu? bilmiyordunuz biliyorum...
batı destekli denilen direnişçilerin en çok ihtiyaç duyduğu şeyi biliyor musunuz? silah ve mermi. ha bir de un ve battaniye... batı destekli öyle mi...
Arap baharına bir daha bakın. Arap baharına ve Suriye mücadelesine, birilerinin size gösterdiği pencereden bakan kandırılmış kalabalığa dahil olmayın. mümkünse bölgeye gitmiş insanlarla konuşun. göreceksiniz ki Arap baharı islam baharına dönüşüyor, ve göreceksiniz ki Müslümanlar uyanıyor.
yıllardır israil'in has adamı olan mübarek gittikten sonra gelen mursi, Filistin'e giden ilk mısır başbakanı. mursi'yi protesto edenler eskiden kalma, bizim ergenekoncu, laikçiler gibi eski dinozorlar, destekleyenlerse uyanmış olan halk. ve bu insanlar Suriye ayaklanmasını destekliyor, israil'in nefret ettiği hamas özgür Suriye ordusunu destekliyor. suriye'de bazen günde 300 insan ölüyor ama Suriye halkı alçak esad defolsun, gerekirse hepimiz ölürüz diyor ve mücadeleyi bırakmıyor.
uyanın ey ahmaklar. size ne verilirse afiyetle yemeyin, uyanın...
Daha düne kadar Irak'ta "kimyasal silah var" bahanesiyle ortalıkta destek toplayıp savaş başlatan ve milyonlarca insanın hayatına, bir ülkenin tarihine mal olan kan emicilerin bugün aynı bahaneyle yine aynı senaryoyla yandaş topladığı ve ne yazık ki bile bile yutturduğu hedef ülkedir.
Esad haklıdır, haksızdır tartışılır ama kumarı sadece oynatanın kazandığı bir düzende olduğumuz su götürmez bir gerçektir.
nüfusunun %10'unu hristiyanların oluşturduğu ülke. hristiyanların bu iç savaş dönemindeki durumlarıyla ilgili italyan gazeteciler bir belgesel hazırlamış, suriyedeki genel durumu özetler nitelikte: http://haber.sol.org.tr/d...ni-anlatiyor-haberi-64881
hükümetinin zorla yıkılamayacağı ülke. kaddafi ve saddam yalnızdı ve onların yanında hiç bir uluslararası güç yoktu. fakat beşar esad'ın yanında başta rusya, iran ve hizbullah olmak üzere amerika ve israilin düşmanı olan ülkeler yer alıyor.
