bugün

öncelikle "evren sonsuz değil ki" diyerek akıl verecek olanları bir kenara alalım. burada tartışmak istediğim konu evrenin sonsuz olup olmadığı değil. illa ki sonlu mu sonsuz mu tartışalım diyorsanız şunları söylemek isterim. tek bir büyük patlamaya istinaden, ışık hızından daha hızlı bir ivmeyle genişleyen evren artık bizim için ucu erişilmez ve sonsuz kabul edilir diyebilirsiniz. peki elinizde tek bir büyük patlamaya dair kanıt var mıdır? bizim için görünür olan evren ya daha büyük evrensel bir oluşumun küçük bir parçasıysa? keşfedemediğimiz ve hiç bir zaman da keşfedemeyeceğimiz evrenin o öteki uçlarında bizim büyük patlamamızın benzeri büyük patlamalar oluyorsa? amacım görünür evren üzerinden teori çıkarmak değil. amacım göremediğimiz kıyılara yelken açmak. ve de görsellerde soğan zarıyla birbirinden ayrılmışçasına tasvir edilen paralel evrenler kavramını "ortadan kaldırmak biraz iddialı olur", sarsmak. o zaman o kıyılara açılalım...

zaman ve mekandan bağımsız, evrenin keşfedemeyeceğimiz köşelerine şöyle bir göz gezdirme imkanı verilsin. sonsuzluk kavraması o kadar zor bir kavram ki... işimizi kolaylaştırmak için de sınırsız bir süzgeç yetimiz olsun. yoksa o sonsuzlukta galaksimize bire bir benzeyen galaksileri şak diye hemen nasıl bulacağız? evet hem de güneş sistemimizin bire bir aynısına sahip bir galaksi. daha da detaylı bakalım şu sisteme. evet mavi bir gezegen, dibinde büyük doğal bir uydu ve etrafı medeniyet göstergesi binlerce yapay uydularla çevrili. dörtte üçü su. karalar kıta halinde birbirinden ayrılmış. üç tarafı denizlerle çevrili, doğu batı yönünde bir kısrak başı gibi uzanan bir yarımada. gecenin bu saatinde hala ışıkları yanan 16 milyonluk bir şehir. bilgisayar başında internete giren insanlar, bu satırları okuyanlar. kimisi kederden kimisi keyiften sigarasını tüttürenler. kaosun tarifiymişçesine yalpa yalpa kendini ortama yayan sigara dumanı...

evet, sonsuzluk öyle bir şey ki, şu yaşınıza kadar sizinle bire bir aynı şeyleri yaşamış, genetik kodundan karakterine ve hatta bilinçaltına kadar bile bire bir sizin kopyanıza sahip olma ihtimalini içinde taşır. bu kopyanız sizden milyarlarca yıl önce yaşamış da olabilir. bu kopyanız sizden milyarlarca yıl sonra yaşayacak da olabilir. milyarlarca yıl öncesinden milyarlarca yıl sonrasına kadar geçecek olan süre içinde adı konulabilecek en kısa zaman birimi kadar "bu sonsuz olmayabilir" sayıda kopyanız da olabilir. siz sadece bu süre içinde anı yaşayan kopya olabilirsiniz. sizden bir an önde olan ve bir an arkadan sizi takip eden kopyanız da oralarda bir yerde olabilir. ama maalesef aranızda hiç bir zaman aşamayacağınız mesefaler söz konusu. yani sonsuz evren bize sonsuz kopya galaksimiz imkanını kendi elleriyle sunuyor. milyarlarca yıl boyunca tek tek atomlarına kadar bire bir aynı hareketi takip eden galaksiler. farkındaysanız evrende bilince sahip başka bir canlı var mı acabayı hiç tartışmıyorum bile. görünür evren medeniyet kurabilecek başka bir canlı sunma konusunda sanki yeterince bonkör değil gibi. ama görünmeyen kısımda ne s... dönüyor bi bilseniz *

tabi bir de şu var. eskiden ilkokul ortaokul hatta lisede yapanlar bilir. defterlerin alt köşesine her sayfaya cinali'den bozma figürlerle bir şeyler çizip, çizgi film efekti yapıp figürümüze suni hareket sağlardık ya. peki ya bu sonsuz evren kendi içinde katlanıp, animasyonun en kısa zaman birimi için tüm katmanları üst üste bindirip bizim hareket sandığımız aktiviteyi bize sunuyorsa? benim bir an sonram benden önce mevcutsa, benim kendi bir an sonram bir anlam ifade edecek midir? tüm bunları planck'a sormak isterdim. evren sonsuz mu?
acı olan bu kadar sonsuzluğun içinde zaten ortalama insan ömrünün yarısından fazlasını aşmış olman değil, asıl acı olan paylaştığın fikrin üzerine bir tuğla daha koyacak birisi olmaması, bilinçsizce yalnızlaştırılman. fikirlerle ördüğümüz duvarı yıkmak gerekirse yıkarız da. yoksa sokayım sözlüğüne...
böyle bir sonsuzlukta yanına arkadaş olarak bir de hayırsız bulduysan hele.. sokayım s.nsuzluğuna.
sabah sabah niye kafa açıyorsunuz olm ya. al işte yine düşünmeye başladım . mutlu musunuz şimdi. ? *
sabah sabah sirt agrisiyla hic iyi gitmeyen konu.
zaten oleceksin hic olmamisin gibi her sey devam edecek sonsuzluk hicbir anlam ifade etmiyor o yuzden.
cin aliyle yapilan film efekti bir gun bitecek.
ölup yillar sonra petrol olacagiz sondajla bizi cikarip belki bir kadinin arabasini calistiracagiz kadinin bizden hic haberi olmayacak.
paralel, daha doğru söylemiyle çoklu evrenler kavramını sarsmak yerine destekleyen sorular soran entrye konu olan başlık.

açıklayayım;
çoklu evren ihtimali barındıran teorik fizik çalışmalarında tek tip bir çoklu evren yer almaz. birbirinden farklı ihtimallerde ortaya çıkmış olabilecek birçok teorik, ama bilinen fiziğe aykırı olmayan fikir yer alır bu çalışmalar içerisinde. bunlardan biri de, hepimizin ve yaşadığımız yerin bire bir aynısı olan yapıları içeren modeldir. büyük patlama da tek tip bir senaryo değildir. genişleyen evrenin sonlu ya da sonsuz olmasına bağlı olarak farklı bazı olasılıklar sunar ve bu olasılıklar da çoklu evrenleri ortaya çıkarır.

burada bahsedilen ve evrenin herhangi bir yerinde, bizimkiyle her şeyi aynı olan bir dünya ve üzerinde hepimizin aynısının yaşaması mümkün müdür sorusu, evrendeki parçacık sayısı ve dizilimiyle ilgilidir. eğer evrende, göremediğimiz kozmik ufkun ötesi de dahil olmak üzere, sonlu sayıda parçacık varsa, bunların bir araya gelerek ortaya çıkaracağı dizilimlerin de sonlu sayıda olasılığı vardır ve tüm olasılıklar tükendikten sonra aynı dizilimleri oluşturmak üzere başa dönebilirler. dizilim dediğimiz olayın sonucunda ise, etrafınızda gördüğünüz her şey çıkar ortaya. bu nedenle dünyanın veya sizin tıpatıp aynınızın oluşabilmesi için gerekli parçacık dizilimi neyse, bu dizilim bir yerlerde tekrar tekrar ortaya çıkabilir. ancak evren o kadar büyük ki, bundan haberiniz bile olmaz.

fakat burada sıkıntı, olası parçacık dizilişi dediğimiz ihtimallerin sayısı 10 üzeri 10 üzeri 122 olduğundan, parçacıkların aynı dizilimleri meydana getirebilmesi ihtimali işte bu sayıyla orantılı olacak kadar zordur.

bunu günlük hayattan bir örnekle kafanızda daha rahat canlandırabilirsiniz. diyelim ki sonsuz bir hayatınız var ve elinizde de belirli sayıda gömleğiniz, pantolon ya da eteğiniz, ayakkabınız falan var. bu sonsuz hayatınız boyunca, sayıları sınırlı olan bu giysilerden başka bir şey giymeyeceğinizi farz edelim. bu durumda, giysi sayısı sınırlı, ama sizin hayatınız sınırsınız olduğundan, tüm kombinasyonları giydikten sonra, bir noktada mecburen aynı kombinasyonları tekrar giymeye başlayacaksınız. işte evreni de bunun gibi düşünebilirsiniz. sonsuz ya da aşırı derecede geniş ve sonlu bir evrende sonlu sayıda parçacığı farklı dizilimler için kullanırsanız, bir noktadan sonra aynı dizilimleri tekrar etmeye başlayabilirsiniz.

çoklu evren kavramının en azından 1 modelini bu soruların desteklediğini söylemiştim. yanlış hatırlamıyorsam bu modele kapitone çoklu evren adı veriliyordu. ilgisi olanlara brian greene - saklı gerçeklik adlı kitabı öneriyorum. orada tüm çoklu evren modellerini ve nasıl ortaya çıkabileceklerine ilişkin ihtimalleri detaylarıyla okuyabilirsiniz.

başlığı açan arkadaş görsellerde soğan zarıyla birbirinden ayrılmışçasına tasvir edilen paralel evrenler diye bir ifade kullanmış. evet, bazı görseller bir şeyleri temsilen baştan savma ya da uyduruk ve maalesef olayın özünden uzak bir şekilde çizilebiliyor. ancak bahsettiğim ya da aynı konulardan bahseden farklı bir kitabı okuduğunuzda, bu çizimlerin çoğunun gerçek çoklu evren teorileri ile çok da bağdaşmadığını göreceksiniz zaten.

başlık için teşekkür ediyorum kendi adıma. ne zamandır içimden gelerek şuraya bir şeyler yazayım dediğim bir başlığa denk gelmemiştim.
(bkz: drake denklemi)

ayrıca;

https://www.youtube.com/watch?v=Iy7NzjCmUf0
o kadar akıl almaz ki sonsuz evren, sınırlı bir akıl sunuyor. zaten bu sebeple akıl almaz geliyor.
(bkz: okumadım kardeş durumumuz yoktu)
Eğer evrenin sürekli genişlediği teorisi doğruysa ilk zamanlarda daha küçük bir hacimde toplanmış olmalıdır. Bunu ele alarak zamanda geriye gidersek çok yoğun ve çok sıcak bir ortam ile karşılaşma ihtimalimiz yüksek.
Bir çok ihtimalden yalnızca biri..

(bkz: sözlükte görülmek istenen başlıklar)