Deniz, sigara, aşk ve aşk acısının hisleri en çok bu mevsimde tavan yapar. Yaza sırtını dönecek kadar gururlu, yenileneceğini bile bile kışla savaşacak kadar cesur. Mevsimlerin en bi güzelidir.
depresif bir huzuru vardır.
steve earle parçaları gibidir.
saniye saniye huzur ve depresizlik birbirlerinin kollarında dans ederler, dans pistleri ise psikolojinizdir.
heybetli ağaçlardan dökülen sarımtrak yapraklar boşluk ile yer arasında doğayla oynaşarak uçarken
eskiler aklınıza gelir derin bir of çekerseniz.
ceketin sol iç cebinden bir sigara çıkarırsınız ve yakarsanız.
düşüncelere dalarsınız kendini teselli ederek ''zaten onla biz olmazdık olmazdık'' dersiniz.
gökyüzüne bakarsınız önce burnunuza sonra gözünüzün içine bir kaç damla düşer.
sonra yağmur şiddetlenir, toprak kokusunu hissedersiniz.
karşı durakta bekleyen yaşlı kadına gözünüz takılır suyun içinden hızla gelen otobüs onu biraz ıslatacaktır belki de.
Sonbahar -ki acının değişmez dipnotudur-
Sesinin solgun göğünde
Küçük bir yıldızla bir harfi tutuşturur.
Savrulur her yana kavruk kelimelerle
Yüreğini acıyla buruşturur.
Bakışının pasıyla zırhlanan dünya
Binlerce pıtrak yapıştırır yüzünün kumaşına
Sonbahar -ki doyumsuz bir aşkın sonucudur.
ilki kadar güzel olan mevsim.
Yollarda o turunculuk,
Her an yağmur yağacak gibi dibdibe duran bulutlar,
rüzgarı,
havası...
Ayrılıktan çok şarkı mevsimi.
Eylül biraz yaza kasım biraz kışa özenir kendince oysa ekimdir sonbahar.