bugün

nazım hikmet ran güzelliğidir.

gece yarısı. son otobüs.
biletçi kesti bileti.
beni ne bir kara haber bekliyor evde,
ne rakı ziyafeti.
beni ayrılık bekliyor.
yürüyorum ayrılığa korkusuz ve kedersiz.

iyice yaklaştı bana büyük karanlık.
dünyayı telaşsız, rahat seyredebiliyorum artık
artık şaşırtmıyor beni dostun kahpeliği,
elimi sıkarken sapladığı bıçak.
nafile, artık kışkırtamıyor beni düşman.
geçtim putların ormanından baltalayarak
nede kolay yıkılıyorlardı.
yeniden vurdum mihenge inandığım şeyleri,
çoğu katkısız çıktı çok şükür.
ne böylesine pırıl pırıl olmuşluğum vardı,
ne böylesine hür.

iyice yaklaştı bana büyük karanlık.
dünyayı telaşsız, rahat seyredebiliyorum artık.
bakınıyorum başımı kaldırıp işten,
karşıma çıkıveriyor geçmişten
bir söz
bir konu
bir el işareti.

söz dostça
koku güzel,
el eden sevgilim.
kederlendirmiyor artık beni hatıraların daveti
hatıralardan şikayetçi değilim.
hiçbir şeyden şikayetim yok zaten,
yüreğimin durup dinlenmeden
kocaman bir diş gibi ağrımasından bile.

iyice yaklaştı bana büyük karanlık.
artık ne kibri nazırın, ne katibin şakşağı.
tas tas ışık döküyorum başımdan aşağı,
güneşe bakabiliyorum gözüm kamaşmadan.
ve belki, ne yazık,
hatta en güzel yalan
beni kandıramıyor artık.
artık söz sarhoş edemiyor beni,
ne başkasının ki, nede kendiminki.

işte böyle gülüm,
iyice yaklaştı bana ölüm.
dünya, her zamankinden güzel, dünya.
dünya, iç çamaşırlarım, elbisemdi,
başladım soyunmağa.
bir tren penceresiydim,
bir istasyonum şimdi.
evin içerisiydim,
şimdi kapısıyım kilitsiz.
bir kat daha seviyorum konukları.
ve sıcak her zamankisinden sarı,
kar her zamankinden temiz.
http://www.youtube.com/watch?v=UMddAkQPoTQ * *
Gece yarısı.Son otobüs.
Biletçi kesti bileti.
beni ne bir kara haber bekliyor evde,
ne rakı ziyafeti.
Beni ayrılık bekliyor.
Yürüyorum ayrılığa korkusuz ve kedersiz.

iyice yaklaştı bana büyük karanlık.
Dünyayı telaşsız, rahat seyredebiliyorum artık
Artık şaşırtmıyor beni dostun kahpeliği,
elimi sıkarken sapladığı bıçak.
Nafile, artık kışkırtamıyor beni düşman.
Geçtim putların ormanından baltalayarak
nede kolay yıkılıyorlardı.
Yeniden vurdum mihenge inandığım şeyleri,
çoğu katkısız çıktı çok şükür.
Ne böylesine pırıl pırıl olmuşluğum vardı,
ne böylesine hür.

iyice yaklaştı bana büyük karanlık.
Dünyayı telaşsız, rahat seyredebiliyorum artık.
Bakınıyorum başımı kaldırıp işten,
karşıma çıkıveriyor geçmişten
bir söz
bir konu
bir el işareti.

Söz dostça
koku güzel,
el eden sevgilim.
Kederlendirmiyor artık beni hatıraların daveti
hatıralardan şikayetçi değilim.
Hiçbir şeyden şikayetim yok zaten,
yüreğimin durup dinlenmeden
kocaman bir diş gibi ağrımasından bile.

iyice yaklaştı bana büyük karanlık.
Artık ne kibri nazırın, ne katibin şakşağı.
Tas tas ışık döküyorum başımdan aşağı,
güneşe bakabiliyorum gözüm kamaşmadan.
Ve belki, ne yazık,
hatta en güzel yalan
beni kandıramıyor artık.
Artık söz sarhoş edemiyor beni,
ne başkasının ki, nede kendiminki.

işte böyle gülüm,
iyice yaklaştı bana ölüm.
Dünya, her zamankinden güzel, dünya.
Dünya, iç çamaşırlarım, elbisemdi,
başladım soyunmağa.
Bir tren penceresiydim,
bir istasyonum şimdi.
Evin içerisiydim,
şimdi kapısıyım kilitsiz.
Bir kat daha seviyorum konukları.
Ve sıcak her zamankisinden sarı,
kar her zamankinden temiz.
Nazım Hikmet şiiri yakında Ezel dizisinde duyacağız ihtimali uyandırıyor bende.
hep kaçırdığımız.
nazım hikmetin en baba şiirlerinden.
her okuduğumda gözümün dolmasına sebebiyet veren ve tarif edilemeyecek kadar içimde biryerlerde derinlemesine hissettiğim nazım hikmet şiiridir.

--spoiler--
Kederlendirmiyor artık beni hatıraların daveti
hatıralardan şikayetçi değilim.
Hiçbir şeyden şikayetim yok zaten,
yüreğimin durup dinlenmeden
kocaman bir diş gibi ağrımasından bile.
--spoiler--