Gençliğimizi keşke 1950’li yıllarda yaşasaydık. O zamanlar malum sigara doktorlar tarafından falan tavsiye ediliyor. En azından mutlu mesut içerdik zehrimizi. Şimdi her nefes çekişimde vicdan azabı duyuyorum. Neyse ki bırakalı 10 ay oldu.
Evde içmek yasak. Aileyle yaşamanın dezavantajı. Balkonda da götümüz donuyor affedersin. içemedim. Bugün 2 kere içtim mesela. Demek ki içmesem de oluyormuş.
evin genelinde içmeyi kendime yasakladığım için sadece mutfakta içilebilen , mutfak masasına sigara içmek amacı ile tek başıma oturunca anlamsız bir şekilde kederlendiren kimine göre keyif veren kimine göre olan biten her şeyi yakıp kül etmek için kullanılan kağıda sarılı tütün ve bilimum zehirden imal edilmiş çubuk.
Bırakmanın güç olduğu en güçlü uyuşturucudur. Bırakmak isteyenler içinse önerim “allen carr”ın yazdığı sigara bırakmanın kolay yolu adlı kitabı okumaktır. Gerçekten etkili bir yöntem tavsiye ederim.
insan beyninden mi bilmem, kokular bende hep anılarla birlikte gelir.
yani, lisede parlament alırdık arkadaşla, parlament kokusu bana hep o içtiğimiz yokuşu hatırlatır.
Winston dark blue içtiğimde evimin balkonunda antidepresan aldığım zamanlar aklıma gelir.
malboro red içtiğimde, öğrenci evimde yalnız geçirdiğim 2 aylık süreç aklıma gelir. Ayrıca ilişkimin bittiği zamana da denk gelir bu.
Öyle işte, hiçbir zevk almasam da, nedensiz şekilde içiyorum. Sanki bana bir şey vermesini istiyormuş gibi, verinceye kadar içeceğim ya da usanıp bırakacağım.
bu .mnına kodumun icadı nasıl bir şeyse kaç gündür içmiyorum, hatta şuan bi entry de görünceye kadar da aklımda bile değildi ama görür görmez de canım çekti.