her seferinde bu sefer bırakıcam diyip büyük uğraşlar göstermeme rağmen bi türlü bırakamadığım başladığım güne lanet ettiğim pişman olduğum bağımlılık yaratan hede.
sigara içmeyen: birader, kaç yıldır sigara içiyosun?
sigara içen: 15 yıldır.
sigara içmeyen: 15 yıldır sigara içiyosun?
sigara içen: evet.
sigara içmeyen: eğer 15 yıldır sigara içmeseydin şu gördüğün araba ile şu gördüğün ev senin olabilirdi biliyo musun?
sigara içen: birader sen sigara içiyo musun?
sigara içmeyen: hayatımda hiç içmedim.
sigara içen: o ev senin mi?
sigara içmeyen: hayır.
sigara içen: araba senin mi?
sigara içmeyen: hayır.
sigara içen: o zaman konuşma. ev ve araba benim.
hep ortama farklı bir hava katmıştır. ara sıra bıraktığımda kendimi burjuva hissederim; ferah bir oda, derli toplu kül lekesi olmayan eşyalar, kokmayan eller, sabah kalınlaşmayan ses, müziği sade dinlemek, odadaki havanın pırıl pırıl olması... melankolik adamsanız fazla temiz gelir bu tarz. hele underground yaşıyorsanız kendinizden tiksinirsiniz.
bir tek seni seviyorum şu hayatta sen de pis bir şeysin ya, üzülüyorum, acıyorum kendime.
bakıyorum yine sen yanımdasın... bi git lan...iki dakika yalnız bırak beni.
bazen bırakmayı denesemde,bulunmayacak kadar güzel bi dosttur. konuşmaz,söylenmez sıkılınca yakarsın sevinince yakarsın itirazı yoktur sen yakarsın o susar ortak olur sana, zaten dostta böyle olmamalımı.seviyorum seni maaşıma ortak olsanda seviyorum canım sigaram.
içilendir. candır. ancak bir arkadaşımın başımdan geçen şöyle bir ankdotla beni iyice pıstıran şeydir:
bir tanıdığımızı ziyarete hastaneye gitmiştik. hastanenin önünde bir yandan doktorun izin vermesini beklerken bir yandan da sigara tellendirmekteydik. o sırada önümüzden geçmekte olan tekerlekli sandelyede saçsız sakalsız bir amca vardı. amcayı iten kişi (tahminen kızı veya gelini) karşıdaki bakkala girdi falan; biz de "amcayla bir iki muhabbet çevirelim." dedik.
arkadaiım gayrı iytiyari sordu:
"amca n'oldu?"
amca da gayet sinirli cevap verdi:
"ananın .mı oldu nolucak! o elindeki oldu."
sigara kadar kullanıcısının karakteristik özelliklerine bürünen başka bir nesne daha yoktur. sigara içen bir insanın onunla kurduğu ilişkiden kişiliği hakkında hiç de yabana atılmayacak ipuçları elde etmek mümküdür. dalı parmaklarının arasında konumlandırma biçimi, içine çekerken ki jestleri, söndürme şekli, seçtiği marka ve daha pek çok detay kullanıcısının karakterinden minik izler taşır.
zararları hakkında yeniden bir şey söylemenin anlamı yok, fakat bağımlılığı kimi zaman insanın kendisinden utanmasına neden oluyor. geçen akşam nasılsa evde yedeğim var diyerek, bakkala uğramadan eve çıktım. sabaha karşı mevcut paket tükenince çekmeyece yöneldim ve hesabımın yanlış çıktığını görüp ne yapacağımı bilmez bir halde evin içinde dolanmaya başladım. insan gibi yatağa girip uyumak yahut birkaç saat sigarasız kalmak gibi seçenekler varken, ben anlamsız bir telaşa kapıldım. bir umutla her tarafı didik didik aradıktan sonra aylar önce armağan edilmiş bir havana purosunu bulunca mal bulmuş mağribi gibi saldırdım. puroyu öyle bir içime çekişim vardi ki, utanç verici...