her olayın sonucunda bir bahane bulunup içilen, böylece bağımlı olmasanız bile, sizi kendine bağlama olasalığı daha da yükselen şerefsiz. evet, şerefsiz.
akciğer kanseri denilen şerefsiz ve en çok yaygın kanser türünün (Tüm kanser türleri için görülme oranı % 34) başlıca sebebidir. 1920 lere kadar çok az sayıda olan akciğer kanseri sayısı, bu zamandan sonraki sigara tüketimine bağlı olarak ivme kazanmış ve de günümüzde en yaygın kanser türü olarak insanlığın başına bela olmuştur. bu akciğer kanseri denilen illet öyle bir şeydir ki erken teşhisi nerdeyse imkansızdır zira kanser ciğerin tamamını ele geçirene kadar hiç bir belirti göstermez. ya kemiklere atıp orada ağrı yaratacak ve öyle teşhis edilecek ya da nefes darlığı nedeniyle hastaneye başvurulup acı sonuç öğrenilecektir. ikisinde de durum hiç farketmemektedir çünkü bu aşamaya gelmiş akciğer kanseri artık 4. evredir ve yapılabilecek hemen hiç bir şey kalmamıştır. hasta şanslıysa kısa sürede acısı, ağrısı az bir şekilde yaşama veda eder. değilse türlü çeşit arazlarla ve bu everye göre nispeten uzun sayılabilecek 6 ay gibi bir süre zarfında binbir türlü acıyla hayatını kaybeder.
biliyorum buradan yazmam bir işe yaramayacak ama sigara içmeyin. her sigara içen bu illete yakalanmıyor ama yakalananı da öyle hallere sokuyor ki çok kısa süre içinde... neyse anlatmak ie yaramaz; görmek, o çökertici anlara şahit olmak lazım ki bunu düşmanımın bile tatmasını istemem.
sevilip sayılan bi insanın ciddi sonuçlar doğurabilecek akciğer rahatsızlığına rağmen sigarayı temelli bırakmamasıyla benim şu an baya dayanamadığım bi merettir kendisi.
jean paul belmondonun a bout de souffle(son nefeste) filmini izledikten sonra hayatımdaki değer listesinde en üst sıralara tırmanan ve ''kesinlikle bırakıyorum bıraktım bırakıcam'' lagalugasıyapılmayacak eşsiz madde.
sabahın 3 ünde cama çıkıp içmesi apayrı bir zevk olan hede. üşürsünüz, hatta üşümek ne kelime; resmen titrersiniz o soğukta. ama dışarıyı seyrederek içtiğiniz sigara ısıtır içinizi. abuk subuk şeyler düşünürsünüz.
buhranlı bir hayatı olanların; hele ki tiryakisiyse elinden bir an bile düşüremediği, nefes almak eylemini oksijen yerine sigara dumanı ile yapmasına sebep olan kardeşi.
zevk için içenleri bilmem ama, sıkıntı anında insanın ihtiyaç duyduğu şey.
kafa yapmıyor, sıkıntıları unutturmuyor...
ama yine de insan sıkıntı anında elinin altında bir şey olsun istiyor, ve sigara bunun için en iyi aday oluyor.
belki de acı çeken insanın kendine daha çok acı çektirmek istemesinden kaynaklanıyor.
bağımlı olmak için kolayca bahane üretilebilen, ama bir daha bırakılamayan hede.