sezai karakoç

entry366 galeri8
    174.
  1. Seni anmak her günkü gök armağanımdır benim
    Ebedi şadırvansın gün içinde kalbimden.
    1 ...
  2. 175.
  3. 176.
  4. "Kadının üstün olduğu ama mutlu olmadığı
    Günlere geldim bunu bana öğretmediniz
    Hükümdarın hükümdarlığı için halka yalvardığı
    Ama yine de eşsiz zulümler işlediği vakitlere erdim
    Bunu bana söylemediniz
    insanlar havada uçtu ama yerde öldüler
    Bunu bana öğretmediniz
    Kardeşim ibrahim bana mermer putları
    Nasıl devireceğimi öğretmişti
    Ben de gün geçmez ki birini patlatmayayım
    Ama siz kağıttakileri ve kelimelerdekini ve sözlerdekini
    nasıl sileceğimi öğretmediniz..."
    *
    3 ...
  5. 177.
  6. "Anlaşılıyor ki, islâm âleminin kaderi, Türkiye'deki kördüğümün çözülmesine bağlı." tespitini yapmış güzel insan.
    2 ...
  7. 178.
  8. iyi şair, güzel insan.

    okuldan da bir kaç * üst devrem.
    2 ...
  9. 179.
  10. Ve Mona rosa

    Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara
    Sana doğru uzanan çaresiz ellerimi.
    Sırrımı söylüyorum vefakar balıklara:
    Yalnız onlar tutacak bu dünyada yerimi.
    Koyverip telli pullu saçlarını rüzgara,
    Bir çocuğun ardına düşen heykellerimi
    Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara...

    Bir çevre sağ elimden bulanık suya düştü
    Ve boğazımı sıktı parmaklar ince, uzun.
    Günahkar toprağıma saçından bir tel düştü;
    Sana ne olmuş Rosa, bir derde tutulmuşsun.
    Bir ekmek kadar aziz fikirler böyle pişti:
    Noel ağaçları ve manolyalar kahrolsun,
    Bir çevre sağ elimden bulanık suya düştü...

    Şu şapkayı çıkarıp atıyorum ırmağa;
    Her şeyim sizin olsun, hep sizin kesik başlar.
    Rüyasında örümcek başlarsa ağlamağa,
    içine gül koyduğum tüfek ölmeye başlar.
    Günahını sırtına yüklenen kaplumbağa
    Gibi ölüm önünde öz benliğim yavaşlar.
    Öyleyse şu şapkayı fırlatayım ırmağa.

    Bu erkekler kokuyu kediler gibi alır
    Ve kediler her gece sürünür yastıklara.
    Denizleri bahtiyar eden günler kısalır;
    Satılmayan çiçekler, zehirli ve kapkara,
    Unutulmuş erkekler ve kadınlara kalır.
    Bir geyiğin gözleri düşer eriyen kara
    Ve erkekler kokuyu kediler gibi alır.

    Ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık!
    Ve toprağın rüyaya yılan gibi girişi.
    Sana da Monna Rosa, taş bebeği bıraktık.
    Ellerinde kılçıklı balıkların bir dişi.
    Senin hatıran gibi büyük, yeni, karanlık;
    Senin hatıran kadar Allah ve şeytan işi...
    Ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık!

    Bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim;
    Ta boğazıma kadar çıkan deli yağmura.
    Tüyüme horozdan çok itimat edeceğim,
    itimat edeceğim şu belalı yağmura.
    Ruhumu bayrak yapıp ben teslim edeceğim
    Asılmış bir adamın iki eli yağmura.
    Bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim.

    Bir tren ışığına, güneşe çekmek seni
    Ve bir şehir yaratmak, ruhundan Gülce diye.
    Parçalanan gemiyi ve yırtılan yelkeni
    Katıvermek sessizce söylenen bir türküye.
    Ve sonra bir köşede öldürmek ölmeyeni
    Ve son vermek bitmeyen, bu bitmeyen şarkıya,
    Bir tren ışığına, güneşe çekmek seni.

    Sana tavuskuşunun içime girdiğini
    Son, en son söz olarak söylemek istiyorum.
    içime girdiğini, tüyünü yolduğunu
    Son, en son söz olarak söylemek istiyorum.
    içimde tavusların bir bir kaybolduğunu,
    Bana da bir çift ak kanat kaldığını
    Son, en son söz olarak söylemek istiyorum.

    Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara
    Sana doğru uzanan çaresiz ellerimi.
    Sırrımı söylüyorum vefakar balıklara:
    Yalnız onlar tutacak bu dünyada yerimi.
    Koyverip telli pullu saçlarını rüzgara,
    Bir çocuğun ardına düşen heykellerimi
    Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara...
    1 ...
  11. 180.
  12. umutsuzluk yok...
    gün gelir,
    gül de açar,
    bülbül de öter.
    2 ...
  13. 181.
  14. Her okuduğumda onu sen insansan biz neyiz dedirten sairdir.
    0 ...
  15. 182.
  16. Çocuk düşerse ölür çünkü balkon
    Ölümün cesur körfezidir evlerde
    Yüzünde son gülümseme kaybolurken çocukların
    Anneler anneler elleri balkonların demirinde

    içimde ve evlerde balkon
    Bir tabut kadar yer tutar
    Çamaşırlarınızı asarsınız hazır kefen
    Şezlongunuza uzanır ölü

    Gelecek zamanlarda
    Ölüleri balkonlara gömecekler
    insan rahat etmeyecek
    Öldükten sonra da

    Bana sormayın böyle nereye
    Koşa koşa gidiyorum
    Alnından öpmeye gidiyorum
    Evleri balkonsuz yapan mimarların.

    Sezai Karakoç
    ~~
    Her şiirinde insanin içine işleyen güzel şair, yüreğine sağlık.
    1 ...
  17. 183.
  18. Yağmur duası isimli şiiriyle kalbimi çalmış şair...

    Ben geldim geleli açmadı gökler
    Ya ben bulutları anlamıyorum
    Ya bulutlar benden bir şey bekler
    Hayat bir ölümdür aşk bir uçurum
    Ben geldim geleli açmadı gökler

    Bir yağmur bilirim bir de kaldırım
    Biri damla damla alnıma düşer
    Diğerinde durup göğe bakarım
    Ne şehir ne deniz kokan gemiler
    Bir yağmur bilirim bir de kaldırım

    Nedense aldanmış bir gece annem
    Bir kadın gömleği giydirmiş bana
    işte vuramadı gökler bana gem
    Dinmedi içimde kopan fırtına
    Nedense aldanmış ilk gece annem

    Biri çıkmış gibi boş bir mezardan
    Ortalıkta ölüm sessizliği var
    Bana ne geldiyse geldi yukardan
    Bana ne yaptıysa yaptı bulutlar
    Biri çıkmış gibi boş bir mezardan

    iyi ki bilmiyor kalabalıklar
    Yağmura bakmayı cam arkasından
    insandan insana şükür ki fark var
    Birine cennetse birine zindan
    iyi ki bilmiyor kalabalıklar

    Yağmur duasına çıksaydık dostlar
    Bulutlar yarılır gökler açardı
    Şimdi ne ihtimal ne imkan var
    Göğe hükmetmekten kolay ne vardı
    Yağmur duasına çıksaydık dostlar

    Ben geldim geleli açmadı gökler
    Ya ben bulutları anlamıyorum
    Ya bulutlar benden bir şey bekler
    Hayat bir ölümdür aşk bir uçurum
    Ben geldim geleli açmadı gökler
    1 ...
  19. 184.
  20. yaşayan en büyük iki türk şarinden biridir . ikinicisi için (bkz: ismet özel) bir insanı anlatmak çok riskli bir şeydir aslında. anlatacağınız insanı kendi dar ufkunuzun kelimelerine hapsetmek, küçük çaptaki yorum kabiliyetinizin ellerine teslim etmek, daha fazlasını anlayabilecek insana daha azını anlatarak mükellef bir yemek sofrasında aç bırakmak gibi birşey.
    bir insanı anlatmak çok riskli bir şeydir aslında. işte sezai karakoç hayatta bana kendisini anlatmam istenince söyleyeceğim her sözün titrek sesimden intikam almaya kalkışacağı birkaç insandan- bu kelime çok sıradan kaçıyor buraya- biridir. yani yürek ister büyük birini anlatmak. sadece hayatta en saygı duyduğunuz yaşayan ve ya yaşamış olan birini anlatmanız istense... işte tam olarak olmasa da yaklaşık buralara tekabül etmekte. bu riskli işi çok da fazla üstüme alma cesaretini gösteremeyip şiirlerine bakmak, sadece bakmak değil incelemek durmak, üstünde düşünmek sonra yine durmak durmak durmak tavsiye edilir...hatta gidin ziyaret edin elini öpün dinleyin kulaklarınız yıllarca duymayacağı şeyleri işitsin de şöyle bir kiri pası gitsin kendisine gelsin.
    2 ...
  21. 185.
  22. yaşayan en büyük şair, fikir adamı.. dizinin dibine oturup iki çift kelam dinlenmeli...

    "Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak.
    Halbuki, biz sussak, tarih susmayacak.
    Tarih sussa, hakikat susmayacak.
    Onlar sanıyorlar ki, bizden kurtulsalar mesele kalmayacak.
    Halbuki bizden kurtulsalar vicdan azabından kurtulamayacaklar,
    Vicdan azabından kurtulsalar, tarihin azabından kurtulamayacaklar.
    Tarihin azabından kurtulsalar, Tanrı’nın gazabından kurtulamayacaklar."
    0 ...
  23. 186.
  24. Ellerin
    Ellerin ve parmakların
    Bir nar çiçeğini eziyor gibi
    Ellerinden belli olur bir kadın
    Denizin dibinde geziyor gibi..
    1 ...
  25. 187.
  26. mona roza şiirinin sahibi usta kalemdir. edebiyat hocamız bu şiirden bıktırmıştı vaktiyle ama olsun.
    0 ...
  27. 188.
  28. ...

    sen geldin benim deli köşemde durdun
    bulutlar geldi üstünde durdu
    merhametin ta kendisiydi gözlerin
    merhamet saçlarını ıslatan sessiz bir yağmurdu
    bulutlar geldi altında durduk

    konuştun güneşi hatırlıyordum
    gariptin yepyeni bir sesin vardı
    bu ses öyle benim öyle yabancı
    bu ses saçlarımı ıslatan sessiz bir kardı

    ...

    ve güldün rengarenk yağmurlar yağdı
    insanı ağlatan yağmurlar yağdı
    yaralı bir ceylan gözleri kadar sıcak
    yaralı bir ceylan kalbi gibi içli bir sesin vardı

    sen geldin benim deli köşemde durdun
    bulutlar geldi üstünde durdu
    merhametin ta kendisiydi gözlerin

    ...
    2 ...
  29. 189.
  30. buyuk ustadir. Sezai karakoc un siirlerini okudugumuz icin bile sansliyiz.
    0 ...
  31. 190.
  32. Yine akşam oldu,
    Yalnızlık omuzlarıma çivisini çaktı yine.
    0 ...
  33. 191.
  34. Okuduğum lisenin adidir. Bittiğine şükrettim. Sanirim adinda bi hayir yok.
    0 ...
  35. 192.
  36. lise yıllarıma dayanır sezai karakoç ile tanışmam.dayımı ziyarete gittiğimde 3 sayfalık bir fotokopi tutuşturdu elime oku dedi akşam sonra konuşuruz anlam veremeden çıktım elimde buruştura buruştura aylak aylak tuttum evin yolunu.saat gece dönümüne yaklaşırken aklıma geldi aldım elime sayfları açtım ,ilk cümleler dökülürken zihnimden o an durağanlaştı her yer. ''Mona Rosa Siyah güller, ak güller.Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.Kanadı kırık kuş merhamet ister...'' kimdi bu mono rosa bir çırpıda okudum,tekrar okudum,tekrar ve tekrar. bu nasıl bir şiirdi böyle böyle bir aşk böyle bir sevgi yok olamazdı ya varsa sorusu düştü aklıma ve gece bitmedi bulmalıydım bende mona rosa mı.çok sonra öğrendim mona rosa değilde asıl yazdıranın muazzez akkaya olduğunu ve onun bihaber olduğunu. yıllar geçmiş ben muazzez akkayamı bulamamış ve mona rosa eskimemiş.sen ne büyük adammışsın sezai sen platonik aşıkların pirisin yazıklar olsun seni okumayan nesile.
    2 ...
  37. 193.
  38. ha sezai ha ping-pong masası
    ha ping-pong masası ha boş tüfek
    bir el işareti eyvallah ve tak tak
    gözlerin ne kadar güzel ne kadar iyi
    ne kadar güzel ne kadar sıcak
    tak tak tak
    Büyük aşkı Muazzez Akkaya'nın Ping pong şampiyonu oldugunu öğrendiğimde benim için tam anlamını bulan şiirin sahibi, büyük şair..
    0 ...
  39. 194.
  40. ....bugün
    yalnızca
    yağmura
    tahammül edeceğim.
    1 ...
  41. 195.
  42. Sıcak yaz göklerinde
    Önde uzanan ovada
    Birden bir ışık sağdan
    Bir ışık soldan çıkar
    Ve bunlar
    Şimşek hızıyla birbirlerine ulaşırlar
    Bunu halk adak için uğur sayar
    Derler: Leyla ile Mecnun buluştular
    Bu göz açıp kapama anında
    Ne varsa dile muradında
    Mutlak yerine gelir arzun
    Yerde kavuşmayanlar gökte kavuşurlar
    Ve bir uğurlu anda
    Kavuşmak isteyenleri kavuştururlar

    dizelerinin sahibi büyük şairdir.
    0 ...
  43. 196.
  44. hele şu malum kıtasıyla alıp götürmüş, meşhur inci dakikaları yok mu:

    --spoiler--
    Senin odan gün ışığı en güzel müzik bana
    Farklılıklar odası
    Giden tren buharları içinde örümcek ağı
    Sen güzel örümcek ağı yaşamakla yaşamamak
    Doğduğumuz şüpheyle öldüğümüz şüphe arasına gerilmiş
    Garip bulut farklı müzik güzel örümcek ağı...
    --spoiler--
    0 ...
  45. 197.
  46. Haketmeyen bir kadına, mükemmel ötesi bir şiir , hatta birkaç şiir yazmış , efsane şair..
    2 ...
  47. 198.
  48. duygularını içinde saklayan, anca kağıtlara kolayca anlatabilen güzel kalpli bir adam.

    monna rosa adlı şiiriyle malesef neredeyse magazin malzemesi olmuştur. çok mu lazımdı masumca hissedilen saf, güzel aşkı herkeslerin diline düşürmek?
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük