Kalbin beyin yönetimindeki vücuda darbe yapmasıyla başlayan sancılı bir dönemdir. karında kelebekler uçuşması, her an onu düşünmek, her okuduğun şiirde,/romanda bir parça ona rastlamak başlıca belirtileridir.
Bazen acı çekmektir, sevmek.
Bazen değişmektir baştan aşağı,
Kendinden ona doğru değişmek
insanı sarhoş eden en güçlü içkidir bazen,
Ya da sarhoş olana kadar sevmektir, sevmek.
Her gün onu görme isteğiyle uyanmaktır sevmek,
Uyandığında ilk günaydını ondan duymaktır.
Tüm şarkılarda, şiirlerde onu aramaktır,
Ve hesapsızlıktır sevmek,
Hiçbir şeyi görmeden,
Hiç kimseyi dinlemeden,
Ve yüreğine söz geçiremeden bağlanmaktır sevmek.
Kendini ona adamak,
Bir olmaktır, ben değil biz olmaktır sevmek...
sevmenin en sade tariflerinden biri, orijinal ismi "the sheltering sky" olan, türkçe'ye "çölde çay" olarak çevirilen filmde geçer. filmin bir sahnesinde adam kadına, kendi için sevmenin ne demek olduğunu şöyle anlatır; "benim için sevmek, seni sevmek demek, biliyorsun".
Özcan Bülbül'e göre sevmek.
Benim senden daha önemli meselem olamaz. Ne değişen ekonomik dengeler ne de savaş. Ben senin arsızın oldum. Seninle devrimler, ufak tefek kazalar yapmak, renklerin isimlerini değiştirmek istiyorum. Bendeki bu halin bir açıklaması yok. Sorsalar ne cevap veririm bilemiyorum. Dışarıdan baksam kendimi aptal olarak tanımlarım. Kendime kulak asmam, kendime aldırmam, kendimi dinlemem.. Aramızda küçük farklılıklar yok değil, sen kahveyi seviyorsun beni seni. Sen maviyi seviyorsun ben seni, sen özledin mi bilemiyorum, ben seni bu gün günlerden pazar.. Anlamıyorsun, avuç içlerim kaç gündür kanıyor bilmiyorum, ellerim kaç saattir titriyor hatırlamıyorum. Yalnızlığın bir takvimi yok. Seninle tarih yazmak istiyorum. Bir kaç önemli gün kutlamak, geleceğime yön vermek küçük tartışmalar yaşamak, barışmak istiyorum. Sarılarak, öpüşerek barışmak..
Dudakların için, kokun için sonsuz sayıda bahane üretebilirim. Dökülen saç tellerini biriktiririm cüzdanımda, biten parfüm şişeni, rujunu diş macununu saklarım anı olsun diye. Kendimi biriktiririm çokça senin istediğin gibi sesinde, bir gün alır cümlene katarsın diye. Benim senden önemli meselem olamaz, anlamalısın. Bilmelisin sarılmalısın, bırak tek kişilik koltuk yalnızlığımı kenara, aldırma. Televizyonda saçma sapan bir film var..
uzan yanıma ölene kadar izleyelim istersen..
Hani taaa uzaklara dalarsın da bakarsın ufka doğru,sonra bir şarkı düşer diline engel olamazsın gözyaşlarına,Seni düşündüm dün akşam yine,bir garip hüzün çöktü içime.Birden düğümlenir boğazın.Bir şarkı çok uzaklardan taa denizden bir esintiyle getirmiştir onu sana.Rüzgar eser,bir anda duyarsın kokusunu..Sonra bir şarkı daha gelir aklına,Ve koşarak kumsala inersin,kendi kendine yokluğuna ağlarsın.Birden çıktım viraneden koşa koşa indim kumsala,Acı acı sövdüm sonra yüzümü kırbaçlayan rüzgara dizesi dudaklarından dökülür,ağlamaya başlarsın,rüzgar yüzüne vurdukça..Elde kalan tek şey şarkılar ve anılar diye düşünürsün kendi kendine.Giden çoktan gitmiştir ama anıları hala yanındadır.Geride kalansa bozguna uğramış,talan olmuş bir yürek..Sevdiğini şarkılarda arayan,anılarda yaşayan bir ruh kalmıştır.Sonra düşünürsün,yine de güzeldir Aşk,acıya,vurguna ve yaralara rağmen...Acıdır insanı hayata bağlayan.Acıyorsa kalbim hala hissedebiliyorum,hala insanım dersin.inadına yeniden atarsın kendini acıya.Şarkılar seni çağırmaktadır yeni anılara.Sevebiliyorsam yaşıyorum diye düşünürsün.Sevebiliyorsam bir adım daha yaklaşabiliyorum hayata...Tekrar bir şarkı takılır yüreğine,tüm acılara inat,oysa ben senden neler neler isterdim,senli sevdalarda doğmak isterdim.Sabahlar isterdim Asi ve Mavi,Büyüsün isterdim Işığın Rengi..Şimdi Asi ve Mavi Aşklar yaşamanın tam zamanıdır deyip yelken açarsın yeni aşklara.Aslolan aslında Aşktır,gerisi hikaye.Işığın Rengidir yürekleri aydınlatan,Asi ve Mavi Aşklardır sana yaşadığını hatırlatan..
güzel, anlatılmaz bir duygudur. karşılık beklemeden yapılır.
sevgilini seversin yada bir dostunu seversin.
şu sözlükte sevdiğim iki üç yazar arkadaş var, her ne kadar arayıp sormasalarda. *