sevmek; bazen hiç sebepsiz, sırf sesini duymak için aramaktır.sevmek; gecenin bir yarısında uyanıp seni çok seviyorum mesajı yollayabilmektir. sevmek; hiç beklemediği bir anda, hiçbir şey demeden sarılabilmek, saçlarını okşayabilmektir. sevmek; zor anında yanında olduğunu hissettirebilmektir.sevmek; sıkıntılı zamanlarda sözle değil, özle destek olabilmektir.sevmek; kaybetmemek için kıyasıya mücadele edebilmektir. sevmek; tekrar tekrar ne gereği var ki diye düşünmeden defalarca seni seviyorum diyebilmektir.sevmek; arabayı birden durdurup, köşedeki çiçekçiden bir çiçek alıp verebilmektir.sevmek; hiç gereği yokken bile ona küçücükde olsa bir şey almak, onu sevindirmek isteğidir. sevmek; alışkanlıklardan seve seve vazgeçebilmektir.
insanoğlunun varolduğu andan itibaren sorguladığı nadir sorulardan biridir sanırım. Herkese göre cevabı değişir. Herkes içinde bulunduğu duruma göre yorum yapar. bu yüzden sizlerle bana göre sevginin ne olduğunu yada nasıl olması gerektiğini paylaşacağım.
Gezerken, herhangi bir yerde otururken, otobüste, durakta.. vs. hayatınızın her anında güzel/yakışıklı biriyle karşılaşabilirsiniz. Sizin onu farkettiğiniz an o da sizi farkedebilir. Birbirinizin görünüşüne hayranlık duyarak bir araya gelirsiniz. Çilleri, burun kıllarını, dişlerindeki sarılığı.. vs. görmezsiniz. Sadece gördüğünüz harika bir yüz, harika bir vücuttur.
Peki sonra işler nasıl değişir de birden bire düşman oluverirsiniz ?
Birincisi görüp etkilendiğiniz o görünüşü elde etmiş ve ondan sıkılmışsınızdır( tıpkı çok isteyip aldığınız bir oyuncakla saatlerce oynadıktan sonra sıkılmanız gibi).
Ya ikincisi...
Karşınızdaki kişi çok iyi biri, görünüşü çok iyi, gülüşünü seviyorsunuz, ses tonu sizi rahatlatıyor.. vs. o zaman problem ne ?
Prablem sizi siz yapan, o nu da o yapan şeyler. Nasıl yemek yediği, nerede yaşadığı, neleri yapmaktan hoşlandığı yada hoşlanmadığı gibi..
Karşınızdaki seviyor musunuz ? Peki onun için hiç o güne kadar yapmadığınız şeyleri katlanmak için değil severek düşünmeden yapar mısınız.(lütfen abuk subuk düşüncelerden uzaklaşıp olumlu olağan şeyleri düşünün)
-Güya- sevdiğiniz kişi bugüne kadar hep bir standartta yaşamış, hayatı boyunca onun o olamasını sağlayan değiştiremeyeceği ve aslında değiştirmek istemediği yani sevdiği şeylerle bugünlere gelmiş. Aynı şey sizin içinde geçerli elbette.
Pekiiii....
Evet seviyorsunuz, evet onun yanında olmak istiyorsunuz, evet hep onunla vakit geçirmek istiyorsunuz bıla bıla bıla.....
Zaman zaman onun bugüne kadar uyuduğu yatakta severek -katlanmak için değil- uyuyacakmısınız(hiç böyle bir yatakta uyumuş olmasanız bile. bugüne kadar hiç yemediğiniz bir şeyi zaman zaman severek yiyecek misiniz sırf o seviyor diye. Onun etrafındaki kişileri sırf o seviyor diye sevecek misiniz - katlanmayacak sevecek-..
Uzun lafın kısası karşınızdaki kişiyi gerçekten seviyormusunuz yoksa sadece görünüş olarak sevip o görünüşü kafanızdaki seveceğiniz kişi kalıbına sokmayamı çalışıyorsunuz ?
Böyle yapıp " seni çok seviyorum ama şunları şunları yapmam şöyle yaşamam şunlarla görüşmem" mi diyorsunuz ? " seni seviyorum ama şöyle yaşarsak" mı diyorsunuz kusura bakmayın ama siz sadece kafanızdaki suretsiz sevdiğiniz kişiye sadece suret bulmuşsunuz o kadar.
Size üzücü bir haberim var ne yazık ki karşınızdaki kişi sadece suretten oluşmuyor...
Eğer birini sevecekseniz onu komple sevmeniz gerektiği unutmayın ve sizi de böyle sevecek biriyle karşılaşmayı umut edin..
Aksi hepinizin tahmin edeceği şey.. mutsuzluk.. huzursuzluk..umutsuzluk.....
birden fazla sevgi türü vardır. şeklini şemalini beğendiğin için seversin, sadece dışını seversin yani. içini seversin, nasıl göründüğünü umursamadan. kısaca sevecek bir neden bulur öyle seversin, bazı sevgiler vardır nedensizdir açıklayamazsın. sadece varolduğu için seversin, senin olması önemli değildir yaşaması/olması yeterlidir.
bir de herhangi bir şeye duyulan sevgi vardır, ve bu sevgi de nedenlere dayanır. nedensiz duyulan sevgi daha saftır güzeldir, çünkü azalmaz bitmez. sevgisi nedenlere dayanan insan, o neden ortadan kalkınca sevmeyi bırakır.
biri bana "neden seviyorsun" diye sorunca tutulup kalırım, çünkü verecek bir cevabım yoktur. sadece seviyorum, şu şu nedenler yüzünden diyebileceğim şeyler yoktur. ısrarla sorarlar, "hadi canım illa bir şeyi yüzünden seviyorsundur"
dondurma niye sevilir? çünkü serin tatlı meyveli ve ya çikolatalıdır, yani bunun bir cevabı vardır. ama birini sevmenin, benim için cevabı yoktur. sevmek çok geniş bir kavram, hayatımız sevginin üzerine kurulu. doğduğumuz günden öleceğimiz güne kadar, hep birilerini bir şeyleri severiz.
--spoiler--
Hülâsa: Kadını sevmek Allah'a karşı duyulan sevginin başlangıç hudududur. Bana dünyada kadın sevdirildi ben de size söylüyorum demektir. Ben, Allah sevgisinin hududundan söylüyorum da ondan... Kadına eziyet eden, döven, hakaret eden bu sevgiye hakaret etmiş olur.
--spoiler--
sevmek insanı derin bir denizin ortasına koymak gibidir. Boğulur içinden çıkamaz bir sürü derdi olur. içer şarkılara vurur kendini ama ne olursa olsun o denizden çıkamaz bir mesaj gelsin diye telefonun başında saatlerce vakit harcar bir mesaj için yapmadığı şeyler kalmaz. Açar fotoğraflarına bakar profillerine bakar herşeyin eskisi gibi olmasını diler olmaz ama seven taraf o denizde boğulur. içilir içilir bazen 6-7 ayda unutulur bazen 2-3 yıl olsada o hala sol yanınızda bulunur.
bir canlıdan bir eşyaya kadar geniş bir yelpazeye yani hayattaki her şeyi kapsayabilen geniş duygu. tek tek uğraşmayın sevgili yazarlar. toptan hayatı sevin!
karşılıksız sevmek,sevmenin en yalın hali.
size gömleğini düzeltemediğim, yanına uzanamadığım, resmini görmediğim, kim olduğunu bilmediğim, elini bile tutamadığım adama nasıl aşık olunur hikayesini anlatmak isterim. 5 yılım nasıl çürür hikayesidir bu.
bilgisayar programına aşık olmak gibi bir şeydi sözlük. imkansızlık büyüyor gözünde, çaresizliğin cam kırığıymışçasına batıyor kalbine. çünkü olmaz,anlıyor musun. yine de dünyayı kucaklamak istermişçesine seviyorsun, kedini sever gibi seviyorsun, seviyorsun işte. yarın sabah mutlu olacağını biliyormuşsun gibi bekliyorsun, yarınlar uzadıkça uzuyor, yıllar oluyor sonra, hiçbir şey eksilmiyor içinde ama. hayatında en çok kimi sevdin sorusuna hiç görmediğin bir adamın ismini veriyorsun, hayalindeki tüm fotoğraf karelerine onu yerleştiriyorsun. üstelik onu bile kendin çiziyorsun, çünkü çerçeveye koyup salonda tutabileceğin bir resmi bile yok sende. sadece sana döktüğü kelimeler var, bilgisayar ekranı gibi. ve sen ona 5 yıl boyunca aşık oluyorsun. salaklık işte. ben de biliyorum, arkadaşlarım bunu kafama kakarken de biliyorum. ama nasılı yok işte, sevda bu. eksilsin diye beklerken bile sürekli onu düşündüğünü fark ederken. nasıl bu kadar saçma olur diye düşünürken bile seviyorsun. sana döktüğü sözcükleri seviyorsun. sözcüklerini alıp vazoya koyuyorsun, her gün suyunu değiştiriyorsun yeşersin diye. daha çok konuşsun diye. ben dinleyeyim diye. sözcükleri ağlayıp yatağa uzandığında saçlarını okşayan bir şey oluyor senin için. sevmek işte.
Seversin işte her şeyi. Bazen bir dostu, bazen bir çiçeği, bazen bir köpeği. Ama hepsinden öte bir şey, biri vardır. Ve onun ne olduğunu asla dillendiremezsin. işte o mahveder.
"Bir şey var aramızda
Senin bakışlarından belli ,
Benim yanan yüzümden.
Dalıveriyoruz ara da bir ,
ikimizde ayni şeyi düşünüyoruz belkide.
Gülüşerek başlıyoruz söze ,
Bir şey var aramızda
Onu buldukça kaybediyoruz isteyerek
Fakat ne kadar saklasakta nafile ,
Bir şey var aramızda.
Senin gözlerinde ışıldıyor ,
benimse dilimin ucunda."
sevmek tanımına ve içimdekilere , dizeleriyle bir nebze de olsa derman olmuş ulvi akgün.
bir ibrahim tatlıses filmidir. hülya avşar ile birlikçe rol aldığı film ibretlik bir hikayeye sahiptir, ayrıca ibrahim tatlıses sevmek isimli bir şarkısı de mevcuttur.
çünki bu duygu, dünyada hissedilebilecek en güzel duygudur.
seversin çünki ihtiyacın vardır. seversin çünki sevilmek istersin. düşünülmek, özel olmak, bir kişinin gözünde ne bileyim bulunduğun bir ortamda yada bir mekandaki onlarca, yüzlerce hatta binlerce kişiden daha önemli olmak istersin. seversin çünki ruhunun buna ihtiyacı vardır. seversin çünki bunu yaşamak çok güzeldir. zira çevrendekiler bunu bütün coşkusuyla ve güzellikleriyle yaşarken sen sadece izlemek ve imrenmek istemezsin. severiz çünki sevilmeyi çok isteriz.