Otodüzenleme mekanizmasina göre kişinin bir nevi kendine iyilik yapıp ,onu üzen yıpratan sahistan uzaklaşma istegidir . Bünye der ki yeter artık o seni üzüyor buna izin verme. Vazgeçmek için beyin düşünceler üretir ve her vazgeçiş bu düşüncelerin sonucudur.
Uzun zamandır onu seviyordum. Öyle ki, onu unutamadığımı düşünüp hayatıma kimseyi almamıştım. Bugün anlıyorum ki, değmeyecek birine saplanmışım. Boşuna geçmiş onu düşünürek zaman. iyi ki ayrılmışız diyorum bugün. Çünkü o zamanlarda göremediğim gerçekleri bugün daha iyi görüyorum. Aslında sevdiği kişiden vazgeçen de bendim. Vazgeçmeye bana değer verildiğini görmediğim zaman karar verdim. Ben çabalarken o çaba sarf etmiyordu. Kuru kuruya sevgi sözcükleri de bir anlam ifade etmiyordu. Sevgi sözcüklerde saklı değildir, davranışlara yansıması yoksa bir anlamı yoktur.
sevmek demek doğru olmaz belki ama hoşlandığım, beğendiğim veya kısa bir süre etkilendiğim birinin -ki ben birinden hoşlanıyorsam bunu ben hariç etrafımdaki herkes, çok zeki olmasına gerek olmaksızın görebilir gözlerimde- beni kıskandırmaya çalıştığını hissetmiştim bir keresinde. üstelik kıskanmıştım da. ama çok kısa bir süre sonra istemsizce buz gibi soğumuştum!
hayatım boyunca bu davranışı ne bir kadına, hele de bir erkeğe yakıştıramadım hiçbir zaman. insan bunu neden yapar ki kendisinden hoşlanan birine? neden böylesi çirkin bir davranışla maniple eder ki karşısındakini? bu samimi, tertemiz duyguları neden harcar? üstelik kendisi de severken...
çünkü sevginin, aşkın en patolojik şekli kazınmıştır kafasına. ''sevmek, aşık olmak zayıflıktır!'' sevgi bir tutumdur bu hayatta ve sevmeyi bilen, sevebilen insan her zaman sever ve bu onu güçlü kılar. asıl zayıflık sevmeyi bilmemektir ve büyük kayıptır.
ve seven insan, zamanı geldiğinde bir gün vazgeçebilir, ama hayattan sadece sevilmeyi öğrenenler her daim ötekine bağımlıdır fikrimce.
güven duygusunun kaybolduğu anlardır. eğer ki senin kuruntundan, kıskançlığından, kibrinden vs değilde karşındaki insan o güveni zedeleyecek şeyler yapıyor ve bunda ısrar ediyorsa ve sen söylediği şeylere inanmakta zorlanmaya başlamış isen o eşik ete kemiğe bürünüyor resmen. zaten o dakikadan sonra sevmenin aşkın çok da cazibesi kalmıyor.
Istenmediğiniz andır. Diyelim ki herhangi bir bahaneyle bırakıldınız belli ki o kişi sizi gözden çıkarmış. O an kafanıza hiç sevilmediğiniz fikri düşer. O an soğumaya yavaş yavaş da uzaklaşmaya başlarsınız.
Terk etmesi, ilgi göstermemesi, uzaklarda olması, onun sizi sevmediğini düşünmeniz değildir. Bunlar birer gerekçe olabilir. Asıl eşik Onu sevmeye olan inancınızı kaybetmenizdir. Bu inanç kaybolduktan sonra artık geriye dönüş yok.
Flört aşamasında gösterdiği kişiliğin sevgililik aşamasında gerçek kişiliği olmadığını, her şeyin taktik ve evet dedirtene kadar olduğunu anladığım andır.