Aman allahım bu nasıl bir acı. yarım kalmış bir hikaye gibi zor..sana karşı tutumları, davranışları , ilk tanışma, ilk öpüşme , ilk hediyeler ..ilk Sevişmeler.. Film gibi sürekli göz önüne gelen anılar beraber geçirdiğiniz her an ,her saniye . . Ve seni bırakıp giden o masum o güzel yüz. . Ondan başka kimseyi kabul edememek yıllarca.. evlensek çocuklarımız nasıl olacaktı, birlikte daha nice günler gecirecektik diyişlere kapılmak.. O ansızın gelen ölüm bir hayatı alırken diğer hayattan da bir parça koparıp gitmez mi.. Empatisi bile gözden bir damla yaş süzüyor.. Allah kimsenin başına vermesin..
Yani çok kötü bir durum tabi ama, zamanla tam anlamıyla unutulmasa da yavaş yavaş akıldan çıkmaya başlayacaktır.
tek yapmanız gereken onun için dua etmek..
helvası yendikten sonra hemen yeni bir sevgili adayı aranmalıdır. dünya kısa yapacak bir şey yok. kimse kusura bakmasın sevgilim öldü diye arkasından yas tutup senelerce, aylarca sevgilisiz takılamam öyle.
ilkokulda bi arkadaşım vardı, ismi samet. Bütün çocukluk arkadaşlarım gibi onunla da, ilkokuldan sonra hiç konusmadım. Geçenlerde annem sametin annesiyle pazarda karşılaşmış. Sormuş, samet nasıl diye. Annesinin gözleri dolmuş bi anda ve sessizce samet öldü demiş.
Annem haberinin olmadığını söyledikten ve baş sağlığı diledikten sonra eve gelmiş. Sonra bana anlattı bu olayı. Bende aslını araştırdım, merak etmiştim.
Samet'in facebooktaki arkadaşlarından bi çocuk buldum. Onunla fotografları falan vardı. Aralarının iyi olduğunu düşündüm ve çocuğa sordum.. Ben samet'in çocukluk arkadaşıyım, geçenlerde vefat etmiş çok üzüldüm. Acaba olay nasıl oldu..
Samet lise 2 de bi kızla sevgili olmuş ve bu kız onun ilk'iymiş. Kızla 7 yıldır sevgililermiş. Kız, kalp krizi geçirıp ölmüş.
O olaydan sonra samet 5 ay boyunca her gün sabah kızın mezarına gidip akşama kadar yanında duruyormuş. Hatta bazı geceler, " ben yokken korkardı o" deyip yanında kalıyormuş.
Bi gün evde baygın bi şekilde yatarken bulmuşlar. Hemen ambulans falan çağırılmış hastaneye gitmişler. Hap içerek, intihara teşebbüs etmiş samet...
Doktorlar gerekli kontrolleri yaptıktan sonra içtiği hapların yarısından fazlası kanına karışmış. Büyük ihtimalle ölür demişler. Ve öyle de olmuş. Samet 2 gün sonra hayata tamamen gözlerini yummuş, sevgilisi gibi.
Mezarı sevgilisin hemen yanında..
Annesi odasında bi not bulmuş. Üzerinde yazanlar(uzun bi uğraştan sonra bu nota ulaştım)
Onsuz olmuyor anne dayanamıyorum. Beni affedin ya da etmeyin, siz bilirsiniz ama bir isteğim var, beni onun yanına gömün. Ben yokken korkuyor o.
ne kadar kavga edilirse edilsin, küs olunursa olsun asla istenemeyecek olandır.
gökyüzünün altında bir yerlerde nefes alsın, mutlu olsun da tek; varsın, benimle olmasın. ki yaşadıkça senle olması için daima bir ihtimal vardır.
düşünürken bile boğazda kalır bir şey. o sevmeye doyamadığın insan yok bir daha. bir daha sana şirinlik yapmayacak. sana şarkılar söyleyemeyecek, ses kayıtlarında konuşmayacak, güzel olmuş mu diye fotoğrafını göndermeyecek. kavga dahi edemeyeceksin onunla. sanki hiç varolmamış gibi devam etmek zorunda kalacaksın. var mı bundan daha kötüsü?
o ölürse toprağa yalnız girmez, senin bir yarını da alır götürür..
Sanırım sevgilinin ölmesi nasıl bir duygu anlamak için önce sevgilinizi çok sevmeniz gerekiyor. Yani aslında bunu siz değil yüreğiniz hisseder. Benim de bir arkadaşım vardı lisedeyken. Sevgilisini bi servis kazasında elleri sevgilisinin elleri arasındayken kaybetmiş işte. Çok içine kapanıktı. Biz de merak ederdik bu çocuk neden böyle diye. Bir gün sordum işte. Bana da bunu anlattı. O zaman anladım ki sanatçı ruhunun temelleri bu olayda saklıymış zira kendisi Demo ses kayıtlarıyla ve olağanüstü çizimleriyle uğraşıyordu. Demem o ki önce sevmek lazım. Yoksa güneş gözlüğü geçirip siyahlara bulanıp gözlük büyük çünkü acımız büyük demekle olmuyor anlaşılmıyor böyle şeyler.
bir hışımla seni sevmiyorum deyip , bunca çabalarıma rağmen dönmeyip , üstüne sakinleştikten sonra bir daha seni sevmiyorum dedikten sonra benim için olandır.
varsın bu saatten sonra fiilen yaşasın , dilediği kadar mutlu olsun , çoluğa çocuğa karışsın yeni birileri girsin sürekli hayatına , ben yeterince üzüldüm onun yerine de üzüldüm , bu saatten sonra üzülmesin , üzülmesinin bana bir faydası yok zaten...
artık benim için her gün mezarına ziyarete gidip bir gül bıraktığım , her güne başlarken acısını içimde hissettiğim ama yokluğuna zamanla alıştığım , hatta tüm yaşadıklarımızın birer hayal gibi gelmeye başladığı , sesini kokusunu bile unutmaya başladığım bir ölü..
ama keşke bunu yapacağına ölseydin ya da ben ölseydim de bizim ayrılığımız adam gibi bir ayrılık olsaydı , o bizim için yaptığın dosyanın son yaprağına 1 avuç toprak bırakarak kapatabilseydik , bunu bile beceremedik...
keşke bir ömür bu saydıklarımı kendi içimde değil de bizzat fiilen yapsaydım , her gün o bir daha asla dinlemeyeceğim dediğim zakkum'un gökyüzünde şarkısını seni düşünerek dinleseydim her gün bunun için ağlasaydım , sen soğuk toprakta üşüme diye geceleri bile yanına gelip mezarına sarılsaydım , keşke seni hiç unutamayacağım bir şekilde gitseydin , söz verdiğimiz gibi son olsaydık..