asla türkiye'nin en güzel kadını olarak lanse edilebilecek bir tip değildir belki ama azmederek geldiği yer de takdire şayandır. kadın bastı bacak çirkin ördek yavrusundan az biraz kuğuya dönüştü. helal!
"Ey Şuh-i Sertab" adlı içinde Türk Sanat Müziği eserlerini okuduğu albümü çıkmıştır. Albüme adını veren şarkıyı babası çok sevdiği için adı bu şarkıdan gelmektedir.
sertab erener sanat müziği albümü yapacak diye duyduğumda ödüm koptu! niye derseniz, sertab erener türkiye'de en sevdiğim seslerden, gelgelelim popüler olma kaygısıyla uyduruk, deneysel olma kaygısıyla daha da uyduruk şeyler yapmış da bir isim. klasik müziğe darbuka eklemek, sanat müziğini arya gibi icra etmek gibi çok yaratıcı(!) daha önce hiç denenmemiş(!!) şeyler yapmışlığı var sonuçta. şimdi gider yılların sanat müziği parçasına elektronik altyapı döşeyip vocoder'la çile bülbülüm falan mı söyleyecek acep dedim, çok samimiyim.
neyse ki bu sefer korktuğum olmamış. muhtemelen potansiyel eleştirileri hesap etmiş, usulünce, sakin sakin, güzel güzel söylemiş. sadece maalesef bir gerçek ortaya çıkmış, sertab gibi yüce bir pop sesi, iş sanat müziğine gelince gayet -nasıl desem- "normal" kalmış. yani bu parçaları başka isimlerden çok daha güzel icralarla duyduğumu, sertab'ın bana "wow" (ya da "helal", tarzınıza göre seçin) dedirtemediğini farkettim. o kadar melankoli garantili bir repertuvara rağmen rakı içilecek bir albüm değil kesinlikle.
ama haksızlık etmek değil maksadım, sertab erener gerçekten türkiye' nin en iyi seslerinden. ama sadece popta!
ilgi alanıma pek giren birisi değildi ama sırf güvenç dağüstün adlı ezik tarafından eleştirildi diye sempatimi aniden kazanmıştır kendisi. güvenç dağüstün de her kimse iyi reklam malzemesi bulmuş kendisine, albümleri satış patlaması yapar artık.
güvenç dağüstün'ü tanımam. geçmişte neler yazdığını da bilmem. fakat bu yazdığında yerden göğe kadar haklıdır. işte bu yazının konusudur sertab erener.
çok severim sesini, kendisini, tarzını. ben hala 90lardayım belki de bu yüzden kopamıyorum sertab erenerden. türk sanat müziği albümünü duyduğumda nasıl sevindim anlatamam. bir heves dinledim, dinliyorum çok düzgün çok doğru okumuş evet ama bi şey eksik sanki. evet ya bu olmuş diyemiyorsunuz. '' bi çaresi bulunur''daki duyguyu alamıyorsunuz mesela. ya da ben alamadım bilmiyorum. diceğim şu ki okumasa da olurmuş..
dım dım dım dım mırıldandım diye bir şarkı yapmış. nasıl küfür edeceğimi bilemedim. kaç yaşında insan ki bu yazdığı sözlere bakar mısın? popu geçtim müzikten soğutuyor. kazara radyoda dinledim ama olsun iyi ki de dinlemişim. allah da onu bildiği gibi yapsın bir daha denk gelirsem koşar adımlarla uzaklaşacağımdır.
''zor kadın'' adlı şarkısının klibinde kumsalda diz üstü bilgisayarıyla chat yapan ablamız üstadımızdır.1999 yılında *ndan bi haber yalnız kehanet niteliğindeki göndermeleriyle ünlü olan sanatçı.Aynı zamanda eurovision 1.si olduğu everyway that i can'in dans figürleri ve finalde oluşturulan illuminati sembolünü boş geçmemek gerek.
ünlü olmadan önce de "balerina ciftir benim adım..." diye başlayan reklam müziğiyle akıllara kazınmıştır.
balerina ciftir benim adım
bakın bana bakın
ıslanıp hemen temizlerim
ben sizin temizlik bezinizim
köşe bucak demem silerim
mutfaktan başlarım, uçarım, aşarım, yumuşağım
sildiğim yerde toz bırakmam
neşeyle çok az zamanda
uçarım yetişirim her yere
içini, dışını
sağını, solunu
herşeyin üstünü
banyonuzda her yeri
lavaboya geçerim en sonunda
küvetimde yıkanıp
adım balerina ciffff
temizlik bezinizimmm