dizi akranlarına samimiyet dersi verir nitelikte. diğer uydurma göt diziler gibi kimin eli kimin cebinde durumları yok. herkes birbirini seviyor , aileye saygı , arkadaşlar arası sevgi hoşgörü gibi konular işleniyor. eğer yanılmıyorsam geçenlerde esnaflar teşkilatı tarafından en sevilen yerli dizi ödülünü de almış. helal olsundur çünkü onlar bizden biridir.
Macaristan Milli Maçı yerine bu dizi izlenince herkes ağlarken sen gülersin. Milliler kötü ne fayda. (bkz: Ergun Plak) (bkz: PlakciErgun) giderek tek adam oluyor dizide.
ironik bir şekilde uğur grubu tarafından sunulan dizidir.
uğur grubu bağnaz, yobaz adamlar tarafından yönetilen faşistik yönetim uygulamaları gösteren, işçisinin iliğini kemiğini sömüren bir gruptur. kıdem tazminatı almasınlar diye işçilerini 11 ay sonunda işten çıkarırlar, 1 ay sonra tekrar işe alırlar. işçi sağlığı-güvenliği konusunda yerin dibindedirler. işçilerinin zehirlenmesi, kimyasallara, kimyasal dumanlarına maruz kalması falan umurlarında değildir.
iktidara yakınlıklarından dolayı denetlenmezler. meclise milletvekili gönderirler.
bu diziye sponsor olmaları kocaman bir ikiyüzlülüktür. uğur sahiplerinin, yöneticilerinin bu diziye tahammül edebildiklerini sanmıyorum ama konu para olunca işler değişiyor.
Dizide Butik Ali (bkz: Hakan Bulut) ile Rıza Komiser'in (bkz: Onur Dilber) eli giderek güçleniyor. Dizinin ilk bölümlerinde az görünen bu iki karakter, oyuncuların dizi seyircisi tarafından sevilmesi nedeniyle daha çok çıkıyorlar görünen o ki...
ülkücü görüşe ait duvar yazılarının bazen sol taraftaki görünür tarafa yazılmasını arzu ettiğim dizi.
zamanın klişeleşmiş efsane yazılarını görmek tanımak çok güzel oluyor ama dediğim gibi kadraja giren genelde kahrolsun faşizm, kurtuluşa kadar savaş, tek yol devrim ve benzeri yazılar oluyor. misal zamanın efsane sözü kanımız aksa da zafer islamın yazısı sezon finalinde direğin arkasında belli belirsiz göründü ki sözü bilmeyenler orada ne yazdığını anlayamazlar. kayırma ayrımcılık yapılmasın isterdim.
bol bol kenan evrene çakmaya çalışan bir dizi, izlerken aklıma takılan düşünce şudur bu dizide.. 30 yıl önce kenan evren propagandası yapan bu kanal, acaba bir 30 yıl sonra ne alemde olacak?
Bkz: 80'ler... ilk bölümlerinde geriye dönüşlerle sıkça seyircinin aklını karıştırmışsa da ekibi oturdukça izleyicisinin giderek deli olduğu dizidir. Okul Yolu adlı küçük bir sokakta geçer, Huzur Apartmanı, hikayenin temel alındığı ''Özdemir'' ailesinin oturduğu evdir. Yanında Ergun Plak vardır ki Serhat Kılıç tarafından canlandırılmaktadır, giderek dizi fanatiklerince ilahlaştırılmıştır. Pastaneci Sami usta Trakya, komiser Rıza Karadeniz, Bekçi Bekir Erzurum şivesiyle diziye renk katar. Son bölümlerinde 12 Eylül darbesi işlenirken kimilerince asker yanlısı, kimilerince de tam aksine asker düşmanı ilan edilmiştir. Hatta astsubaylar da kendilerinin dizide hakarete uğradığını iddia etmiştir. Son bölümündeki işkence sahnesinde Sol Açık Nevzat (bkz: Eray Yasin Işık) ve ülkücü Alper'in (bkz: Osman Büyükercan) işkence gördüğü sahnelerle izleyicinin içine işlemiştir. Bir de müzikleri tam 80'lerdendir ve candır. Dizide Susmuş'u canlandıran Aydın Sarman tarafından hazırlanmaktadır müzikler.....
Her ne kadar o yılları görmesekte fakat büyüklerimizin o zaman yaşadıkları acı tatlı yaşanmışlıkları anlatsada huzur ve aile bağlarının o zaman daha çok olduğu bir gerçekmiş ve bu dizi o yıllardaki herşeyi anlatan bir dizi çok beyeniyorum. Şimdi o yıllardaki rahatı ve huzuru maddi manevi arıyorum keşke o dönemlere dönebilsek.
trt'nin yeni bölümden önce bir saat özet yayınladığı dizidir. Ilk zamanlarındaki akıcılığı kalmamış daha durağan ilerlemekte 90 dakikayı doldurmak için gereksiz ayrıntılarla seyirciyi boğmakta. Bir bölümde en az 50 kişi hal hatır alışverişinde, sıkıyor izleyiciyi.
çok güzel dizidir, harikadır, kalitelidir ancak başlayalı 31 bölüm olmasına rağmen halen;
- sami abi nabıyon beya
- iyiyim sen nabıyon beya
repliğinden sonra gülme efektinin verilmesi de ilginçtir.
