bugün

evet arkadaşlar sözel bölümleri eleştrip ona buna bok atan sayısalcıların içinde oldukları haldir. kendilerini einstein newton falan zannediyorlar herhalde.
(bkz: sayısalcılara nefret söylemi)
bir de bunların fen edebiyat fakültelerinde fizik-kimya-biyoloji okuyanları vardır ki; yemekhane-kantin-yurt falan olsun bu insanlar tıp fakültesi öğrenciymişçesine çıkarmazlar o beyaz önlükleri, öylece dolaşırlar.
Sayısalcilarin kendilerini gerizekalı hissettirmesini sağlayan fizik dertleri nedeniyle Tamamen yanlış bir tespittir.
ülkemizde ''zeki olan çocuklar sayısal okur, mühendis ol doktor ol'' gibi birçok söylem üzerine gerçekleşen hede.
(bkz: kahrolsun sayılsalar)
Türkiye'nin genelinde olan bir durum. Liselerde okulun başarısını düşüren bölümün sayısal olması ve hala sayısalcıların biz cok zekiyiz havalarında olması komik açıkcası. En azından benim okulumda oyleydi.
eşit ağırlık veya sözeli seçen kimselere "bean sayısalcıyım yiiiahh" tribinin atılmasına sebep olur bu aptal düşünce. adam hukuk istiyor eşit ağırlığa geçiyor ve sınavda da yardırıyor. sen kime einstein beynine sahip biriymiş gibi "sayısalcıyım ben yiah" tribi atıyon lan?
Özellikle lise çağında bulunanlarının %70'i yalnızca sayısal zekasını geliştirme çabalarının sonucunda Türk Dil ve Edebiyatını bir kenara bırakalım konuşmayı dahi unutmuş "Nasılsın?" sorusunu sorduğunuzda ya kendisini Einstein sanmalarından gelen ego patlaması yada az önce yukarda belirtmiş olduğum kriterlerden sonra yalnızca "iyi" deyip suratınıza saf saf bakan 15-20 yaş arası genç topluluğu. Üniversite yıllarında ise eğer ev arkadaşlarını kendisinden farklı seçmeyi akıl edebilmiş ise durumu iyiye doğru gidebilir fakat sonuç muhtemelen bu olmayıp etrafında yine kendisi gibi arkadaşlarına yer verip yalnızca rakamlarla yaşamayı seçmiş ve kendinin böyle mutlu olduğunu söyleyerek kendini kandıran toplumumuza katılmış yeni bireyler topluluğu.
Kendilerini kandırmalarından mütevellit ortaya çıkan durum.

Şöyle ki ben güzide bir tmciyim efenim, arkadaşım var fizik muhendisliginde. Ama nasıl kasılıyor goduğum. Bir de öğrendim ki fen adına 1 soru yapmayan ben sadece matematikle bu malın bilmem kaç bin kişi önündeymisim. Yani götümle girerdim fizik muhendisligine.
yatarak hukuk, rts, gazetecilik vb bölümleri kazandıklarını gördüklerinden ileri gelmiş olabilir. ama hiçbiri bir izafiyet teorisi değildir. öyle şey sanmazlar bence. ayıp ayıp.
kendisi ne üdüğü belirsiz işsiz ordusu olan tm cilerin ve sözelcilerin sayısalcılara attığı laftır.
öncelikle tm ciler eşit ağırlıkçı, mf cilerde sayısalcı değillerdir. çünkü tmciler*in gördüğü dersler fizik kimya biyoloji yoktur fenlerle aynı edebiyatı tarihi ve nice çok dersi aynı görürler. ama edebiyat sınavı 3 koldada(ts tm mf) aynı olurken mat sınavı fenlere zor, tm lere orta düzeyde yapılır.

bir sayısalcının çalışması gereken ders sadece fizik kimya biyoloji değildir. ayrıyetten bi fizikle aynı kredi olan edebiyata çalışmak zorundadır. tarih felsefe gibi derslerde sayısalcılara biner. yani bir sayısalcı sırf sayısal derslere çalışmaz . her ders çalışmak zorundadır. her sınavın en kazığını yemek zorundadır. ve bu yüzden asıl eşit ağırlıkçı olması gereken kol sayısal koldur.

bunlara rağmen sayısalcılar her daim en başarılı kol olmayı adet edinmişlerdir. tmciler bi edebiyata aaa çok zor ya derken sayısalcının fizik kimya biyoloji artı tarih artı edebiyat artı ... şeklinde giden dersleri çok daha kolay geçmektedirler. bu yüzden sayısalcılar 3 kolun einsteinıdır ve zaten einstein sayısalcıdır bilim adamıdır.

"sayısalcılar kendini ifade edemez", "aman onlarda asosyal" gibi mal mal kendini avutan tmci arkadaşlara tm bölümlerinin yüzde 60 yakının sayısalcı olduğunu hatırlatmayı bir borç bilirim.

selam olsun size ey bütün sayısalcılar!!!
edebiyatçıların stephen king sanması kadar olağan bir durumdur.
kesinlikle doğru bir önermedir.bu durum sadece lise de olur sanmamak lazım üniversite de herkes istediği bölüme geldiğini bile kavrayamayan bu grup sürekli 'matematik soruları bize daha zor soruluyor yok efendim biz de fizik var ya siz bunları ezberleyip giriyorsunuz'bıktırırlar insanı ya git sende seçme kardeşim ben diyor muyum sana yüzbinlerle yerleşme şansın var diye hayır neden kıyaslama yaparsın ki zaten eğitim sistemi ters,bozuk neden farklı olan durumu birleştirme karşılaştırma kendini üstün görme ihtiyacı duyarsın.
sayılsalcıların sayı saymaktan başka bir şey beceremediği aşikardır. ayrıca üniversiteyi bitirincede işsiz kalacaklarıda aşikardır. eee nerden geliyor bu gaz.
sözelcilerin alanlarında bütün soruları yapmak kadar aciz bir durumda olduklarını görmeleri sonucu oluşan söylemdir. komik duruma düşmektedirler.
not: kavrayamayanlar için neredeyse bütün alan sorularını yapmaları gerekmesi herkezin sözel yaptığını ve yapabileceğini gösterir.
herkesin kendisini bir şey zannettiği bu dünyada sayısalcı olanların da kendisini einstein zannetmesi gayet doğal durumdur. he bu arada "aynşıtayn" diye okuyan sözelciler varsa onun doğrusu öyle değil , tabi kendileri daha iyi bilir. ayrıca neden kendini einstein zannettikleri de sorulmalı , belki saçları pislikten papaz gibi olduğu için , belki gözleri öyle ufacık düğme gibi olduğu için yada boyu kısa olduğu için olabilir. sonuçta einstein salt enerji gibi salt zekadan oluşan bir canlı değil , o da insan onun da anası babası vardı hatta annesi küçük iboya benziyodu.

http://im.haberturk.com/2...0513_detay.jpg?1322033898

ayrıca şunu unutmayın ki sayılsacı da olsa insan insandır!!

edit: imla
çoğunlukta, sözelci arkadaşlarını ezikleyici davranışlarda bulunan kişiler.
lisedeyken dahil olduğum gurup. tabi bazı farklar var şöyle ki lise bir bittiğinde ailenin yoğun baskısı, çevremdeki insanların sen yaparsın, sen zaten zekisin pohpohlamaları üzerine sayısalı seçmiştim. tabi lise iki başladığında ben zaten zekiyim, ben zaten yaparım düşüncesiyle ders çalışmamış ve 3 tane bir getirmiştim o sene karnemde. yazın babayla anneyle uzun süren tartışmalar sonucu onları da ikna edip eşit ağırlığa geçmiştim. eşit ağırlığa geçerken de bir sene sayısal okumuşum ben fen testini de çözerim diyordum. o da olmadı arkadaşlar en son sözel bir den tercih yaptım. şuan üniversite son sınıftayım yaptığım tercihlerden oldukça memnunum ve karlı seçimler yaptığımı düşünüyorum hatta keşke en başta sözel bölümünü seçseydim diyorum. son olarak kimse kendisini bir bok zannetmesin.
bu işin sayısalı sözeli yoktur. her insanın ilgi alanı yeteneği başka yöndedir.
bu ülkeye avukatta doktorda lazımdır , terzi de. bu sadece dar kafalıların yaptığı bir ayrımdan ibarettir.
eşit ağırlıkçıları da salak zannetmesiyle paraleldir.
sözelcilerin kendini tanzimat şairi sanması kadar doğaldır.
lisede epey gözlemlediğimdir. hep bir "eşit ağırlık ne ki? ben hiç çalışmadan onlarla aynı puanı alırım" havası vardı. böyle bir mala denk geldiğim sürece ayar vermeyi kendime, sözelci ve eşit ağırlıkçı arkadaşlara borç bilirim.
çok komiktir. vereceksin atomu eline, elinde de kırbaç olacak, atomu parçalayamadıkça vuracaksın kırbacı, vuracaksın kırbacı. einsten'lık taslıyorsan da gereğini yapacaksın.
nefret edilen durumdur. bunların bi de ıq'su 156 olanları vardır. evlerden ırak.