Muhtemelen çocukluğunda biri iyi koydu buna satrançta. Onun acısını çıkartıyor. Neymiş, satranç oynadık diye şehadetimiz kabul olmayacakmış. Senin ben dinini imanını sikeyim...
Memkeket bunun gibi itler yüzünden yobaz doldu. Din bunun gibiler yüzünden gerici oldu, ilimden uzak kaldı. Bunun gibi sakalını siktiğimin beş para etmezleri yüzünden.
sikin şunu artık diyorum. ulan hadi tavla satranç dama haram diyelim. nasıl oluyor da satranç hepsinden daha günah oluyor? içinde şansa dair hiç bir şey yok ki amına koyim! herifin satrançtan haberi yok ki işkembeden sallıyor. fil girsin götüne.
Kurgu zekası denilen şeyin ne olduğundan habersiz olmaktır.
--spoiler--
imam Nevevî’nin de belirttiği gibi, satrancın mubah sayılması için dört şartın mevcut olması gerekir:
1. Satranç oynayanlar, oyuna dalmak suretiyle namazın gecikmesine meydan vermemelidir.
2. Satranç, kumara yol açacak şekilde para ve benzeri bir menfaat karşılığında oynanmamalı, yani kazanan ve kaybeden bir şey alma şartını koşmamalıdır.
3. Oynayanlar, oyun esnasında dillerini kötü sözlerden yalan, gıybet ve küfürden sakındırmalıdır.
4. Satranca alışan kimseler, ondan vaz geçemeyecek kadar müptelâ olmamalıdır.
Şu halde, bu görüşe göre, ölçüyü kaçırmamak, ibadetlere mâni olmamak ve günahlara vesile kılınmamak şartıyla, satranç mubah görülmektedir.
Satrancın mubahlığını, oyunun kendi mahiyeti itibariyle ele alan Şâfiî ulemâsından ibni Hacer el-Mekkî ise tavla ile satranç arasındaki farkı şöyle izah etmektedir:
“Tavlada oyun zarlara dayanmaktadır. Fakat satranç düşünce ve zihnî melekeye dayanmaktadır. Bu bakımdan, savaş taktikleri hususunda bundan istifade edilebilir.”
"Ez-Zevâcir" isimli eserinde bu meseleye uzunca yer veren ibni Hacer son olarak şu neticeye varmaktadır:
“Bu meseledeki farklı görüşleri uzun boylu zikretmenin bir faydası yoktur. Kaide anlaşıldıktan sonra, üzerine hükmü bina etmek mümkün olur. Kaide şudur:
"Bu çeşit oyunlar düşünce ve hesaba dayanıyorsa, helâl demekten başka yol yoktur. Satranç bunun gibidir. Şayet zar ve tahmine dayanıyorsa, buna da haram demekten başka çare yoktur. Tavla da bunun gibidir.”3
Netice itibariyle, imam Şâfiî ve Ebû Yusuf’un şartlarına uyarak, ibni Hacer’in de izahını göz önüne alarak, ruhsat tarafını tercih edip, satranç oynayanların mes’uliyetten kurtulmaları mümkündür.