sarı mersedes

entry99 galeri6
    99.
  1. adalet ağaoğlu'nun fikrimin ince gülü adlı romanından uyarlanan, yönetmenliğini tunç okan'ın yaptığı; gurbet, kimlik, statü ve aidiyet sorunlarını sarı bir mercedes'in üzerinden simgeleştiren 1992 yapımı bir başyapıt.

    almanya'dan bir süreliğine Türkiye'ye dönen bir gurbetçinin hayalini, kimliğini ve hayal kırıklığını taşıyan arabaya sarı rengi çok yakışmıştır ama bu parlaklık, bayram'ın içindeki karanlığı örtememiştir.

    almanya'da işçilik yaparak büyük zorluklarla biriktirdiği parayla bir mercedes alan bayram'ın, bu arabayı türkiye'ye getirip "adam yerine konma" çabası, aslında bir yandan kimlik arayışı oldukça etkileyici bir biçimde işlenmiştir.

    arabayı sadece bir ulaşım aracı değil; prestij, sınıf atlama, "ben de varım" deme aracı olarak gören tipik bir taşra psikolojisiyle karşı karşıyayız. yoksulluktan gelen insanlar için bir otomobil sahibi olmak, hele hele markası mercedes olan bir otomobil sahibi olmak bir imkânsızı başarmak gibi çok büyük, gurur duyulacak ve övünülecek bir olay.
    çünkü bayram için o sarı mercedes, hem kendini ispatlama aracı, hem de yıllarca dışlandığı topluma bir “bakın ben de oldum” deme şeklidir.

    Küçük ucuz minibüsü ile mutlu bir şekilde yolculuk yapan Alman genç ile, çok çalışarak güç bela aldığı pahalı otomobili ile pek de mutlu olmayan bir şekilde ülkesine giden bayram, batı ile doğu'nun zihniyetini gösteren bir metafor oluşturuyor. filmin bir yerinde alman genç arabasını durdurup yağmurda ıslanıyor ve bayram bunu görünce adamın delirmiş olabileceğini düşünüyor. Çünkü bayram gibiler için yağmurda ıslanmak saçma sapan bir eylem. oysa Alman genç için mutlu eden, romantik ve rahatlatan bir eylem. bayram için doğanın herhangi bir anlamı yok. üstelik o alman genci bile ülkemizde bekleyen biri varken, bayram'ı hiç kimse beklemiyor. Tek bekleyen kişi olan amcası da o gelmeden hayatını kaybediyor.

    sosyolojik olarak;
    – bireyin aidiyet arayışı
    – batı hayali ile doğu gerçekliği arasındaki çelişki
    – sınıf atlama umudunun dönüşen sembolleri
    – gösterişin içindeki eziklik
    hepsi bu arabada toplanmış gibi.
    ama ne yaparsa yapsın, bayram ne alman olabiliyor ne de türkiye’de öz memleketinde tam kabul görebiliyor. arada kalan bir hayat, parlak ama yapay bir yüzey.

    ve bu hikâye, sadece bir adamın değil; bir dönemin, bir sınıfın ve bir toplumun da iç dünyasına tutulan ayna gibi çalışıyor. birçoğumuz bayram'a boşuna kızıyoruz. kötü niyetli olduğu için onu boşuna eleştiriyoruz. bayram aslında bizim aynaya yansıyan yüzümüz. adeta bizi bize gösteren bir tablo gibi. çünkü bayram bizim ülkemizde, bizimle, bizim kültürümüze göre yetişti. onu biz var ettik, dışladık, küçük gördük, itip kakaladık. o da biraz olsun bir insan yerine konulma, bir adamdan sayılma duygusunu yaşayabilmek için bu karaktere büründü. Belki şartlar farklı olsaydı bambaşka bir insan olacaktı. Bayram aslında biziz millet.

    Bu kitabın ve filmin analizinden birkaç kitap daha yazılacak kadar konuşabilirim. daha hakkında söyleyeceğim o kadar çok şey var ki, çok fazla yoğun olduğum için şimdilik burada bitiriyorum.

    Dünya sinema tarihinin en büyük eserlerinden biri olan bu filmi hala izlemeyen varsa mutlaka izlesin. Sevgili ilyas Salman inanılmaz bir performans sergilemiş. Bir sürü sorundan dolayı ancak 5 yıl içinde ve parça parça çekilen bir filmi bu kadar kusursuz bir şekilde bir bütün haline getirmek gerçekten büyük bir başarıdır. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
    1 ...
  2. 98.
  3. bu filmde yönetmenin bize dayatmaya çalıştığı ve bayram'ın onca kötü özelliği arasına sakladığı için bu da kötüymüş gibi gözüken iyi bir özelliği var diye düşünüyorum.

    karakterimiz almanya'da disiplinli, kurallı toplum anlayışını kavramış ve aynısını talep ediyor.
    işini iyi yapmadığını sezdiği insanları uyarıyor, zararı sırf kendisine olacak diye değil. kimseye gereğinden çok güvenmiyor. ki neden güvensin?

    ama bu bize film boyunca ''amma da değerli arabası varmış'' algısıyla sunuluyor.
    almanya'daki disiplin en ufak şeyin hesabını sorar, olması gereken de budur.

    film bize saçmasapan bir şekilde üstü kapalı da olsa alman disiplinini yeriyor.
    1 ...
  4. 97.
  5. 96.
  6. film hakkında söylenebilecek onlarca şey var ama benim dikkatimi şu çekti...

    bir türkle bir avrupalı aynı yerden aynı araçla yola çıksınlar ve aynı yere gidiyor olsunlar.

    Avrupalı nasıl çıktıysa öyle gelir, odaklanıp işine bakar ve amacına ulaşır. Türk sadece hissiyatları yüzünden araçla birlikte kendisi de perperişan olarak gelir.

    kısacası mesajlarıyla aşmış filmdir.
    1 ...
  7. 95.
  8. YouTube un sahibinin en sevdiği film.
    Alakalı alakasız her konuda mutlaka ön plana çıkar.
    0 ...
  9. 94.
  10. --spoiler--
    Psikolojik ve sosyolojik birçok anlam içeriyor. izlerken çoğu yerde kendinizi görebilirsiniz.

    ● Çöpçü olan Bayram'ın kendisini bmw işçisi olarak tanıtması
    ● Her fırsatta Arabasını insanlara göstermeye çalışması,
    ● Arabasından dolayı diğer insanlardan kendisini üstün görmesi,
    ● Mercedes'inden dolayı tüm kadınları ayartabileceğini düşünmesi,
    ● Mercedes'e sahip olduğu için her konuda kendisini haklı görmesi,
    ● Ağır bir kompleks ile aracına avrupa benzini almaya çalışması,
    ● Yemek yemeye parası olmamasına rağmen Mercedesine laf kondurmamak uğruna hastayım yalanını söylemesi,
    ●Yolda yaptığı hatalı sollamalardan kazasız çıktığı için bunu aracın kalitesine bağlaması ve daha çok sevinmesi,
    ● En son yaptığı kazadan sonra aracı çalışıyor diye hala bir Mercedesim var diyebilmesi ve daha nice olaylar.
    ● Hatta ve hatta tanıdıkları kaza yaptığında dahi aracına yer bulamama düşüncesiyle durmaması ve filmin başında birlikte olduğu kadını aracına almamasını doğru bulup kendisiyle gurur duyduğu sahne..

    ● Ama Bayram haksız değildir. Sevgisiz büyümüş, çocukluğunda ezilmiş, cinsel isteklerinin bastırılmış,bağımlı kişilik yapısına sahip bir karakterdir.
    ● Ona bütün saygınlığını veren tek şey Mercedesidir. Yani Balkızıdır..
    ● Peki ya yol boyunca rengarenk boyanmış VW ile gelen hippi tipi hiç dikkat ettiniz mi? O yolculuğu boyunca sürekli mutlu, yağmur yağınca çıkıp doğayı kucaklamaya çalışan birisi.
    Bayram onu her geçtiğinde fark ettiyseniz bir takım olaylar oldu ve o hippi Bayramı her seferinde yakaladı.

    ● Peki filmin sonunda ne oldu?
    Bayramın Mercedesi hurdaya dönmüş, Amcası o gelmeden vefat etmiş, sevdiği kadın başkasıyla evlenmiş, Arabasıyla hava atmayı hayal ettiği köyü yıkılmış yani her şey bayram için berbat bitmiş şekilde izledik.

    ● Peki ya hippi? Kazı yapılan alana sevdiklerinin yanına sağ salim aracıyla gelmiş ve kucaklanmış şekilde izledik.

    işte bu sahnede çok önemli ve anlamlı bir sahneydi. Bu filmde kendimizi göremeye çalışmalı ve ders çıkarmalıyız selametle.
    --spoiler--
    2 ...
  11. 93.
  12. ilyas salman gibi bir tipsize yakışmayan mersedestir. zaten kullanmayı da beceremedi amk.
    0 ...
  13. 92.
  14. Sonradan görme bir köylünün lüks araba alıp içine ettiği film.
    0 ...
  15. 91.
  16. O filmi izledikten sonra gözlerim doldu. Cenabet yola çıkmayın arkadaşlar. Bayram arabanın içine etti.
    0 ...
  17. 90.
  18. 89.
  19. Bu filmi ben çeksem kesinlikle ilyas salman’ı başrol oynatmak aklıma gelmezdi. Gel gör ki kendisi bu filme çok yakışıyor. Zaten ben de bu yüzden yönetmen değilim.
    3 ...
  20. 88.
  21. Filmdeki otomobil mercedes’in 72-80 yılları arasında üretilen w 116 kasa kodlu s klasse modelidir.
    1 ...
  22. 87.
  23. Sonunda arabanin m na koyuyorlar. Plaka cok manidar.
    0 ...
  24. 86.
  25. Sır kapısı’nın ilk versiyonudur. Konusu “eden bulur” dur.
    0 ...
  26. 85.
  27. Film’de bayram’ın Ayar olduğu vosvos minibüsü süren sırıtık hipi eleman şu an Amerika’da sosyologtur.
    1 ...
  28. 74.
  29. Bok ettin bayan gibi saçma bir sözü akla getiren filmimsi şey.
    6 ...
  30. 73.
  31. 74.
  32. türk sinemasının başyapıt diyebileceğimiz filmlerinden biridir. fikrimin ince gülü romanından esinlenerek yapıldığı için filmin diğer adı fikrimin ince gülüdür. ilyas salman'ın oyunculuk performansı muazzamdır. konusu itibariyle güzel bir yol hikayesidir. almanya'dan başlayan yolculuk ankara'ya kadar uzanmaktadır.

    filmin kısa özetine gelince; filmdeki ana karakter olan bayram fakir bir gençken yakın arkadaşı ibrahim'i bir oyuna getirerek almanya'ya onun yerine gitmiştir. ibrahim aynı zamanda sevdiği kız olan kezban'ın ağabeyidir. tüm umutlarını almanya'ya bağlayan ibrahim zor duruma düşmüştür. bayram ise almanya'da çalışmış para kazanmış ve bal rengi bir mercedes almıştır. öyle ki renginden dolayı arabasına balkız demektedir. amcasının hasta olduğunu öğrenen bayram türkiye'ye memleketi ankara'ya gelmektedir. bayram biraz bencil bir tiptir. hep kendi kazanmak ister. almanya'da çok yardımını gördüğü veliyi yolda tanımamazlıktan gelir. veli ve ailesi yolda kaza yapmıştır bayram her şeyi görmesine rağmen onlara yardım etmez ve oradan hızla geçip gider. yine solmaz isimli kadını seni türkiye'ye götüreceğim diye kandırır. arabayı ıssız bir yere çekip solmaz ile arabada sevişirler ancak solmaz'a verdiği sözü tutmaz ve onu sap gibi bırakır. bunun üzerine solmaz veliler ile birlikte türkiye'ye gelir. bayram amcası çok hasta olduğu için türkiye'ye gelmektedir. yolda sürekli hayaller kurar. kezban'ın hala onun yolunu beklediğini düşünmektedir. bayram kezban ile evlenecek ibrahim'e ise kendini bir şekilde affetirecektir. sınırı geçer edirne, tekirdağ derken istanbul'a gelir. istanbul'dan feribota biner feribotla bursa'ya gelmektedir. feribotta tanıştığı güzel bir sarışını arabasına alır daha kadın ne olduğunu anlamadan taciz etmeye ve kadına saldırmaya başlar. kadın bağıra çağıra arabadan iner ve oturduğu kapıyı sert bir şekilde yandaki kamyonete çarpar. bayram ilk darbeyi burada alır. feribottan inerken hesabı tam tutturamaz ve arabanın burnu yola sürter denize düşmekten son anda kurtulur. yolda giderken arabasının camına taş sıçrattığı için kamyoncuyla kavga eder ve adamdan okkalı bir yumruk yer. sınırdan beri minibüsle yanından geçen ve bayram'ı gördükçe sırıtan bir adam vardır. sürekli o adamı yolda görür. hatta onunla yarışırken trafik polisinden ceza yer daha yolda başına birçok şey gelir en sonunda da büyük bir kaza yapar ve gözü gibi sakındığı mercedes'i hurdaya döner. köyüne yaklaştığı bir yerde sürüsünü otlatan çoban görür. çobandan her şeyi öğrenir. kezban çoktan başka biriyle evlenmiştir ve şimdide hamiledir. amcası ölmüştür ona yetişememiştir. köyde adı haine çıkmıştır bayram bunları duyunca çok üzülür artık arabası da hurda halindedir. bir dörtyol ağzına gelir ne yapacağını nereye gideceğini bilmemektedir ve film burada biter.
    3 ...
  33. 73.
  34. bana gore turk sinemasinin en iyi 5 filminden biridir. ilyas salman'in da zirvesidir ayrica. oyunculuk anlaminda zirve yaptigi donemin ayni zamanda yesilcam'in tarihe karistigi donem olmasi da salman acisindan buyuk talihsizlik olmus. filmle ilgili bir ilginc detay daha var ki o da cekimlerinin 5 yil surmesi (1987-1992 arasi) yaptigim arastirmalarda bu gecikmenin sebebinin maddi nedenler oldugu sonucuna ulasmistim. tabi bir anlamda iyi de olmus denebilir. almanya'dan donen ilyas salman 43 yasindadir ve filmin cekimlerinin basladigi, 38 yasindaki ilyas salman'a gore belirgin olcude yaslanmistir, ve son olarak vladimir cosma'nin muzigi filmin temasiyla muazzam bir uyum saglamis.
    1 ...
  35. 71.
  36. kapitalist toplum ahlakına giydiren ve meta fetişizmini çok güzel anlatan bir filmdir. ilyas salman'ın en iyi filmi olduğunu düşünüyorum.
    0 ...
  37. 70.
  38. gecenin ilerleyen saatlerinin vermiş olduğu kafa bulanıklığına dayanarak "san andres" diye okuduğum başlık.

    t:bir film.
    0 ...
  39. 70.
  40. Kezban, solmaz karakterleri insanı güldüren film.
    1 ...
  41. 69.
  42. 68.
  43. Kill Bill filmindeki black mamba lakaplı gelin karakteri için üretilmiş olabilir.
    0 ...
  44. 67.
© 2025 uludağ sözlük