- aslinda sarhoşluk diye tabir edilen şey zihnin uyuşmasi değil bedenin uyuşmasidir. bak şimdi ben böyle kafami dimdik tuttuğumda ve hiç oynatmadığımda gayet normalim. ama kafami hizli bi şekilde salladiğimda böyle oluyor ***
maksat muhabbet içmek bahane olduğundan sarhoş muhabbetin ne oldu mühim olmayan konuşmalardır.
müzik sesi yüksek bir durumda ve kanda dolaşan alkol sınırı hit safada iken
-abi bak bi rakı versene bitti yavvvv...
-ne karısı gitti lannn...
-rakı rakı be yavvv...
-yavv sen bırak karıyı bitmiş rakın içelim...
- yaa, bak $imdi ben zarhoj falan değilim.
- sallama oğlum, dut gibi sarho$sun i$te!
- ya bıraksana beni be! ben zarho$ falan değilim dedim!
- iyi al biraktim!
- bak kendim eve bile giderim (sarho$ ayağa kalkar. 3-5 saniye sonra küüt! diye bir ses duyulur ve bakilir ki sarho$ arkada$imiz iki seksen yere uzanmi$ horuldamaktadir.)
- lan oğlum mahmut ben sana demedim mi sarho$sun diye. bak yine eve seni ben bırakacağım
- hıııııııııırrrrr.. hooorrrrr... rırrrrr...
- hay senin...
bir şeker bayramı. anne, alman kurdu*, caesaraug bayram aleminden dönmektedir. caesaraug 3 bira, 8 bardak şarap devirmiştir. alman kurdu kendilerini durduran jandarmaya havlamaktadır. olaylar gelişir.
-iyi akşamlar.
-bilmukabele memur bey*.
-alkol var mı?
-valla yola çıkmadan bi yirmi dakka önce bi bira içirdi arkadaşlar.
-peki o halde üfleyelim.
-*pffffftttt!
-69 promil çıktı beyfendi.
-allah allah nasıl olur?
-*hav hav hav!
-bi daha üfleyin beyfendi, belki bi hata olmuştur.
-pffffttttttt!
-bu defa 67 promil.
-10 defa daha üflemek istiyorum*.
-*beyfendi alkollüsünüz. ehliyetinizi görebilir miyim?
-annem üflesin!
-*beyfendi ne ilgisi var? ehliyet lütfen...
-onda alkol çıkmazsa arabayı ona verecem. ehliyeti de var.
-*ay ben bi bardak şarap içtim ama.
-*hasbinallah!
-jandarma* e hadi madem, üfleyin hanfendi.
-pfffttt!
-*sıfır promil.
-*ehe ehe...
-hav hav hav!
-*hm evet. peki beyfendi, bu bizim size bayram hediyemiz olsun. hanfendi direksiyona geçebilir. iyi geceler...
-**eheha eheheha!
-hav hav hav! pause
küçücük bir sahil kasabasında aralık ayında, sahil kenarı, boş yoldan şarhoşun biri sallana sallana geliyor. bize yaklaşıyor tam birşey soracakken düşüyor yolda biriken suyun içine, yüzünün yarısını suyun içinde debelenemiyor bile, kalkamıyor olduğu yerden, sonunda soruyor.
- şehirrrr meeerkezi ne taraftaaaa.
+ şu tarafta abi.
- saaaol.
- amuğaaaaaa korum lağnnnnnn
+ oğlum tamam sus.
- sikeeeeeeeeerim. bundan soğğğraa yediden fazla işşşmicem.
+ olum zaten üç tane içtin yürü sikecem belanı.
- oğğğsun.. işmijemm yediden fazlaağğ. *
arkadaşlarla parkta oturulmaktadır. sarhoş yanımıza yaklaşır ve bizlerle konuşmaya başlar:
- ben eğitilen değilim, ben eğitenim. benim gözüm gözdür, sözüm söz...
bunu bir kaç kez tekrarlamak suretiyle 10 adım atar ve ani bir şekilde geri döner:
- yıldızları görüyor musunuz? size bu yıldızları silecek silgiyi kim verebilir?
bunu söyledikten sonra tekrar 10 adım ilerler ve yine ani şekilde döner, bu sırada bir arkadaşımız sorar:
+abi senin meslek ne?
-ben bir ressamım dostum, fotoğraf çizerim, beğenirsem başım gözüm üstüne asarım, beğenmezsem yırtar atarım.
+abi memleket nere senin ya?
-dünyalıyım dostum.
+ismin neydi abi?
-kendime henüz bir isim koymadım dostum, ben bir hiçim, bazen p*çoğlu p*çim.
sizinle oturup uzun uzun konuşmak isterdim ama mahkemelerim var. farklı galaksilerle çalışıyorum ben...
içilmiştir, kafalar dağıtılmıştır. barda kimlik araması yapılır. yaşı tutmayan sarhoş bi arkadaşla polis arasında geçen diyalog:
polis: kimliğini göster bakayım.
sarhoş: ehe kem küm tabi.
polis: hmm kütük nere senin?
sarhoş: şeker lojmanları abi. *
arkadaş grubu olarak gittiğimiz açık alanda, darbuka eşliğinde yapılan bir fasıl esnasında, o alana gelen 4-5 eleman darbukanın sesini duyunca, bizim ekibin yanına geldi ve fasıla katıldılar. eğlenceli felekten bir gece çalınırken, bize katılan grubun içinden bir elemanın sorduğu soru kafalamızı kurcalamıştı ve neden sorulduğuna hala anlam verilemedi.
- yaa darbukayı süper çalıyorsun helal olsun.
+ eyvallah.
- hani bu dümbelek, zurna, turntable filan. neydi o aletin toplu adı?
+ turntable mı? toplu alet mi? muahahahahahahahahah
sarhoşun mektubu okunmaz denir ya, buyrun size kanıtı..
ailenin tatile gitmesini fırsat bilen salca, eve arkadaşlarını içmek için topladığı bir gecede karnı acıktığı için, kokoreç yemeye gidelim şeklinde arkadaşlarını gazlayarak yola koyulmalarını sağlamıştır.
fakat salca yorgun olduğu için, bisikleti almaya karar vermiş ve o şekilde iki arkadaşı ile yola çıkmıştır.
neyse kokoreç macerası sona ermiş, açık kokoreçci bulunamayınca eve dönülmüştür.
sabah salca kalktığında her yerinin yara bere içinde olduğunu fark etmiş ve arkadaşlarından durumu öğrenmek adına onları uyandırmıştır;
salca: ulan noldu bana böyle? her yerim yara bere içinde.
arkadaş 1: ulan salca sen hayatında hiç bisikletle giderken iki elini bıraktın mı?
- yooo
+ vallahi dün gece sürekli "bakın ellerimi nasıl bırakıcam" dedin, sonra her seferinde armut gibi düştün.
- muaahahhah hadi ya.
+ bazen bisiklete binmeden, daha bisikleti yerden almadan attın kendini.
- vay lan neler yapmışım. muaahaha
bolca içilen bir gecenin ardından ertesi gün aynen yaşanmış konuşma :
- olm dün gece çok komiktin lan. ağacın arkasına geçip kollarını açarak "ağacım ben ağaç" diye bağırdın.
- olm sen daha komiktin lan, dükkanla konuştun.
sivas cumhuriyet üniversitesi nin kampüsünde bir tepe üzerinde(gardaşlar tepesi) demlenen ve sivas'a kısmen de olsa tepeden bakan bir grup içinde yer alan kankimiz birden ayağa kalkar,
kanki : darlandım amına koyuym bana bi kürek getirin !
diğerleri : naaapacan olm küreği ?
kanki : burdan sivas'ı dolduracam ! dümdüz yapacam !
(bkz: oha)
karadayı öğlen vakti yine zil zurna sarhoştur. köy imamı karadayıyı görünce hiddetlenir:
- karadayı karadayı bu şişeler ahirette peşinden tıngır mıngır gelecekler
karadayı cool adam
- hoca hoca onu bırak da boş mu dolu mu
hoca da hiddetlenir
- dolu dolu
karadayının keyfi gıcır lafı koyar, Allah korkusu cehennem umrunda mı
- desene hocam karadayın orda da yaşadı
öyle veya böyle ertesi gün ayılma sürecinde ısdıraplar yaşatacak diyaloglardır.sarhoş'ta mantık yoktur çünkü,mantıksız,saçma sapan konuşup durur.dolayısıyla pişmanlık yaratcak konuşmalar geçmiştir illa.acıdır acı.