Ömer bin hattab, Ordudan hemen toplanmasını ister ve ordunun yönünü irana çevirir. işte Orada ki akıllılardan birisi de ömer'i küçümseyerek tarihe geçecek konuşmaya sebep olur.
-Ya Ömer Korktun mu, kaderinden mi kaçıyorsun? Kader de ne varsa o yaşanmaz mı? Kaçıyormusun?
-Hayır korkmadım, Bilakis, Şam'a girince veba Olacak ve hayatımı sonlandıracak kaderden... iran illerine gidip Zafer kazanacağım kaderime Gidiyorum!
------------------
uzun lafın kısası
Oraya ordunun Gitmesi de kalması da 90.000 Şehidin verilmesi de akılsızca alınmış kararların sonucu bir kaderdir.
90.000 Donan asker değil ! 90.000 Şehit ... Allah için Cihada ve vatanını korumaya gittiğine inanmış 90.000 inanmış asker!
o zaman başlık şöyle olmalıydı;
sarıkamışta 90.000 askeri şehit edenlerin aklı neredeydi
insanlar yaptıklarından aldıkları karardan bilakis sorumludur. Sonuçlarından kimseyi de sorumlu tutamazlar.
Eğer öyle olsaydı cennet cehennem olmaz ve her olayın sorumlusu Allah ilan edilirdi.
Sivilce kadar Kadar Akıllılar Sarıkamışa asker göndermiş! Yine sivilce kadar beyinleri de olayı Allah'a maletmeye çalışıyorlar.
sorunun saçmalığı bir yana, sarıkamış'ta 90 bin asker donmadı ki!... 32.000 civarında kayıp verdik. üstelik şehitlerimiz sadece donarak ölmediler. savaştılar da. rusların kayıpları da azımsanacak gibi değildir. zamanında bir deli kuyuya taş attı şimdi kırk akıllı çıkaramıyor.
kimisinin enver paşa'ya "ülkemizi avrupa'ya yaranmak için savaşa soktu" iftirasını atmasına sebep olan sorudur.
ey cahiller, ittihat ve terakki hükümeti savaş patladığında itilaf devletleri ile kıyamet kadar görüşme yaptı. tarafsız kalmak karşılığında istedikleri kapitülasyonların kaldırılması ve osmanlı sınırları için garanti verilmesiydi. itilaf devletleri yanaşmadılar. zira rusya'ya istanbul'u vaad etmişlerdi. ayrıca petroller konusunda malum emelleri vardı. almanlarla başa çıkabilmeleri için rusya'ya ihtiyaçları vardı.
1917'de çarlık rejimi devrilince başa geçen komünistler, çarlık rejiminin yaptığı tüm gizli anlaşmaları yayınladılar ve savaştan çekildiler. yayınlanan anlaşmalar, itilaf devletlerinin osmanlı'yı parçalamayı planlandığını gösteriyordu.
velhasıl itilaf devletleri, ittifak devletleriyle işleri biter bitmez ve belki onu bile beklemeden zaten üstümüze çullanacaklardı. öyle olduğunda arkamızda almanya da olmayacaktı. almanya'nın silah, para ve teknik desteği olmadan hiçbir ciddi direniş gösterme olasılığımız yoktu. cemal paşa hatıratında "başka çaremiz yoktu. hiçbir şey yapmadan sonumuzu beklemektense, dövüşerek imparatorluğu kurtarmaya çalıştık" der.
teslimiyetçi, işbirlikçi, hain, korkak hürriyet ve itilaf fırkası zihniyeti'nin vatansever ittihad ve terakki'yi anlamasını beklemiyoruz zaten...
bu yıl üç milyon beşyüzbin çocuk beş yaşının altında öldü. bu her yıl aşağı yukarı tekrarlanan bir istatistiktir. kimin heberi var? yok! ama bin çocuk topluca ölseydi hemen ''bin çocuk ölürken tanrı nerdeydi'' yaygarası çıkacaktı. yani tanrı varsa ölüm olmamalı...işte ona cennet deniyor.
allah onların cennet mekanını hazır ediyordu. ne mutlu şehit olan askerlerimize. ne mutlu çanakkaleye, yemene hicaza ne mutlu allah yolunda canını verenlere. onlar böyle vatan savunmasaydı elbet şimdi biz sömürgenin daniskasıydık.
ya sev ya terket.
Vegasta tatil yapıyordu. Jakuzisinde oturmuş viskisini yudumlarken güzel kadınlara masaj yaptırıyordu. Ben de yanındaydım. Kafa adamdır, ama biraz şeydir. Şey işte.
Ateizm modasına ayak uydurmuş ergen beyanıdır.vazgeçin gençler bu tutumlarınızdan.kader bahsinden haberiniz olmadan sorgulamaya kalkarsanız herzamanki gibi haksız çıkacaksınız.