mili piyango bana vurursa skype kontörü alacağım yazar. halen telefon şakalarının ses kayıtları (bkz: ahahaha koptum) dedirtir. bu sene kesin bende piyango rahat olsun.
bir tek kendisinin beni ciddiye alıp, anlayıp dinlemesi ve gerçekten yürekten söz vermemsi, şahsımı havalara uçurmuştur
geçekleşmesi dahilinde ki mutluluğu dile getiremiyorum bile.
ayrica 999´uncu entrysini girerek 1000´inci entrysini kil payi kacirdigim yazar. kendisi olmayan bi konusmamizda 1000. entryi gireni yemege götürecegini söylemisti.
1001.incisi olarak bu yemekten ben de faydalanmak istiyorum.
kandırıkçı yazar. yemek yiyelim diyorum, yok ben yemem diyor. peki diyorum, benim yemeğime musallat oluyor.
bir şeyler içelim diyorum, yok ben içmem diyor. peki diyorum, benim içeceğim gelince ikinci pipeti istiyor.
hadi gel de görüşelim diyorum, yok ben görüşmem diyor. peki diyorum, sonra nerdesin lan iki saattir seni bekliyorum diyor.
döverim ben bunu.
la bu arada yukarıda götlük yapılıp silinen entry olmazsa, 1000. enrtyin ben olmuşum. *
edit : ısmarla lan yemeğimi. elimde kalırsın. bırakmam peşini.
Bir evliya oldugunu ispatlamasi icin bütün sözlügün bu adami yakindan tanimasi gerekmez. sadece bakislarindaki o pirildama ve sesindeki o sicaklik ile kendisinin ne kadar yüce bir insan oldugunun ispatidir.
Ayrica kendisini cok özleyip, gögüs killarini barindiran gögüs yaylasindan ona tac yapabilecek kadar demet demet kil yolmaya geldigimi de itiraf edemeden yapamiyacam.
bir bakarsın ulular meclisinin baş köşesinde, şeyini yaymış oturmuş sonra bir de bakmışsın ki çaylak. renksiz-kokusuz gaz gibi rüzgar nereye eser bu orada lakin, kar üzerinde yürür, izini belli etmez. radyoculuk desen var, her türlü sanat ve mizah ile yakından ilgili, genel kültür-aktüalite desen sular-seller olur akar, spor, her branşı onun ilgi alanı sanki, kısacası her yolun adamı. tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de zeki aq. karşısına çıkana hayat hakkı tanımıyor. iki, bilemedin üç satır süren diyalogların ardından kuyruğu kısıp gitmek kalıyor. bir de o utanç verici halde süklüm-püklüm giderken 'el öpenlerin çok olsun evladım' tavrı yok mu!