Kuyucaklı Yusufa ne oldu be sabahattin abi?
Yusufa yapılır mıydı o? muazzez o hale nasıl gelebildi?
nice yusufları aşık olmadan korkulara saldın, ya sevdiğime yabancı eller dokunursa korkusuna.
En azından Yusuf mutlu olsaydı.
hayata 3-0 geride başlayanların öne geçisini görseydik.
düşenin hep yerde kalmadığını.
üzdün.
üzdün üzdün de ne bileyim seviyorum seni hala.
kitaplarını alıp kahveyle fotoğraflarını çekip sağa sola atmayı değil.
bir kitabın neredeyse yarısının altını çizip, dönüp dönüp tekrar tekrar okuyarak seviyorum.
ama yusufa yazık oldu.
o eve girdiği zaman muazzezi o halde gördüğü zaman elini beline attığı zamanki ruh hali uzun süre çıkmadı aklımdan.
Funda Özkalyoncu'nun Sabahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonna isimli romanını okuduğunu söyleyerek okuduğunu yanlış yorumlanmasıyla anılan yazarımız.. Ah Sabahattin Ali, ah güzel insan... Onu anlamak, onun yaşadığı zamanı anlamaktan, onun hislerini anlamaktan geçer.
hani bir kitabı vardı kürk mantolu madonna.. sanat galerisine gidip bir tabloyu uzun uzun incelediği bir bölüm vardı, profilinize bakarken ben de öyle oldum
sabahattin ali'nin popüler olan kürk mantolo madonna romanını okumuştum. beni epey yaraladığını halâ anımsıyorum. Öldürülüşünün büyük kayıp olduğuna şahsım adına eminim.
Milliyetçi göründüğü yıllar kızlar yüz vermiyor diye yakınıyordu. Kızların daha fazla yüz vermediği canına tak etmiş olacak ki milliyetçilikten dönüp komünist olivermiştir.
Solcu kızları bafilemek iyi gelmiş herhalde ki şarhoş keçinin dövüşmeye kurt aradığı misali Milliyetçiliğe saldırmaya kalkmış milliyetçiler iyice bir silkelenmiştir.
Sonuçta Atsız'ında dediği gibi saftirik şeytandır.
Zeki Demirkubuz Yeraltı filminde Dostoyevski’nin Yeraltından Notlar kitabını işler ve her lafın sonu dönüp dolaşıp insanın kendisiyle yüzleşmesine varır. Sabahattin Ali ise bu hesaplaşmaya girmeden şunları yazmıştır “Nedense hayatta bir müddet beraber yürüdüğümüz insanların başına bir felaket geldiğini, herhangi bir sıkıntıya düştüklerini görünce bu belaları kendi başımızdan savmış gibi ferahlık duyar ve o zavallılara, sanki bize de gelebilecek belaları kendi üstlerine çektikleri için, alaka ve merhamet göstermek isteriz”
insanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyor.