döneminde yaşamadığıma üzüldüğüm yazar. kesin belalısı olurdum. ya benimsin ya toprağın sözünü ilk ben söylerdim kesin. hem kalemine hem kendine hayranım.
üstündeki baskilara dayanamayıp bulgaristana kacmak isterken, kaçakçı tarafindan basina sopayla vurularak öldürülmüştür. katil: milli duygularimi incitti dedigi için sadece 2 (veya 4) yil ceza almis ama 2 hafta yatip afla serbest kalmistir. sene 1947. 68 yilda bir arpa boyu yol gitmemisiz. hala ayni cehaletin icinde sürünüyoruz.
"ben ikide bir böyle oluyorum. bazen bütün insanları boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum, bazen de hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum. bu nefret falan değil... insanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile. Sadece yalnızlık ihtiyacı."
sadece kürk mantolu madonna eserinden ibaret olmayan yazar.içimizdeki şeytan ve sırça köşk te en güzel eserlerinden.sadece romancı değil,ileri görüşlü fikir adamı.marko paşa yazılarını okumanızı tavsiye ederim,onu daha iyi anlamak için.
okuduğum her romanında ayrı ayrı bunalımlara girdiğim, her şeyden ama her şeyden nefret etmeme sebep olan ve edebi stili itibariyle "bu toprakların dostoyevski'si" diye nitelendirdiğim insan. gam, kasvet, keder, hüzün pompalıyor. zaten tövbeliyim, uzun bir süre okumayacağım.
zira kendime daha fazla eziyet etmemin gerekliliği konusunda kafamda birtakım soru işaretleri mevcut.
orhan pamuk bir, bu iki. tek ümidim orhan pamuk'un eceli ile ölmesi. yoksa yüzlerce yıl boyunca türk gençleri orhan'ı aydın falan sanıp aptal ötesi kitaplarını okuyup, ermeni piçlerinden özür dileyecekler.
sanırım edebiyat yönünden bu kadar zengin olup, edebiyata yönelen insanların bu kadar salak olduğu başka bir millet daha yoktur.
kürk mantolu madonna diye kitap var, başıma silah dayasalar okumam amk. adamlar ise bunu okuyup övünüyorlar. hele erkeklerin okuyup anlatmasına ayrıca şaşırıyorum. kitabın adı falso.
biz yine söyleyelim. okuyacaksanız, atsız okuyun, cengiz aytmatov okuyun, açın ötüken dergisindeki makaleleri okuyun, onlar bile daha iyi lan şu davarların yazdıklarından.
alparslan çift başlı kartallar kitabını herkese öneririm. içinde bolca yanlış bilgi olsa dahi. pek tabi grey wolf atatürk-l. armstrong.
adamın adı sabahattin, kitabın adı kürk mantolu madonna. kürt molotofu atınca olsa neyse amk.
20. yüzyılın türk edebiyatına kazandırıp, ardından erkenden kaybettiği en güçlü kalemidir. bu kısa sürede ortaya koyduklarını ele alırsak, zor beğenen bir okur olmaya itilmeniz en güzel etkisidir yazdıklarının. eğer onun hakkında konuşulacaksa kısa öykülerini ayrı, şiirlerini ayrı, romanlarını ayrı ele almak gerekir. üstelik içerik bir yana, her bir türe kattığı anlam ve duygu, o her bir türün tanımında kullanılabilecek en ekstrem kelimeleri bile sıradan kılabilir bana göre.
Içimizde
şeytan yok. Içimizde acizlik var.
Tembellik var. Iradesizlik, bilgisizlik ve
bunların hepsinden daha korkunç bir şey:
hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var..
kürk mantolu madonna adlı kitabında bir insanın hislerini ne kadar güzel anlatabileceğinin dersini vermiş yazardır.ayrıca göklerde kartal gibiydim ve aldırma gönül aldırma gibi şiirleri şarkı yapılmıştır.
Hiç şüphesiz türk edebiyatının en iyi yazarlarından olup cumhuriyet dönemi türk edebiyatımızın önemli temsilcileri arasındadır dahiyane bir öyküleme yeteneği mevcuttur edebiyatı doğaldır çoğu yazarımızın sahip olduğu anlaşılamama ve biçim kaygısından uzaktır kendi çizgisinden şaşmaması ve edebi tarzı onu farklı kılar eserlerinde içsellikler ve derinliklere yer versede anlaşılır bir dille sürdürmeyi başarır ve akıcıdır.
insan bu adamı okudukca diyor ki, ne yaşamış olabiir bu kadar?
ne yaşamıs olabilir ki aşkı, hayatı, duyguları böyle naif, böyle hesapsız ve hissiyatlı yazabilmiş.
sabahattin ali böyle bir şair, yazar ve adamsa, günümüzdekiler ne?
dini ve milli değerlerin bütününe karşı çıkmıştır. az yaşamıştır bu yüzden. sen habire kışkırtırsan milleti olacağı o. dilini ayağını her yere uzatmayacan.