Geldim ve seni gördüm
Sana mis gibi kazak ördüm
ilgiye ihtiyacın var mı bilmiyorum
Sen söyleyene kadar adeta bir kördüm.
Kadavra vücutlar içinde sıkışıp kalmışız
En sonunda nihai intikamımızı almışız
iki basamaklıları çokça tüketirken
Bilmeden kendi hayatımızdan da çalmışız
Şiirde kafiye olmalı arkadaşlar, benden bi tavsiyedir.
Kadınlar,
Ne şahane yaratıklar.
Kristal bir şişede,
Vitrinin en güzel yerinde.
Renksiz, kokusuz, cezbedici.
Gizemli bir bilinmeyen.
Açmadan anlayamazsın ki şişeyi.
içinde ki çok mu zehirli,
Yoksa abu hayat şerbeti mi.
Dünyada ki en etkili zehir,
Tıpkı kadınlar gibi,
Yavaş yavaş öldürendir.
Kesinlikle, hemen hepside,
Çok benzerler kediye,
Okşadıkca severler seni,
Mutluluklarıysa elini çekene kadardır.
Gerisi külliyen yalandır.
En güzeli, en şahanesi ise,
Kararınca hava, ışıklar sönünce.
Yorganın altında,
Soğuk kış geceleri.
Gidişine şiirler yazacak değilim...
Aşındırdığım yollara,
Seni bana soranlara,
Gördüğüm son güne, son ana
Durup durup ağlayacak değilim.
Gidişine şiirler yazacak değilim...
Yıllar önce yaşanan bir günü,
Yediğimiz ekmeği, verdiğimiz sözü,
Ne yarını,ne dünü,ne bu günü,
Anımsayıp da yakınacak değilim.
Bir kazandibi ve bir çay sipariş versem finalinde ise iki yüz lira ateşlesem
Her gün gelip devamlı sipariş versem bir şansım olabilir mi garson kız
Deli gibi her gün kafeye gelsem senden başka garsona sipariş vermesem
Arada sırada seni çapkınca izlesem bir gülümsemeyi bana çok görür müsün garson kız
Şair bu şiiri, küçükyalı mado şubesinde karşılaştığı siyah saçlı, merve boluğur'a benzeyen kız için yazmıştır.
Ama mevzubahsi edilen kızın ölünceye dek bundan haberi olmayacaktır.
Sahi ne muazzam bir güzellikti o. Utangaç insanlarında kaderi bu işte...
O kadar güzel kız garsonluk yapar mı yahu. Bu kadar güzel kız bu allahın sıcağında saatlerce çalıştırılır mı yahu, günah be günah. Allah çarpar adamı.
Hepsini sayamam gerçi, utançlarım da var.
Ama geçecek hepsi, geçecek.
Şifalı gözlerin her şeyi iyi edecek.
Gözlerimin içine bakmaktan korkma anna.
Sen adımını attığın andan itibaren
Hira dinginliğine dönüşecek ortalık.
Çocukluğumu özledim..
Saflığımı temizliğimi özledim
Okula annemle gidişimi,
Okuldan çıkınca gözlerimin yine onu arayışını,
Yağmurlu günde ayaklarımın ıslanışını,
Ve yine gördüğüm her birikintiye basışımı,
işittiğim azarları özledim.
Saf ve temiz mahalle arkadaşlıklarını,
Akşam ezanında eve kaçışımı,
Ayaklarımı sobaya dayayışımı,
Bisikletten düşmeyi
Ve Kaygısız günlerimi,
Çocukluğumu özledim.
Saçının ağırlığıydı göğsümün boşluğunda ki hafiflik
Bir at gibi yaralıydı
Bir kuş gibi kaygıldı
Ardı ardına en sevdiğim adlı listede sıralıydı
O oralıydı ben buralıydım
Şu nereliydi bende çıkaramadım
Onun yanmaması için cehennem de belki de bu dünya da ben yanmalıydım
Sebebler ve sonuçlar hep anlamlıydı
Ta ki onu görene kadar sağır gözlerim
O bir devlet kanalıydı
Ben ise bal reklamı yapan bir tv programı
Onun kokusu vardı
Fransızların parfümü yapmaya çalıştığı
..